Overbooking Hakkında Önemli Bilgiler

Elatmanın Önlenmesi İstemi

Elatmanın Önlenmesi İstemi

DAVACILARIN MİRAS BIRAKANI TARAFINDAN DAVALIYA YAPILAN BİR HARİCİ SATIŞ BULUNMADIĞI – DAVACININ ÖNCELİKLİ İSTEĞİ OLAN ELATMANIN ÖNLENMESİ VE YIKIMA KARAR VERİLMESİ GEREĞİ – HÜKMÜN BOZULMASI

T.C YARGITAY
1.Hukuk Dairesi
Esas: 2014 / 13364
Karar: 2016 / 56
Karar Tarihi: 11.01.2016

ÖZET: Dava, imar parseline elatmanın önlenmesi ve yıkım, bunun mümkün olmaması halinde arsa bedelinin taraflarına ödenmesi koşuluyla taşınmazın davalı adına tescili istemine ilişkidir. Somut olayda davacıların miras bırakanı tarafından davalıya yapılan bir harici satış bulunmamaktadır. Dosyadaki harici satış senedine göre davalı dava dışı kişiden bir bölüm yeri almıştır. Hal böyle olunca, davacıların mirasbırakanın davalıya yaptığı bir harici satış olmadığı, dolayısıyla İçtihadi Birleştirme Kararının uygulanamayacağı ve tapu kaydındaki şerhin sahibine kişisel hak sağlayacağı gözetilerek davacının öncelikli isteği olan elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi doğru değildir.

(2644 S. K. m. 26) (6098 S. K. m. 237)

Dava: Taraflar arasında görülen, elatmanın önlenmesi, yıkım ve tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar, davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Dava, imar parseline elatmanın önlenmesi ve yıkım, bunun mümkün olmaması halinde arsa bedelinin taraflarına ödenmesi koşuluyla taşınmazın davalı adına tescili istemine ilişkidir.
Davacılar, mirasbırakanları …’a ait 43559 ada 1 parsel sayılı taşınmaza, davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın yapılanmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesine, taşınmazın boş teslim edilmemesi halinde enkaz kaldırma bedelinin davalıdan tahsiline, mümkün olmaması halinde arsa ve yapılaşma bedelinin ayrı ayrı tespit edilerek yapı bedelinin arsa bedelinden yüksek olması halinde arsa bedeli ödenerek taşınmazın davalı adına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, davaya cevap vermemiş, duruşmadaki beyanında, taşınmazı 10.000 TL’ye satın aldığını ve ev yaptığını, 22 yıldır aynı yerde oturduğunu bildirip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taşınmazın davalıya haricen satıldığı, davalının iyiniyetli olduğu, elatmanın önlenmesi isteğinin dinlenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Çekişmeli 43559 ada 1 sayılı parselin 25.07.2001 tarihinde imar uygulaması ile oluşup davacıların mirasbırakanı adına tapuda tescil edildiği kayıtta üzerindeki binanın davalıya ait olduğuna ilişkin şerh olduğu kayden sabittir.
Hemen belirtilmelidir ki; 2644 Sayılı Tapu Kanununun 26.maddesi, Türk Medeni Kanunun 706.maddesi ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 237.maddesi ile Noterlik Kanununun 60.maddesi hükümleri uyarınca, tapulu olan taşınmazların haricen yapılan satışlarına hukuken değer verilemez.
Ne var ki, haricen satın alma olgusu satın alan bakımından TMK.nun 994. maddesi ve 10.7.1940 tarih 2/77 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bedelden kaynaklanan kişisel hak sağlar. Bu durumda, bedel ödenmedikçe taşınmazı kullanan kişinin taşınmazdan tahliye edilmesinin istenemeyeceği, başka bir ifade ile değinilen kişisel hakkın taşınmazı kullanan kişiye hapis hakkı sağlayacağı kuşkusuzdur.
Somut olayda davacıların miras bırakanı tarafından davalıya yapılan bir harici satış bulunmamaktadır. Dosyadaki harici satış senedine göre davalı dava dışı kişiden bir bölüm yeri almıştır.
Hal böyle olunca, davacıların mirasbırakanın davalıya yaptığı bir harici satış olmadığı, dolayısıyla 10.7.1940 tarih 2/77 sayılı İçtihadi Birleştirme Kararının uygulanamayacağı ve tapu kaydındaki şerhin sahibine kişisel hak sağlayacağı gözetilerek davacının öncelikli isteği olan elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.01.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.