Overbooking Hakkında Önemli Bilgiler

Limited Şirketlerde Bilanço

Limited Şirketlerde Bilanço

Açılış Bilançosu, Yıllık Bilanço ve Gelir Tablosu

6102 sayılı Yeni Ticaret Kanununun 68/1-2’nci maddesine göre; tacir, ticari faaliyetinin başında ve her faaliyet döneminin sonunda, varlık ve borçlarının tutarlarının ilişkisini gösteren fınansal tabloyu (sırasıyla açılış bilançosunu ve yıllık bilançoyu) çıkarmak zorundadır. Açılış bilançosunda, yılsonu fınansal tablolarının, yılsonu bilançosuna ilişkin hükümleri uygulanır. Tacir, gelir tablosunu hazırlar.

6102 sayılı Yeni Ticaret Kanununun 68/1’inci maddesi; her tacir için açılış bilânçosu ile yıllık bilânço düzenlenmesinin zorunlu oldu­ğunu öngörmekte ve açılış bilânçosuna uygulanacak hükümleri gös­termektedir. Hüküm ayrıca bilânço kavramının anlamına da kısa bir gönderme yapmaktadır.

Bilanço İçeriği

6102 saydı Yeni Ticaret Kanunu – Madde 73

bilanço içeriği ile ilgili düzenleme 6102 sayılı Yeni Ticaret Kanununun 73’üncü maddesinde aşağıdaki şekilde hüküm al­tına alınmıştır.

“Türkiye Muhasebe Standartlarında aksi öngörülmemişse bilan­çoda, duran ve dönen varlıklar, özkaynaklar, borçlar ve dönem ayırıcı hesaplar ayrı kalemler olarak gösterilir ve yeterli ayrıntıya inilerek şemalandırılır.

Duran varlıklar içinde işletmeye devamlı surette tahsis edilmiş bulunan varlıklar yer alır.”

Bilançolarda Aktifleştirme Yasağı

bilanço­larda aktifleştirme yasağı, 6102 sayılı Yeni Ticaret Kanununun 74’üncü maddesinde aşağıdaki şekilde hüküm altına alınmıştır.

“Türkiye Muhasebe Standartlarında aksi öngörülmemişse, işlet­menin kuruluşu ve özkaynak sağlanması amacıyla yapılan harcamalar için bilançoya aktif kalem konulamaz.

Bedelsiz olarak elde edilmiş, maddi olmayan duran varlıklar için bilançonun aktifine kalem konulamaz; meğerki, Türkiye Muhasebe Standartlarında aksi öngörülmüş olsun.

Sigorta sözleşmelerinin yapılması için gerekli olan giderler aktif­leştirilemez; meğerki, Türkiye Muhasebe Standartlarında aksi öngö­rülmüş olsun.”

6102 sayılı Yeni Ticaret Kanununun 74’üncü maddesi hükmü, tamlık ilkesinin bir uygulamasıdır.

6102 sayılı Yeni Ticaret Kanununun 74/1’inci maddesine göre bi­lirkişi, kuruluş denetçisi, noter, avukat ücretleri, tescil giderleri ve çe­şitli resimler gibi kuruluş giderleri sonucunda işletmeye herhangi bir varlık girmez. Aynı şekilde öz sermayenin sağlanabilmesi için yapılan ihraç, izahname, pay senedi basımı giderleri ile aracı kurum komis­yonları da işletmeye bir varlık kazandırmaz. Bu sebeple Alman Tica­ret Kanununun 248’inci paragrafından alınan ve uluslararası muhase­be standartlarıyla uyum içinde bulunan bu hüküm, anılan giderlerin yani varsayımsal aktiflerin (intangible assets) aktifleştirilmesini yasak­lamakta, böylece 6762 sayılı Kanunun 458’inci maddesinden ayrıl­maktadır. Kural tamlık ilkesinin gereği olduğu için söz konusu gider­lerin ihraç primi (agio) ile mahsubu da mümkün değildir. Yasak, fi­nansman giderlerini kapsamaz.

