Tedbir Nafakasında Alınacak Tedbirler Nelerdir?
Anayasamız 41’inci maddesinde
“Aile Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet ailenin huzur ve refahı ile özellikle anne ve çocukların korunması ve aile plânlamasının öğretimi ve uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar hükmünü getirmiştir.
Türk toplumunun temelini teşkil eden ailede, evlenme merasiminin icrası (eşlerin evlenme iradelerini yetkili evlendirme memuruna, evet sözlü açıklamaları) ile evlilik birliği kurulur. Öncelikle karı ve koca, biribirlerine karşı bu birliğin mutluluğunu temin, çocukların eğitim, bakım ve gözetimine beraberce özen göstermek görevini üstlenmiş olurlar. Yine birliğin devamı süresince birlikte yaşamak biribirine sadakat ve yardımla ödevlidirler. Ayrıca eşler, evlilik birliğinin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılmak zorundadırlar. (TMK. md. 185-186).
Ancak, taraflardan birisi bu görevlerini ihmâl eder veya kasten yerine getirmezse veya diğer eşin sağlığını beden bütünlüğünü tehlikeye sokacak şekilde döver, yaralar, onu zarara sokar hastalıkta tedavisini yaptırmaz, yaşantısı ve davranışlarıyla eşini utanca maruz bırakırsa, şeref ve haysiyeti ile oynarsa, başka bir anlatımla ortak hayat sebebiyle diğer eşin kişiliğini, ekonomik güvenliğini ve aile huzurunu ciddi biçimde tehlikeye düşürücü davaranışlar içine girerse Aile Mahkemesi hâkimi istek üzerine bu olumsuzlukların ortadan kaldırılması için gerekli tedbirleri alır.
Görüldüğü gibi, boşanma davası dışında Aile Mahkemesi hâkimi kendiliğinden hareketle aile birliğine müdahale etmemekte, zarar gören eşin müdahale talebi üzerine harekete geçmektedir.
TMK’nın 195, 196 ve 197. maddelerinin uygulanmasında, eşlerin aile görevlerini ihmâlinde kusurlu olmaları da gerekmektedir. Kusurlu hareketleri örneklersek:
Kocanın birlik görevlerini yerine getirmemesi, müşterek konut temin etmeye yanaşmaması, katkı anlamında evin yiyecek, içecek, ihtiyaçları ile giyecek ihtiyaçları ile ilgilenmemesi, çalışmaması, evi terki, kumar oynaması veya eve geç gelmesi içki içmesi, bar, gece kulübü gibi yerlere gitmesi kazancını kendi ihtiyaçlarına sarfetmesi, mallan ile ilgilenmemesi başkası ile ilişki kurması, çocukların eğitimleri ve eğitim giderleri ile ilgilenmemesi, eşini dövmesi, yaralaması, tehdit etmesi, ağır ve bulaşıcı hastalıklanm tedavi ettirmemesi ekonomik ve sosyal durumuna uygun bannak temin etmeye yanaşmaması, onu evden kovması vb. gibi.
Kadının ev işlerini, yemek pişirme, temizlik görevlerini yerine getirmemesi, ailenin geçimine parasal katkıda bulunmaması, eşine hakaret etmesi, güven sarsıcı ve sadakatsiz davranışlarda bulunması, müşterek konutun teminine yanaşmaması, vb. gibi. Ancak, tüm bu hâllerde, söz konusu olumsuz tutum ve davranışların iradî olması, irade dışı bir hastalık ve kaçınılmaz nedenlerden kaynaklanmaması gerekir.
Eşlerin birlik görevlerini yerine getirmemeleri, çocukların bedenî ve fikrî gelişmelerini eğitim ve öğretim durumlarını, çalışma hayatlarını da etkileyecek onlarında zarar görmelerine neden olacaktır.
Bu nedenle Aile Mahkemesi hâkimi zarar gören ekonomik güvenliği, kişiliği aile huzuru ciddi biçimde tehlikeye düşen eş yamnda bulunan çocukların durumu bilhassa müracaat eden eş yanındaki çocuklarla ilgili gerekli tedbirleri de almak zorundadır. Aile Mahkemesi hâkimi ayrıca, eşleri evlilik birliğinden doğan yükümlülükleri konusunda uyaracak, ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan mali yükümlülüklerin yerine getirilmesine ilişkin gerekli önlemleri alacak, gerektiğinde eşleri resmi veya özel sağlık kurumlarma sosyal hizmet kurumlanna huzurevlerine ve benzeri yerlere yerleştirebilecek onları bir meslek veya eğitim kurumuna verebilecektir. Yine küçükler yönünden bakım ve gözetimlerine yönelik gerekli tedbirleri alaçak, bedensel ve zihinsel gelişimi tehlikede bulunan manen terkedilmiş küçükleri resmî veya özel sağlık kurumuna, eğitimi güç çocuklara özgü kuruma veya bir Aile yanına yerleştirecek çocukların mallan varsa, onlann yönetim ve korunmasına ilişkin önlemleri alacak onlann meslek sahibi biri yanına, Devlet, belediye, bankalar veya diğer kuruluşlar tarafından kurulan teşekkül müessese veya işletmelere benzeri işyerlerine yerleştirilebilecektir. (4787 S.K md. 6)