Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

MESKENİYET İDDİASI (EV) HACZİN KALDIRILMASI DİLEKÇE ÖRNEĞİ

MESKENİYET İDDİASI (EV) HACZİN KALDIRILMASI DİLEKÇE ÖRNEĞİ

………………… ( ) İCRA HUKUK MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİNE

DOSYA NO: 20…/ E…….

DAVACI :……………………………..
VEKİLİ : Av………………………….

DAVALI:……………………………….
VEKİLİ : Av……………………………

KONU: Meskeniyet şikayeti ile haczedilemez mala uygulanan haczin kaldırılması talebimizi içerir.

AÇIKLAMALAR:

1- Davalı tarafça, Kadıköy ….. İcra Müdürlüğü 20…../……. E. Sayılı dosya ile müvekkilim aleyhine icra takibi başlatılmış olup müvekkilim borca, takibe itiraz etmiştir. İtirazın iptali davası hala derdest olmasına rağmen, davalı taraf ihtiyati haciz kararına istinaden müvekkilimin haline münasip tek konutuna İİK md. 82/12’ye aykırı olarak haciz şerhi işletilmiştir.

Müvekkilim ……..’un tek evi olan ve……………………………adresinde yer alan bağımsız bölüm üzerindeki haczin kaldırılması için haczin şikayeti gereği hasıl olmuştur.

2- Müvekkilimin sosyal konumu açısından yapılacak değerlendirmelerde göz önünde bulundurulması açısından öncelikle belirtmek gerekir ki müvekkilim, meskeniyet şikayetinde bulunmuş sıradan bir kimse değildir. Türkiye’nin önemli işadamlarından olup birçok önemli şirketin ortağı ve yönetim kurulu üyesi olduğu gibi yurtiçinde ve yurtdışında önemli başarılar elde etmiş …… şirketinin de kurucu ortaklarındandır.

……… bu kısma ticari ve sosyal anlamdaki konumu basarıları,, vs. yazılabilirsiniz,,
……………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………

Tüm bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere müvekkilim sosyal standartları yüksek bir kimse olup bütün ailesi ile birlikte bütün hayatlarını yüksek hayat standartlarında yaşamışlardır. Dolayısı ile meskeniyet şikayetinde “haline münasip” kavramı değerlendirilirken müvekkilimin yukarıda açıklandığı üzere sosyal statüsünün de mutlak surette göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Nitekim müvekkilim belirli bir sosyal kesimi temsil etmekte ve çok uzun yıllardır yaşamını ailesi ile birlikte şuanki ikametgahının bulunduğu ………………….. Cadddesi dolaylarında sürdürmektedir.

3- Ayrıca müvekkilim on bir kişilik ailesi birlikte aynı evde yaşamaktadır. Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre “aile” kavramı geniş anlamlı olup borçlu ile aynı çatı altında yaşayan ve borçlunun bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsamaktadır. Müvekkilim ile aynı çatı altında yaşayan ailesi; eşi, evli iki oğlu, oğullarının eşleri, ……. oğlundan oluşmaktadır. Klasik Türk kültürüne göre geniş aile niteliğinde yaşamlarını birlikte sürdüren on bir kişi için hacze konu ev minimum düzeyde yaşam koşullarını sağlayan ve ihtiyaçlarına ancak cevap verebilen haline münasip ev niteliğindedir.

4- Dolayısı ile gerek hacze konu evin konumunun müvekkilimin sosyal çevresi içerisinde yer alması gerekse evin fiziksel koşullarının 11 kişilik geniş bir ailenin ihtiyaçlarını asgari düzeyde karşılayacak nitelikte olması münasebeti ile söz konusu ev İİK md.82/12 md.sinin duraksama yaratmayacak açıklıktaki hükmü uyarınca haline münasip evidir. Dolayısı ile de haczi kabil değildir. İşlenen haciz şerhinin kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir. Zira söz konusu ev müvekkilin malik olduğu tek evi olup haciz işlemlerine devam edilmesi ve sonrasında satılması halinde yaşamını idame ettirebileceği başka bir alternatif evi yoktur. Ayrıca yaşadığı sosyal çevreden ayrılarak başka bir muhite taşınmak zorunda kalması müvekkilim için yıkım teşkil edecektir. 60 yaşın üzerindeki müvekkilim ile eşi de düşünüldüğünde belirli bir yaştan sonra yeni sosyal ortamlara adapte olamayacakları açıktır. Böyle bir durum yasalara, hukuka ve İİK’nın ruhuna aykırıdır. Çünkü bu şekilde bir işlem sosyal anlamda bir cezalandırma teşkil edecektir. Oysaki haciz işlemine cevaz veren yasaların amacı borçluyu sosyal ve kültürel anlamda cezalandırmak değil alacaklının alacağını tahsil kabiliyeti sağlamaktır. Zaten müvekilimin borçlu olduğu da kanıtlanmış değildir, takip kesinleşmemiştir. Borca, takibe ve tüm ferilerine itiraz edilmiştir. Sadece teminat kaşılığı alınan bir ihtiyati haciz kararı doğrultusunda müvekkilimin mağduriyetine neden olunması temel hak ve özgürlüklere de aykırılık teşkil etmektedir. Kaldı ki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2010/12-179 E. 2010/207 K. 7.4.2010 T. Kararı ile meskeniyet şikayetinin herhangi bir şarta bağlı olmadığı, borcun kaynağının ne olması gerektiğine ilişkin yasal bir düzenleme de getirilmediği belirtilmiştir.