6102 sayılı Yeni Ticaret Kanununun 74/2’nci maddesine göre; bir işletmenin kendi yarattığı, kendisine ait ticaret unvanı, marka, patent, faydalı model, tasarım gibi fikri mülkiyet hakları ve peştemaliye (good will) benzeri işletme değerleri de aktifleştirilemez. Bu değerler bedel ödenerek başkalarından devralınmışsa, yasak söz konusu değil­dir. Hüküm duran varlıklara ilişkin olduğundan dönen varlıklar arasında yer alan elektronik veri tabanları da yasağın kapsamında değildir.

6102 sayılı Yeni Ticaret Kanununun 74/3’üncü maddesinde yer alan aktifleştirme yasağı, AT Yönergesinin gereğidir.

Karşılıklar

6762 sayılı Eski Türk Ticaret Kanununda yer almayan karşılıklar 6102 sayılı Yeni Ticaret Kanununun 75’inci maddesinde; “Gerçek­leşmesi şüpheli yükümlülük ve askıdaki işlemlerden doğabilecek muhtemel kayıplar için Türkiye Muhasebe Standartlarında öngörülen kurallara göre karşılık ayrılır.” şekilde hüküm altına alınmıştır.

Karşılıklar bilanço hukukunun en ünlü kalemlerinden biri olup, şüpheli borçlardan, askıdaki işlemlerden, gelecekte yerine getirilecek borçlardan doğması olası kayıplar için ayrılan, amaç hükmü belirli ye­dek akçelerdir. Karşılıklar, Türkiye Muhasebe Standartlarına göre ay­rılır.

Geçici Hesaplar

6762 sayılı Eski Türk Ticaret Kanununda yer almayan geçici he­saplar, 6102 sayılı Yeni Ticaret Kanununun 76’ncı maddesinde; “Bi­lanço gününden sonraki belirli bir süre içinde giderleşecek olan har­camalar ile gelir unsuru oluşturacak tahsilatlar hakkında Türkiye Mu­hasebe Standartları uygulanır.” şekilde hüküm altına alınmıştır.

Geçici hesapların genel olarak tanımını veren bu hüküm, uygula­nacak kurallar yönünden Türkiye Muhasebe Standartlarına gönderme­de bulunmaktadır.

Bilançoda Yer Alacak Sorumluluklar

6762 sayılı Eski Türk Ticaret Kanununda düzenlenmemiş olan bi­lançoda yer almayacak olan sorumluluk ilişkileri, 6102 sayılı Yeni Ti­caret Kanununun 77’nci maddesinde; “Bono düzenlenmesi ile poliçe ve çek düzenlenmesinden, devrinden, poliçenin kabulünden, kefalet­lerden, avalden, garanti sözleşmelerinden, akreditif teyitlerinden, üçüncü kişilerin borçları için verilen teminatlardan, üçüncü kişiler le­hine taahhütlerden doğan sorumluluklar ile Türkiye Muhasebe Stan­dartlarında öngörülen diğer sorumluluklar pasifte gösterilmemişlerse, bilançonun altında veya ekte Türkiye Muhasebe Standartlarına göre açıklanır. Riicudan doğan alacaklar ve borçlar ile ilgili sorumluluk ilişkileri de ekte belirtilir.” şekilde hüküm altına alınmıştır.

6102 sayılı Yeni Ticaret Kanununun 77’nci maddesi; şeffaflık il­kelerinin gereği olarak, pasifte yer almayan sorumluluk ilişkilerinin ekte açıklanmasını öngörmektedir. Sorumluluk ilişkileri 77’nci mad­dede sınırlı sayıda sayılmamışlardır. Zaten Türkiye Muhasebe Stan­dartlarına yapılan gönderme de bunu doğrular.

