Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

Kesin Hüküm Nedir? Hüküm Nasıl Kesinleşir?

Kesin Hüküm Nedir? Hüküm Nasıl Kesinleşir?

Kesin Hüküm Kavramı

İlk derece mahkemesinin verdiği kararın kural olarak karara konu olan hukuki sorunu çözdüğü kabul edilir. Ceza mahkemesi de CMK m.223’te sözü edilen kararlardan birini vermekle önündeki meseleyi sona erdirmiş olacaktır. Ancak bu durum yargılama sonunda verilen kararın/hükmün infaz edilebilir olduğu anlamına gelmemektedir. Zira infaz için bu hükmün kesinleşmesi gerekmektedir.

Bir hükmün kesinleşmesi çeşitli olasılıklara bağlı olarak farklı zaman dilimlerinde gerçekleşebilmektedir. Bu ihtimalleri kısaca şu şekilde özetlemek mümkündür.

  • Şayet bir hükme karşı kanun yoluna başvurma yolu kapatılmışsa bu hüküm tesis edilmekle kesinleşir ve kesin hüküm özelliği kazanır. Bu tür hükümlere en açık örnek CMK 286/2’de düzenlenen temyiz yasaklarıdır.
  • Şayet bir hükme karşı kanun koyucu bir kanun yolu öngörmesine rağmen bu kanun yolu için belli bir süre tayin etmiş fakat bu süre ilgili muhakeme süjeleri tarafından hiçbir işlem yapılmaksızın geçirilmişse söz konusu hüküm kesinleşir.
  • Bunun dışında denetim muhakemesinden vazgeçilmesi veya talebin geri alınması hâlinde de aynı durum söz konusudur.
  • Son olarak da ilk derece mahkemesi tarafından verilen hüküm, tüm kanun yolu süreçleri tüketildikten sonra kesinleşir. CMK açısından iç hukuk yolları anlamında başvurulabilecek kanun yolları olağan ve olağan üstü kanun yolları olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Olağan kanun yolları itiraz (CMK m. 267 v.d.), istinaf (CMK m. 272 v.d.) ve temyiz (CMK 286 v.d.) iken olağan üstü kanun yolları olağan üstü itiraz [Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan itiraz] (CMK m. 308), kanun yararına bozma (CMK m. 310) ve yargılanmanın yenilenmesi (CMK m. 311 v.d.) olarak düzenlenmiştir.

Mahkemelerce verilmiş olan hükmün kesin ya da kesinleşmiş olması bireylerin güven içinde yaşamaları için zorunludur. Her yargılamada gerçeğe, adalet ve hakkaniyete ulaşılması çabası bulunsa da ceza muhakemesinin de bir sonu olmalıdır. Aksi hâlde ceza muhakemesinin amaçları arasında olan toplumsal barış ve güven sağlanamaz; sürekli bir çekişme ortamı varlığını korur.

Kesin hükmün iki etkisinin bulunduğu söylenmektedir:

  • Bağlayıcılık etkisi,
  • Aynı fiilden dolayı aynı kişinin yeniden yargılanamaması

O hâlde kesin hüküm yasama ve yürütme organları ile idare ve kişileri bağlar. Yani bu kararlar değiştirilemez, yerine getirilmesi geciktirilemez. Anayasa m.138/4’ün sözünü ettiği mahkeme kararları kesin hüküm niteliğindeki mahkeme kararlarıdır.

Yine bir kişi belli bir fiilden dolayı bir soruşturma ve kovuşturmaya maruz kalmış ve hakkında verilen hüküm kesinleşmiş ise aynı fiil hakkında ikinci bir kovuşturmaya maruz bırakılamaz.

İnfazın başlayabilmesi için mahkûmiyet kararının kesinleşmesi yanında bu konuda üç önemli niteliğe daha dikkat çekilmektedir:

  • İnfaz şekilleri veya infaza ilişkin kararlar, bir hâkim tarafından karara bağlanmalıdır.
  • İnfaza derhâl başlanmalıdır. Böylece cezanın ibret oluşturması düşüncesi gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Ancak bazı nedenlerle cezanın infazının ertelenmesine karar verilebilir.
  • İnfaz sürekli olmalıdır. Bunun istisnaları hafta sonu infaz ve geceleri infazdır.