5-Meskeniyet şikayetimize konu meskende müvekkilim de dahil olmak üzere 2 aile bireyi ülkemiz standartlarına göre “yaşlı” kabul edilecek yaşlardadır. Dolayısı ile yaşın ilerlemesi ile baş gösteren sağlık problemleri de sürekli doktor gözetimi gerektirmekte olup görüştükleri tüm doktorlar ve sağlık personelleri ile aynı semtte hatta aynı sokakta oturmaktadırlar.
Müvekkilim ……… ,,…. yaşında ve eşi ……… 56 yaşındadır. Dolayısı ile her iki aile bireyi devamlı gözetim ve kontrol gerektiren rahatsızlıkları bulunmakta olup doktorlarına yakın olmaları önem teşkil etmektedir. Müvekkilim ………. özellikle “göz tansiyonu” rahatsızlığı bulunmakta olup söz konusu rahatsızlığı nedeniyle yakın bir tarihte ameliyat da geçirmiştir. Ameliyatı gerçekleştiren doktorun ofisi de acil durumlar da etkin olabilecek şekilde müvekkilimin ikamet ettiği konutu ile aynı semtte bulunmaktadır.
Dolayısı ile her an ihtiyaç duyulabilecek olan doktorların ailenin yakınında olması çok büyük önem arz etmektedir.
…………… düzenli olarak görüştükleri diğer aile bireylerinin de ihtiyaç halinde görüştükleri aile doktorları Dr. ……………’un ofisi müvekkilimin meskeninin bulunduğu sokağın başında olup telefon numarası da ……………….’tir.
Müvekkillerimden ……………..’ın göz rahatsızlığı nedeniyle gözetimi altında bulunduğu Dr…………..’ın ofisi de yine aynı semtte olup ofis telefon numarası da ……………’dir.
Aynı sokakta bulunan ……. Eczanesinden eczacı ……… enjeksiyon gerektiren tedavilerde düzenli olarak evlerine gitmektedir. Sürekli rahatsızlıklar için ilaçların tam ve zamanında alınması zorunluluğu da göz önünde bulundurulduğunda enjeksiyon işlemini gerçekleştiren Murat bey’e yakın mesafede olmaları da büyük önem taşımaktadır. Söz konusu eczanenin telefon numarası da …………………’dur.
Doktorların ve sağlık personellerinin hayatımızdaki önemi göz önünde bulundurulduğunda yakın mesafede ikamet etme zorunluluğunun ciddiyeti anlaşılabilmektedir. Dolayısı ile müvekkilimin oturduğu semt, yaşadığı çevre bu açılardan da önem arz etmektedir. Kaldı ki çok uzun yıllardır görüştükleri doktorlar hastalığın tarihsel gelişimine hâkimdir. Hastanın birçok mahrem bilgisine sahiptir. Devam ettiği bir tedavi tarzı vardır. Dolayısı ile insan hayatı her şeyden önce geldiğine göre müvekkilim ve ailesinin aynı semtte oturmaya devam etmeleri bu açıdan da bir zorunluluktur. Kaldı ki düzenli enjeksiyon işlemi için yıllardır evi ziyaret eden eczacı ise telkin etmiş olduğu güven açısından da çok önemlidir. Nitekim sağlığını bir yabancıya emanet etmek kadar evinin kapılarını hiç tanımadığı bir yabancıya açmak da tedirginlik verici bir durumdur. Dolayısı ile müvekkilim ve ailesinin çok uzun yıllardır aynı semtte yaşıyor olmalarının doğal bir sonucu olarak söz konusu muhit ile sağlık anlamında da bir bağ oluşmuştur. Meskeniyet şikayetimizin bu nedenle de kabulü gerekmektedir.

5- Müvekkilimin 11 kişilik ailesinin 3 adet çekirdek aileden oluştuğu önemle göz önünde bulundurulmalıdır. Bu ailenin parçalanması demek her bir çekirdek aile için birer tane olmak üzere toplamda 3 ayrı konut gereksinimi doğuracak olup müvekkillerimin mevcut standartlarına uygun 3 adet ama her birinde oturacak birey sayısı azalacağı için daha küçük evlerin toplam değeri zaten mevcut meskenlerinin değerini aşacaktır.

Müvekkilimin 11 kişilik ailesinin eşi, iki evli oğlu, ……. oğlundan oluştuğunu daha önce belirtmiştik. Görüleceği üzere aile 3 çekirdek aileden oluşmaktadır. Dolayısı ile yapılacak değerlendirmenin birlikte yaşayan bu ailenin 3 çekirdek aile olduğu da göz önünde bulundurularak yapılması gerekmektedir. Nitekim bu ailenin parçalanarak 3 ayrı konuta ayrılmaları gündeme geldiğinde zaten üç konutun toplam değeri meskeniyet şikayetimize konu konutun değerinden fazla olacaktır. Bu nedenle haline münasip ev kavramı değerlendirilirken üç çekirdek ailenin birlikte yaşadığı kavramı mutlak surette göz önünde bulundurulmalıdır. Nitekim aksi bir durumda müvekkilim ve ailesine ancak yeten mevcut konutun ne nitelik-nicelik olarak ne de değer olarak yeterli olmayacağı açıktır. Dolayısı ile 3 çekirdek aileden oluşan aile bireylerinin ihtiyaçlarına ancak karşılık veren meskene ilişkin şikayetimizin bu açıdan da kabulüne karar verilmesi gerekmektedir.

