İşçinin, işyerinin imkanlarını kullanması haklı fesih sebebi midir?
“…Dosya içeriğindeki bilgi ve belgelerden davacı işçinin davalı şirketle ilgisi bulunmayan bir bayanı servis hizmet verdiği fabrikaya götürerek eşim diye tanıttığı ona iş önlüğü giydirdiği ve sözü edilen bayanla daha sonra davalı şirketçe bedeli ödenen otelde kaldığı anlaşılmaktadır.
Kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenen bu maddi olgular karşısında davacı işçinin iş sözleşmesinin ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle feshi haklıdır. İhbar ve kıdem tazminatının reddi gerekirken kabulü hatalıdır.”(9. HD. 2007/7254 E. 2007/34205 K. 14.11.2007)
“…Davacı, hizmet sözleşmesinin davalı tarafından haksız feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatlarının tahsilini istemiştir.
Davalı, yapılan bir ihbar üzerine, davacının sorumlusu olduğu atölyede kuruma ait malzemelerle, dava dışı kurum şoförünün özel mobilyalarının yapıldığının saptandığını, davacının bu mobilyaların yapılması talebini kabul ederek, ilgili ustaya imali için talimat verilip bittikten sonra yüklenmesine de nezaret ettiğinin tespit edildiğini bu nedenle hizmet akdinin 1475 s. İş Kanunu 17/II-d maddesine göre haklı olarak feshedildiğini savunmuş; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; kıdem ve ihbar tazminatları hüküm altına alınmıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, feshe dayanak eylemler ile ilgili davacı ve diğer işçiler hakkında soruşturma açıldığı, davacının soruşturma sırasında 6.10.1999 tarihli ek ifadesi ile eylemleri kabul ettiği; bu ifadenin zorla, baskı altında alındığına dair bir iddia ileri sürmediği gibi delil de sunmadığı anlaşılmaktadır.
Buna göre davacının eylemi,1475 s.İş Kanunu’nun 17/II-d maddesine uygun bulunduğundan, davalı tarafından yapılan feshin haklı olduğunun kabulü ile kıdem ve ihbar tazminatı isteklerinin reddi gerekirken, fesihten dört yıl gibi uzunca bir süre geçtikten sonra açılan davada salt iki tanığın soyut beyanlarına dayanılarak davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2006/6043 E. 2006/33099 K. 14.12.2006)
“…Somut olayda, davalı işveren, davacının iş sözleşmesini eczanede de satılan “amway” marka ürünleri, davacının dışarıdan getirerek kendi nam vc hesabına satarak doğruluk ve bağlılığa aykırı davranışta bulunduğunu savunmuştur.
İşçinin görevi gereği işverene ait ürünleri satması zorunludur. Ayrıca işyerinde kendi nam ve hesabına ticaret yapamaz.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, özellikle de davacının kendi el yazısı ile yaptığı yazılı savunmadan davacının “amvay” marka ürünleri dışarıdan getirerek, kendi nam ve hesabına sattığı, davacının işyerine ait ürünleri satmak yerine kendi getirdiği ürünleri satarak, işverenin zararına kendi çıkarına hareket etmek suretiyle doğruluk ve bağlılık ilkelerine aykırı davrandığı, bu nedenle feshin haklı olduğu anlaşıldığından davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2009/20864 E. 2011/33776 K. 28/09/2011)
“….Dosya içeriğine göre, temizlik işçisi olarak çalışan davacının iş sözleşmesi, işverence görevli olduğu alandan izinsiz çikolata, kola gibi ürünleri alması nedeniyle 4857 sayılı Kanun’un 25/ll-e. maddesi gereği tazminatsız olarak feshedilmiştir.
Delil durumuna göre, işveren tarafından hizmet verilen firmanın dolaplarındaki malzemelerin azaldığı vc son zamanlarda bu durumun iyice arttığı şikayeti üzerine, davalı işveren yetkilileri davacının temizlik yaptığı şirketin dolaplarında bulunan malzemelerin davacı çalışma alanına girmeden önce ve sonra sayımım yapmış, bunlarda azalma olduğunu tespit ederek savunma talep etmiştir. Davacı savunmasında, bir tane kola aldığını kabul etmiştir. Davacının temizlik işini yaptığı mekanda dolapta bulunan yiyecek, içecek maddelerini aldığı, kendi ikrarı yanında, yargılama sırasında dinlenen ve yukarıda belirtilen tespiti yapan davalı tanık anlatımlarıyla da sabittir.
