Memurlarda Atama İptali Davası Nedir?

Alkollü Halde Araç Kullanırken Yakalanma

Alkollü Halde Araç Kullanırken Yakalanma

Ceza Genel Kurulu 2009/7-119 E. , 2009/158 K.

E…..Cumhuriyet Başsavcılığınca 03.04.2006 gün ve 301-301 sayı ile; “R…. B….’ın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 48/5. maddesinde öngörülen 6 ay hafif hapis cezasının TCK’nun 52. maddesi gereğince günlüğü takdiren 20 YTL hesabıyla paraya çevrilerek, 3600 YTL idari para cezası ile cezalandırılmasına,

Kabahatler Kanununun 19/1-c ve CMK’nun 162. maddesi gereğince adı geçenin ehliyetinin geri alınıp alınmayacağı konusunda bir karar verilmek üzere evrakların nöbetçi sulh ceza mahkemesine gönderilmesine…” kararı üzerine, E….3. Sulh Ceza Mahkemesince 11.04.2006 gün ve 2006/379 müt. sayı ile; “…R….B…’ın ehliyetinin geri alınmasına yer olmadığına, infaz evrakının gereği için itiraz merciine gönderilmek üzere C.Başsavcılığına tevdiine……” karar verilmiş, bu karara Cumhuriyet savcısı tarafından yapılan itiraz ise E… Ağır Ceza Mahkemesince 18.04.2006 gün ve 314 müt. sayı ile; “…kararın temyizen incelenebilecek kararlardan olduğu ve kesin olarak verildiği gözönüne alınarak bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, dosyanın temyiz incelemesine gönderilmek üzere Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine…” karar verilmiştir.

Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 09.10.2006 gün ve 46265 sayılı yazı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.11.2006 gün ve 251264 sayılı ihbarnamesi ile yasa yararına bozma yasa yoluna başvurulmak suretiyle; “… sürücü belgesinin Sulh Ceza Mahkemesi tarafından geri alınması gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir” gerekçesiyle, E…. 3. Sulh Ceza Mahkemesi ile E…. Ağır Ceza Mahkemesi kararlarının bozulmasının talep edilmesi üzerine, Yargıtay 7. Ceza Dairesince 25.03.2009 gün ve 14604-3803 sayı ile;

“…Ehliyetinin geri alınması kararları temyize tabi olup, bu husus belirtilerek E…. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından dosyanın temyiz incelemesine gönderilmesine karar verildiği, bu suretle kanun yolu incelemesinin tamamlanmadığı anlaşılmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin reddine, E…..3. Sulh Ceza Mahkemesinin 11.04.2006 gün ve 2006/379 müt. sayılı kararın temyiz incelemesi yapılmak üzere tebliğname düzenlenmesi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine…” karar verilmiş, Daire üyesi M. M…. ise; “Ehliyetin geri alınmasına neden eylemin kabahat nevinden olması, bu itibarla yasa yolunun da Kabahatler Kanununa tabi bulunması sebebiyle esasa ilişkin karar verilmesi yerine tevdiiye dair sayın çoğunluk kararına katılmıyorum” biçiminde karşıoy kullanılmıştır.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 15.05.2009 gün ve 251264 sayı ile “…Sulh Ceza Mahkemesinin kararı itiraz yasa yoluna bağlı olduğundan, Yüksek Dairece kanun yararına bozma isteği yönünden inceleme yapılması gerekirken, kararın temyiz yasa yoluna bağlı olduğundan bahisle tebliğname düzenlenmesi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmesi biçiminde karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu kanaatine ulaşılmıştır” görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurularak Özel Daire kararının kaldırılması ve yasa yararına bozma talebi ile ilgili olarak inceleme yapılmak üzere dosyanın Özel Daireye gönderilmesi talep olunmuştur.

Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

CEZA GENEL KURULU KARARI

Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, somut olayda Sulh Ceza Mahkemesince verilen kararın tabi olduğu yasa yolunun belirlenmesine ilişkindir.

