Overbooking Hakkında Önemli Bilgiler

Avukatın Öncelik (Rüçhan) Hakkı ile ilgili Yargıtay kararları

Avukatın Öncelik (Rüçhan) Hakkı ile ilgili Yargıtay kararları

Özet: Avukatın rüçhan hakkı ancak müvekkiline kazandırdığı şeyler üzerinde bulunan ve müvekkilin başka alacaklılarına karşı ileri sürülebilen bir haktır.

Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı, davalı aleyhinde Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan ve 23.10.2002 günü karara bağlanan 2001/154 E., 2002/630 K. sayılı davada, davacı S. Beton San. Tic. AŞ’nin vekilliğini yaptığını; dava sonucunda mahkemece lehine 3.496.009.628.- TL. vekalet ücretine hükmedildiğini; bu alacağmın masaya kaydı için başvurduğu davalı iflas idaresince düzenlenen 26.6.2003 tarihli ek sıra cetvelinde alacağmın Avukatlık Kanunu’nun 166/1nci maddesine aykırı olarak altıncı sıraya yazıldığını ileri sürerek alacağınıın birinci sıraya kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı iflas idaresi memurları, davacının dayandığı hükmün, alacağı ile ilgili bulunmadığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
İcra Mahkemesi’nce yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve alman bilirkişi raporuna göre, davacının davalı şirketten alacağının Avukatlık Kanunu’nun 166/II’nci maddesi kapsamında rüçhanlı bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı iflas idaresi memurlarınca temyiz edilmiştir.
Avukatlık Kanunu’nun 166/II’nci maddesine göre, sözleşme ile kararlaştırılan ve hakim tarafından takdir olunan ücretinden dolayı, kendi çalışması sonucunda müvekkilinin muhafaza ettiği veya kazandığı mallar ve davadaki diğer taraftan ilam gereğince tahsil edilecek para yahut alınacak mallar üzerinde diğer alacaklılara nazaran rüçhan hakkını haizdir. Maddenin metninden de açıkça anlaşılacağı gibi, rüçhan hakkı ancak müvekkile kazandırılan şeyler üzerinde ve müvekkilin diğer alacaklılarına karşı ileri sürülebilecek nitelikte bir haktır.
Somut olayda davacı, müvekkiline ait olmayan bir mal varlığı bütününden, diğer bir anlatımla davalının iflas masasından olan alacağına rüçhan hakkı tanınmasını istemektedir. Davacı avukatın davalı iflas masasına anılan yasa hükmü gereğince kazandırdığı bir mal ya da para bulunmamaktadır. Bu durumda alacağının da rüçhanlı olarak kabul edilmesi mümkün olmayıp, yazılı gerekçeyle davanın kabulünde isabet görülmemiştir. (Y. 19. HD. 18.2.2005, 6607 – 1520)

Avukatlık ücret sözleşmesi avukatla iş sahibi arasında yapılır ve 1136 sayılı Avukatlık Yasasının 165. maddesi saklı kalmak üzere ancak taraflarını bağlar. Adı geçen Yasanın 166/2. maddesinde “avukat sözleşme ile kararlaştırılan ve hakim tarafından takdir edilen ücretinden dolayı kendi çalışması sonunda müvekkilinin muhafaza ettiği veya kazandığı mallar ve davadaki diğer taraftan ilam gereğince tahsil edilecek para yahut alınacak mallar üzerinde diğer alacaklara nazaran rüçhan hakkına haizdir. Rüçhan hakkı, vekaletnamenin düzenlenme tarihine, vekaletname umumi ise iş sahibi adına ücret konusu işten dolayı ilk yapılan resmi başvurma tarihine göre sıra alır.” denilmiştir. Madde metninden anlaşılacağı üzere rüçhan hakkının avukatın hangi ücreti hakkında söz konusu olduğu sınırlı bir biçimde belirtilmiş olup, uyuşmazlık konusu ücret alacağı niteliği itibarıyla 166/2 maddesi kapsamı dışında kalmaktadır. Esasen rüçhan hakkı icrai takipte alacaklıların başvurması halinde alınacak sırada göz önünde tutulması gereken bir husustur. Olayda ise bunun uygulama yeri bulunmamaktadır. Bu nedenlerle mahkemece Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır. (Y. HGK. 9.6.1976,13/787 – 2187)

Özet: Rüçhan hakkı, vekaletnamenin düzenleme tarihine, vekaletname umumi ise iş sahibi adına ücret konusu işten dolayı ilk yapılan resmi başvurma tarihine göre sıra alır.Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı vekili, Antalya 4.icra Müdürlüğünün 1999/1929 sayılı takip dosyasından düzenlenen sıra cetvelinde davalıya birinci sırada yer verildiğini müvekkilinin haczinin daha önce olması nedeniyle müvekkilinin birinci sırada yer alması gerektiğini ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili müvekkilinin alacağının vekalet ücretinden kaynaklandığını, bu alacağın öncelikli olduğunu belirterek şikayetin reddini istemiştir.
Mercii Hakimliğince iddia, savunma ve toplanan delillere göre vekalet ücreti alacağının Avukatlık Kanununun 166/2. maddesi uyarınca önceliği bulunduğu, bu nedenle birinci sırada yer almasının yerinde olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Avukatlık Kanununun 166/2. maddesine göre avukat, sözleşme ile kararlaştırılan ve hakim tarafından takdir olunan ücretinden dolayı, kendi çalışması sonucunda müvekkilinin muhafaza ettiği veya kazandığı mallar ve davadaki diğer taraftan ilam gereğince tahsil edilecek para yahut alınacak mallar üzerinde diğer alacaklılara nazaran rüçhan hakkına haizdir. Rüçhan hakkı, vekaletnamenin düzenleme tarihine, vekaletname umumi ise iş sahibi adına ücret konusu işten dolayı ilk yapılan resmi başvurma tarihine göre sıra alır. Paylaşıma konu para avukatlık görevinin iflasıyla ilgili olduğundan ve iş sahibi (borçlu) adına ücret konusu işten dolayı ilk yapılan resmi başvuru tarihi davacının haczinden önce olduğundan davalı alacaklıya birinci sırada yer verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. (Y. 19. HD. 1.11.2001,4729 – 6960)