Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

KISMİ TAAHHÜT, TAAHHÜDÜ İHLAL SUÇUNDA KISMİ TAAHHÜDÜN GEÇERLİ OLDUĞU

KISMİ TAAHHÜT, TAAHHÜDÜ İHLAL SUÇUNDA KISMİ TAAHHÜDÜN GEÇERLİ OLDUĞU

YARGITAY 19. Ceza Dairesi
2018/4480 E.
2018/9159 K.

Borçlunun ödeme şartını ihlâl suçundan sanık M. Ç. S. ‘ın, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 340. maddesi gereğince 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına dair Antalya 5. İcra Ceza Mahkemesinin 24/05/2016 tarihli ve 2015/1045 Esas, 2016/564 Karar sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Antalya 1. İcra Ceza Mahkemesinin 12/08/2016 tarihli ve 2016/234 değişik iş sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 18/06/2018 gün ve 94660652-105-07-6668-2018-Kyb sayılıkanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29/06/2018 gün ve KYB.2018/56088 sayılı ihbarnamesi ile Dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 340. maddesi gereğince taahhüdü ihlal suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekalet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiğinden, 10/10/2015 tarihli taahhütnamede söz konusu taahhüt tarihi ile son ödeme tarihi arasındaki faize ilişkin bir açıklama olmadığı gibi alacaklının son ödeme tarihine kadar işleyecek faizden feragat beyanının da yer almadığı ve bu nedenlerle işleyen ve işleyecek faiz miktarının taahhüt tutanağında ayrı ayrı gösterilmemesi nedeniyle belirsizlik bulunduğundan taahhüdün geçerli olmadığı anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verildiği gözetilmeksizin, itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde, isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza MuhakemesiKanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
Borçlu sanık hakkında Antalya 3. İcra Müdürlüğünün 2015/7792 Esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibi sırasında, 01/10/2015 tarihli borç ödeme taahhütnamesi ile sanığın, borcun 7.104,90 Türk liralık kısmı için ödeme taahhüdünde bulunduğu, icra takibinin toplam 11.777,96 Türk lirası ve masrafları için yapıldığı, söz konusu taahhüdün kısmi taahhüt olduğu, alacaklı vekilinin taahhüdü 7.104,90 TL için kabul ettiği nazara alındığında, taahhüt edilen alacak miktarı hususunda taraf iradelerinin birleştiği, icap ve kabulden oluşan ödeme anlaşmasının gerçekleştiği, bu sebeple taahhüdün geçerli olduğu anlaşılmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteğinin REDDİNE, 20/09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

[/column]