6- Yalnızca müvekkilim ……………….. değil birlikte yaşadığı oğullarından ……………. ve ……………… da ……….’in ortaklarındandır.

Buraya da yine mesleki ve ekonomik durum açıklamaları,,
……
Aile bireylerinin büyük çoğunluğu yüksek öğrenim görmüştür. Bu yönleri ile de değerlendirildiğinde gerek oturdukları semtin gerekse de meskenlerinin hallerine münasip olduğu açıktır.

7- Dilekçemiz ekinde sunulan Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2005/703 E., 2005/3966 K. 1.3.2005 T.’li ve 2009/19619 E. 2010/1056 K., 19.1.2010 T.li kararları ile borçlunun haline münasip evinin haczinin mümkün olmadığı- yasa hükmüne aykırı haczin kaldırılması gerektiğini hükme bağlamıştır.

HUKUKİ DELİLLER : İİK md.82/12 , Yargıtay Kararları ve sair ilgili mevzuat.

Sübut Deliller : Karşı delil sunma hakkımız saklı kalmak kaydı ile ……………….İcra Müdürlüğü 20…./….. E. Sayılı dosya, ……………Asliye Ticaret Mahkemesi 20…../……. E. sayılı dosya, Tapu Kayıtları, Mernis Kayıtları, Yüksek Seçim Kurulu Kayıtları, Keşif, Bilirkişi raporu, Tanık, ve sair her türlü yasal delil.

NETİŞCE VE TALEP: Yukarıda yapılan açıklamalar ve sayın hakimliğinizce resen göz önüne alınacak hususlar çerçevesinde;
– Şikayetimizin kabulü ile şikayet konusu mesken üzerindeki haczin kaldırılmasına;
– Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine;
Karar verilmesini bilvekale arz ve talep ederiz. …/…./20……

DAVACI VEKİLİ:
Av. …………………….

……………………….NÖBETÇİ İCRA HUKUK MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ’NE

…….. İcra Dairesi.Dosya No:2015/………..E

ŞİKAYETTE BULUNAN
DAVACI :………………………………………….

KARŞI TARAF DAVALI : ……….. Bankası A.Ş………………
VEKİLİ :Av…………………………..

KONUSU :Meskeniyet şikayetimin kabulü ile satışın iptali ve haczin kaldırılması istemi

TEBLİĞ TARHİHİ :…/…/2015

AÇIKLAMALAR :

Alacaklı tarafından ………..İcra Dairesi Dosya No:………/…….. Esas Sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmıştır. Ancak söz konusu dosya kapsamında ailemle yaşadığım evime de haciz konulduğunu ve satışa geçildiğini tarafıma gönderilen 103 davet kağıdı ile öğrenmiş bulunmaktayım. Kanuna açıkça ayıkırı olan haciz için gerekli şartlar oluşmadığından süresi içerisin de itiraz ediyorum. Şöyle ki;

Haczin konulduğu ve satış talebinde bulunan evimle ilgili icra müdürlüğü dosyasına itirazmı sundum. Ayrıca söz konusu evden başka herhangi bir evim mevcut olmayıp, ailemle beraber halen aynı evde ikamet etmekteyim. İİK. gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez, hükmü gereğince haczin kaldırılması için Sayın Mahkemenize başvuru zorunluluğu doğmuştur.

Açıklanan nedenlerle taşınmazı üzerine konulan haczin, mahcuzu tarafımca mesken olarak kullanması nedeni ile kaldırılmasına, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ederim.

HUKUKİ NEDENLER :TTK., BK., İİK., HMK. ve sair ilgili mevzuat

DELİLLER : Tapu Kaydı, Keşif, Bilirkişi, Tanık nüfus kayıtları vs. her türlü delil

İSTEM SONUCU : Açıklanan nedenlerle adıma kayıtlı taşınmazı mesken olarak kullanmam nedeniyle haczin kaldırılmasını, satışın iptalini yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ederim. Saygılarımla. …/…/2015

İtiraz Eden Borçlu
Adı ve Soyadı
İmza

………… İCRA HUKUK MAHKEMESİ’NE

DAVACI- BORÇLU:…….

VEKİLİ :…….

DAVALI ALACAKLI:…….

KONU b : Meskeniyet Nedeniyle Haczin Kaldırılması Talebimizdir.

AÇIKLAMALAR :

1- Karşı taraf, müvekkilimiz aleyhine …….nün ……. E. sayılı dosyası ile icra takibi
yapmıştır.

2- Müvekkilimiz takibe itiraz etmemiş ve takip kesinleşmiştir.

3- Alacaklı karşı taraf müvekkilimizin oturmakta olduğu tek katlı ahşap evinin tapu
kaydına ../../….. tarihinde haciz koydurmuştur. Müvekkilimize icra müdürlüğü tarafından 103 Örnek ile meskeninin haczedildiği bildirilmiştir.