İncelenen dosya içeriğinden;

Daha önce iki kez alkollü araç kullanırken yakalanan ve polis tarafından ehliyetine geçici olarak el konulan R….B….’ın, 03.04.2006 tarihinde de alkollü vaziyette araç kullanırken yakalanması üzerine düzenlenen suç tutanağının, 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasasının 48/5. maddesi uyarınca işlem yapılması için E…..Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, E….Cumhuriyet Başsavcılığınca da 2918 sayılı Yasanın 48/5 ve 5237 sayılı TCY’nın 52. maddesi uyarınca 3600 YTL idari yaptırım kararı verildikten sonra, Kabahatler Yasasının 19/1-c ve 5271 sayılı CYY’nın 162. maddeleri uyarınca ehliyetin geri alınıp alınmayacağı hususunda bir karar verilmesi için Sulh Ceza Mahkemesinden talepte bulunulduğu, E….. 3. Sulh Ceza Mahkemesince de ehliyetin geri alınmasına yer olmadığına karar verildiği, E….Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bu karara yönelik itiraz üzerine merci sıfatıyla inceleme yapan E….Ağır Ceza Mahkemesince verilen kararın temyize tabi olduğundan bahisle, dosya inceleme yapılmaksızın temyiz merciine gönderilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.

Görüldüğü gibi uyuşmazlık, Sulh Ceza Mahkemesinin “sürücü belgesinin geri alınmamasına” ilişkin kararının hangi yasa yoluna tabi olduğu noktasında toplanmaktadır.

5252 sayılı TCY’nın Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 7. maddesi ile yasalarda yer alan hafif hapis ve hafif para cezalarına ilişkin yaptırımlar, yeni TCY’nda cürüm-kabahat ayrımının kaldırılması nedeniyle idari para cezasına dönüştürülmüş, maddenin ilk üç fıkrasında idari para cezasının hesaplanmasına ilişkin esaslara yer verildikten sonra, 4. fıkrada bu madde hükümlerine göre idari para cezasına Cumhuriyet savcılığınca karar verileceği belirtilmiştir.

Bu kapsamda, 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası’nın 48/5. maddesinde yer alan alkollü araç kullanma suçunun yasada hafif hapis olarak öngörülen yaptırımı da, Cumhuriyet savcılığınca hükmedilebilecek nitelikteki bir yaptırım olan idari para cezasına dönüştürülmüştür.

Ancak anılan maddede, hafif para cezasıyla birlikte “sürücü belgesinin geri alınmasına” ilişkin tedbire de yer verilmiş bulunduğundan, hükmedecek merci ve tabi olduğu yasa yolunun belirlenebilmesi için bu tedbirin yeni yasal düzenlemeler karşısındaki hukuki niteliğinin saptanmasında zorunluluk bulunmaktadır.

01.06.2005 tarihinden önce gerçekleştirilen eylemlerde, 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasasının 48/5 ve 112. madde hükümleri nazara alınarak maddedeki yaptırıma ve buna bağlı olarak ta tedbire hükmetme görevinin Sulh Ceza Mahkemesine ait olduğu yönünde herhangi bir duraksama bulunmamaktadır.

01.06.2005 tarihinden sonra gerçekleştirilen eylemler açısından ise, 5237 sayılı TCY’nın yaptırım sistemi ile 5326 sayılı Kabahatler Yasası sisteminin birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.

5237 sayılı TCY’nda yaptırımlar cezalar ve güvenlik tedbirleri şeklinde ikili bir ayrıma tabi tutulmuş, 45. maddede de bu yaptırımların sadece suçlar için öngörüldüğü açıkça belirtilmiştir. Bu düzenleme uyarınca ceza kanunu anlamında bir yaptırım veya güvenlik tedbiri ancak suçlar için söz konusu olup, suç karşılığı bir cezaya veya tedbire hükmedildiğinde ise verilen bu kararlar, 5271 sayılı CYY’nın 223. maddesi uyarınca hüküm sayılmaları nedeniyle, 1412 sayılı CYUY’nın 305. maddesindeki koşullar dahilinde temyiz yasa yoluna tabi olacaktır.

