Memurlarda Atama İptali Davası Nedir?

MAĞDUR, ŞİKÂYETÇİ VE KAMU DAVASINA KATILMA

MAĞDUR, ŞİKÂYETÇİ VE KAMU DAVASINA KATILMA

Suçun Mağduru İle Şikâyetçinin Çağrılması (CMK m. 233)

Mağdur ile şikâyetçi, Cumhuriyet savcısı veya mahkeme başkanı veya hâkim tarafından çağrı kâğıdı ile çağırılıp dinlenir. Bu hususta ya­pılacak çağrı bakımından tanıklara ilişkin hüküm­ler uygulanır. Bu itibarla, CMK m. 44 ve 146/7 hü­kümleri uyarınca, gelmemeleri durumunda zorla getirilmeleri mümkündür.

Mağdur İle Şikâyetçinin Hakları (CMK m. 234)

Mağdur ile şikâyetçinin hakları şunlardır:

  1. Soruşturma evresinde;
  2. Delillerin toplanmasını isteme,
  3. Soruşturmanın gizlilik ve amacını bozmamak koşuluyla Cumhuriyet savcısından belge örneği isteme,
  4. Vekili bulunmaması halinde, cinsel saldırı suçu ile alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suç­larda, baro tarafından kendisine avu­kat görevlendirilmesini isteme,
  5. 153 üncü maddeye uygun olmak ko­şuluyla vekili aracılığı ile soruşturma belgelerini ve elkonulan ve muhafa­zaya alınan eşyayı inceletme,
  6. Cumhuriyet savcısının, kovuşturma­ya yer olmadığı yönündeki kararına kanunda yazılı usule göre itiraz hak­kını kullanma.
  7. Kovuşturma evresinde;
  8. Duruşmadan haberdar edilme,
  9. Kamu davasına katılma,
  10. Tutanak ve belgelerden örnek iste­me,
  11. Tanıkların davetini isteme
  12. Vekili bulunmaması halinde, cinsel saldırı suçu ile alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suç­larda, baro tarafından kendisine avu­kat görevlendirilmesini isteme,
  13. Davaya katılmış olma koşuluyla da­vayı sonuçlandıran kararlara karşı kanun yollarına başvurma.

Mağdur, onsekiz yaşını doldurmamış, sağır veya dilsiz ya da meramını ifade edemeyecek derecede malûl olur ve bir vekili de bulunmazsa, istemi aranmaksızın bir vekil görevlendirilir (CMK m. 234/2).

Yukarıda belirtilen haklar, suçun mağdurları ile şikâyetçiye anlatılıp açıklanır ve bu husus tu­tanağa yazılır (CMK m. 234/3).

Soruşturma veya kovuşturma ev­resinde, dava nakli veya adlî tıp işlemleri nedeniyle yerleşim yeri dışında bir yere gitme zorunluluğu doğması hâlinde mağdurun yap­mış olduğu konaklama, iaşe ve ulaşım giderleri, 10/2/1954 tarih­li ve 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümlerine göre Adalet Bakanlı­ğı bütçesinden karşılanır.

Mağdur ve Şikâyetçinin Davete Uymaması (CMK m. 235)

Mağdur, şikâyetçi veya vekilinin, dilekçele­rinde veya tutanağa geçirilmiş olan beyanlarında belirttikleri adresleri tebligata esas alınır.

Bu adrese çıkartılan çağrıya rağmen gelme­yen kimseye yeniden tebligatta bulunulamaz.

Belirtilen adresin yanlışlığı, eksikliği veya adres değişikliğinin bildirilmemesi nedeniyle teb­ligat yapılamaması hâllerinde adresin araştırıl­ması gerekmez.

Bu kimselerin beyanının alınması zorunlu görüldüğü hâllerde yukarıdaki hüküm uygulan­maz.

Mağdur İle Şikâyetçinin Dinlenmesi (CMK m. 236)

Mağdurun tanık olarak dinlenmesi halinde, yemin hariç, tanıklığa ilişkin hükümler uygulanır.

İşlenen suçun etkisiyle psikolojisi bozulmuş çocuk veya mağdur, bu suça ilişkin soruşturma veya kovuşturmada tanık olarak bir defa dinle­nebilir. Maddî gerçeğin ortaya çıkarılması açısın­dan zorunluluk arz eden haller saklıdır.

Mağdur çocukların veya işlenen suçun etki­siyle psikolojisi bozulmuş olan diğer mağdurun tanık olarak dinlenmesi sırasında psikoloji, psi­kiyatri, tıp veya eğitim alanında uzman bir kişi bulundurulur.

Cumhuriyet savcısı veya hâkim ta­rafından ifade ve beyanının özel ortamda alınması gerektiği ya da şüpheli veya sanık ile yüz yüze gelmesinde sakınca bulunduğu değerlendirilen çocuk veya mağ­durların ifade ve beyanları özel ortamda uzmanlar aracılığıyla alı­nır.

Türk Ceza Kanununun 103 üncü maddesinin ikinci fıkrasında dü­zenlenen suçlardan mağdur olan çocukların soruşturma evresindeki beyanları, bunlara yönelik hizmet veren merkezlerde Cumhuriyet savcısının nezaretinde uzmanlar aracılığıyla alınır.

Mağdur çocuğun beyan ve görün­tüleri kayda alınır. Kovuşturma evresinde ise ancak, maddi ger­çeğin ortaya çıkarılması açısından mağdur çocuğun beyanının alın­ması veya başkaca bir işlem ya­pılmasında zorunluluk bulunması hâlinde bu işlem, mahkeme veya görevlendireceği naip hâkim tara­fından bu merkezlerde uzmanlar aracılığıyla yerine getirilir. Mağ­dur çocuk yargı çevresi ve mülkî sınırlara bakılmaksızın en yakın merkeze götürülmek suretiyle bu fıkrada belirtilen işlemler yerine getirilir.

Türk Ceza Kanununun 102 nci maddesinin ikinci fıkrasında dü­zenlenen suçlardan mağdur olan­ların soruşturma evresindeki be­yanları bakımından da beşinci fık­ra hükmü uygulanır. Ancak, beyan ve görüntülerin kayda alınmasın­da mağdurun rızası aranır.

Söz konusu beyan ve görüntü ka­yıtları dava dosyasında saklanır, kimseye verilmez ve gizliliği için gerekli tedbirler alınır.

Bu beyan ve görüntü kayıtları, yazılı tutanağa dönüştürülür. Bu tutanak, talepte bulunan şüpheli, sanık, müdafii, mağdur, vekil veya kanuni temsilciye verilir. Beyan ve görüntü kayıtları bu kişilere soruş­turma ve kovuşturma makamları­nın gözetiminde gizliliği korun­mak suretiyle izletilebilir.