4- Müvekkilimizin mesken olarak kullandığı eve alacaklı tarafından konulmuş bulunan haczin kaldırılmasını istemekteyiz.

5- İİK. Madde gereğince borçlu meskeni üzerindeki haczin kaldırılmasını isteyebileceğinden mahkemenize başvurmak zorunluluğu doğmuştur.

YASAL NEDENLER : İİK. 82/12 ve İlgili yasa maddeleri

KANITLAR : Tapu Kaydı, Keşif, İcra Dosyası, her türlü kanıt.

İSTEM SONUCU : Açıklanan nedenlerle müvekkilimizin taşınmazı üzerine konulan haczin, mahcuzu müvekkilimizin mesken olarak kullanması nedeni ile kaldırılmasına, yargılama giderlerinin vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekaleten talep ederim. Saygılarımla.
../../2015

DAVACI VEKİLİ

…………………..İCRA HUKUK MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ’NE

…….. İcra Dairesi

Dosya No:………… E

DAVACI
ŞİKAYETTE BULUNAN : ………………………..

KARŞI TARAF DAVALI : ……….. Bankası A.Ş

VEKİLİ :Av. ………………………..

KONUSU :Meskeniyet şikayetimin kabulü ile satışın iptali ve haczin kaldırılması istemi

TEBLİĞ TARHİ :…………….2015

AÇIKLAMALAR :

Alacaklı tarafından ………..İcra Dairesi Dosya No:………/…….. Esas Sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmıştır. Ancak söz konusu dosya kapsamında ailemle yaşadığım evime de haciz konulduğunu ve satışa geçildiğini tarafıma gönderilen 103 davet kağıdı ile öğrenmiş bulunmaktayım. Kanuna açıkça ayıkırı olan haciz için gerekli şartlar oluşmadığından süresi içerisin de itiraz ediyorum. Şöyle ki;

Haczin konulduğu ve satış talebinde bulunan evimle ilgili icra müdürlüğü dosyasına itirazmı sundum. Ayrıca söz konusu evden başka herhangi bir evim mevcut olmayıp, ailemle beraber halen aynı evde ikamet etmekteyim. İİK. gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez, hükmü gereğince haczin kaldırılması için Sayın Mahkemenize beşvuru zorunluluğu doğmuştur.

Açıklanan nedenlerle müvekkilimizin taşınmazı üzerine konulan haczin, mahcuzu müvekkilimizin mesken olarak kullanması nedeni ile kaldırılmasına, yargılama giderlerinin vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekaleten talep ederim.

HUKUKİ NEDENLER :TTK., BK., İİK., HMK. ve sair ilgili mevzuat

DELİLLER : Tapu Kaydı, Keşif, Bilirkişi, Tanık nüfus kayıtları vs. her türlü delil

İSTEM SONUCU : Açıklanan nedenlerle adıma kayıtlı taşınmazı mesken olarak kullanmam nedeniyle haczin kaldırılmasını, satışın iptalini yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ederim. Saygılarımla. ../…/2015

İtiraz Eden Borçlu
Adı ve Soyadı
İmza
……..

Mahkemece yapılacak iş; öncelikle borçlunun bakmakla yükümlü olduğu kişilerin nüfus kayıtları getirtildikten sonra, zabıta araştırması yaptırılarak bu kişilerin borçlu ile birlikte yaşayıp yaşamadıkları, geçimlerini nasıl temin ettikleri sosyal ve ekonomik durumları tespit edilip, bilirkişilerden ek rapor alınarak Sakarya ilinin daha mütevazı semtlerinde, daha mütevazi vasıfları taşıyan haline münasip evi alabileceği değerin yukarıdaki kurallara göre belirlenmesi gerekmektedir. Bu tespitlerden sonra borçlunun haline münasip ev alabileceği miktar, mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine artanın alacaklıya ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile ve yetersiz rapora dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi de doğru görülmemiştir.
T.C
YARGITAY
12.HKUK DAİRESİ
ESAS: 2013/17428
KARAR: 2013/25793

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

İİK’nun 82.maddesinin 1.fıkrasının 12.bendi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki “aile” terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tesbit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir.

Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez.
Somut olayda, meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunulan taşınmazın tamamı borçlu N. B. P. adına kayıtlı olup, tapu kaydında Sakarya ili Serdivan ilçesi, -/14965 nolu parselde kayıtlı mesken olduğu görülmektedir.

Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; taşınmazın değerinin 74.875,00 TL olduğu ve davacının sosyal ekonomik durumuna uygun oturabilacaği mesken eğitim öğretim ve sosyal tesislerin içerisinde yer aldığı yerleşim alanı içerisinde olması uygun olacağından haline münasip evi 75.000 TL ile 80.000 TL ye alacağı bildirilmiştir. Rapor bu hali ile hüküm kurmaya elverişli değildir. Zira asıl olan borcun ödenmesi olup, borçlunun mutlaka meskeniyet şikayetinde bulunduğu yerde veya o yere yakın yerde meskeninin bulunması zorunlu değildir. Bu nedenle borçlunun Sakarya’nın daha mütevazi semtlerinde haline münasip meskenin değerinin belirlenmemesi doğru görülmemiştir.

