Overbooking Hakkında Önemli Bilgiler

Arabulucunun Görev Ve İşlevleri

Arabulucunun Görev Ve İşlevleri

Arabulucu, tarafarın birbirlerini dinlemelerini, anlamalarını ve çözüm üretmelerini sağlayan süreci yöneten kişidir. Bu sebeple, arabulucunun sürece ilişkin bazı görev ve işlevleri vardır. Bu temel görev ve işlevler aşağıda belirtilmiştir:

Sürecin Yöneticisi

Arabulucu, sürece ilişkin yöntemin planlayıcısı ve idare edenidir. Tarafarla birlikte ve ayrı ayrı yapılacak görüşmeler, görüşme süreleri ve ortamı, katılımcıların kimler olacağı, gizliliğin  ve  tarafarın birbirine  saygısının  sağlanması  gibi  konular arabulucunun görevleri arasındadır.  İlaveten, tartışmalara bir yön verilmesi ve  iletişimi devem ettirecek olumlu bir ortamın oluşturulmasından arabulucu sorumludur. Arabulucu, süreci yönetirken  tarafarın eşitliğine, birbirleriyle etkileşime girmelerine ve tarafsız görünümünü korumaya dikkat etmelidir.

Bunun  yanında  arabulucu,  arabuluculuk  yöntemini  karşı  tarafa  zarar  vermek  veya  en azıdan karşı tarafı oyalamak için kullanmak isteyen tarafara izin vermemelidir.

Arabulucu, sürecin yönetimini elinde tutmalı ve o şekilde görülmelidir. Bunun için, arabulucunun tarafarca güvenilir olarak kabul edilmesi gerekir ki tarafar, kendisi  ile hassas bilgiler paylaşılabilsin. Bunun yanında arabulucu etkin, amaca uygun, tarafsız ve tarafara eşit muamele yapar şekilde görülmelidir. İyimser, enerjik, sabırlı ve kararlı olmak süreç yönetiminde arabulucunun çok işine yarayacaktır. Süreç yanında arabulucu, zamanı da iyi idare edebilmelidir.

İletişim Sağlayıcı

Uyuşmazlığın tarafar arasındaki iletişim bozukluğunda kaynaklandığı durumlarda arabulucu, iletişim eksikliğinin giderilmesi görevini üstlenir. Pek çok uyuşmazlığın altında yatan temel sebep, yanlış ifadeler veya yanlış anlaşılmalardır. Bu durumda arabulucu, iletişim teknikleri kullanarak ve soru sorarak tarafarın birbirini anlamasına, doğru şekilde iletişimin sağlanmasına yardımcı olmalıdır.

Tarafar ve arabulucu arasında güvene ve saygıya dayalı dengeli bir ilişki kurulması önemlidir. Bunun için, arabulucu:

  • Tartışmalara herkesi dâhil etmeli,
  • Dikkatli bir dinleyici olmalı ve ne duyduğunu göstermeli,
  • Cevap vermek veya özetleme yapmak yoluyla tarafarın anlaşıldığını ortaya koymalı,
  • Tarafsız olmalı,
  • Yaklaşılabilir, açık olmalı,
  • Önyargılı olmamalı,
  • Mesafeli olmamalı,
  • Açık, dürüst ve samimi olmalı,
  • Söz ve vücut dilinde sözleri ile beden dili uyumlu hareket etmeli,
  • Tarafsız ve eşit olmalı,
  • Tarafarla göz temasında olmalı.
  • Süreç boyunca gizliliğe uyulmasını sağlamalıdır.

Bunun yanında arabulucu,  tarafarı sadece dinlememeli, onları duymalı ve anlamalıdır.

Taraf, duyulduğunda ve anlaşıldığında dikkatin kendisine yöneldiğini hissedecek ve kendisine değer verildiğini düşünecektir.

Bilgilendirici

Tarafar, arabuluculuk süreci, sürecin işleyişi ve süreçten neler beklenmesi gerektiği gibi konularda eksik veya yanlış bilgiye sahip olabilirler. Bu nedenle arabulucu, arabuluculuk hakkında  genel bilgiler  yanında,  sürece,  sürecin aşamalarına  ve  gündeme  ilişkin bilgi vermeli;  yani  “tarafarı aydınlatmalıdır.” Bunun  yanında,  tarafardan beklentilerin neler olduğu, tarafarın birbirlerine karşı tutumlarının nasıl olması gerektiği gibi konularda arabulucu, tarafarı bilgilendirmelidir.

