Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

TAHLİYE TAAHHÜDÜNE DAYALI KİRALANANIN TAHLİYESİ DAVASI

TAHLİYE TAAHHÜDÜNE DAYALI KİRALANANIN TAHLİYESİ DAVASI

YARGITAY 6. Hukuk Dairesi
ESAS: 2014/12973
KARAR: 2014/14615

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali ve tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali ve tahliye taahhüdü nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davalı kiracı hakkında tahliye taahhüdüne dayanılarak yapılan icra takibine davalının, taahhüdün baskı ile alınıp geçersiz olduğu gerekçesiyle itiraz ettiğini, itirazın kötü niyetle ve zaman kazanmaya yönelik yapıldığını belirterek, itirazın iptalini, takibin devamını ve davalının kiralanandan tahliyesini talep etmiştir. Davalı ise, 2002 yılından beri kiracı olduğunu ve her yıl baskı ile taahhüt alındığını, davacının kötüniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Taahhüt nedenine dayalı tahliye davasının mutlaka kiralayan tarafından açılması gerekir. Kiralayanlar birden fazla ise aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan birlikte dava açmaları, ihtar keşidesi veya icra takibinin de birlikte yapılması gerekir. Dava hakkına ilişkin bu husus mahkemece kendiliğinden (re’sen) göz önünde bulundurulmalıdır.
Somut olaya gelince; icra takibinde dayanılan ve hükme esas alınan 01.11.2012 başlangıç tarihli kira sözleşmesini, kiraya veren sıfatıyla dava dışı A… ve davacı F….., kiracı sıfatıyla ise davalı G…’nin imzaladığı konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kiraya verenler iki kişi olup tahliye istemi yönünden aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Bu nedenle kira sözleşmesinin kurulmasında bu iki kiralayanın iradesi söz konusu olduğu gibi sözleşmenin bozulmasında da yine iki kiralayanın müşterek iradesinin bulunması zorunludur. Kiralayanların birden fazla olması durumunda aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan tüm kiralayanların birlikte takip yapmaları ve birlikte dava açmaları gerekir. Dava hakkı, kamu düzenine ilişkin olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulmalıdır. Davalının 28.12.2012 tanzim tarihli taahhütname ile 10.01.2014 tarihinde kiralananı tahliye etmeyi taahhüt ettiğinden kiralayanlardan F…. tarafından icra takibi başlatılmış, aynı kişi tarafından dava da açılmıştır.Davadaki eksikliğin giderilmesi mümkün ise de, takipteki bu eksikliğin sonradan giderilmesi mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu husus üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 25.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.