Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

Taksir Nedir? Taksir Çeşitleri Nelerdir?

Taksir Nedir? Taksir Çeşitleri Nelerdir?

MADDE 22- (1) Taksirle işlenen fiiller, kanunun açıkça belirttiği hâllerde cezalan­dırılır.

  • Taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir.
  • Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi hâlin­de bilinçli taksir vardır; bu hâlde taksirli suça ilişkin ceza üçte birden yansına kadar artırılır.
  • Taksirle işlenen suçtan dolayı verilecek olan ceza failin kusuruna göre belirlenir.
  • Birden fazla kişinin taksirle işlediği suçlarda, herkes kendi kusurundan dolayı sorumlu olur. Her failin cezası kusuruna göre ayrı ayrı belirlenir.
  • Taksirli hareket sonucu neden olunan netice, münhasıran failin kişisel ve ailevî durumu bakımından, artık bir cezanın hükmedilmesini gereksiz kılacak derecede mağ­dur olmasına yol açmışsa ceza verilmez; bilinçli taksir hâlinde verilecek ceza yarıdan altıda bire kadar indirilebilir.

Taksir Açıklama

Madde metninde taksire ilişkin hükümlere yer verilmiştir.

Suç işleyen bir kimsenin cezalandırılması iradesinin sonuca yönelmiş bulun­masına bağlıdır. Ancak, eylem belli bir sonuca yönelmemiş ve failin iradesi dışında bir sonuç meydana gelmiş olabilir. Kişinin suç tipinde öngörülen sonuca yönelik kast içinde olmadan ve gereken özeni göstermiş bulunsaydı sonucun meydana gel­mesi olanağından söz edilemeyen durumlarda, taksir olgusu ortaya çıkar.

Suçlar, kural olarak kasten işlenirler. Ancak, istisnaen taksirle işlenen belli fiil­ler, kanunlarda suç olarak tanımlanmaktadır. Bir eylemin taksirle işlenmiş halinin cezalandırılabilmesi için, kanunda açıkça taksirle işlenebileceğinin öngörülmüş bulunması gereklidir. Bu nedenledir ki, YTCK’nııı 22. maddesinin 1. fıkrasında taksirle işlenen fiillerin, kanunun açıkça belirttiği hâllerde cezalandırılabileceği hükme bağlanmıştır.

Her ne kadar, fail, suç tipinde Öngörülen sonuca yönelik bir irade ile hareket etmemekte ise de, toplum düzeninin zarar göreceği ve uyulması gereken yasa ile konulmuş kurallara karşı gereken ve beklenen dikkat ve özenin gösterilmiş olma­ması ceza sorumluluğunun esasını oluşturur. Taksirle işlenmiş suçlarda da irade vardır, ancak bu irade yalnızca eyleme ilişkin olup eylemin sonucunu da kapsar nitelikte değildir. Fail, hareketi isteyerek yapmış fakat sonucun meydana gelmesini istememiştir. Kastta irade eyleme ve sonucuna, taksirde ise, yalnızca eyleme ilişkindir.

Taksir’in Tanımı

Taksir YTCK’nın 22/2. maddesinde dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesinin öngörülmeyerek gerçekleştirilmesi olarak tanımlanmıştır. Bu tanımdan ve maddenin 1. fıkra­sından yola çıkılarak taksirin varlığı için bazı koşullar ileri sürülebilir. Bunlar:

  1. Suçun taksirle işlenebileceği kanunda açıkça belirtilmiş olmalıdır. Bu itibarla kastın varlığı için kanunda açıklık bulunmasına gerek olmamasına karşılık, taksirde bu husus aranacaktır.
  2. İcra veya ihmal suretiyle gerçekleştirilen eylem failin iradesine dayanmalıdır.
  3. Eylemin sonucu öngörülebilir bulunmalı, ancak kanuni tanımda belirtilen so­nuç, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla öngörülemeden gerçekleştirilmelidir. (Fail, gerekli dikkat ve özeni gösterseydi, öngörülen so­nuca yol açan davranışı gerçekleştirmeyecekti.) Gerçekten eylemin sonucunun öngörülmesi olanaklı değilse ortada kusurluluğu gerektiren bir durumun var­lığı kabul edilemez. Bir olayın meydana geldiği zamandaki koşullara göre, sonuç objektif olarak öngörülebilir nitelikte ise, sübjektif sahaya geçilmeli, fai­lin sonucu öngörüp öngörmediğinin araştırması yapılmalıdır.
  4. Hareket ile öngörülmesi olanaklı sonuç arasında nedensellik bağı bulunmalıdır.

