Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

Sahte Fatura Suçunun Cezası Nedir?

Sahte Fatura Suçunun Cezası Nedir?

T.C
YARGITAY
11. Ceza Dairesi,
Karar Tarihi: 04.06.2012,
Esas No: 2012/6585,
Karar No: 2012/10570

Hükmün konusu, “sahte fatura düzenlemek” ve “sahte fatura kullanmak”, cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesi, cezaların eşit olması halinde lehe yasanın tespiti.

ÖZET: – VUK kapsamında“sahte fatura düzenlemek” ve “sahte fatura kullanmak” eylemleri birbirinden bağımsız ayrı suçları oluşturur.

– Faturaların adet ve tutarları, zarar miktarı, kastın yoğunluğu ve suçun işlenmesindeki özellikler dikkate alınarak temel ceza alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edilmeli ve zincirleme suç hükümleri uygulanmalıdır.

– Lehe yasa belirlenirken cezaların eşit olması halinde, 5237 sayılı TCK’nun uygulanması durumunda hapis cezasına mahkumiyetin doğal sonucu olarak anılan Yasanın 53. maddesindeki hak yoksunluğunun da uygulanması gerektiğinden ve ayrıca aynı Yasanın 7/3. maddesi uyarınca lehe olan infaz rejimi uygulanacağından, 647 sayılı Yasanın 6 ile 765 sayılı TCK’nun 95/2. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, deneme süresi içerisinde suç işlenmemesi halinde “cezası tecil edilmiş olan mahkumiyetin esasen vaki olmamış sayılması” nedeniyle uygulama koşulları ve sonuçları itibariyle 647 sayılı Yasa açıkça sanık lehinedir.

5271 sayılı CMK’nun 225. maddesi uyarınca hükmün konusu, duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiilden ibaret olup, kamu davasının kaçakçılık suçu ve vergi tekniği raporlarına uygun olarak 2004 takvim yılında “sahte fatura düzenlemek” ve “sahte fatura kullanmak” suçlarından açıldığı, düzenlemek ve kullanmak eylemlerinin birbirinden bağımsız ayrı suçları oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde tek suç kabulü ile sanığın aynı takvim yılı içerisinde birden çok sahte fatura düzenlediği ve kullandığı anlaşılmakla; ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 05.03.2002 gün ve 28/179 sayılı kararında açıklandığı üzere faturaların adet ve tutarları, zarar miktarı, kastın yoğunluğu ve suçun işlenmesindeki özellikler dikkate alınarak temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edilmesi ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine: ancak;
5252 sayılı Yasanın 9/3. maddesi uyarınca lehe Yasa belirlenirken suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK ile 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nun ilgili tüm hükümleri ayrı ayrı uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılmasında, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359/b-1. maddesi uyarınca tayin olunan temel hürriyeti bağlayıcı cezadan 765 sayılı TCK’nun 59/2 ve 5237 sayılı TCK’nun 62. maddeleri gereğince yapılan indirimler üzerine hükmolunan sonuç cezalar eşit ise de; 5237 sayılı TCK’nun uygulanması durumunda hapis cezasına mahkumiyetin doğal sonucu olarak anılan Yasanın 53. maddesindeki hak yoksunluğunun da uygulanması gerektiğinden ve ayrıca aynı Yasanın 7/3. maddesi uyarınca lehe olan infaz rejimi uygulanacağından, 647 sayılı Yasanın 6 ile 765 sayılı TCK’nun 95/2. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, deneme süresi içerisinde suç işlenmemesi halinde “cezası tecil edilmiş olan mahkumiyetin esasen vaki olmamış sayılması” nedeniyle uygulama koşulları ve sonuçları itibariyle 647 sayılı Yasanın açıkça sanık lehine olduğu gözetilmeyerek 765 ve 647 sayılı Yasalar yerine 5237 sayılı Yasa lehe kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması, yasaya aykırı ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı Yasanın 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından “5237 sayılı TCK’nun 62 ve 51 ” ibarelerinin çıkartılarak, yerlerine “765 sayılı TCK’nun 59/2 ve 647 sayılı Yasanın 6.” ibareleri yazılarak, denetim süresine ilişkin cümlenin tümden çıkartılmak suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 04.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.