Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

Uzlaştırmanın Benzer Diğer Kavramlardan Farkları

Uzlaştırmanın Benzer Diğer Kavramlardan Farkları

Uzlaştırma kurumu, mevzuatta ayrık bir kurum olarak düzenlenmiştir. Bu itibarla, kural olarak uzlaştırma kapsamındaki suçlar, şikâyete tabi ise de uzlaştırma, şikâyetin geri alınması anlamına gelmemektedir7. Çünkü şikâyetin geri alınması, uzlaştırmadan tamamen farklı bir kurumdur. Hattâ şikâyetin bir edim karşılığında geri alınması bile uzlaştırma olarak nitelendirilemez, çünkü uzlaştırmanın hüküm ve sonuçları farklıdır.

Uzlaştırma, önödeme anlamı da taşımamaktadır TCK m 75/1 hiikmünde, uzlaştırma kapsamında olan suçların önödeme kapsamında olmayacağı hükme bağlandığından uzlaştırma, önödemenin olumsuz şartıdır. Ancak uzlaştırma ve önödeme arasındaki bu ilişki, söz konusu kuramların ayrık birer kuram olmalarını etkilemez.

Uzlaştırma soruşturma evresinde sağlanırsa kamu davasının açılmasının ertelenmesi, kovuşturma evresinde sağlanırsa hükmün açıklanmasının geri bırakılması kuramları, uzlaşma konusu edimin niteliğine göre, uzlaştırmanın sonucu olarak ortaya çıkabilir. Bu kuramlar ile uzlaştırma arasındaki söz konusu ilişki, kamu davasının açılmasının ertelenmesi, hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve uzlaştırmanın bağımsız birer kuram olma özelliğini ortadan kaldırmaz. Dolayısıyla her üç kurum da ayrık birer kurum olma niteliğini sürdürmektedir.

Uzlaştırmanın, söz konusu kuramlardan temel farkları şu şekilde ortaya konulabilir:

Şikâyetin Geri Alınması (Vazgeçme) Uzlaştırma
*Fail ile mağdur veya suçtan zarar gören arasında bir uzlaşmanın sağlanması gerekli değildir. Her ne kadar kovuşturma evresinde şikâyetin geri alınması, sanığın kabulüne bağlı olsa da bu husus bir tür uzlaşma veya barışma anlamına gelmez. Fail ile mağdur veya suçtan zarar gören arasında uzlaşmanın sağlanması esastır. Uzlaştırma neticesinde ortaya konacak anlaşma, taraflar arasında asgarî ölçüde barışın sağlandığını gösterir. Edimsiz uzlaşma da şikâyetten vazgeçme demek değildir.
*Şikâyetin geri alınması bir edim karşılığında gerçekleştirilmez. CMK m. 253, 17, 19; 254, 2 ve CMUY m. 33 hükümleri edimi, uzlaştırmanın bir unsuru olarak açıkça düzenlemiştir. Ayrıca Yönetmelik hükümlerinde de edim ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
*Şikâyetten vazgeçme, kısmî olarak gerçekleştirilemez. Birlikte işlenen suçlarda bir şüpheli veya sanık hakkında şikâyetçi olunması yahut şikâyetten vazgeçilmesi tüm şüpheli ve sanıklara sirayet eder. Ancak kovuşturma evresinde şikâyetten vazgeçmeyi kabul etmeyen sanık hakkında kovuşturmaya devam olunur. Mağdur veya suçtan zarar görenin, şüpheli yahut sanıklardan biri veya bir kısmıyla uzlaşma yahut uzlaşmama iradesi, diğer şüpheli veya sanıklara sirayet etmez. Mağdur veya suçtan zarar gören, şüpheli yahut sanıkların biriyle, bir kısmıyla veya hepsiyle uzlaşıp uzlaşmamak konusunda

