Adli Arama Nedir? Adli Arama Nasıl Yapılır?
Adli arama kavramı
Gizli ve saklı olan bir şeyin meydana çıkartılabilmesi için konutta veya ilgilinin özel hayat alanında arama yapılabilir. Arama işlemi, temel haklardan biri olan özel yaşamın gizliliği ilkesini kısıtladığı için Anayasa‟nın 13. maddesi doğrultusunda hakim kararı koşuluna bağlanmıştır.
Hakim tarafından bir arama kararı verilmesi için iki temel koşul vardır. Bunların birincisi, “aranan kişi veya şeyin aranılacak yerde olduğunu gösteren somut delillere dayanan” makul şüphe ile kolluğun bu makul şüpheyi belgeleyen ayrıntılı raporu. İkinci koşul ise, hakimin kararı veya C. savcısının yazılı emri.
Aramada şüphenin kuvvet derecesi
Aramada asıl ceza davası bakımından aranan şüphe derecesi düşüktür, hatta belli bir şüpheli hakkında soruşturma başlamadan önce de, suç işlendikten sonra delillerin ele geçirilebilmesi için arama kararı verilebilir.
Buna karşılık, aranan şeyin aranan yerde bulunduğuna ilişkin tali ceza davası açısından aranan şüphenin makul olması gerekir.
Olağan hal ve olağanüstü halde hakim kararı
Ceza Muhakemesi Kanunu genel sistematiği uyarınca soruşturma evresinde kişi özgürlüğünü kısıtlayan hakim kararlarının alınması bakımından, işlemin yapılacağı yer hakiminin görevli ve yetkili olmasını kabul etmiştir. Buna göre soruşturmayı yürüten C. savcısı, işlem istemini işlemin yapılacağı yer sulh ceza hakimine bildirir, bu hakim kanuna uygunluğu inceleyerek bir karar verir ve gereğini yerine getirir (CMK 162).
Kovuşturma evresinde arama kararı vermek yetkisi ise, davaya bakan mahkemeye aittir.
KHK koyucu ise kanunun bu sistematiğinden ayrılarak soruşturmayı yürüten yere de yetki vermiştir: Yürütülen soruşturmalarda Cumhuriyet savcısı bir soruşturma işlemine gerek görmesi halinde soruşturmanın yapıldığı yer sulh ceza hakiminden de karar alabilir (KHK m. 668 3/1-n).
OHAL: Arama emri düzenlemek
Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde konutta, işyerinde ve kamuya açık olmayan kapalı alanlarda Cumhuriyet savcısının yazılı emriyle arama yapılabilir (KHK 668 m. 3/1-d).
Olağan ve olağanüstü halde arama tanığı sayısı
Hakim tarafından verilen arama kararının yerine getirilmesi konut, işyeri ve kamuya açık olmayan kapalı yerlerde gerçekleştiriliyorsa C. savcısının aramada hazır bulunması gerekir; hazır değilse o yer ihtiyar heyetinden veya komşulardan iki kişi bulundurulur (CMK 119/4). Yargıtay, yeni içtihatlarında. Anayasa Mahkemesi‟nin kararı doğrultusunda arama tanığı bulundurulmadan yapılan aramaları hukuka aykırı kabul etmektedir.
Bunun dışında, aranacak yerin sahibi veya eşyanın zilyedi de aramada hazır bulunabilir; bu kişi yoksa temsilcisinin, hısımlardan birinin, kendisiyle birlikte oturmakta olan bir kişi veya komşusunun arama sırasında hazır bulundurulması mecburidir (CMK 120/1).
Aramada kişinin avukatının hazır bulunmasına engel olunamaz.
Kanunun bu hükmü OHAL dönemi için farklı düzenlenmiştir:
Cumhuriyet savcısı hazır olmaksızın konut, işyeri veya diğer kapalı yerlerde arama yapabilmek için, o yer ihtiyar heyetinden veya komşulardan bir kişi bulundurulur (KHK 668 m. 3/1-e).
OHAL: Askeri mahalde arama
Askeri mahallerde hakim kararıyla veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının yazılı emriyle, Cumhuriyet savcısının katılımı olmaksızın, adli kolluk görevlileri tarafından arama ve elkoyma yapılabilir (KHK 668 m. 3/1-f).
OHAL: Aramada belge inceleme; hukuka aykırı delil tartışması
OHAL döneminde hakkında arama işlemi uygulanan kimsenin belge veya kağıtları adli kolluk görevlileri tarafından da incelenebilir (KHK 668 m. 3/1-g).
Buna karşılık, kanunun olağan dönemler için yaptığı düzenleme uyarınca, hakkında arama işlemi uygulanan kimsenin belge ve kağıtlarını inceleme yetkisi sadece C. savcısı ve hakime verilmiş, bu konuda kolluk görevsiz addedilmiştir (CMK 122/1).
Bu nedenle, aramada ele geçen belge ve kağıtların zilyedinin, kapalı bir zarfa konulan eşyayı kendi mührünü de koyarak veya imzasını atarak güvenceye aldıktan sonra, incelemenin C. savcısı veya hakim tarafından yapıldığı sırada hazır bulunarak (CMK 122/2), belgelerde değişiklik yapılmadığını görmeleri sağlanmıştır.
OHAL döneminde bu güvencelerden yoksun kalacak bir şekilde elde edilmiş olan tüm belgelerin, önümüzdeki yıllarda OHAL kalktıktan sonra yapılacak olan duruşmalarda sağlam birer delil olarak kullanılıp kullanılamayacağı konusu tartışılacaktır.
