TCK m 75 Önödeme Ne Anlama Gelmektedir?
MADDE 75.- (1) Uzlaşma kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere, yalnız adli para cezasını gerektiren veya kanun maddesinde öngörülen hapis cezasının yukarı sınırı üç ayı aşmayan suçların faili;
- Adli para cezası maktu ise bu miktarı, değilse aşağı sınırını,
- Hapis cezasının aşağı sınırının karşılığı olarak her gün için yirmi Türk Lirası üzerinden bulunacak miktarı,
- Hapis cezası ile birlikte adli para cezası da öngörülmüş ise, hapis cezası için bu fıkranın (b) bendine göre belirlenecek miktar ile adli para cezasının aşağı sınırını,
Soruşturma giderleri ile birlikte, Cumhuriyet savcılığınca yapılacak tebliğ üzerine on gün içinde ödediği takdirde hakkında kamu davası açılmaz.
- Özel kanun hükümleri gereğince işin doğrudan mahkemeye intikal etmesi halinde de fail, hakim tarafından yapılacak bildirim üzerine birinci fıkra hükümlerine göre saptanacak miktardaki parayı yargılama giderleriyle birlikte ödediğinde kamu davası düşer.
- Cumhuriyet savcılığınca madde kapsamına giren suç nedeniyle önödeme işlemi yapılmadan dava açılması veya dava konusu fiilin niteliğinin değişmesi suretiyle madde kapsamına giren bir suça dönüşmesi halinde de yukarıdaki fıkra uygulanır.
- Suçla ilgili kanun maddesinde yukarı sınırı üç ayı aşmayan hapis cezası veya adli para cezasından yalnız birinin uygulanabileceği hallerde ödenmesi gereken miktar, yukarıdaki fıkralara göre adli para cezası esas alınarak belirlenir.
- Bu madde gereğince kamu davasının açılmaması veya ortadan kaldırılması, kişisel hakkın istenmesine, malın geri alınmasına ve müsadereye ilişkin hükümleri etkilemez.
Getirilen Yeniliklerin Ana Hatları
Önödeme kurumunu düzenleyen 5237 sayılı TCK.nun 75.maddesi 765 sayılı TCK.nun 119.maddesine nazaran önemli yenilikleri içermektedir.
5271 sayılı CMK’nun 5560 sayılı kanunla değişik 253.maddesinde, suçtan zarar göreni gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olup, soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı bulunan (etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar hariç) suçlarda “uzlaşma” kurumunun dava ve cezayı düşüren bir neden olarak düzenlenmiş olması nedeniyle önödeme”nin sınırı bir miktar daralmış ve yerini uzlaşma almıştır. Yeni düzenlemede uzlaşma kapsamındaki suçlar önödeme kapsamı dışında bırakılmıştır.
Getirilen diğer bir önlemli yenilik ise, 765 sayılı TCK.nun 119.maddesinin 4.fıkrasında yer alan ve önödeme önerisine uyulmaması nedeniyle yapılan yargılama sonunda mahkum edilen kimsenin mahkum olacağı cezanın yarı nispetinde arttırılmasını öngören hükme 5237 sayılı TCK.nun 75.maddesinde yer verilmemiş olmasıdır. Hukuksal değerlerin ceza yaptırımlarını gerekçelendirme ve sınırlandırma fonksiyonu ile çelişen bu ağırlatıcı nedenin mevzuatımızdan çıkarılması isabetli olmuştur. Ünver’in de belirttiği gibi, anılan 119/4.fıkrada, kendisine kanunen tanınan bir hakkı kullanmayan bir kimsenin cezasının artırılması öngörülmekteydi. Bu artırmayı haklı gösteren ne ağır bir ihlal modeli ne de bu önerinin yerine getirilmemesi dolayısıyla ihlal edilen başka bir hukuksal değer söz konusu değildir ve bu eski düzenleme hiçbir hukuksal değer korumasına hizmet etmeksizin, sırf pragma- tik amaçlarla getirilmiş ve özünde önödeme kurumunun mantığına aykırı olarak yalın itaatsizliği cezalandırmaktaydı.