* Şikâyetten vazgeçme, vazgeçme sırasında şahsî haklardan da feragat edildiği açıkça belirtilmedikçe, sorumluluk (tazminat) hukuku yönünden sonuç doğurmaz (TCK m. 73/7). Uzlaştırmanın sonuçlarından biri de mağdur veya suçtan zarar görenin, suç dolayısıyla talep hakkı bulunan tazminat alacağının sonlanmasıdır.
Mağdur veya suçtan zarar gören, uzlaşma neticesinde belirlenen edimin dışında herhangi bir tazminat talep edemez. Daha önce açılmış davalar varsa bunlardan feragat edilmiş sayılır.
* Şikâyetin geri alınması, soruşturma evresinde kendiliğinden, kovuşturma evresinde ise sanığın kabulü ile davayı sonlandırır. Uzlaşmanın sağlanması ve anlaşmanın                Cumhuriyet
savcısı veya hâkim tarafından onaylanması, muhakemeyi tek başına sona erdirmez. Ayrıca, kural olarak, edimin ifası da tamamlanmalıdır.
Önödeme Uzlaştırma
*Uzlaştırma kapsamında olmamak koşulu ile yalnız adlî para cezasını gerektiren veya kanunda öngörülen hapis cezasının yukarı sınırı altı ayı geçmeyen suçlar önödeme kapsamındadır (CMK m. 75). Kural olarak, şikâyete tâbi suçlar uzlaştırma kapsamındadır. Ayrıca kanunda açıkça uzlaştırma kapsamında olduğu belirtilen suçlar uzlaştırma kapsamındadır.
*Fail ile mağdur veya suçtan zarar gören arasında bir uzlaşmanın sağlanması gerekli değildir. Fail ile mağdur veya suçtan zarar gören arasında uzlaşmanın sağlanması esastır. Uzlaştırma neticesinde ortaya konacak anlaşma, taraflar arasında asgarî ölçüde barışın sağlandığına işaret eder.
*Önödeme kurumunun işletilebilmesi için TCK m. 75, 1 ve 4 hükümleri çerçevesinde belirlenecek olan bir miktar paranın ve soruşturma veya yargılama giderlerinin süresi içerisinde devlete ödenmesi gerekmektedir. CMK m. 253, 17, 19 ve 254, 2’de edim, uzlaştırmanın bir unsuru olarak düzenlenmiştir. Uzlaştırma                                     kurumunun
işletilebilmesi için şüpheli veya sanığın, mağdur yahut suçtan zarar görene bir ifa etmesi gerekmektedir.