OHAL döneminde tanıklıktan çekinme hakkının kısıtlanması
OHAL soruşturmalarında şüpheli veya sanık ile Ceza Muhakemesi Kanununun 45‟nci ve 46‟ncı maddelerine göre tanıklıktan çekinebilecek kimseler arasındaki mektup ve belgelere, bu kimselerin nezdinde bulunsa bile elkonulabilir (KHK 668 m. 3/1-g).
Hukuka aykırı deliller teorisi içinde CMK 148, CMK 80/1 ve CMK 48 gibi düzenlemelerde, elde edilen delilin hiç bir zaman kullanılamayacağına veya örneğinin yok edileceğine ilişkin kesin delil yasakları öngörülmüştür.
Tanıklıktan çekinme hakkı da kesin delil yasaklarından birisidir.
Bu yasaklara aykırı olarak elde edilen delillerin hüküm verilirken hiçbir şekilde kullanılmaması gerektiğinden, CMK 45 ve 46 uyarınca tanıklıktan çekinme hakkına sahip olan kimselerin nezdinde bulunan delillere el konulamayacağı konusundaki CMK 126 düzenlemesinin KHK dönemi için askıya almış olması, yukarıda açıkladığımız şekilde OHAL dönemi sonrası yapılan yargılamalarda, bunların delil olarak kullanılmasını engelleyebilecektir.
OHAL: Elkoyma kararı
Hakim kararı olmaksızın yapılan elkoyma işlemi, beş gün içinde görevli hakimin onayına sunulur. Hakim, kararını elkoymadan itibaren on gün içinde açıklar; aksi halde elkoyma kendiliğinden kalkar (KHK 668 m. 3/1-h).
Genel usulde ise, hakim onayına sunma süresi yirmi dört saat, hakimin kararı açıklama süresi elkoymadan itibaren kırk sekiz saattir (CMK 127/3).
Avukat bürosunda arama: Genel hükümler ve OHAL
Olağan dönemde avukat büroları ancak mahkeme kararı ile ve kararda belirtilen olayla ilgili olarak Cumhuriyet savcısının denetiminde aranabilir. Baro başkanı veya onu temsil eden bir avukat aramada hazır bulundurulur (CMK 130/1).
Arama sonucu el konulmasına karar verilen şeyler bakımından bürosunda arama yapılan avukat, baro başkanı veya onu temsil eden avukat, bunların avukat ile müvekkil arasındaki meslekî ilişkiye ait olduğunu öne sürerek karşı koyduğunda, bu şey ayrı bir zarf veya paket içerisine konularak hazır bulunanlarca mühürlenir ve bu konuda gerekli kararı vermesi, soruşturma evresinde sulh ceza hâkiminden, kovuşturma evresinde hâkim veya mahkemeden istenir.
Yetkili hâkim elkonulan şeyin avukatla müvekkili arasındaki meslekî ilişkiye ait olduğunu saptadığında, elkonulan şey derhâl avukata iade edilir ve yapılan işlemi belirten tutanaklar ortadan kaldırılır.
Bu fıkrada öngörülen kararlar, yirmi dört saat içinde verilir (CMK 130/2).
Postada elkoyma durumunda bürosunda arama yapılan avukat veya baro başkanı veya onu temsil eden avukatın karşı koyması üzerine, ikinci fıkrada belirtilen usuller uygulanır (CMK 130/3).
Avukat bürolarındaki aramanın bu tür güvencelere bağlanmış olmasının sebebi, kendisi bir suçtan şüpheli bile olsa, avukatın yürüttüğü hukuk ve ceza davaları bakımından müvekkilinin sırlarının korunabilmesidir. Söz konusu soruşturma kapsamında başka bir şüpheli hakkında delil elde etmek isterken, avukatın meslek sırrının ihlal edilmemesi için yasayla (CMK 130) bu tür güvenceler kabul edilmiştir.
Ayrıca unutulmamalıdır ki diğer meslek mensupları sır sahibinin rızasının varlığı halinde tanıklık yapmak zorunda oldukları halde, avukatlar, avukat stajyerleri veya yardımcıları bu sıfatları dolayısıyla veya yüklendikleri yargı görevi sebebiyle öğrendikleri bilgileri, ilgilinin rızası olsa dahi açıklayamazlar (CMK 46/2).
Kanun, soruşturma altındaki bir şüpheliyle müdafii arasındaki savunmaya ilişkin sırları iletişimin denetlenmesinde de korumuş ve şüpheli veya sanığa yüklenen suç dolayısıyla müdafiin bürosu, konutu ve yerleşim yerindeki telekomünikasyon araçları hakkında iletişimin denetlenmesinin tüm türlerini (dinleme, kayda alma, sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi, iletişimin tespiti ve mobil telefonun bulunduğu yerin tespiti) yasaklamıştır (CMK 136).
İletişimin denetlenmesi açısından müdafi terimi kullanırken, aramalar açısından avukat terimi kullanılmasından da anlaşıldığı gibi, avukat bürosunda bulunan diğer müvekkillere ilişkin sırlar korunmaktadır.
OHAL döneminde ise, Avukat bürolarında hakim kararıyla veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının yazılı emriyle, Cumhuriyet savcısının katılımı olmaksızın, adli kolluk görevlileri tarafından arama ve elkoyma yapılabilir. Arama ve elkoyma işlemi sırasında baro başkanı veya onu temsil eden bir avukat hazır bulundurulursa da, CMK 130/2 ve 130/3 fıkraları uygulanmaz (KHK 668 m. 3/1-i). Bunun anlamı, bürosunda veya postasında arama yapılan avukatın meslek sırrı karşı gelmesini yapamayacağı, hakim denetiminin devre dışı kaldığıdır.