Mahkemece yapılacak iş; öncelikle borçlunun bakmakla yükümlü olduğu kişilerin nüfus kayıtları getirtildikten sonra, zabıta araştırması yaptırılarak bu kişilerin borçlu ile birlikte yaşayıp yaşamadıkları, geçimlerini nasıl temin ettikleri sosyal ve ekonomik durumları tespit edilip, bilirkişilerden ek rapor alınarak Sakarya ilinin daha mütevazı semtlerinde, daha mütevazi vasıfları taşıyan haline münasip evi alabileceği değerin yukarıdaki kurallara göre belirlenmesi gerekmektedir. Bu tespitlerden sonra borçlunun haline münasip ev alabileceği miktar, mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine artanın alacaklıya ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile ve yetersiz rapora dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi de doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.07.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
12.HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2010/429
Karar No: 2010/4657
Karar Tarihi: 02.03.2010

ŞİKAYET DAVASI – HACZEDİLMEZLİK ŞİKAYETİNİN YEDİ GÜNLÜK SÜREYE TABİ OLDUĞU – BORÇLUNUN TEBLİĞ TARİHİNDE HACİZDEN HABERDAR OLDUĞU – BORÇLUNUN MESKENİYET ŞİKAYETİNİN ESASININ İNCELENMESİ GEREĞİ

ÖZET: Somut olayda İİK. nun 82/12. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti, İİK. nun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tabidir. Borçluya ait ve şikayete konu edilen taşınmaza ilişkin kıymet takdiri raporu, adı geçene 06.11.2008 tarihinde tebliğ edilmiş olup, borçlunun bu tarihte hacizden haberdar olduğu tespit edilmiştir. Şikayet süresi haczin öğrenildiği 06.11.2008 tarihinden itibaren başlayacağından, borçlunun 10.11.2008 tarihinde yaptığı başvuru yasal sürededir. O halde, mahkemece borçlunun meskeniyet şikayetinin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.

(2004 S. K. m. 16, 82, 83) (HGK. 31.03.2004 T. 2004/12-202 E. 2004/196 K.) (HGK. 31.03.2004 T. 2004/12-167 E. 2004/185 K.)

DAVA: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR: İ.İ.K. nun 82/12 maddesi gereğince, borçlunun <haline münasip> evi haczedilemez.

6.3.1965 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 538 sayılı yasa ile değişik İİK. nun 83/a maddesi gereğince borçlunun, hacizden önceki bir dönemde haczi mümkün olmayan bir mal veya hakkın haczedilebileceğine dair alacaklıyla yapmış olduğu anlaşma geçerli değildir Anılan maddenin amacını açıklayan gerekçesinde de <borçlunun, hacizden önce sonuçlarını tahmin edemeyeceği cihetle, bir mal veya maaş yahut ücretin haczedilemeyeceği yolunda şikayette bulunmayacağını bildirmesinin, lehine olan yasa hükmünün uygulanmasından feragat etmesinin hükümsüz sayılacağı, zira bu malın ne derece haczedilemez olduğunun borçlunun ve ailesinin haciz anındaki durumlarına göre saptanabileceği> ifade olunmuştur. Bu durumda haciz sırasında ya da haciz işleminin gerçekleşmesinden sonraki dönemde borçlu haczedilmesi mümkün olmayan mal ve haklarla ilgili olarak bu hakkından vazgeçebilir. (HGK. 31.3.2004 tarih 2004/12-202 E.196 K, 31.3.2004 tarih 2004/12-167 E. 185.K.)

Somut olayda borçlu vekili Av. Mehmet Yıldız’ın 21.11.2005 tarihinde icra dairesine gelerek, müvekkili adına kayıtlı taşınmazlar üzerine haciz konulmasına muvafakat ettiği, 13.02.2008 tarihinde ise alacaklı vekilinin talebi doğrultusunda, icra dairesince, meskeniyet şikayetine konu taşınmaz üzerine haciz konulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda borçlu vekilinin muvafakatı haciz uygulanmadan önce olduğundan geçerli değildir.

Öte yandan, İİK. nun 82/12. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti, İİK. nun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tabidir. Borçluya ait ve şikayete konu edilen taşınmaza ilişkin kıymet takdiri raporu, adı geçene 06.11.2008 tarihinde tebliğ edilmiş olup, borçlunun bu tarihte hacizden haberdar olduğu tespit edilmiştir. Şikayet süresi haczin öğrenildiği 06.11.2008 tarihinden itibaren başlayacağından, borçlunun 10.11.2008 tarihinde yaptığı başvuru yasal sürededir.

O halde, mahkemece borçlunun meskeniyet şikayetinin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir.

SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 02.03.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.

T.C.
YARGITAY
12.HUKUK DAİRESİ
ESAS O.2006/3949
KARAR NO.2006/6960

· HACZEDİLMEZLİK ŞİKAYETİ
· MESKENİYET İDDİASI

“ÖZET”

MESKENİYET ŞİKÂYETİNE KONU TAŞINMAZIN KEŞİF TARİHİ İTİBARİYLE DEĞERİ İLE BORÇLUNUN HALİNE MÜNASİP EV ALABİLECEĞİ BEDEL TESPİT EDİLDİKTEN SONRA, BU MİKTAR MAHCUZUN DEĞERİNDEN AZ İSE, MAHCUZUN SATILARAK BORÇLUNUN HALİNE MÜNASİP EV ALMASI İÇİN GEREKLİ BEDELİN KENDİSİNE, ARTANIN ALACAKLIYA ÖDENMESİNE KARAR VERİLMELİDİR.

