Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

TCK m 172 Radyasyon Yayma Suçu ve Cezası

TCK m 172 Radyasyon Yayma Suçu ve Cezası

MADDE 172.- (1) Bir başkasını, sağlığını bozmak amacıyla ve bu amacı ger­çekleştirmeye elverişli olacak surette, radyasyona tabi tutan kişi, üç yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

  • Birinci fıkradaki fiilin belirsiz sayıda kişilere karşı işlenmiş olması halin­de, beş yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
  • Bir başkasının hayatı, sağlığı veya malvarlığına önemli ölçüde zarar ver­meye elverişli olacak biçimde radyasyon yayan veya atom çekirdeklerinin parça­lanması sürecine etkide bulunan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  • Radyasyon yayılmasına veya atom çekirdeklerinin parçalanması sürecine, bir laboratuvar veya tesisin işletilmesi sırasında gerekli dikkat ve özen yükümlü­lüğüne aykırı olarak neden olan kişi, fiilin bir başkasının hayatı, sağlığı veya malvarlığına önemli ölçüde zarar vermeye elverişli olması halinde, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

172.maddede tanımlanan “radyasyon yayma” suçları yeni bir düzenleme olup 765 sayılı ETCK’da karşılığı bulunmamaktadır.

Suçla Korunan Hukuksal Yarar

Maddede tanımlanan somut tehlike suçlarıyla korunmak istenilen hukuksal ya­rar, başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı değerleri ile kamu güvenliğidir.

Suçun Faili

Maddenin ilk üç fıkrasında tanımlanan kasten radyasyon yayma suçlarının faili, herhangi bir kişi olabilir.maddenin son fıkrasındaki taksirli suçun faili ise bir labo­ratuar veya tesisin işletilmesinden sorumlu olan kişilerdir.

1.Fıkradaki Suçun Maddi Unsuru

Maddenin 1.fıkrasındaki suçun maddi un­surunu oluşturan hareket, bir kişiyi radyasyona tabi tutmaktır. Ancak bir somut tehlike suçu niteliği taşıyan bu suçun oluşabilmesi için bu hareketin bir başkasının sağlığını genel olarak zarara sokabileceği saptaması yeterli olmayıp, radyasyona tabi tutma fiilinin bir başkasının sağlığını bozmak amacıyla ve bu amacı gerçekleş­tirmeye elverişli olacak surette işlenmesi yani bu bakımdan somut, münferit olayda saptanabilir bir zarar tehlikesinin doğmuş olması gerekir.

“Radyasyon”, elektromanyetik dalgalar veya parçacıklar biçimindeki enerji ya­nımı veya aktarımıdır. İyonlaştırıcı radyasyon yayınlayan radyoaktif maddelerle radyasyon yayınlayın veya üretici aygıtlara “radyasyon kaynağı” denilmektedir. “İyonlaştırıcı radyasyon” ise, maddesel ortamdan geçerken onunla etkileşerek iyon çiftleri oluşturabilen X ışını, gamma ışını gibi elektromanyetik ışınlarla, kinetik enerjileri olan yüklü parçacıklar, ağır iyonlar ve serbest nötronlar gibi tanecik karak­terli ışınımlardır. Ses dalgalarıyla, elektromanyetik spektrumun morötesi ve daha büyük dalga boylu bölgesi, bu tanımın kapsamı dışındadır. Radyasyon yayma ey­leminin bir başkasının sağlığını bozacak ağırlıkta (bu sonucu doğurmaya elverişli) olup olmadığı hususu teknik bilgiyi gerektirdiğinden, somut olayda mahkemece bu konuda uzman bilirkişilerin görüşüne başvurulması gerekmektedir. Radyasyona tabi tutma fiilinin kasten belirsiz sayıda kişilere karşı işlenmiş olması halinde faile verilecek ceza 2.fıkra uyarınca hükmolunacaktır.