Bilançoda Genel Değerleme İlkeleri

Bilançoda genel değerleme ilkeleri 6102 sayılı Yeni Ticaret Ka­nununun 78’inci maddesinde aşağıdaki şekilde hüküm altına alınmış­tır.

“Finansal tablolarında yer alan varlıklar ile borçlarla ilgili olarak, aşağıdakilerle sınırlı olmamak ve Türkiye Muhasebe Standartlarında öngörülen ilkeler de dikkate alınmak üzere şu değerleme ilkeleri ge­çerlidir:

  1. Bir önceki dönemin kapanış bilançosundaki değerler ile faali­yet döneminin açılış bilançosundaki değerler birbirinin aynı olmalıdır.
  2. Fiilî veya hukuki duruma aykırı olmadıkça, değerlemelerde iş­letme faaliyetinin sürekliliğinden hareket edilir.
  3. Bilanço kapanış gününde, varlıklar ve borçlar teker teker de­ğerlendirilir.
  4. Değerleme ihtiyatla yapılmalıdır; özellikle de bilanço gününe kadar doğmuş bulunan bütün muhtemel riskler ve zararlar, bunlar bi­lanço günü ile yılsonu finansal tablolarının düzenlenme tarihi arasında öğrenilmiş olsalar bile, dikkate alınır; kazançlar bilanço günü itibarıy­la gerçekleşmişlerse hesaba katılır. Değerlemeye ilişkin olumlu ve olumsuz farkların dönem sonuçlarıyla ilişkilendirilmesinde Türkiye Muhasebe Standartlarındaki esaslara uyulur.
  5. Faaliyet yılının gider ve gelirleri, ödeme ve tahsilat tarihlerine bakılmaksızın yılsonu finansal tablolarına alınırlar.
  6. Önceki yılsonu finansal tablolarında uygulanmış bulunan yön­temler korunur.

Standartlarda öngörülen hâllerde ve istisnai durumlarda birinci fıkradaki ilkelerden ayrılınabilir.”

Yukarıda yer alan Kanun maddesi ile ilgili olarak madde gerekçe­lerinde aşağıda yer alan açıklamalar yapılmıştır.

Değerleme ilkeleri, değerleme ölçülerinden farklı olarak, değer­lemede dikkate alınacak taşıyıcı nitelikte evrensel kurallardır. Bu ilke­ler -hükümde açıkça belirtildiği gibi – sınırlı sayı ilkesi kapsamında değildir. Birinci fıkra hem Türkiye Muhasebe Standartlarında öngörü­len hem de öngörülmeyip genel kabul gören muhasebe standartlarınca tanınan ilkelere gönderme yapmıştır. Ayrıca Sermaye Piyasası Kuru­lunun XI/25 sayılı tebliğine, özellikle 14 ilâ 31 inci maddelere bakınız. Hükmün kaynağı Alman Ticaret Kanununun 252’nci paragrafı olmak­la beraber hüküm, pozitif hukuklar üstü niteliktedir.

6102 sayılı Yeni Ticaret Kanununun 78/1-a maddesinde birinci ilke, “bilânçoların değersel özdeşliği” veya Sermaye Piyasası Kurulu­nun XI/25 sayılı tebliğinde olduğu gibi karşılaştırılabilirine (comparability) diye anılır. Bilânçoların gediksiz birbirini izlemelerini bir önceki bilânçonun kapanış değerlerinin bir sonraki bilânçonun açı­lış değerleriyle özdeş olmasını, böylece fınansal durum karşılaştırması yapılmasını ifade eder. Bu ilkenin istisnası Türk Lirasından Yeni Türk Lirasına geçişte olduğu gibi para biriminin değişmesidir.