“İçtihat Metni”

Mahalli mahkemesinden verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

llK.nun 82/12. maddesinde borçlunun haline münasip evininin haczolu-namayacağı belirlendikten sonra aynı maddede ancak evin kıymeti fazla ise bedelinden haline münasip bir yer alabilecek miktarı borçluya bırakılmak üzere haczedilerek satılır” hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece mahallinde keşif yapılarak meskeniyet şikâyetine konu taşınmazın keşif tarihi itibariyle değeri ile borçlunun haline münasip ev alabileceği bedel tespit edildikten sonra bu miktar mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın alacaklıya ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekir.

Somut olayda mahkemece yapılan keşif sonrası düzenlenen bilirkişi raporunun incelenmesinde; bilirkişinin taşınmazın değerini ve borçlunun haline uygun ev alabileceği miktarı belirlemediği anlaşılmakta olup, bu hali ile hüküm kurmaya elverişli değildir. Mahkemece anılan bilirkişi raporu esas alınarak eksik inceleme ile sonuca gidilmesi isabetsizdir.

Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle IİK 366. ve HUMK 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 04.04.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

HACZEDİLMEZLİK ŞİKAYETİNİN SÜRESİ

Haczedilmezlik şikayetinin ileri sürülebileceği süre hakkında yasada özel bir hüküm bulunmadığından, bu konuda şikayet süresine ilişkin genel hükümler uygulanır. Bu nedenle kural olarak haczedilmezlik iddiasının, yedi gün’lük şikayet süresi içinde ileri sürülmesi gerekir. Bu durumda yedi günlük süre, «haczin öğrenilmesinden» itibaren işlemeye başlar. Yani, haciz borçlunun huzurunda veya borçlu adına Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebligat yapılabilecek «birlikte oturan, eşi, aile fertleri, hizmetçisi» huzurunda yapılmışsa (3494 sayılı yasa ile değişik İİK. mad. 103) -artık kendisine ayrıca 103 davetiyesi gönderilmeyeceğinden- haciz tarihinden itibaren; eğer haciz gerek borçlunun ve gerekse borçlu adına tebligatı alabilecek kişilerin yokluğunda yapılmışsa, 103 davetiyesinin tebliğinden itibaren, işlemeye başlar. 103 davetiyesi ile, yokluğunda haciz yapılan borçluya «üç gün içinde haciz tutanağını incelemek için» süre verildiğinden, borçlu 103 davetiyesinin kendisine tebliği üzerine, icra dairesine giderek herhangi bir beyanda bulunursa bu tarihte haczi öğrenmiş sayılır ve şikayet süresi bu tarihten itibaren işlemeye başlar. Eğer borçlu, 103 davetiyesinin kendisine tebliğinden sonra, haciz tutanağını incelemek için icra dairesine gitmezse, üç günlük sürenin bitiminde haciz tutanağını incelemiş ve haczi öğrenmiş sayılır (farzedilir). Bu son durumda, şikayet süresi, «üç günlük sürenin sona ermesinden itibaren» işlemeye başlar…(1)

Yüksek mahkeme, şikayetin yedi gün içinde yapılabileceği durumlar hakkında;

√ «Meskeniyet şikayetinin kamu düzeni ile ilgili bulunmadığını, bu nedenle haczin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılması gerekeceğini»(2)

√ «İİK. 82/9 uyarınca, haczedilmemesi gereken ‘ordu ve zabıta hizmetlerinden malûl olanlara bağlanan emekli maaşlarının’ haczedilmesi halinde, yapılacak şikayetin yedi günlük süreye bağlı olduğunu»(3)

√ «Finansal kiralama (leasing) sözleşmesine konu olan taşınır malın kiracının borcundan dolayı haczedildiğini öğrenen kiralayanın, yedi gün içinde haczin kaldırılması için icra mahkemesine başvurması (şikayette bulunması) gerekeceğini»(4)

√ « ‘Maaşından yapılan kesintinin İİK. 83. maddesine aykırı olduğu’ yönündeki şikayetin yedi günlük süreye bağlı bulunduğunu»(5)

√ « ‘Belediye encümeni (meclisi) kararıyla kamu hizmetine tahsis edilmiş olan’ mallara ilişkin haczedilmezlik şikayetinin yedi günlük süreye bağlı olduğunu»(6)

√ «Yurtdışından bağlanan emekli maaşının tamamının haczinin mümkün olup, bu konuya yönelik şikayetin yedi günlük süreye bağlı olduğunu»(7)

√ «İİK. 82/2’de öngörülen zat ve meslek için gerekli eşyaların haczedilmezliğine ilişkin şikayetin yedi günlü süreye bağlı olduğunu»(8)

√ «Haczedilmezlik şikayetinin haczin öğrenildiği tarihten itibaren -ve kural olarak- yedi gün içinde yapılabileceğini»(9)

Buna karşın şikayetin süresiz olarak yapılabileceği durumlar hakkında;

