Overbooking Hakkında Önemli Bilgiler

Bedelin İadesi İstemi

Bedelin İadesi İstemi

T.C YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
Esas: 2017/ 2900
Karar: 2017 / 5921
Karar Tarihi: 31.10.2017

ÖZET: 6502 sayılı Yasa’nın .. maddesinde ifade edildiği üzere, kesinleşen Tüketici Hakem Heyeti kararının İİK … maddesinde belirtilen ilam niteliğini haiz belge niteliğinde bulunmasına göre, bu belgeye istinaden icraen infaz edilen alacak nedeniyle istirdat davası açılması mümkün değildir. Yerel mahkemece, açıklanan yasal düzenlemelere göre istirdat davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu yönden karar yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğundan kararın kanun yararına bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.

(6100 S. K. m. 363) (6502 S. K. m. 70) (2004 S. K. m. 38)

Kararın Kanun Yararına Bozulmasına Karar Verildiği

Taraflar arasında görülen davada Samandağ 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen ve yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararın HMK 363. maddesi gereğince kanun yararına bozulmasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmesi üzerine dava dosyası ve içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve diğer tüm dosya kapsamındaki delil ve belgeler incelendi. Gereği müzakere edilip düşünüldü:

Davacı vekili, davalının müvekkili banka ile yaptığı kredi sözleşmesi uyarınca kendisine kredi kullandırıldığı, kendisinden masraf adı altında haksız para alındığı iddiasıyla ve bedelin iade istemiyle müvekkili aleyhine Tüketici Hakem Heyetine başvurduğunu, Hakem Heyetince davalı lehine karar verildiğini, karara itiraz edilmediğini, müvekkilince icra müdürlüğüne 878.88 TL ödendiğini, davalının kullandığı kredinin ticari kredi olması nedeniyle Hakem Heyeti kararının yasaya aykırı olduğunu, paranın icra tehdidi altında ödendiği bildirerek ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ve yargılama giderleri ile birlikte davalıdan istirdadına karar verilmesini istemiştir.

Davalı, kesinleşen Hakem Heyeti kararının icraya konulması suretiyle tahsil edilen paranın istirdadının istenemeyeceğini bildirerek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Miktar itibariyle kesin olan kararın bozulması istemiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca kanun yararına temyiz yoluna başvurulmuştur.

Dava, kesinleşen Tüketici Hakem Heyeti kararı gereğince icraen davalıya ödenen paranın davalıdan istirdadı istemine ilişkindir.

6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 70/2. maddesinde “Tüketici Hakem Heyetinin kararlarının İcra ve İflas Kanununun ilamların yerine getirilmesi hakkındaki hükümlerine göre yerine getirileceği” düzenlenmiştir.

Somut uyuşmazlıkta, Tüketici Hakem Heyeti kararı taraflara 29.12.2014 tarihinde tebliğ edilmiş, karar aleyhine tüketici mahkemesi nezdinde itirazda bulunulmamış ilamlı icra takibi üzerine borç 16.02.2015 tarihinde davacı banka tarafından icra dairesine ödenmiş, 26.03.2015 tarihinde de eldeki dava açılmıştır.

6502 sayılı Yasa’nın 70/2. maddesinde ifade edildiği üzere, kesinleşen Tüketici Hakem Heyeti kararının İİK 38. maddesinde belirtilen ilam niteliğini haiz belge niteliğinde bulunmasına göre, bu belgeye istinaden icraen infaz edilen alacak nedeniyle istirdat davası açılması mümkün değildir.

Yerel mahkemece, açıklanan yasal düzenlemelere göre istirdat davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu yönden karar yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğundan kararın kanun yararına bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının HMK 363. maddesine davalı kanun yararına bozma isteğinin kabulü ile yerel mahkeme kararının sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, karardan bir örneğinin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 31.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.