Önödeme kurumu bakımından getirilen bir diğer yeniliğe, yeni Türk ceza adaleti sistemini oluşturan temel kanunlardan olan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 174.maddesinin 2.fıkrasında yer verilmiştir. Anılan 174/2.fıkrada, “önödemeye tabi işlerde, önödeme usulü uygulanmaksızın kamu davası açılamaz. Aksi takdirde iddianame iade edilir.” denilmektedir. Cumhuriyet savcısı, iddianamenin iadesi üzerine sanığa usulüne uygun olarak önödeme önerisinde bulunacak ve TCK.nun 75. maddesinde öngörülen prosedürü uygulayacaktır (CMK. 174/3. md.). İade kara- rina karşı Cumhuriyet savcısı, örneğin eylemin önödeme kapsamına girmeyen başka bir suçu oluşturduğu gerekçesiyle itiraz edebilir (CMK. 174/4.md.). Önödeme kuru- munun amacına ve mantığına uygun olan bu yeni düzenlemeyi de isabetli buluyoruz.
Diğer yandan 119.madde yer almayan diğer bir yenilik ise, Özel Kanun hükümleri gereğince işin doğrudan mahkemeye intikal etmesi, Cumhuriyet savcılığınca önödeme işlemi yapılmadan dava açılması veya dava konusu fiilin niteliğinin değişmesi suretiyle önödeme kapsamına giren bir suça dönüşmesi hallerinde failin gerekli koşullan yerine getirmesi halinde kamu davasının düşmesine karar verileceğinin 75.maddenin 2. ve 3.fıkralarında açıkça gösterilmiş olmasıdır.
Önödeme Kavramı Ve Tanımı
Batı ülkelerinde de değişik şekil ve koşullarla uygulanan önödeme kurumu, toplumsal gelişmeye paralel olarak suçlardaki artış oranı dikkate alınarak mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla kabul edilen ve niteliği itibariyle maddi ceza hukukunu ve ceza muhakemesi hukukunu ilgilendiren karma nitelikte bir düzenlemedir. Bu niteliklerinden dolayı, önödeme, devlet ile birey arasındaki ceza ilişkisine son vermesi nedeniyle TCK.nun 75.maddesinde, diğer yandan önödeme uygulanacak cezalarda, bunun uygulanmaması bir muhakeme engeli oluşturduğundan CMK.nun 174/2., 3., 4. ve 223/8.maddelerinde yer verilmiştir. Nitekim Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, önödeme kurumunun anılan nitelikleri vurgulanarak, yasamızdaki düzenleniş biçimine, geçirdiği aşamalara, gerekçe ve içeriğine göre Türk Hukukunda bu kurumun, hem usule(muhakemeye) hem de maddi ceza hukukuna ilişkin karma nitelikte bir düzenleme olduğu belirtilmiştir.
Yargıtay CGK. bir kararında önödemenin amaçları vurgulanmıştır.
“Önödemenin amaçlarından birisi mahkemelerin işlerinin önemli oranda azaltılması ve çabuklaştırılması, İkincisi de sanığın mahkumiyet hükmü ile karşı karşıya kalmasının, dolayısıyla sabıkalı duruma düşmesinin önlenmesidir.”
TCK.nun 75.maddesindeki düzenleniş şekline göre önödeme; uzlaşma kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere, yalnız adli para cezasını gerektiren veya kanun maddesinde öngörülen hapis cezasının yukarı sınırı üç ayı geçmeyen suçların failinin, gene bu maddede belirtilen şekilde belirlenecek adli para cezasını, soruşturma giderleri ile birlikte ödediği takdirde, kamu davasının açılmaması veya dava açılmışsa kamu davasının düşmesini sonuçlayan bir kurum olarak tanımlanabilir. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere, önödeme önerisine uyulması halinde, hazırlık soruşturmasında dava açılmamakta, dava sırasında ise yargılama yapılmamakta ve doğrudan infaz safhası gerçekleşmektedir. Böylece mahkemelerin iş yükü azaltılmış olduğu gibi, sanığın da bu mahkumiyet hükmü ile karşı karşıya gelmesi önlenmiş olmaktadır.
