Bina Bedelinin Tahsili İstemi
TAŞINMAZIN DEĞERLENDİRMEYE ESAS ALINACAK EMSALLERE GÖRE AYRI AYRI ÜSTÜN VE EKSİK YÖNLERİ VE ORANLARI AÇIKLANMAK SURETİYLE YAPILACAK KARŞILAŞTIRMA SONUCU DEĞERİNİN BELİRLENMESİ – HÜKMÜN BOZULMASI
T.C YARGITAY
5.Hukuk Dairesi
Esas: 2015 / 19112
Karar: 2016 / 7215
Karar Tarihi: 06.04.2016
ÖZET: Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin ve imar uygulaması nedeniyle bulunduğu yerde korunamayan bina bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Bu nedenle; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için yeniden imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile iki bilirkişi tarafından düzenlenen rapor esas alınarak hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
(1086 S. K. m. 428) (2942 S. K. m. 10)
Dava: Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin ve imar uygulaması nedeniyle bulunduğu yerde korunamayan bina bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin ve imar uygulaması nedeniyle bulunduğu yerde korunamayan bina bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Alınan rapor, hüküm kurmaya elverişli değildir.Şöyle ki;
1-Arsa niteliğindeki taşınmazların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre belirlenmesi gerektiğinden, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tesbiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.
Bilirkişi raporunda bu yönteme uyulmadan, emsaller yeterli şekilde irdelenmeden, üstelik dava tarihinden sonraki satış da emsal alınarak soyut ifadelerle değer biçilmiştir.
Bu nedenle; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için yeniden imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile iki bilirkişi tarafından düzenlenen rapor esas alınarak hüküm kurulması,
2-Çeşitli amaçlarda kamu binası olarak kullanılan yapının bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre 3. sınıf B grubu yapı sınıfına girdiği halde, 3. sınıf A grubu yapı sınıfına girdiği kabul edilerek az bedel tespit edilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 06.04.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.