Memurlarda Atama İptali Davası Nedir?

Senet Düzenlerken T.C. Kimlik Nosunu Yanlış Yazma

Senet Düzenlerken T.C. Kimlik Nosunu Yanlış Yazma

YARGITAY 21. Ceza Dairesi
Esas No : 2015/6305
Karar No : 2016/2167

1-Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik incelemede;

Senedin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 688. maddesine göre, bir senedin bono sayılabilmesi için; “senet metninde (bono) veya (emre muharrer senet) kelimesini ve senet Türkçe’den başka bir dilde yazılmışsa o dilde bono karşılığı olarak kullanılan kelimeyi, kayıtsız ve şartsız muayyen bir bedeli ödemek vaadini, vadeyi, ödeme yerini, kime ve kimin emrine ödenecek ise onun ad ve soyadını, senedin tanzim edildiği gün ve yeri, senedi tanzim edenin imzasını, ihtiva etmesi gerekir. 689. maddeye göre ise; vadesi gösterilmemiş olan bono, görüldüğünde ödenmesi şart olan bir bonodur. Yine, açıklık bulunmadığı takdirde senedin tanzim edildiği yer, ödeme yeri ve aynı zamanda tanzim edenin ikametgahı olarak kabul edilir. Ayrıca, tanzim edildiği yer gösterilmeyen bir bono, tanzim edenin ad ve soyadı yanında yazılı olan yerde tanzim edilmiş sayılır. (Aynı düzenlemeye, 14.02.2011 gün ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanununun 776 ve 777. maddelerinde de yer verilmiştir.)

Düzenleme tarihinde yürürlükte olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 298. maddesi de; “Senette mevcut bulunan çıkıntı ve kezalik senedin metninde veya hamişindeki hak ve silinti ayrıca tasdik edilmemiş ise inkar halinde keenlemyekündur. Yalnız bu kabil çıkıntı, hak ve silinti mahkemece senedin sıhhat veya manasına müessir olacak mahiyette görülürse senet kısmen veya tamamen hükümsüz addolunabilir.” şeklindedir. (Aynı düzenleme, 04.02.2011 gün ve 27836 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 207. maddesinde de yer almaktadır.)

Buna göre; “bono” ile ilgili olarak “resmi belgede sahtecilik” suçunun oluşabilmesi için sahteciliğe konu edilmiş belgenin, Türk Ticaret Kanunu’nda sayılan unsurlarının tümünü taşıyan bir “bono” olması zorunludur. Suçun hukuki konusu, “TTK’na göre düzenlenmiş olan bono”dur. Bu itibarla, unsurlardan bir veya birkaçının eksik olması durumunda, belge bono vasfını yitireceğinden, artık resmi belgede değil, “hukuki bir değer” taşıması şartıyla, özel belgede sahtecilik suçundan bahsedilebilir.

Aynı konuyu düzenleyen, 1086 sayılı HMUK’nın 298, 6100 sayılı HMK’nın ise 207. maddeleri ile yerleşik Yargıtay Kararlarına göre; senette (bonoda) mevcut bulunan çıkıntı, silinti, vs. suretle yapılmış değişiklik ayrıca onaylanmamış ise senet “bono” olma vasfını kaybeder.

Somut olayda;

Sanığın kendi adına unsurları tam olarak düzenleyip ancak takibi zorlaştırmak amacıyla kendisi ile aynı ismi taşıyan amcasının oğlunun T.C. kimlik numarasını da isminin altına eklediği 05.09.2010 vade tarihli senette; yapılan bu eklemenin unsurlardan herhangi birisini geçersiz hale getiremeceği gibi senedin bono vasfını da etkilemeyeceği cihetle, unsurları tam olan suça konu bononun sahteliğinden veya sahteleştirildiğinden söz edilemez.

Belirtilen nedenlerle; somut olayda, kullanıldığı anlaşılan senedin, TTK uyarınca “bononun” tüm unsurlarını taşıdığı anlaşıldığından; yüklenen resmi belgede sahtecilik suçunun maddi unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,

2)Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;

Sanığın müştekiden aldığı üzümlere karşılık olarak verdiği, unsurlarında bir eksiklik bulunmayan bonoda herhangi bir sahtelik olmaması, zarar veya borcun kandırıcı nitelikte davranışlar sonucu doğmaması karşısında,dolandırıcılık suçunun maddi unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,

3-Sanık hakkında başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik incelemede;

Sanığın katılan G…’tan satın aldığı üzüm bedelinin bir kısmını karşılamak üzere verdiği bonoya kendisi ile aynı kimlik bilgilerini taşıyan amcasının oğlu katılan M…’ın T.C. kimlik numarasını ve bu bağlamda kimlik bilgilerini yazarak hakkında icra takibi yapılmasına sebebiyet verdiği ancak herhangi bir soruşturmaya neden olmadığı anlaşılmakla,atılı suçun maddi unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,

Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca kısmen istem gibi BOZULMASINA, 08.03.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.