Doktrinde, önödemenin maddi ceza hukuku (suç hukuku) yada ceza muhakemesi hukuku kurumu olduğu görüşünden hareketle değişik biçimde tanımlar yapılmaktadır.
Öztürk’e göre, önödeme, kamu davası açılmadan ve/veya yargılama yapılmadan failin cezalandırılmasına imkan veren bir kurumdur. Bu tanımda, önödemenin dava açılmasından sonra da yapılabileceği, ancak, dava sırasındaki önödemenin yargılama yapılmamasını gerektirdiği belirtilmiştir.
Kurdoğlu, önödemeyi, “para cezasını gerektiren bir suçu işleyen yada işlediği iddia olunan kimseye (sanığa), eylemin gerektirdiği para cezasını önceden ödemek suretiyle devlet ile arasındaki cezai ilişkiye son verilmesi imkanını sağlayan bir ceza hukuku kurumu” olarak tanımlamaktadır.
Karagülmez’e göre ise önödeme, suç karşısında, sanığın kabulü ile yasaya göre tayin edilen para cezasını süresinde yatırarak, hazırlık soruşturması sırasında son soruşturmanın açılmasına engel olan, dava sırasında ise yargılama yapılmasına son verip davanın düşmesini sağlayan bir ceza yargılaması kuruntudur.
Önödeme kurumu, mahkemelere intikal eden işlerde önemli ölçüde azalma sağlayacağı ve mahkemelerin diğer işleriyle yeterli şekilde ilgilenmelerine imkan vereceği düşüncesiyle kabul edilmiştir. Geçmişteki uygulamalara baktığımızda önödeme kurumu gerçekten büyük yük altında bulunan mahkemelerimiz yönünden çok yararlı etkiler yapmıştır. Yeni TCK ile getirilen yeni sistemde, mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla önemsiz görülen bazı suçların, özellikle suçlarda cürüm-kabahat ayrımının terk edilmesinin bir sonucu olarak kabahatlerin önemli ölçüde yeni TCK.na alınmayarak, bunun yanı sıra yaptırımlar bakımından cezalar (hapis ve adli para cezası) ve güvenlik tedbirleri şeklinde iki izlilik sisteminin kabulü ve hatta üç izlilik olarak olarak da adlandırılan, bu sisteme suçun mağdurunu korumak elmacıyla getirilen “uzlaşma” kuruntunun da eklenmesiyle, çok yerinde olarak, önödemenin sınırı bir miktar daralmış ve yerini kısmen uzlaşma almıştır.
Ceza adaletinin ucuz, hızlı ve iyi bir biçimde gerçekleşmesi bakımından önödeme, uygulamanın zorunlu olarak ortaya koyduğu bir kurumdur.
Önödeme Kurumunun Tarihi Gelişimi
Önödeme kurumu, karşılaştırmalı hukukta ilk olarak 1853 tarihli Saksonya Ceza Muhakemeleri Kanunu’nda düzenlenmiş, Saksonya’daki bu düzenleme, “oblazione volontaria” ismiyle 1889 tarihli İtalyan Zanardelli Kanunu’na 101.madde olarak alınmış, buradan da 01.03.1926 tarihli ve 765 sayılı TCK.nun 119.ntaddesi olarak alınmış ve günümüze kadar çeşitli değişikliklere uğramıştır. Yapılan bu değişikliklerin hepsi de önödeme kurumunun kapsamını genişletme yönünde olmuştur. 5237 sayılı TCK.nun 75.maddesindeki düzenlemede ise önödemenin uzlaşma kapsamındaki suçlar dışında uygulanabileceği kabul edilerek önödemenin sınırı, izlenen suç politikasının sonucu olarak bir miktar daraltılmış bulunmaktadır.