Davacı, temizlik işini yerine getirdiğinden, işyerinde kimsenin olmadığı zamanlarda, mesainin başlamasından önce ve bitişinden sonra görev yapmaktadır. Günün bu bölümlerinde işyerindeki tüm evrak ve belgeler, eşyalar ve işin niteliğine göre işyerindeki tüm malzemeler davacıya emanet edilmiş durumdadır. Davacıdan işverene ait tüm bu eşyaları muhafaza ederek temizlik işini ifa etmesi beklenmektedir. Davacının kimsenin bulunmadığı bir sırada, üstelik ortalık yerde bulunmayıp dolapta olan yiyecek, içecek maddelerini alması doğruluk ve bağlılığa uymayan davranış niteliğindedir. İş sözleşmesinin feshi haklı nedene dayanmaktadır. Kıdem ve ihbar tazminatı isteklerinin reddi gerekirken, yazılı şekilde, hatalı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.”(22.HD. 2012/9823 E. 2012/29730 K. 27.12.2012)
“….Somut olayda davacı ve iki arkadaşının piyasadan mal siparişi aldığı, bunları işvereninin atölyesinde işverenin alet edevatını kullanıp, yaparak teslim ettikleri davacının bu eylemin doğruluk ve bağlılığa aykırı olup, işverenin güvenini kötüye kullanmak olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda dosya kapsamından iş akdini davalının haklı nedenle feshettiği sabit olmakla, ihbar vc kıdem tazminatının reddi yerine kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(9.HD. 2008/42755 E. 2010/33649 K. 11/11/2010)
“…Somut olayda, davacı, davalı işyerinde teknik servis elemanı olarak görev yapmaktadır. 1.9.2010 tarihinde duruşmada beyanına başvurulan N.Ö. isimli müşterinin evine kombi bakımı için gittiği, gerekli servis hizmeti verilirken müşterinin, bacanın da değişmesi gerektiği konusunda uyarılarak bu işi de yapmaya teklif ettikleri, müşterinin kabul etmesi üzerine takılacak baca için malzeme alınması gerektiğinden bahisle kendisinden 100,00 TL para talep edildiği, müşterinin üzerinde para olmadığını bildirmesi üzerine eşinin işyerine gidip 100,00 TL’yi alarak malzemeyi alıp yerine taktıkları, müşterinin 100,00 TL’yi çok bulması üzerine 80,00 TL’ye işi yapmayı kabul ederek 20,00 TL sini iade ettikleri ve müşteriye nalburiye tarafından kesilmiş 100,00 TL’lik fatura verdikleri; müşterinin bir miktar paranın iadesi üzerine bu olaydan şüphelenip nalburu faturadaki telefon numarasından araması ve aslında alınan malzemenin bedelinin 30-40,00 TL olduğunu öğrenmesi üzerine, davalı işyerini arayıp durumu aktardığı; bunun üzerine davalı işverenin müşterinin evine gelerek yerinde tespit yaptığı ve yapılan iş nedeniyle 50,00 TL servis ücreti takdir edip müşteriye fazla tahsil edilen miktarın fazlasını iade ettikleri, daha sonra da hem davacının hem de yanındaki diğer elemanın iş akdinin işveren tarafından haklı nedenle feshedildiği sabittir.
Mahkemece, işveren tarafından yapılan suç duyurusunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar esas alınarak iş akdinin haklı nedenle feshedildiğinin ispat edilmediği gerekçesi ile kabul kararı verilmiş ise de verilen karar hatalıdır.
Şöyle ki ; davacı, davalı işveren tarafından servis elemanı olarak kendisine duyulan güveni kötüye kullanarak, işverenden gizli olarak kendi çıkarına iş yapıp, parasını tahsil etmek suretiyle doğruluk ve bağlılığa aykırı davranış sergilemiştir. Davalı işverenin artık bu işçiye güvenerek servise göndermesini beklemek hayatın olağan akışına aykırıdır. Davacı işçi, kendi kusurlu davranışı ile aradaki güven ilişkisini zedelemiştir ve işveren, haklı nedenle iş akdini feshetmiştir.
