ÖZEL USULSÜZLÜK CEZASININ KALDIRILMASI İSTEMİ
GÖREV VE YETKİ DIŞINDA BİR İSE BAKILMIŞ OLMASI HUKUKA AYKIRI KARAR VERİLMESİ VE USUL HÜKÜMLERİNE UYULMAMIŞ OLMASI – HÜKMÜN ONANMASI
İstanbul BÖLGE İDARE MAHKEMESİ
İdari Dava Dairesi
Esas: 2014 / 18800
Karar: 2014 / 21621
Karar Tarihi: 24.10.2014
ÖZET: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde; “Görev ve yetki dışında bir ise bakılmış olması, hukuka aykırı karar verilmesi ve usul hükümlerine uyulmamış olması” bozma nedenleri olarak belirlenmiştir. Dosyadaki belgelerin incelenmesinden; itiraza konu kararda 2577 sayılı Yasa’nın 49.maddesinde sayılan bozma nedenlerinin bulunmadığı ve itiraz dilekçesinde ileri sürülen iddialarında kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte olmadığı sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, itirazın reddine, itiraza konu kararın onanmasına karar verilmiştir.
(213 S. K. m. 355) (2577 S. K. m. 49)
İSTEMİN ÖZETİ: Davacı adına, 2008/Ocak-Aralık dönemine ilişkin elektronik ortamda verilmesigereken Form Ba-Bs’lerin verilmemesi nedeni ile 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 355/1.maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle açılan davada; davacı hakkında düzenlenen 24.08.2010 gün ve VDENR-2010-2201/33 sayılı vergi tekniği raporunda; davacının sadece ortaklarla is yapma şartı ana sözleşmesinde bulunduğu halde fiilen bu kurala uyulmadığı gerekçesiyle 01.01.2005 tarihinden itibaren, arsa satısı nedeniyle 31.10.2007 tarihinden ve 2005, 2006, 2007, 2008, 2009 yıllarında satılan araçlar nedeniyle ilk araç satış tarihinden itibaren kurumlar vergisi muafiyet şartlarını kaybettiği ve bu tarihlerden itibaren kurumlar vergisi mükellefi olmasının gerektiğinin belirtildiği, davacının ana sözleşmesi 5520 sayılı Kanun’un 4/k maddesinde belirtilen şartları taşıdığından, sadece bu şartlara fiilen uyulmaması durumunda muafiyeti kaybedeceği, bahsi geçen vergi tekniği raporunda 2005, 2006, 2007, 2008 ve 2009 yıllarında yaptığı işlemler nedeniyle muafiyet şartlarını kaybettiği belirtilmiş ise de, bu satışlar sonrası kazanç “fon hesabına aktarıldığı ve bu gelirlerle kooperatifin amacı doğrultusunda yeni alımlar gerçekleştirilmiş, diğer bir deyişle; kazancın ortaklara dağıtımı ya da buna benzer başka bir amaçla kullanımı sözkonusu olmadığı dolayısıyla, burada davacının hukuken kurumlar vergisi muafiyet şartlarını kaybettiği söylenemeyeceği aksinin kabulü, kooperatif bünyesinde tutulmaması gereken araç ya da taşınmazların zararına da olsa uhdesinde kalmasını ya da bir şekilde ortaklara devrini netice verir ki, hayatın olağan akısıyla bağdaşmadığı, davacının kurumlar vergisi muafiyet şartlarının ihlali yönünde tereddüte meydan vermeyecek şekilde somut bir tespit bulunmadığından, beyanname verme yükümlülüğü de söz konusu olmadığı, bu durumda, dava konusu özel usulsüzlük cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar veren İstanbul 2. Vergi Mahkemesi Hakimliği’nin 25/03/2014 tarih ve E:2013/2991, K:2014/806 sayılı kararına davalı idarece itiraz edilerek; bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin ise Ba-Bs formları verme mecburiyetlerinin olduğu, 213 sayılı yasanın Mükerrer 355/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının yasal olduğu, 213 sayılı Kanun’un 362 Sıra numaralı Genel Tebliği uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi için bildirim yükümlülüğünün bulunmadığı belirtilerek davanın reddi gerektiği öne sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.
TÜRKMILLETIADINA
Karar veren İstanbul Bölge İdare Mahkemesi İkinci Kurulunca dosyadaki belgeler incelenip davalı idare tarafından yapılan itiraz hakkında gereğigörüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde; “Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, hukuka aykırı karar verilmesi ve usul hükümlerine uyulmamış olması” bozma nedenleri olarak belirlenmiştir.
Dosyadaki belgelerin incelenmesinden; itiraza konu kararda 2577 sayılı Yasa’nın 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinin bulunmadığı ve itiraz dilekçesinde ileri sürülen iddialarında kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte olmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, itirazın reddine, itiraza konu kararın onanmasına, itiraz aşamasında yapılan 27,00-TL tutarındaki yargılama giderinin itiraz eden üzerinde bırakılmasına, tebligat gideriiçin alınan avanstan kullanılmayan kısmın hükmün kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine, kararıntaraflara tebliği için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’ne karar düzeltme yolu açık olmak üzere 24.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.