Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

BORÇLUNUN (TAKSİRLİ) KUSURLU İFLÂS SUÇU VE CEZASI

BORÇLUNUN (TAKSİRLİ) KUSURLU İFLÂS SUÇU VE CEZASI

İlgili Yasa

Taksirattı iflâs halleri:

İCRA VE İFLÂS YASASI MADDE 310- Aşağıdaki hallerden biri kendisinde bulunan müflis taksiratlı sayılır ve Türk Ceza Kanununa göre cezalandırılır:

  1. Ziyanları için makul sebepler gösteremezse;
  2. Evinin masrafları hadden fazla ise;
  3. Kumar yahut mücerret baht oyunlarında ve borsa muamelelerinde külliyetli para sarfetmişse;
  4. Borcunun, mevcudu ile alacağından çok olduğunu bildiği halde bu vaziyetinden haberleri olmayan kimselerden ehemmiyetli miktarda veresiye mal satın yahut borç para almış ise;
  5. Ticaret Kanununun 66 inci maddesinin birinci fıkrasının 1 ila 3 üncü bentlerinde sayılan defterleri hiç veya kanunun emrettiği şekilde tutmamış ise;
  6. Mevcudu ile alacağından çok fazla mebaliğ için senetler tutmamış ise;
  7. İflâs takibi sırasında mahkeme, iflâs idaresi veya iflâs dairesi tarafından çağrıldığı halde makbul bir mazeret olamksızın gelmemiş ise;
  8. İşlerini terkederek kaçmış ise;
  9. Evvelki bir konkordato şartlarını ifa etmeden yeniden iflâsına hükmolunmuş ise;

10.178 inci maddenin son fıkrası hükmüne riayet etmeyip de bir sene içinde iflâsı vukubulmuşsa.

TÜRK CEZA YASASI MADDE 507- Taksirattı müflisler bir aydan iki seneye kadar hapsolunur.

Açıklama

Borçlu’nun iflâs etmiş olması kural olarak suç oluşturmaz. Ancak, İÎY’sınm 310 uncu maddesinde açıklanan iflâs, borçlunun kusurlu tasarrufları sonucunda meydana gelmişse, taksirli iflâs suçu oluşmuş olur. îflâs, borçlunun hileli hareketlerinden oluşmuşsa, borçlu hileli iflâs suçunu işlemiş olmaktadır. Hileli iflâs suçu İİY’sının 311 inci maddesinde kural altına alınmıştır. Taksirli iflâsın sanığı tacir olan borçlu’dur. Zira tacirler iflâs edebilirler. Taksirli iflâs suçunun oluşması yukarıda sözü edilen yasa maddesinde sıralanmıştır. Bunlar; iflâs eden borçlu’nun;

  1. Zarar (ziyan) lan için kabul edilebilir (makul) bir neden gösterememesi,
  2. Evinin harcamaları normalden çok fazla olması.
  3. Kumar veya talih oyunlarında ve borsa işlemlerinde çok fazla para harcaması.
  4. Borcunun, malvarlığı ile alacağından çok olduğunu bildiği halde bu dunundan bilgileri olmayan kimselerden önemli miktarda veresiye mal satın almış bulunması.
  5. TTY’sı gereğince tutulması zorunlu ticari defterleri hiç tutmamış olması veya Yasanın öngördüğü biçimde tutmamış olması, (bu defterler TTY’sının 66 inci maddesinin 1 ila 3 üncü bendlerinde sayılmıştır.)
  6. Mal varlığı (mevcudu) ile alacağından çok fazla miktarda senetler vermiş yanı borç altına ginniş bulunması,
  7. İflâs takibi sırasında mahkeme veya iflâs idaresi tarafından çağrıldığı halde geçerli kabul edilebilir bir özrü olmaksızın gelmemesi.
  8. İşlerini terkederek kaçmış bulunması.
  9. Önceki bir konkordato koşullarını yerine getirmeden yeniden iflâsına hükmolunması.
  10. Zorunlu olduğu halde, ÎÎY 178 inci maddesinin son fıkrası hükmüne uymayarak, mahkemeye başvurmamış olması ve bir yıl içinde bu durumda iflâsı meydana gelmiş bulunması,

halleridir. Taksirli iflâs suçundan borçlu tacirin cezalandırılmasında gözönündc tutulacak en önemli husus tacirin iflâs etmiş olması yani hakkında iflâs kararı verilmiş bulunması hususu’dur. İflâs kararı verilmemiş se, borçlu tacir hakkında ceza verilemiyecektir. Mahkemece; iflâs’ın hileli veya taksirli iflâs suçunu oluşturup oluşturmayacağı araştırılıp tespit olunacaktır, borçlu sanığın dikkatsiz ve tedbirsiz veya sanat ve meslekte (acemilik) beceriksizlik etmiş olmasının taksirli iflâs suçunun oluşmasında bir etkisi yoktur. Mahkemece bu husus aranmıyacaktır.