Önödemenin Hukuki Niteliği
Önödeme Çeşitleri
75.maddedeki düzenleme biçimine göre önödemenin iki temel çeşidi sözkonusudur. Eğer önödeme kamu davası açılmadan önce yani soruşturma evresinde aşamasında yapılmış ise “C.Savcısı tarafından yapılan önödeme”, kamu davası açıldıktan sonra yapılmış ise “hakim tarafından yapılan önödeme” sözkonusu olmaktadır.
C.Savcısı Tarafından Yapılan Önödeme Bildirimi
Esasen önödemede kural; uyuşmazlığın hazırlık aşamasında çözümlenmesidir. Bu itibarla asıl olan C.savcısı tarafından yapılan önödeme bildirimidir. C.savcısınca yapılan önödeme, kamu davasının açılmasına engel olur. C.savcısının soruşturma evresinde suçun önödeme kapsamında kaldığını tespit etmesi halinde, sanığa 75.maddenin 1.fıkrası hükümlerine göre önödeme önerisinde bulunması zorunludur, bu konuda herhangi bir takdir hakkı mevcut değildir. Koşulları varsa sanığa önödeme önerisi yapılır ve 10 günlük yasal sürede sanığın önödemede bulunması beklenir. Sanık önödemede bulunmayacağını açıkça beyan etse bile bu süre beklenmeden kamu davası açılamaz. Sanık önödemede bulunduğu takdirde C. Savcısınca kovuşturmaya yer olmadığına karar verilecektir.
Kamu Davası Açıldıktan Sonra Hakim Tarafından Yapılan Önödeme Bildirimi
C.savcısı tarafından 75.madde kapsamına giren suç nedeniyle önödeme işlemi yapılmadan dava açılması veya dava konusu fiilin niteliğinin değişmesi suretiyle önödeme kapsamına giren bir suça dönüşmesi yada özel kanun hükümleri gereğince işin doğrudan mahkemeye intikal etmesi durumlarında hakim veya mahkemenin sanığa önödeme bildiriminde bulunması gerekmektedir.
C.Savcısı Tarafından Önödeme İşlemi Yapılmadan Dava Açılması
Bu durumda, mahkeme 5271 sayılı CMK.nun 174/2.maddesi uyarınca iddianamenin iadesine karar vermelidir. Zira, CMK.nun 174/2.madde ve fıkrasında, önödemeye tabi işlerde, önödeme usulü uygulamaksızın kamu davası açılamayacağı, aksi takdirde mahkemece iddianamenin iade edileceği belirtilmiştir. Mahkemenin iade kararına karşı C.savcısı itiraz edebilir. C.savcısı, itiraz etmediği taktirde, iade kararı üzerine sanığa önödeme önerisinde bulunarak 75.maddenin 1.fıkrası uyarınca işlem yapmakla yükümlüdür.
Ancak, CMK.nun 175.maddesi uyarınca, mahkemece iddianamenin kabulüyle, kamu davası açılmış sayılacağı ve kovuşturma evresi başlayacağından, mahkeme bu evreden sonra artık iddianamenin iadesi kararı veremez. Mahkeme, suçun önödeme kapsamında olduğunu, duruşma hazırlığı evresinde tespit ederse, duruşmayı beklemeksizin sanığa önödeme bildiriminde bulunabilir. Bu bildirimi, duruşma sırasında da yapabilir. Mahkemece yapılan önödeme bildirimi üzerine sanığın gerekli para cezasını yargılama giderleriyle birlikte ödediği takdirde kamu davasının düşmesine karar verilecektir (75/3.f ).
Dava Konusu Fiilin Niteliğinin Değişmesi Suretiyle Önödeme Kapsamına Giren Bir Suça Dönüşmesi
Duruşma devresinde dava konusu fiilin niteliğinin değişmesi suretiyle önödeme kapsamına giren bir suça dönüşmesi mümkündür. 765 sayılı TCK.nun 119.maddesinde bu ihtimali karşılayacak bir hüküm bulunmamaktaydı. Yargıtay İBK (11.04.1983, 2/2) uyarınca, bu durumda mahkemece, nitelik değiştirerek önödeme kapsamına giren suçtan dolayı sanığa önödeme önerisinde bulunması ve sonucuna göre işlem yapılması gerektiği yönünde yerleşik bir uygulama sözkonusuydu. 5237 sayılı TCK.nun 75.maddesinin 3.fıkrası bu ihtimali açıkça düzenleyerek, bu durumda da 75/2.fıkra hükmünün uygulanacağı belirtilmiştir.