Bu koşulların birlikte değerlendirilmesi bizi şöyle bir tanımı yapmaya götüre­cektir. Taksir, failin, dikkat ve özen yükümüne aykırı davranması nedeniyle neticeyi öngörememesi sonucu, icra veya ihmal şeklinde gerçekleşebilen bir eylemi iradi olarak işlemesidir.

BİLİNÇLİ TAKSİR

Maddenin üçüncü fıkrasında, bilinçli taksir tanımlanmıştır. Ancak, bilinçli tak­sir kavramını tam olarak anlayabilmek, olası kastın sınırının doğru çizilebilmesine bağlıdır. Buna göre kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin mey­dana gelmesi hâlinde bilinçli taksir vardır. Taksir, failin, dikkat ve özen yükümüne aykırı davranması nedeniyle neticeyi öngörememesi sonucu, icra veya ihmal şeklinde gerçekleşebilen bir eylemi iradi olarak işlemesidir. Bilinçli taksiri basit tak­sirden ayıran özellik, eylemin sonucunun failce öngörülmüş ve fakat gerçekleşme­sinin istenmemiş olması, ancak, dikkat ve özen yükümüne aykırı davranması nede­niyle neticenin meydana gelmesidir. Olası kastta ise, failin suçun kanuni tanımında yer alan öğelerden birinin somut olayda gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, kabullenerek ve “olursa olsun” diyerek eylemi işlemesi söz konusudur.

Olası kastta fail, hareketin olası sonucunun oluşmasını istememiş de değildir. Bu durumda yasal tanıma uygun sonucun meydana gelmesi olayın seyrine bırakıl­makta, sonucun meydana gelmesi olası görülmesine karşın eylem gerçekleştirilmek­tedir. Bilinçli taksir halinde de yasal tanıma uygun sonucun meydana gelmesi olası sayılmaktadır. Ancak, her iki kavramda da fail, yasal tanımda öngörülen sonucun meydana gelmesini olası saymasına karşın, bilinçli taksirde bu sonucun gerçekleş­mesini istememekte, olası kastta ise, sonucun meydana gelmesini kabullenerek eylemini gerçekleştirmektedir. Bu bilinçli taksiri, olası kasttan ayıran ölçüttür.

Bilinçli taksirde, Yasal suç tanımındaki bir sonucun meydana gelmesi olası sa­yılmakla birlikte, fail böyle bir sonucun oluşmayacağına güven duymakta “bir şey olmaz” düşüncesiyle hareket etmekte ve dikkat – özen yükümlülüğüne aykırı dav­ranmak suretiyle sonucun meydana gelmesine yol açmaktadır. Olası kastta ise fail tarafından sonuç öngörülmekte, meydana gelebileceği düşünülmekte, ancak bilinçli taksirden farklı olarak, sonucun oluşmayacağı yönünde bir güven duyulmamakta, “bir şey olmaz” denmemekte, sonucun meydana gelebileceği kabul edilerek ve cayılmamak suretiyle eylem gerçekleştirilmektedir. Örneğin, bahçesindeki ürünü korumak amacıyla etrafını telle çevirip elektrik akımı veren kişinin eylemi sonu­cunda bir kimsenin bu tellere dokunarak yaralanması veya ölmesi halinde olası kast, bunun yanında karlı dağ yolunda, zincir takmadan yola devam eden kişinin otomo­bilini kaydırarak bir kimsenin ölümüne yol açması eyleminde bilinçli taksirin varlı­ğından söz edilebilir.

Maddenin 3. fıkrası uyarınca bilinçli taksir hâlinde hükmedilecek taksirle işlenmesi öngörülen suç tipindeki temel ceza, üçte birden yansına kadar artınlacaktır. Suçun olası kastla işlenmesi halinde kastla işlenen suçun cezasında indirim; bilinçli taksirle işlenme­si durumunda ise, taksirle işlenebilen suçun cezasındaki artmm, YTCK’nın 61. madde­sinin 1. fıkrası uyarınca belirlenen temel ceza üzerinden yapılacaktır.