Kıdem Tazminatı Çek veya Senetle Ödenebilir mi?
Kıdem Tazminatının Çekle Veya Senetle Ödenmesi
Kıdem tazminatının işveren tarafından çek veya senetle ödenmesi taksitli ödemede olduğu gibi ancak işçinin rızasıyla gerçekleşebilir. Yargıtay da kararlarında işçinin çek veya senetle ödemeyi kabul etmiş olma şartını aradığını görmekteyiz. Yargıtay konuya ilişkin “Davacı işçinin iş sözleşmesinin 14.02.2001 tarihinde feshedildiği,kıdem tazminatının 6 adet çekle ödendiği ve davacının imzaladığı 20.04.2001 tarihli ibranamede “…ilgili şirket tarafından ayrılışıma konu… hesaplanmış olan kıdem, ihbar ve diğer haklarımı aşağıda detayı verilen çeklerle tahsil ettim. Tüm hesaplarda mutabık olduğumu herhangi bir yasal alacağımın ilgili şirketten kalmadığı hususunda … A.Ş/ yi aşağıdaki çeklerin ödenmesi durumunda ibra ederim” ifadelerine yer verildiği, davacının çekleri teslim aldıktan ve anılan ibranameyi imzaladıktan sonra 25.04.2001 tarihli ihtarname ile ibranameyi baskı altında imzaladığını belirterek faiz alacağı talebinde bulunduğu, davacıya verilen çeklerin belirtilen ödeme tarihlerinde ödendiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Davacı, ibra sözleşmesini parasal haklarından mahrum olmama amacı ve bu paranın davalı tarafından verilmeyeceği korkusu ile imzaladığını, üzerindeki tehdit kalktıktan sonra ibranameye bağlı olmadığına ve faiz alacağının ödenmesi konusunda ihtarname gönderdiğini, bu nedenle ibranamenin geçersiz olduğunu belirterek faiz alacağının hüküm altına alınması isteğinde bulunmuştur. Davalı işveren, akdin feshinden sonra kıdem tazminatının çeklerle ödenmesini davacının kabul etmesi üzerine çeklerin teslim edildiğini ve davacının ibraname imzaladığını, ibraname imzalarken iradesinin fesada uğratıldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının çekleri tahsil ettikten sonra kötü niyetli olarak dava açtığını belirterek isteğin reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece ibranamede davacının faiz alacağından vazgeçtiğine dair ibarenin bulunmadığı gerekçesiyle davacının kıdem tazminatı gecikme faiz alacağı hüküm altına alınmıştır. Çek bir ödeme vasıtası olup, Türk Ticaret Kanununun 707. maddesinin birinci fıkrasında çekin görüldüğünde ödeneceği ikinci fıkrasında ise keşide günü olarak gösterilen günden önce ödenmek için ibraz olunan bir çekin ibraz günü ödeneceği öngörülmüştür. Çekin bu özelliğine göre alacaklıya teslim edildiği gün ödemenin gerçekleştiği kabul edilmektedir. Çekin ileri tarihli olarak düzenlenmiş olmasının varılan bu sonuca etkisi yoktur. Borçlar Kanununun 113. maddesinde asıl borcun tediye ve sair surette düşmesi halinde şayet ferileri saklı tutulmamış ise bu haklarında düşeceği kuralı benimsenmiştir. Somut olayda, kıdem tazminatı karşılığı verilen çeklerin davacıya teslim edildiği gün çekin yukarıda belirtilen özelliği nedeniyle ödemenin gerçekleştiğinin kabul edilmesi gerektiğinden davacının daha önce ya da en geç ödenme sırasında faiz hakkını saklı tutup tutmadığı önem kazanmaktadır. Dosya içeriğine göre, davacı çekle yapılan ödemeden önce ya da bu ödeme sırasında faiz haklarını saklı tutmadığı gibi, ödeme sırasında imzaladığı ibranamede çeklerin gününde ödenmesi durumunda davalı şirketi ibra ettiğini belirttiği ve söz konusu çeklerin gününde ödendiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı anılan ibranamenin baskı altında iradesinin fesada uğratılarak imzalatıldığını ileri sürmüş ise de, bu iddiasını ispata yarar bir delil sunmamıştır. Mevcut maddi ve hukuki olgulara göre davacı asıl alacağın ödenmesi sırasında haklarını saklı tutmadığından ve işvereni ibra ettiğinden faiz alacağı isteğinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir, demek suretiyle bu konudaki görüşünü ortaya koymuştur. Konuyla ilgili olarak İş Kanunu’nda herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.