Taksirli iflâs suçu alacaklı veya alacaklıların şikâyeti ile C.savcılığınca iflâs eden tacir hakkında doğrudan doğruya soruşturma yapılıp Asliye Ceza Mahkemesine Kamu dâvası açılacaktır. Taksirli iflâs suçu şekli bir suçtur. Bu suç sebebiyle zarar doğup doğmadığının ispatına gerek yoktur, suçun oluştuğu sabit olursa Mahkemece TCY’sının 507’nci maddesi uyarınca “bir aydan iki yıla kadar hapisc ezası verilecek ayrıca, TCY 522, 523 ve 524 üncü maddelerinin de sanığın durumuna göre uygulanması gerekecektir. Taksirli iflâs suçu iflâsın meydana geldiği yerde işlenmiş sayılacak suçun işlendiği gün ise. iflâsın açılması günü olacaktır.

Görevli Mahkeme

Asliye Ceza Mahkemesi.

Yetkili Mahkeme

  1. Borçlunun konutu yer mahkemesi veya,
  2. Suçun işlendiği yer mahkemesi.

Şikâyetçi

  1. Alacaklılardan biri veya,
  2. Tümü,
  3. İflâs dairesi veya ilgililerden biri,
  4. İflâs idaresi.

Sanık

(Taksiratlı) kusurlu eylemleriyle iflâs eden borçlu

Gözönünde Tutulacak Hususlar

  1. Şikâyetçi (müşteki) alacaklı borçlunun (taksiratlı) kusurlu iflâs ettiğini ve cezalandırılmasını, suçun işlendiği yer C. Savcılığına dilekçe ile bildirecektir.
  2. Bunun gibi iflâs dairesi, iflâs idaresi de suçun işlendiğini C. Savcılığına bildirmek zorundadırlar.
  3. Savcılığı; borçluyu, şikâyetçiyi çağırıp dinler. Gerekli ise tanıklar da dinlenir. İcra takip dosyası getirtilir. İİY. nın 310 uncu maddesinde açıklanan hususlardan birisi varsa, iddianame düzenler ve bulunduğu yerin Asliye ceza mahkemesine borçlunun cezalandırılması isteğiyle Kamu davası açar.
  4. Asliye Ceza mahkemesince, duruşma günü açılır, (şikâyetçi, sanık) (borçlu) ve tanıklar (varsa) çağrılır. Sanığın doğum ve suçluluk (sabıka) kaydı getirtilir.
  5. Sanık tutuklu ise, tamk ve şikâyetçi kolluk (zabıta) kuvvetlerince (ihzarın) getirtilir.
  6. Savcısı iddia makamında bulunacaktır.
  7. Mahkemece, borçlu sanığın ÎİY. nm 310 uncu maddesindeki durumları kusuru ile meydana getirdiği ve iflâsına sebep olduğu anlaşılırsa TCY. nın 507 nci maddesine göre iflâs edesi borçlu sanık bir aydan iki yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.
  8. Gözönünde tutulacak hususlar borçlu sanığın kusurlu olarak iflâs edip etmediğinin saptanmasıdır. Bu durum anlaçılmıçsa cezalandırılacaktır. İflâsına karar verilmemiş borçluya ceza verilemez.
  9. Suç anlaçılamazsa, borçlu sanığın beraatine karar verilecektir.
  10. Şikâyetçi, davaya (müdahil) katılan olarak girebilir.
  11. Gerek cezalandırma, gerekse beraa,t karan C. Savcılığınca temyiz edilebilir. (Müdahil) davacı olarak katılan çikâyetçi alacaklı ve borçlu sanık da verilen kararı beğenmedikleri takdirde Yargıtay yoluna başvurabilirler. Ancak, beraat eden sanığın beraat kararını temyiz etme yeteneği yoktur.