Bu nedenle davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar vermek gerekirken, mahkemece yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.”(7.HD. 2013/11020 E. 2013/18816 K. 11.11.2013)
“…Davacı işçi açmış olduğu bu davada ihbar ve kıdem tazminatı isteklerinde bulunmuş, mahkemece her iki isteğin de kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre davacının iş sözleşmesi işverene ait bir kısım malzemelerin başkalarına kullandırılması ve kiraya verilmesi gerekçe gösterilerek feshedilmiştir. Davacı daha öııee işe iade yönünde dava açmış ve yapılan yargılama sonunda işverene ait malzemeleri başkalarına verdiği gerekçesiyle işe iade isteğinin reddine karar verilmiş ve söz konusu karar kesinleşmiştir.
Bilirkişi raporunda işverenin izni olmaksızın malzemelerin başkalarına kullandırılmasının menfaat karşılığı olmasa dahi işverenin güvenini kötüye kullanma halini oluşturacağından söz edilmiş,4857 sayılı İş Kanununun 26. maddesinde öngörülen 6 işgünlük hak düşürücü sürenin geçip geçmediğinin mahkemece değerlendirilmesi gerektiği açıklanmıştır.
Mahkemece bu yönde gerekli araştırmaya gidilmemiş ve işverence yapılan feshin haksız olduğu şeklinde bir gerekçeyle ihbar ve kıdem tazminatı isteklerinin kabulüne karar verilmiştir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, gerek işe iade davası sonucu ve gerek bu dosyada toplanan delil durumuna göre davacı işçinin işverene ait malzemeleri başkalarına kullandırdığı sabit olmuştur. Mahkemece feshin haksız olduğu şeklindeki gerekçesi dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Feshin işçinin olaylarla ilgili savunmasının alındığı tarihten bir gün sonra ve hak düşürücü süresi içinde yapıldığı da anlaşılmakla davacının ihbar vc kıdem tazminatlarına hak kazanmasına olanak bulunmamakladır.
Mahkemece anılan isteklerin reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2006/21644 E. 2006/24902 K. 26.09.2006)
“…Davacının iş akdine davalı işverence son verilmiş olup davacının görevi ihmal ettiği gerekçesiyle 08/08/2004 vc 29/05/2006 tarihinde iki kez uyarıldığı ayrıca davacının korumakla yükümlü olduğu ormandan davalı mal sahibi ve orman idaresinin izni olmadan ağaç keserek derme çatma da olsa bir barınak yaptığı bu barınağın davacı tarafından yapıldığının tarafların da kabulünde olduğu, bu ağaç kesme eyleminin doğruluk ve bağlılığa aykırı bir davranış olup, böyleee davalı tarafça iş akdinin feshinin haklı nedenlere dayandığı anlaşılmakla davanın reddi gerekirken kabulü hatalıdır.”(9. 2009/22717 E. 2011/50225 K. 29.12.2011)
“…Somut olayda, araç bakım-onarım servisinde hasar departmanında kaporta formeni olan davacının 22.11.2011 günü tamir için servise gelen müşteri aracındaki tekerleklerin değişmesi gerekmediği halde değişmesi gerektiğini ekspere telkin edip henüz yeni olan tekerlekleri kendi aracına taktığı ve olayın ortaya çıkması üzerine davalı işverenin dalıa önce de 2009 yılında müşteri aracındaki hasarsız hava yastığını kendi aracına taktığı konusunda savunmasının alındığı sabit olan davacının iş aktini en son olayın üzerinden 6 iş günlük süre geçmeden 27.11.2012 günü İş Kanununun 25/11 uyarınca feshetmesi haklı olup davacı yararına kıdem ve ihbar tazminatlarına hükmedilmesi isabetsiz olup bozma nedenidir.”(7. 2014/7737 E. 2014/17004 K. 11/09/2014)
“…Dosya içeriğinde toplanan delillere göre davacı işçinin yasak olmasına rağmen kendi D. televizyon üyeliğine promosyon tanımlayarak kendisine çıkar sağladığı anlaşılmaktadır.
Davacının bu davranışı doğruluk ve bağlılığa uymayan bir eylem olup, davacı işçi işverenin güvenini kötüye kullanmıştır. Davalının işçinin iş akdini feshi haklıdır.
Haklı fesih nedeniyle davacının kıdem ve ihbar tazminatı isteklerinin reddi gerekirken kabulü hatalıdır.”(9. 2009/39130 E. 2011/50159 K. 28/12/2011)
“…Mahkemece davacının iş sözleşmesinin feshinin haklı olmadığı kabul edilmiş ise de, kabul dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davacının işyerinde birden kızla kişinin özel sağlık sigortası kartlarını alıp bunları kullanarak ihtiyacı olmayan ilaçları aldığı sabittir.