5326 sayılı Kabahatler Yasasının yaptırım sistemi incelendiğinde ise; Yasanın 16. maddesinde kabahat karşılığı olarak uygulanabilecek idari yaptırımların, idari para cezası ve idari tedbirler olduğunun açıkça vurgulandığı, 2. fıkrasında idari tedbirlerin, mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve ilgili kanunlarda yer alan diğer tedbirler şeklinde ikili bir ayrıma tabi tutulduğu, buna karşılık diğer tedbirlerle ilgili olarak herhangi bir belirleme ve sınırlamaya yer verilmediği, ancak 19. maddesinin 1/c bendinde, diğer yasalarda kabahat karşılığı öngörülen belirli bir süre için ehliyetin geri alınması gibi yaptırımlara ilişkin hükümlerin, ilgili yasalarında gerekli değişiklikler yapılıncaya kadar saklı olduğunun belirtildiği görülmektedir.

Buna göre, 2918 sayılı Yasanın 48/5, 5252 sayılı Yasanın 7, 5326 sayılı Yasanın 19. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde; kabahat nedeniyle sürücü belgesinin geri alınmasına veya alınmamasına ilişkin olarak verilen karar, 5237 sayılı TCY kapsamında güvenlik tedbirine ilişkin olarak verilmiş bir karar ve bu anlamda 5271 sayılı CYY’nın 223. maddesi anlamında hüküm sayılamayacağından, somut olayda, alkollü araç kullanma kabahati nedeniyle hükmedilecek idari tedbir niteliğindeki yaptırıma karşı, sadece hükümlere karşı başvurulabilecek bir yasa yolu olan temyiz yasa yoluna başvurulamaz.

Bu itibarla, itirazın kabulüne, Özel Daire kararının kaldırılmasına ve yasa yararına bozma yasa yolu başvurusu ile ilgili bir karar verilmek üzere dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.

Çoğunluk görüşüne katılmayan Genel Kurul Üyelerinden Orhan Koçak; “5326 sayılı Yasanın 3/a bendi “idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanır” şeklinde düzenlenmiştir.

Ceza Genel Kurulunun 10.03.2009 gün ve 38/55 sayılı kararında ehliyetin geri alınması hükmünün temyizi kabil ve Yargıtay denetimine tabi olduğuna dair bir başka Genel Kurul Kararı gerekçe olarak gösterilmiştir.

5326 sayılı Kabahatler Kanununun 19. maddesi “saklı tutulan hükümler” başlığı altında diğer kanunlarda kabahat karşılığında öngörülen belirli bir süre için (a) (b) (c) (d) bendlerinde belirtilen yaptırımlara ilişkin hükümlerin, ilgili kanunlarda bu kanun hükümlerine uygun değişiklik yapılıncaya kadar saklı olduğu şeklinde düzenlenmiş, (c) bendinde de “Ruhsat veya ehliyetin geri alınması” yer almış olup Kabahatler Kanununda düzenlenen başvuru ve itirazla ilgili hükümlerin uygulanmayacağı açıkça belirtilmiştir.

İzah edilen nedenler karşısında 2918 sayılı Yasanın 48. maddesi gereği verilen ehliyetin geri alınması yaptırımı temyize tabi olup Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddedilmesi gerektiği görüşüyle çoğunluğun kararına katılmıyorum” şeklinde,

Çoğunluk görüşüne katılmayan diğer üç Genel Kurul Üyesi de, yasa koyucunun ilgili yasalarda gerekli değişiklikleri zamanında yapmaması, 2918 sayılı Yasanın 112. maddesindeki düzenlemenin eski halini muhafaza etmesi ve Kabahatler Yasasının 3 ve 19. maddelerindeki özel düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, olayımızda başvurulması gereken yasa yolunun temyiz olması nedeniyle, itirazın reddedilmesi gerektiği yönünde,

Karşıoy kullanmışlardır.

SONUÇ :

Açıklanan nedenlerle;

1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,

2- Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 25.03.2009 gün ve 14604-3803 sayılı kararının KALDIRILMASINA,

3- Dosyanın, yasa yararına bozma yasa yolu başvurusu nedeniyle incelenerek bir karar verilmesi için Yargıtay 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.06.2009 günü yapılan müzakerede oyçokluğu ile karar verildi.