3.Fıkradaki Suçun Maddi Unsuru

Maddenin 3.fıkrasında tanımlanan somut tehlike suçunun maddi unsurunu oluşturan seçimlik hareketleri radyasyon yaymak veya atom çekirdeklerinin parçalanması sürecine etkide bulunmaktır. Ancak bu fiillerin 172/3.fıkradaki suçu oluşturabilmesi için yayılan veya oluşturulan radyas­yonun bir başkasının hayatı, sağlığı veya malvarlığına önemli ölçüde zarar vermeye elverişli olacak miktarda olması gerekir.

Bu suçla 1.fıkrada tanımlanan suç arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. Birinci fıkrada radyasyona tabi tutulan kişi belirli olduğu halde 3.fıkradaki suçun yöneldiği kişi belirsizdir. Ayrıca 1.fıkrada hareketin sadece sağlığa zarar vermeye elverişli olacak surette işlenmesi yeterli ve gerekli sayılmış iken, 3.fıkradaki suç bakımından yayılan veya oluşturulan radyasyonun bir başkasının hayatı, sağlığı veya malvarlığına önemli ölçüde zarar vermeye elverişli olması aranmış ve böylece malvarlığı da suçun konusuna dahil edilmiştir. Her iki suçun ortak özelliği, kasten işlenebilen birer suç olmalarıdır. Eylemin sonucunda korunan hukuksal değerler açısından doğan somut zarar tehlikesinin önemli ölçüde olup olmadığı teknik bir husus olup, bu konuda uzman bilirkişilerin mütalaasına başvurulması gerekir.

Atom çekirdeklerinin parçalanma sürecine etkide bulunmaktan maksat bu süre­ci çabuklaştıracak davranışlarda bulunmaktır. Bu bakımdan radyasyonu yayan ile atom çekirdeklerinin parçalanma sürecini hızlandıran arasında bir fark yoktur. Önemli olan, bu fiillerin belirsiz bir kişinin hayatı, sağlığı veya malvarlığına önemli ölçüde zarar vermeye elverişli olacak biçimde işlenmiş olmasıdır.

4.Fıkradaki Suçun Maddi Unsuru

Maddenin 4.fıkrasında taksirle işlenen radyasyon yayma veya atom çekirdeklerinin parçalanması sürecine etkide bulunma fiilleri suç olarak tanımlanmıştır. Suçun maddi unsuru, bir başkasının hayatı, sağlığı veya malvarlığına önemli ölçüde zarar vermeye elverişli olacak biçimde radyasyon yayılmasına veya atom çekirdeklerinin parçalanması sürecine, bir laboratuar veya tesisin işletilmesi sırasında gerekli dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak sebebiyet verilmesi ile oluşmaktadır. Radyoaktif maddelerle ilgili faaliyette bulunan laboratuar veya tesisin işletilmesinden sorumlu olan kişilerin bu konuda bilgi sahibi olmaları, bu meslek grubu bakımından ortak tecrübe ile tespit edilen objektif dikkat ve özeni göstermeleri zorunludur. Taksirli fiil yapma (icra) veya yapmama (ihmal) biçiminde olabilir.

Radyoaktif madde ile çalışan veya bu maddeleri üreten laboratuar veya tesisle­rin işletilmesinden sorumlu olan kimselerin taksirinin varlığı bu husustaki mevzuat hükümleri de gözetilerek uzman bilirkişilerin mütalaaları alınmak suretiyle belir­lenmelidir.

Suçun Manevi Unsuru

Maddenin 1.fıkrasındaki suçun manevi unsurunun oluşabilmesi için genel kast yeterli olmayıp radyasyona tabi tutulan kişinin sağlığını bozmak amacıyla (özel kastla) hareket edilmesi gerekir.

Maddenin 3.fıkrasında tanımlanan suçun manevi unsuru kast olup, failin hangi saikle bu suçu işlediği önem taşımaz.

Maddenin 4.fıkrasındaki suç ise ancak taksirle işlenebilir. Failin gerekli objektif dikkat ve özeni gösterip göstermediği, manevi unsur açısından araştırılacaktır.

Suça Etki Eden Nedenler

Maddenin 2.fıkrasında, birinci fıkradaki “radyasyona tabi tutmak” fiilinin kas­ten belirsiz sayıda kişilere karşı işlenmesi, sözkonusu suç açısından daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektiren nitelikli hal sayılmıştır.