*Özel hukuku ilgilendiren uyuşmazlıklar çözüme kavuşmuş olmaz. Mağdur veya suçtan zarar görenin                         özel           hukuku
ilgilendiren tazminat hakkı son bulur. Yalnızca uzlaşma anlaşmasında         kararlaştırılan
edim talep edilebilir.
Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi Uzlaştırma
* Şikâyete bağlı olup üst sınırı bir yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlar bakımından uygulanır. Konusunu kural                 olarak,
şikâyete bağlı suçlar oluşturur. Ayrıca          kanunda        açıkça
uzlaştırma kapsamında olduğu belirtilen suçlar uzlaştırma kapsamındadır.           Dolayısıyla
kamu davasının açılmasının ertelenmesi mümkün olan suçlar aynı zamanda uzlaştırmaya da tâbi olabilir. CMK m. 171/3 gereğince uzlaştırma hükümleri önceliklidir.
*Fail ile mağdur veya suçtan zarar gören arasında anlaşmanın olmasına gerek yoktur. Fail ile mağdur veya suçtan zarar gören arasında anlaşma esastır. Taraflar arasında asgarî bir barış sağlanmalıdır.
*Failin sabıka durumu, gelecekteki suç işleyip işlemeyeceğine ilişkin oluşturduğu kanaat, kamu davasının açılmasının ertelenmesinin fail ve toplum açısından etkileri, kamu davasının açılmasının ertelenmesinin şartları arasında düzenlenmiştir. Failin sabıkası, gelecekte suç işleyip işlemeyeceği veya uzlaştırmanın fail yahut toplum için faydalı olup olmadığı uzlaştırma bakımından önem arz etmez.
*Kamu davasının açılmasının ertelenmesinden bahsedebilmek için mağdur veya suçtan zarar görenin yahut kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekmektedir. Uzlaşan mağdur veya suçtan zarar görenin özel hukuku ilgilendiren tazminat hakkı sona erer. Diğer taraftan uzlaşma anlaşması ile kararlaştırılan edim talep edilebilir.
*Ceza tehdidi, erteleme süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlenmemesi halinde son bulur (CMKm. 171/4). Ceza tehdidi, kural olarak, edimin ifası ile son bulur.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Uzlaştırma
* Yapılan yargılama neticesinde iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası yönünde hüküm kurulan suçlar, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kapsamındadır. Kural olarak, şikâyete
bağlı suçlar uzlaştırma
kapsamındadır. Ayrıca kanunda açıkça uzlaştırma kapsamında olduğu belirtilen suçlar uzlaşma kapsamındadır. Uzlaştırma kapsamındaki bir suçun aynı zamanda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kapsamında olması hâlinde uzlaştırmaya ilişkin hükümler öncelikle uygulanır.
*Hükmün açıklanmasının geri bırakılması neticesinde sanık hakkında bir hüküm kurulur, ancak bu hüküm hukuki sonuç doğurmaz (CMK m.231/5). Soruşturma                 evresindeki
uzlaştırma neticesinde şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi veya kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Kovuşturma evresindeki                                       uzlaştırma
neticesinde sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması veya düşme kararı verilir.
* Sanık ile mağdur veya suçtan zarar gören arasında uzlaşma söz konusu değildir. Her ne kadar CMK m. 231/6-c’de yer alan düzenleme, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilebilmesini sanığın kabulüne bağlamışsa da, bu husus tarafların anlaştığı anlamını taşımaz. Bu düzenleme, sanığın yargılanma konusundaki hakkının ifadesidir. Şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar gören arasında bir anlaşma yapılması asıl unsurdur. Uzlaştırma anlaşması, taraflar arasında asgarî bir barışın göstergesidir.
* Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının koşulları arasında failin sabıka durumu, kişilik özellikleri, duruşma sırasındaki tutumu ve gelecekteki suç işleyip işlemeyeceğine ilişkin hâkimde oluşturduğu kanaat yer almaktadır. Failin sabıka durumu, kişilik özellikleri, duruşma sırasındaki tutumu ve gelecekteki suç işleyip işlemeyeceğine ilişkin hakimde oluşturduğu kanaat, uzaklaştırma kurumunun uygulama alanı bulması açısından önemsizdir.
*Mağdurun önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmelidir. Tazmin, derhal veya denetim süresi içerisinde aylık taksitlerle gerçekleştirilebilir. Uzlaşan mağdur veya suçtan zarar görenin özel hukuku ilgilendiren tazminat hakkı sona erer. Yalnızca uzlaşma anlaşmasında                                 kararlaştırılan edim talep edilebilir. Önceden açılmış davadan feragat edilmiş sayılır.
*Fail hakkında öngörülen denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlenmemesi ve verilmiş ise denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklerin ihlâl edilmemesiyle ceza tehdidi son bulur. Ceza tehdidi, kural olarak edimin ifası ile son bulur.
Arabuluculuk Uzlaştırma

Arabuluculukta, arabulucunun tarafların yerine geçip bir karara varması söz konusu değildir. Bu yöntemde amaç, tarafların memnun edilmesi ve mahkeme dışında uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasıdır. Arabuluculuk sürecinde, sonuç hakkında karar verecek olan arabulucu değil taraflardır.

Taraflar her zaman, menfaatlerine en uygun anlaşmayı sağlamak isteyecektir.

Arabuluculuk özel hukuk uyuşmazlıklarında başvurulan bir yöntemdir. Özellikle tazminat ve iş hukuku uyuşmazlıklarında sıklıkla başvurulur.

Arabuluculuk yöntemine dava açılmadan önce veya dava açıldıktan sonra başvurulabilir. Taraflar önce bir arabulucuya başvurma konusunda anlaşırlarsa bundan sonra ön hazırlıklar yapılır ve arabuluculuk müzakereleri başlar.

Dünya’daki genel uygulamalara bakıldığında, arabulucunun hukukçu olması gerekmese de Türkiye’de arabulucu olmak için hukuk mezunu olmak ve en az 5 yıllık tecrübeye sahip olmak gerekmektedir.

Süreçte gizliliğin korunması genel ilkelerdendir. Arabuluculuk faaliyeti esnasında, taraflarca ileri sürülen öneriler veya herhangi bir vakıa veya iddianın kabulü ve sâdece arabuluculuk faaliyeti dolayısıyla hazırlanan belgeler kural olarak ilerideki yargılamalarda delil olarak kullanılamaz (HUAK m. 4-5).

Gizlilik ve delil olamama bakımından arabuluculuk ile aynı kurallar geçerlidir.