Yine dosya içindeki bilgi ve beyanlardan davacı gibi davranan işçilerin iş sözleşmelerinin feshedildiği anlaşılmaktadır.
Öte yandan özel sağlık sigortası kartını kullandıran çalışanlara uyarı cezası verilmiştir. Kartı kullanma vc kullandırtma eylemleri ayrı ayrı değerlendirildiğinde davacının işlediği sağlık sigortasını kullanma eyleminin daha ağır olduğu kuşkusuzdur. Bu nedenle davalı işverenin sağlık sigortasını kullanan ile kullandırtana ayrı ayrı cezalar vermesi, farklı uygulama ya da eşit işlem borcuna aykırılık teşkil etmez.
Bu hali ile davacının eylemi 4857 sayılı Yasanın 25/II-c bendine uymaktadır. Mahkemenin davacının kıdem ve ihbar tazminatı talebini reddetmesi gerekirken kabulü hatalıdır.”(9. HD 2009/24961 E. 2011/39194 K. 24.10.2011)
“…Davacı taraf iş akdinin işverence haksız feshedildiği iddiasındadır.
Davalı taraf ise davacının şirket kasasından şahsi işleri için harcama yaptığının, şirket atıklarını kendi ihtiyaç ve amaçları için kullandığının, mağaza ürünlerinden kendi kişisel kullanımında faydalandığının, şahsi aracı için olağan sınırın üzerinde alınan yakıtları denetim dışı bıraktığının tespit edilmesi üzerine akdin haklı nedenle feshedildiğini savunmuştur.
Davacının yürütülen idari soruşturma kapsamında ifadesine başvurulmuştur.
Davacının anılan ifadesindeki tevil yollu anlatımlarından şirket çalışanları E.K. ve M. S. ‘ten şirket kasasından kendi şahsi borçlarının ödenmesini istediği, yine şirket kurallarına aykırı olarak (şirket işinde kullansa dahi) şahsi aracına yakıt aldığı anlaşılmaktadır.
Şirket çalışanlarından M.S. tarafından açılan işe iade davasının İzmir 11. İş Mahkemesinin 2008/25-2008/215 E.K. sayılı karar sayılı dosyası üzerinden görüldüğü tespit edilmiştir. Bu dosyada davacı M.S. <in U.S. <ın şahsi borcunu şirket kasasından ödediği gerekçesiyle iş akdinin işverence feshedildiği Mahkemece atılı eylemin davacı tarafından gerçekleştirildiği sabit görülerek işverenin iş akdini fesihte haklı nedene dayandığının kabul edilerek işe iade davasının reddedildiği kararın davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine kararın Dairemizin 5.6.2010 tarih ve 2008/35272—2010/21898 E.K. sayılı ilamı ile onandığı anlaşılmaktadır.
İzmir 11. İş Mahkemesinin 2008/25-2008/215 E.K dosyası üzerinde yapılan temyiz incelemesiyle birlikte Dairemizce M.S. <in U. S. <ın borcu için şirket kasasından para kullandığı ve bu eylemin haklı fesih nedeni teşkil ettiği kabul edilmiş olup bu haliyle söz konusu paranın kendi adına ödenmesini talep eden davacı U.S. <ın açısından da bu hal evvelemirde işveren açısından haklı fesih sebebi oluşturacaktır.
Yukarıda özetlenen olay örgüsü ve deliller dikkate alındığında işverence gerçekleştirilen feshin haklı nedene dayandığının kabulü ve davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.”(9. HD. 2009/36366 E. 2012/1773 K. 25.1.2012)
“…Somut olayda davacının iş seyahati sırasında otelde bir arkadaşıyla biri ikte kaldığı ve arkadaşının otel masraflarını şirkete ödetmek istediği dosya içindeki fatura örneği ile davacının 02.09.2008 tarihli savunma yazısı içeriğinden anlaşılmaktadır.
Davacının eylemi doğruluk bağlılığa aykırılık oluşturur. İşçinin uzun süre işyerinde çalışmış olması ve zarar miktarının düşük olması haklı fesih nedenlerini ortadan kaldırmamaktadır. Davacının iş sözleşmesi zarar iddiasına bağlı olarak fcshedilmemiştir. Sadakat borcuna aykırı eylemi sebebiyle davacının ihbar ve kıdem tazminatlarına hak kazanmadığı kabul edilmelidir.
Mahkemece aksi düşünceyle tazminat isteklerinin kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2010/12257 E. 2012/33650 K. 09.10.2012)