Maddede tanımlanan suçlarla ilgili olarak cezanın azaltılmasını öngören özel bir hükme yer verilmemiştir.

Teşebbüs

Maddenin 1. ve 3.fıkrasında tanımlanan tehlike suçlan bakımın­dan, somut olayda saptanabilir somut bir tehlikenin doğmuş olması cezalandırılabilirliğin bir koşulu olarak arandığından ve 4.fıkradaki suçun da taksirli suç niteliğin­de bulunmasından dolayı kanaatimizce bu suçlara teşebbüs mümkün değildir.

İştirak

Maddenin 1. ve 3.fıkralarında tanımlanan suçlara iştirakin her hali (YTCK 37-41.md.) mümkündür.

Maddenin 4.fıkrasında tanımlanan taksirli suçta iştirake ilişkin genel hükümle­rin (37-41.md.) uygulanması mümkün değildir. Buna karşılık bu taksirli suçun bir­kaç kişi tarafından işlenmesi mümkündür. Bu suç açısından laboratuar veya tesisin işletilmesinden sorumlu olan birden fazla kişinin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılığı sözkonusu ise YTCK’nun 22/5.fıkrası uyarınca her bir fail kendi kusuru gözönünde bulundurulmak suretiyle sorumlu tutulacaktır. Bu gibi durumlarda somut tehlikenin oluşumu açısından her kişinin taksirli fiili dolayısıyla kusurluluğu bir diğerinden bağımsız olarak belirlenecektir.

İçtima

Maddenin 2.fıkrasındaki, cezanın ağırlaştırılmasını gerektiren nitelikli hali düzenleyen hüküm, suçların içtimaına ilişkin özel bir hüküm niteliğindedir. Buna göre “radyasyona tabi tutmak” fiilinin belirsiz sayıda kişilere karşı işenmiş olması halinde gerçek içtima kuralı uygulanamayacak sadece 2.fıkra uyarınca ağır­laştırılmış hapis cezası uygulanacaktır.

172.maddede tanımlanan fiillerin işlenmesiyle bir zarar neticesinin meydana gelmesi halinde, örneğin 1.fıkradaki suçun neticesinde kişilerin ölmesi veya yara­lanması halinde, meydana gelen zarar neticesi açısından kasten öldürme veya yara­lama suçu oluşabilir. Keza, 3. ve 4.fıkralardaki suçların neticesinde ölüm, yaralanma veya malvarlığında zarar oluşması halinde de aynı durum sözkonusudur. Bu gibi durumlarda farklı neviden fikri içtima (44.md.) hükümlerinin uygulanması gerekir.

Kovuşturma

Maddede tanımlanan suçların soruşturma ve kovuşturması re’sen yapılır.

Görevli Mahkeme

5235 sayılı Kanunun 11. ve 12.maddeleri uyarınca; 172.maddenin 1. ve 2.fıkralarındaki suçlardan açılan davalara ağır ceza mahkeme­sinde, 3. ve 4.fıkrala-rındaki suçlardan açılan davalara ise asliye ceza mahkemele­rinde bakılır.

Suçun Yaptırımı

Maddenin 1.fıkrasındaki, bir başkasını radyasyona tabi tutma suçunun yaptırımı üç yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasıdır. Bu fiilin belir­siz sayıda kişilere karşı işlenmiş olması halinde bu cezanın alt sınırı beş yıl hapis cezasından az olamayacaktır.

Maddenin 3.fıkrasmda tanımlanan suçun yaptırımı iki yıldan beş yıla kadar ha­pistir. Maddenin 4.fıkrasmdaki taksirli suçun yaptırımı ise altı aydan üç yıla kadar hapis cezasıdır.

Dava Zamanaşımı

Maddenin 1. ve 2.fıkrasındaki suçların dava zamanaşımı süresi onbeş yıldır (66/1-d bendi). 3. ve 4.fıkralardaki suçların dava zamanaşımı süresi ise sekiz yıldır (66/1-e bendi).