√ «Bağ-Kur Kanunu uyarınca bağlanmış olan aylıkların nafaka borcu dışında haczedilmesi halinde, borçlunun süresiz şikayet yoluyla haczin kaldırılmasını sağlayabileceğini»(10)

√ «775 sayılı Gecekondu Kanunu uyarınca, ‘belediyelerce tahsis edilen arsa, yapı ve binaların haczedilemeyeceğine’ ilişkin hükmün kamu düzeniyle ilgili olması nedeniyle, buna değinen şikayetin süreye bağlı olmadığını»(11)

√ «506 sayılı SSK Kanununun 121. maddesine dayalı olarak yapılan haczedilmezlik şikayetinin süreye bağlı olmadığını»(12)

√ «Kooperatifin borcu nedeniyle kendisine İİK. 89’a göre haciz ihbarnamesi gönderine ortağın, süresiz şikayet yoluyla haciz ihbarnamesinin iptalini sağlayabileceğini»(13)

√ «Kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak ileride koşullar gerçekleştiğinde borçlu (müteahhit) adına tescili yapılacak olan taşınmazın tapu kaydına borçlunun (müteahhidi borcundan dolayı haciz konulması halinde, tapuda taşınmaz maliki görülen kişinin süresiz şikayet yoluyla haczin kaldırılmasını sağlayabileceğini»(14)

√ «Belediyelerin niteliği gereği kendiliğinden kamuya tahsisli -İller Bankası payı, vergi, resim ve harçlar, cenaze arabası, çöp arabası, ambulans, otobüs, itfaiye aracı vb… gibi- mal ve haklarına ilişkin haczedilmezlik şikayetinin süreye bağlı olmadığını»(15)

√ «Üzerinde ipotek bulunmayan taşınmazda yer alan tamamlayıcı parça (mütemmim cüz) ve eklentilerinin (ve teferruatının) haczedilmeyeceğine ilişkin şikayetin süreye bağlı olmadığını»(16) (17)

√ «Kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca, ileride borçlu müteahhide verilmesi öngörülen ancak henüz mülk (arsa) sahibi adına tapuda kayıtlı bulunan taşınmazla ilgili olarak, mülk sahibine gönderilen haciz ihbarnamesinin süresiz şikayet yoluyla iptalinin sağlanabileceğini»(18)

√ «Birinci haciz ihbarnamesine itiraz etmiş olan üçüncü kişiye çıkarılan ikinci haciz ihbarnamesinin iptaline yönelik şikayetin süreye bağlı olmadığını»(19)

√ «Haczedilen menkullerin taşınmaz üzerinde kurulu olan ipoteğin mütemmim cüz (tamamlayıcı parça) ve teferruatı (eklentisi) olması nedeniyle, İİK. 83c uyarınca haczedilemeyeceğine ilişkin şikayetin süreye bağlı olmadığını»(20)

√ «İİK. 89’da düzenlenen ihbarnameler birbirine bağlı ve birbirini tamamlayan işlemler olduğundan, birinci haciz ihbarnamesinin usulsüz olarak tebliğ edilmiş olması halinde, bunun öğrenilmesinden itibaren yasal süresi içinde icra dairesine itiraz edilmesi koşuluyla, ikinci haciz ihbarnamesine karşı süresiz olarak şikayet edilerek iptalinin sağlanabileceği»(21)

√ «İcra takibiyle ilgisi bulunmayan kişilerin hak ve alacağının haczi için, üçüncü kişiye gönderilen haciz ihbarnamesinin süresiz şikayet yoluyla iptalinin sağlanabileceği»(22)

√ «Ferdi ilişkiye geçilmedikçe ve kooperatif herhangi bir şekilde dağılmadıkça, ortağın kooperatif payının haczedilemeyeceğini, kamu düzeniyle ilgili bu hususa aykırı olarak, kooperatife gönderilen haciz ihbarnamesinin süresiz şikayet yoluyla iptalinin sağlanabileceğini»(23)

√ «Limited şirket ortağına, şirkete olan borcu yönünden -ortak, şirkete göre üçüncü kişi konumunda bulunmadığından ‘haciz ihbarnamesi’ gönderilemeyeceğini, buna rağmen gönderilen haciz ihbarnamesinin süresiz şikayet yoluyla iptalinin sağlanabileceğini»(24)

√ «Tüzel kişiliği bulunmayan üçüncü kişilere gönderilen haciz ihbarnamelerinin sonuç doğurmayacağını, bu konuda yapılacak şikayeti süreye bağlı olmadığını»(25)

√ « ‘5434 sayılı kanuna göre bağlanan emekli maaşının İİK. 82/9. maddesine göre haczedilemeyeceği’ yolundaki şikayetin süreye bağlı olmadığını»(26)

√ « ‘Taşınmaz satış vaadi’ne dayalı olarak tescil kararı alınmasından sonra, daha önce konulan hacizlerin kaldırılması için yapılacak şikayetin süreye bağlı olmadığını»(27)

√ «İcra müdürlüğünün ‘gerçek borçluya ait olmayan bir taşınmazı haczettirmiş olduğunu’ belirten şikayetin süreye bağlı olmadığını»(28)

√ « ‘İşçi malûliyet aylığının haczedilemeyeceğine’ ilişkin kuralın kamu düzeni ile ilgili olduğunu ve buna ilişkin şikayetin süreye bağlı olmadığını»(29)