Çözüm Artırıcı

Müzakere aşamasında tarafar için çözüm seçeneklerini ortaya çıkarmak ve bu seçenekleri çeşitlendirmek, arabulucunun görevleri arasındadır. Arabulucu, mevcut seçeneklere tarafarın dikkatini çekerken; yeni çözümler sağlayacak ek bilgilerin elde edilmesini sağlayabilir.  Tarafarın  takıldıkları  veya  tıkandıkları noktalarda  çözüm  için  yeni düşünceler oluşturulabilir. Örneğin; çözümün sağlanmasında engelleyici unsur tarafarın birbirlerine güvenmemesi ise arabulucu, bu güvenin oluşmasını da sağlamalıdır. Ancak unutmamak gerekir ki arabulucunun bir çözümü tarafara empoze etmesi ve bu çözümün kabul edilmesi yönünde onlara baskı kurması mümkün değildir.

Arabulucu,  tarafardan elde ettiği bilgileri uygun  şekilde kullanıp onların  çözüme ulaşmasına  yardımcı olmalıdır. Bunun  için, eldeki bilgilerden hangilerinin ne  şekilde kullanılacağına karar vermelidir. Ancak bu aşamada gizlilik ilkesine uyulmalı ve tarafın diğer tarafa aktarmasını istemediği bilgileri gizli tutmak gerektiği unutulmamalıdır. Arabulucu, mevcut seçenekleri iyi bir şekilde düşünmeli ve uygulamalıdır.

Gerçekçi Düşüncenin Temsilcisi

Arabulucu, özellikle gerçekçi olmayan veya karşı tarafça kabul edilmesi mümkün olmayan yaklaşımlar, teklifer söz konusu olduğunda, bu yaklaşım veya teklifte bulunan tarafın gerçeklik testini yapmasını sağlamalıdır. Tarafarın menfaat ve kaynaklarına hâkim olan bir arabulucu, neyin mümkün olmadığı konusunda bir kanaate  sahip olabilecektir. Bu açıdan, gerektiğinde, bu yaklaşım veya teklifn kabul edilebilirliğinin sorgulanmasını sorduğu sorularla sağlamalıdır.

Kusurları Üstlenici

Arabulucu, tarafarın istekli görünmek istemedikleri, ama aslında kabul ettikleri kararların sorumluluğunu üstlenebilir. Örneğin; bir tarafın diğer tarafa doğrudan yaptığı takdirde kabul etmeyeceği bir teklif, arabulucu, teklif yapan tarafın onayını alarak ve söylemesine  izin verdiği sınırlarda kalarak sanki kendi  teklifymiş gibi yapabilir. Bu şekilde, daha kolay bir iletişim kurularak, kararlar daha kolay hayata geçebilir ve arabulucu, tarafarın karşılıklı desteğini kazanmış olur. Benzer şekilde, süreçte yaşanabilecek iletişim bozuklarında, mümkün ise kusurları arabulucunun üstlenmesi, diğer bir ifade ile günah keçisi olması iletişim sorununun çözümüne yardımcı olabilir.

Duyguları İyi Yöneten

Arabuluculukta  taraf  duygularını  ifade  etmeye  başladığında  buna  engel  olunmaması, hatta tarafın bu yönde teşvik edilmesi, en önemli kurallardan biridir. Zira duyguların ifade edilmesine  izin  verilmez  ise bu durum, arabuluculuk  sürecinin  tıkanmasına  sebebiyet verir;  iyi bir müzakere ortamının oluşmasını engeller. Duygular rahatlamadan tarafarın objektif olması zordur. Bu sebeple, arabulucunun özellikle her bir taraf ile teke tek (yüz yüze–mekik arabuluculuğu) yapılan görüşmelerde  tarafın duygularını serbest bırakmasını sağlaması, onu anladığını ve duygularının önemli olduğunu ifade etmesi, arabulucu ile tarafar arasında bir  ilişkinin kurulmasına olanak verir. Bu görüşmelere özel oturum (caucus) da denir. Bu durumda arabulucu, tarafarın birbirlerine karşı öfke patlaması yaşamalarının önüne geçmeli, onları sakinleştirmeli, gerekiyorsa konuyu değiştirmeli veya ara  vererek  kontrolü elinde  tutmalıdır. Arabulucu,  tarafar  sakinleştiğinde  tekrar ortak oturumlara dönebilir.

Tarafları Geçmişten Geleceğe Yönlendirebilen

Tarafar, genellikle geçmişte yaşanan olayların etkisinde altında kalır ve bu durum, uyuşmazlığın çözülememesine sebep olur. Oysaki arabuluculuk, tarafarın her ikisi için de uygun bir geleceğin oluşturulmasına odaklanır; geçmiş, sadece bu geleceğin oluşturulması bakımından yardımcı olabildiği oranda önemlidir. Geçmiş ve geçmişte olanlara, yargılamada kimin haklı kimin haksız olduğunu belirlemek için ihtiyaç duyulur. Arabuluculukta ise mümkünse her iki tarafın kazanacağı, menfaat odaklı çözümlere ulaşılmaya çalışılır.

Bu sebeple arabulucu, tarafarın geçmişten ziyade geleceğe yoğunlaşmalarını sağlamalıdır.