Özel Kanun Hükümleri Gereğince İşin Doğrudan Mahkemeye İntikal Etmesi
Özel Kanun hükümleri gereğince soruşturma evrakının doğrudan ilgili mahkemeye intikal etmesi ve suçun önödeme kapsamında bulunması durumunda (örneğin, 394 sayılı Hafta Tatili Kanununun 9.maddesi ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 114/3.maddesi bu şekilde işin doğrudan Sulh Ceza Mahkemesine gönderileceğim öngörmekteydi) faile hakim tarafından 75.maddenin 1.fıkrası hükümlerine göre saptanacak miktardaki parayı yargılama giderleriyle birlikte ödemesi için önödeme önerisinde bulunulacaktır. Fail, yasal süre zarfında önödeme miktarını ödediği takdirde kamu davasının düşmesine karar verilecektir.
Önödemenin Koşulları
Önödeme hükmünün (75.md.) uygulanabilmesi için aranan koşullar şunlardır;
Suçun Uzlaşma Kapsamındaki Suçlardan Olmaması
75.maddenin 1.fıkrasında “uzlaşma kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere” denilmek suretiyle, ceza miktarı bakımından önödeme kapsamında olsa bile uzlaşma kapsamında bulunan suçlarda önödeme hükmünün uygulanamayacağı açıkça vurgulanmıştır.
Yasa koyucu, bu hükümle, 73/8.maddede düzenlenen ve ceza adalet sistemimizde reform sayılabilecek bir kurum olan “uzlaşma” kurumunun mağdurun zararının giderilmesi işlevini yerine getirmesini sağlamayı amaçlamıştır.
Suçun Cezasının Önödeme Kapsamında Bulunması
TCK.nun 75.maddesinin 1.fıkrasına göre önödeme hükmünün uygulanabilmesi için, önödemenin konusunu oluşturan suçun, yalnız adli para cezasını gerektirmesi veya kanun maddesinde öngörülen hapis cezası yukarı sınırının üç ayı aşmaması gerekir.
Yukarı Sınırı Üç Ayı Aşmayan Hapis Cezası Öngörülmesi
75/1.madde uyarınca, önödeme kurumu,üst sınırı üç ayı aşmayan hapis cezasını gerektiren suçlarda uygulanabilir. Burada somut hapis cezası değil suçla ilgili kanun maddesinde yazılı cezanın yukarı sınırı esas alınacaktır. Kanun maddesinde hapis cezasının aşağı veya yukarı sınırlarından biri gösterilmemişse bu durumda aşağı veya yukarı sınırlar genel hüküm olan TCK.un 49/1.maddesi hükmüne göre belirlenecektir. 49/1.fıkrada, süreli hapis cezasının, kanunda aksi belirtilmeyen hallerde bir aydan az, yirmi yıldan fazla olamayacağı öngörülmüştür.
Suçun Yalnız Adli Para Cezasını Gerektirmesi
5237 sayılı TCK. ile getirilen yeni sistemde para cezalarının hafif ağır para cezası yada kamu-nisbi para cezası şeklinde bir ayrımına yer verilmemiş ve sadece adli para cezası öngörülmüştür. Suçun yalnız adli para cezasını gerektirmesi halinde suçun failine 75/1.fıkrada öngörülen önödeme hükümleri uygulanacaktır.
Seçimlik Ceza Öngörülmesi
75.maddenin 4.fıkrasında, suçla ilgili kanun maddesinde yukarı sınırı üç ayı aşmayan hapis cezası veya adli para cezasından yalnız birinin uygulanabileceği hallerde de önödeme hükümlerinin uygulanacağı, ancak ödenmesi gereken miktarın adli para cezası esas alınarak belirleneceği hükme bağlanmıştır.