√ «İİK. mad. 82/1’e giren nedenlere dayanan şikayetin süresiz olarak yapılabileceğini»(30)

Ve, şikayet süresinin başlangıcı ve şikayet tarihi hakkında;

√ «Haczedilmezlik şikayetinin süresinin haczin öğrenildiği tarihte başlayacağını, sonradan gönderilen 103 davetiyesinin sonucu etkilemeyeceğini»(31)

√ «Şikayet tarihinin harcın ödendiği (yatırıldığı) tarih olduğunu»(32)

√ «Borçlunun en geç kıymet takdir raporunun tebliğ edildiği tarihte hacizden haberdar olduğunun kabulü gerekeceğini»(33)

√ «Kural olarak haciz işleminin borçluya tebliği tarihinin veya -koşulların oluşması halinde belgelenebilir nitelikteki- borçlunun haczi öğrendiği tarihin şikayet süresinin başlangıcına esas alınacağını»(34)

√ «Haczedilmezlik şikayetinde şikayet süresinin, haczin öğrenildiği tarihten itibaren başlayacağını»(35)

√ «Şikayet süresinin asile değil, vekile yapılan tebligat esas alınarak hesaplanacağını»(36)

√ «Haczedilmezlik şikayetinin başvurma harcına bağlı olduğunu»(37)

√ «Borçluya yokluğunda haciz yapıldığına ilişkin 103 davetiyesinin veya kıymet takdiri raporunun tebliğ edilmemiş olması halinde, şikayet süresinin işlemeye başlamamış olacağını»(38)

√ «Yedi günlük haczedilmezliğe ilişkin şikayet süresinin başlangıcının 103 davetiyesinin borçluya tebliğ edildiği tarih değil, fiili haciz ve kıymet takdiri tutanağının borçluya tebliğ edildiği tarih olduğunu»(39) (40)

√ «Borçlunun yokluğunda yapılan hacizlerde, haciz tutanağının bir örneğinin hazır bulunan borçlunun yakınına verilmemiş olması halinde, borçlunun haczi ‘haciz tarihinde’ öğrenmiş sayılmayacağını»(41)

√ «Taşınmazının tapu kaydına haciz konulan ve kendisine ayrıca tebligat yapılmamış olan borçlunun, icra dosyasını inceleyip dosyadaki belgelerin fotokopisini aldığı tarihte haczi öğrenmiş sayılacağını»(42)

√ «Haczin, borçlunun veya borçlu adına Tebligat Kanunu’na göre tebligatı almaya yetkili kişilerin yokluğunda yapılması halinde, şikayet süresinin ‘haciz tarihi’nden değil, ‘103 davetiyesinin tebliği’nden itibaren işlemeye başlayacağını»(43)

√ «Borçluya 103 davetiyesi gönderilemeyen durumlarda, borçlunun haczi daha önce öğrendiğine dair dosyada bilgi ve belge bulunmaması ve alacaklının da bu hususu ileri sürüp kanıtlamaması halinde borçlunun yaptığı şikayetin süresinde sayılması gerekeceğini»(44)

√ «Borçlunun en geç, satış ilanının kendisine tebliği ile haczi öğrenmiş sayılacağını»(45)

√ « ‘Taşınmazına haciz konulduğu’ borçluya 103 davetiyesi ile tebliğ edilmemiş olması halinde, ‘haczi öğrenme tarihi’ borçludan sorularak, şikayet süresinin geçirilip geçirilmediğinin araştırılması gerekeceğini»(46)

√ «Haczi öğrenme tarihinin icra mahkemesinde tanıkla isbat edilemeyeceğini»(47)

√ «Haciz tutanağının bir örneğinin borçlu borçlu adına tebligatı alabilecek -birlikte oturan eşine, hizmetçisine- birisine verilmesinin, borçluya tebliğ hükmünde olduğunu (ve şikayet süresinin bu tarihten itibaren işlemeye başlayacağını)»(48)

√ «Haczedilmezlik şikayetinin, paranın alacaklıya ödendiği tarihe kadar yapılabileceğini»(49)

√ «İhtiyati haczin uygulanmasından sonra teminatın iadesine muvafakat eden borçlunun, en geç bu tarihte haczi öğrenmiş sayılacağını, yedi günlük şikayet süresinin bu tarihten itibaren işlemeye başlayacağını»(50)

√ «Borçluya gönderilen 103 davetiyesinde, haciz konulan taşınmaza takdir olunan kıymetin belirtilmemiş olması halinde, borçlunun taşınmaza konulan değeri ne zaman öğrendiğinin araştırılması gerekeceğini»(51)

>Borçlunun, yokluğunda yapılan haczi ‘haczedilen malların yediemin olarak avukatına teslim edildiği tarihte’ öğrenmiş sayılacağını.

>Müflisin, deftere kadedilen taşınmazı hakkında meskeniyet iddiasında bulunabileceğini, bu takdirde şikayet süresinin, ‘müflisin, taşınmazının deftere kaydedildiğini öğrendiği tarihten itibaren’ işlemeye başlayacağını.

>103 davet kağıdına, haciz tarihinin yanlış yazılmış olmasının, haczedilmezlik şikayetinin yapılmasına süre yönünden etkili olmayacağını
belirtmiştir.