Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

Boşanma Davaları Nelerdir?

Boşanma Davaları Nelerdir?

Evlilik Birliğinin mahkeme kararıyla sona erdirilmesini amaçlayan boşanma davaları, özellikle büyük kentlerdeki Aile Mahkemelerirıdeki davaların sayıca yaklaşık olarak 1/3 ünü oluşturmaktadır. Bu davaların sonucunda verilecek karar sadece eşler açısından değil onların yakın çevresi, varsa çocukları ve hatta toplum için önemli sonuçlar doğuracak­tır. Aile Mahkemesi yargıcının hukuk kurallarının doğru uygulama ya­nında vicdani sorumluluğununda en üst düzeyde olduğu boşanma da­valarında, uzmanlardan (psikolog, pedagog) en geniş şekilde yararlanılması büyük Önem taşıyacaktır.

Geçmişte bazı sistemlerin boşanmayı reddetmelerine karşılık gü­nümüzde dünyanın hemen hemen tüm ülkeleri hukuklarında boşanma­yı düzenlemişlerdir. Kimi Avrupa ülkelerinde serbest boşanma sistemi­nin uygulanmasına karşılık, bazı ülkelerde ancak yasada belirtilen ne­denlerden birinin gerçekleşmesi halinde yargıç kararıyla boşanma müm­kün kılınmıştır.

Boşanma davalarında dayanılan başlıca önemli ilkeler;Evlilik birli­ğinin temelinden sarsılması İlkesi (T. M. K. md. 166/1,2) eylemli ayrılık ilkesi (mdl66/son), elverişsizlik ilkesidir. (Akıl hastalığı, iktidarsızlık gibi) Medeni Kanunumuzun karma sistemi benimsediğini görmekteyiz.

Boşanma nedenleri konularına göre iki büyük grupta toplanabilir:

  • Genel Boşanma Nedeni: Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması (md. 166)
  • Özel Boşanma Nedenleri: Zina (md. 161), hayata kast, pek kötü veya Onur kırıcı davranış (md. 162), suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme (md. 16.3), terk (md. 164), akıl hastalığıdır, (md. 165) Özel boşan­ma nedenlerinden bir kısmının bulunması halinde istenirse bu nedene dayanılarak dava açılabileceği gibi, genel boşanma nedenine dayanılarak da dava açılabilir. Örneğin zina, hayata kast, pek kötü veya Onur kırıcı davranış ya da suç işleme, haysiyetsiz hayat sürme nedenlerinden biri­nin gerçekleşmesi halinde davacı isterse bu özel boşanma nedenlerinden birine dayanarak dava açabileceği gibi isterse genel boşanma nedeni olan evlilik birliğinin temelinden sarsılması (md. 166/1,2) nedenine dayanarak da boşanma davası açabilir. Ancak bazı özel boşanma nedenleri, sadece o nedene dayalı boşanma davası açma hakkını verir. Örneğin akıl hasta­lığı özel nedeni varsa sadece bu nedene dayalı (md. 165) dava açılabilir. Akıl hastası olan bir kişinin eylemleri iradi olamayacağı ve bu nedenle kusurlu kabul edilemeyeceği için evlilik birliğinin temelinden sarsılması (md. 166) nedenine dayalı dava açılamaz. Benzer şekilde terk hukuki nedenine dayanılıyorsa buna dayalı (md. 164) davanın açılması gereke­cektir.

Boşanma davaları etkilerine göre:

  • Mutlak boşanma nedenleri (terk, zina, anlaşmalı boşanma, eylem­li ayrılık, hayata kast, pek kötü veya Onur kırıcı davranış)
  • Nisbi boşanma nedenleri (Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, akıl hastalığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılması) olarak da ikiye ayrılır. Mutlak boşanma nedenlerinden birine dayanılarak açılan dava­nın kabulü için o nedenin gerçekleşmesi yeterlidir. Mutlak boşanma ne­denini oluşturan olayın evlilik birliğine etkisinin ne olduğu, o olay nede­niyle evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığının sonuca etkisi yoktur. Örneğin eylemli ayrılık (md. 166/son) hukuki nedenine dayanıla­rak açılan davada, önceki reddedilip kesinleşen boşanma davasından sonra üç yıl geçtiği halde ortak hayat her ne sebepten olursa olsun kuru­lamamışsa boşanmaya karar verilecektir. Mutlak boşanma nedeni oldu­ğundan evlilik birliğine bu olayın etkisi, tarafların kusur durumları etki yapmayacaktır. Kusur durumları, nafaka, tazminat, velayet gibi konu­larda dikkate alınacaktır.

Nisbi boşanma nedenine dayanılması halinde ise, o nedenin gerçek­leşmesi yanında ayrıca evlilik birliğinin çekilmez hale gelip gelmediği üzerinde de durulacaktır. Örneğin akıl hastalığına dayalı (md. 165) açı­lan davanın kabul edilebilmesi için; eşlerden bmnin akıl hastası olup, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığının resmi sağlık kurulu rapo­ruyla tesbit edilmesi yeterli olmayacaktır. Ayrıca bu hastalık yüzünden ortak hayatın diğer eş için çekilmez hale gelip gelmediği araştırılacaktır.