Önödeme Halinde Kişisel Hakkın İstenmesi, Malın Geri Alınması Ve Müsadere
75.maddenin 5.fıkrası uyarınca, önödeme dolayısıyla verilecek kamu davasının açılmaması veya ortadan kaldırılması kararları, kişisel hakkın istenmesine, malın geri alınmasına ve müsadereye ilişkin hükümleri etkilemeyecektir.
Önödeme Miktarının Belirlenmesi
Önödeme miktarının ne şekilde belirleneceği, 75.maddenin 1. ve 4.fıkrasında gösterilmiştir. Buna göre;
- Adli para cezası maktu ise bu miktar, değilse aşağı sınırı,
- Hapis cezasının aşağı sınırın karşılığı olarak her gün için yirmi Türk Lirası üzerinden bulunacak miktar,
- Yukarı sınırı üç ayı aşmayan hapis cezası veya adli para cezasından yalnız birinin uygulanması öngörülmüşse adli para cezası (bu ceza maktu ise bu miktar, değilse aşağı sınırı).
Esas alınarak önödeme miktarı belirlenecektir.
Önödeme miktarı hesaplanırken, yaş, takdiri indirim nedeni, teşebbüs nedeniyle indirim yapılmaz.
Önödeme Uygulaması
Yukarıda öngörülen koşulların varlığı ve isnadın ciddiliği konusunda yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilmesi durumunda soruşturma evresinde C.savcısı, dava açılmış ve iddianame kabul edilmiş ise mahkemece faile önödeme önerisinde bulunulacaktır. Failin belirlenen önödeme miktarını soruşturma yada yargılama giderleri ile birlikte, tebliğ ve bildirim üzerine on günlük süre içinde ödediği takdirde failin hakkında kamu davası açılmayacak (kovuşturmaya yer olmadığına dair karar) yada dava açılmış ise davanın düşmesine karar verilecektir. Yasal süre içinde önödeme miktarının ödenmemesi halinde C.savcısınca kamu davası açılacak, mahkemece de yargılamaya devam edilerek suçun sübutu halinde faile ilgili kanun maddesindeki cezaya öl.madde öngörülen biçimde karar verilecektir. Yeni düzenlemede, önödemede bulunulmaması halinde cezanın yarı oranında artırılması yönünde bir hükme yer verilmemiştir.
Usulüne uygun bir önödeme önerisinden söz edilebilmesi için, sanığa yapılacak olan tebligatta, suçun ilgili kanun maddelerinin, cezanın ve soruşturma yada yargılama giderlerinin doğru ve açık bir biçimde gösterilmesi gerekir. Sanığın birden fazla suçu önödeme kapsamında ise her bir suç için bu hususların ayrı ayrı gösterilmesi gerekir. Keza, tebligatın da usulüne uygun olarak yapılması gerekir. Ödeme mercii, mal müdürlükleridir. Ancak, sanık PTT veya banka havalesi ile süresinde ödeme yapmışsa bu ödemede usulüne uygun bir ödeme olarak kabul edilmelidir.
Önödeme için öngörülen 10 günlük yasal süre 5271 sayılı CMK.nun 39.maddesine göre hesaplanacaktır. Anılan 39.maddede;
“(1) Gün ile belirlenen süreler, tebligatın yapıldığının ertesi günü işlemeye başlar.
Son gün bir tatile rastlarsa süre, tatilin ertesi günü biter.” hükümlerine yer verilmiştir. Sanık, yapılan tebligat üzerine, önödeme önerisine uymayacağını açıklasa bile müteakip işlemler için bu yasal sürenin geçmesinin beklenmesi gerekmektedir.
Sanık, önödemede bulunsa bile, beraatine karar verilmesi gereken durumlarda öncelikle beraat kararı verilmelidir. Eğer önödemenin yanısıra zamanaşımı da gerçekleşmişse, zamanaşımı önödemeye nazaran sanığın lehine olduğundan zamanaşımı hükümleri uygulanmalı ve ödenen miktar sanığa iade edilmelidir.