6102 sayılı Yeni Ticaret Kanununun 78/1-b maddesinde ikinci il­ke, işletmenin sürekliliği (going concern)’dir. Sermaye Piyasası Kuru­lunun XI/25 sayılı tebliğinin 16’ncı maddesine bakılmalıdır. Finansal tablolar işletmenin faaliyetlerini sürdüreceği varsayımına dayanır; meğer ki, iflâs davası, tasfiye kararı, devamlı ödeme güçlüğü ödeme­leri, tatil veya benzeri fiili veya hukukî bir sebep bu varsayıma olanak bırakmasın. İşletmenin öngörülebilir bir gelecekte faaliyetini devam ettireceği varsayılmazsa, işletmedeki tüm aktif ve pasiflerin farklı öl­çülerle değerlendirilmesi gerekir ve yılsonu rakamları, faaliyetin so­nuçlarını vermez.

6102 sayılı Yeni Ticaret Kanununun 78/1-c maddesindeki ilke, iki alt ilkeyi içerir: bilânço günü ve teker teker değerleme. Değerleme- leı bilânço günü itibarıyla yapılmalı, bu tarihe kadar değerlendirmeyi etkileyen bütün etkenler dikkate alınmalı, anılan tarihten sonrakiler de hesaba katılmamalıdır. Teker teker değerleme ise şeffaflığın vazge­çilmez gereğidir. Aksi halde kalemler toplanır ve mahsuplarla bir de­ğer elde edilirse, fınansal durum anlaşılamaz.

6102 sayılı Yeni Ticaret Kanununun 78/1-d maddesindeki ihtiyat ilkesi, bilanço günü ilkesinin tamamlayıcısıdır.

6102 sayılı Yeni Ticaret Kanununun 78/1-e maddesindeki ilke, tahakkuk ilkesi diye adlandırılan muhasebenin temel varsayımlarından birini ifade eder. İlke aynı zamanda faaliyet dönemlerinin bağımsızlığı ilkesini de kapsar.

6102 sayılı Yeni Ticaret Kanununun 78/1-f maddesindeki yön­temlerde kararlılık ilkesi, karşılaştırılabilirlik ilkesinin gereğidir.

6102 sayılı Yeni Ticaret Kanununun 78/2’nci maddesi gereği ola­rak ilkelerden istisnai durumlarda ayrılmak mümkündür. Ancak istis­naî durumun haklı temellere dayanması ve vergi kanunlarından doğ­maması gerekir.

Bilançoda Varlıklar ve Borçların Değerleme Ölçüleri

6102 sayılı Yeni Ticaret Kanunu – Madde 79

6102 sayılı Yeni Ticaret Kanununun 79’uncu maddesinde aşağıdaki şekilde hüküm altına alınmıştır.

“Duran ve dönen varlıklar Türkiye Muhasebe Standartları uyarın­ca bu standartlarda gösterilen ölçülere göre değerlenir. Borçlar ve di­ğer kalemler için de aynı standartlar uygulanır.”

6102 sayılı Yeni Ticaret Kanununun 79’uncu maddesi; aynı Ka­nunun 80 ve 81 ’inci maddelerinde öngörüldüğü şekilde, değerlendir­me ölçüleri ve değerlendirmeye ilişkin diğer konularda Türkiye Mu­hasebe Standartlarının geçerli olması, Türk Muhasebe Sistemini, ulus- lararası muhasebe sisteminin bir parçası yapacaktır.

Ayrıca, 6102 sayılı Yeni Ticaret Kanununun 80’inci maddesinde; değerlemede uygulanacak değerlerin belirlenmesi, tanımları, kapsam­ları, uygulanacak kalemlerin gösterilmesi ve değişiklikler Türkiye Muhasebe Standartlarına tabi olduğu hükmü ile yine 6102 sayılı Yeni Ticaret Kanununun 81’inci maddesinde; şartların gerçekleşmesi halin­de Türkiye Muhasebe Standartlarında öngörülen değerlemeyi basitleş­tirici yöntemlerin uygulanacağına ilişkin hüküm ile, değerleme ölçüle­ri ve yöntemleri husularında Türkiye Muhasebe Standartlarına uyulma yükümlülüğü getirilmiştir.