Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

İşçinin, işyerindeki olumsuzluklardan şikayet etmesi, işverene haklı fesih imkanı verir mi?

İşçinin, işyerindeki olumsuzluklardan şikayet etmesi, işverene haklı fesih imkanı verir mi?

“…Somut olayda işveren 22.03.2011 tarihli fesih bildirimi ile davacının boyahanede işe yeni başlayan işçiye “sen başka fabrika bulamadın mı, burada maaşlar ödenmiyor, mesailer ödenmiyor çalışma saatleri bildiğin gibi değil..” şeklinde sözler söylediğini doğruluk ve bağlılığa uymayan bu davranışı nedeniyle iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini ileri sürmüştür.

Olayın tanıkları olan ve işyeri dosyasmdael yazılı beyanları bulunan çalışanlarından K.S., talimat üzerine yeni gelen işçiyi işle ilgili sınav yaptıklarını iş bitlikten sonra davacı ile sohbet ederken davacının yeni işçiye “mesailerin ödenmediği, elemana değer verilmediği” gibi kelimelerle olumsuz konuştuğunu, diğer tanık M.A. aynı konuda davacının “küçültücü, aslı olmayan sözler sarfeltiği” belirtmiş ancak bu sözlerin neler olduğunu yazıda belirtmemiştir. İşe yeni giren işçi B.Ö. ise davacının “şirket hakkında ileri geri konuştuğunu” yazmış ancak ne dediğini açıklamamıştır.

İşyerinde 5 yıl, 9 ay çalışması bulunan davacının bu süre içerisinde bir kısım aksaklıklarla karşılaşmış olması, bunu destekleyen davacı tanığının bu yöndeki beyanları (altı ayda bitirilecek iş anlaşmasının iki ayda bitirilecek şekilde yapılması nedeniyle işlen çıkarmalar olduğu sigorta primlerinin eksik yatırıldığı), fazla mesai isteğini dava konusu etmesi dikkate alındığında davacının işyerinde bir kısım şikayetleri olduğu anlaşılmaktadır.

Olayda davacının sohbet sırasında yeni işe giren birine sitem tarzında dile getirdiği söylemlerinin işvereni ve işyerini kötülemek, saygı sınırlarını aşacak şekilde eleştirmek gayesinde bulunmadığı, sözle gerçekleşen eylemlerde kullanılan kelimelerin hakaret, kötüleme, tehdit vb. olup olmadığının tespiti açısından ifade edilen kelimelerin neler olduğunun tespitinin önemli olduğu bu konuda davacı tarafından kullanılan sözlerin tanıklar arasında tam bir anlatım birlikteliği ile ifade edilmediği anlaşılmaktadır.

Davacının ne söylediği konusunda birbirini doğrulayan vc işvereni açıkça kötüleyen eylemi sabit olmamakla birlikte tek taraflı söylenmiş sitem tarzındaki konuşmaların ise haklı fesih nedeni olacak boyutta değerlendinlemeyeceğinden davacının kıdem ve ihbar tazminatını hak kazandığının kabulü gerekir.”(22. HD. 2013/2969 E. 2014/1075 K. 30.01.2014)

“…Dosya içeriğine göre, davacının iş sözleşmesi, işyerinde kullanılan araçlara takip kiti konulması üzerine olumsuz sözler söylemesi ve savunma vermekten imtina etmesi sebebiyle tazminatsız olarak feshedilmiş, mahkemece sözkonusu feshin haklı sebebe dayandığı gerekçesiyle ihbar vc kıdem tazminatı istekleri reddedilmiştir.

Dinlenen şahit beyanları, taraflarca sunulan deliller dikkate alındığında, davacının aracına takılan takip kitinin çalışması ile ilgili olarak yaşadığı teknik aksaklıklar sebebiyle işverene başvurduğu, çalışma arkadaşları ile bu konuda yaptığı konuşmaların ise eleştiri kapsamında kaldığı, işçinin belirtilen davranışının işyerinde olumsuzluklara sebep olduğu kabul edilse dahi ancak geçerli fesih sebebi sayılacağından ihbar ve kıdem tazminatlarını almasına engel oluşturmayacağı açıktır. Mahkemece ihbar ve kıdem tazminatı isteklerinin hüküm altına alınması gerekirken, yazılı şekilde hatalı gerekçeyle reddine karar verilmesi isabetsizdir.”(22. HD. 2013/1757 E. 2014/493 K. 21.01.2014)

“…Somut olayda davacının iş sözleşmesi 28.3.2006 tarihinde, şirket genel müdürüne gönderdiği e-postalarda doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunduğu, etik sınırları aşan hitap tarzı kullandığı, bu nedenle savunma istendiğinde yazılı savunma vermediği, bu davranışların davalının iş disiplinini bozucu ve bağımlılık ilkelerine aykırı olup amirlerini küçük düşürücü nitelikte olması nedeniyle 4857 sayılı İş Yasasının 25/11. b ve e fıkraları uyarınca feshedilmiştir.

Mahkemece, e-posta ile gönderdiği mesajın bir işçinin işverene yöneltilebileceği tarzda bir ifade biçimi olmadığı, kendisinden savunma talep edildiğinde bazen hiç savunma vermediği, savunma verdiğinde de işçi- işveren ilişkisi için uygun olmayan ifade ve hitaplarda bulunduğu gerekçesi ile feshin haklı olduğu kabul edilerek davacının kıdem, ihbar tazminatı isteklerinin reddine karar verilmiştir.

Davacı 24.3.2006 da genel müdüre gönderdiği maile merhabalar diye başlamış, siz diye hitap ederek, çalışma koşullarından ve bir kısım yöneticilerden şikayetlerini, sorunlarını, memnuniyetsizliğini dile getirmiştir. Genel Müdür 26.3.2006 günlü aynı yolla gönderdiği yanıtta davacının bu endişelerini sorumlu bir bireyin düşünceleri olarak görüp takdirle karşıladığını ifade etmiştir. Davacı 27.3.2006 günlü ikinci maile bu kez eleştiri ile birlikte sitemlerini belirtmiş, bu konu ile ilgili savunma istendiğinde de “ bu konuyla ilgili herhangi bir savunma yazıyorum” diyerek yazılı cevap vermiştir.

4857 Sayılı İş Yasasında haklı fesih nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. 25/ 11-b bendin de şeref ve namusa dokunan söz ve davranışlardan bahsedilmektedir. Eleştiri sınırları içinde kalan, şeref ve namusa dokunan hiç bir söz içermeyen davacı maillerinin bu maddeye aykırılık oluşturduğu düşünülemez. 25/II-e bendinin ihlali içinde doğruluk ve bağlılığa uymayan söz ve davranışların olması gerekir. Bir işçinin işyerinde gördüğü her türlü olumsuzlukları işverene bildirmesi işçi-işveren ilişkisi için uygun olmayan bir davranış olarak nitelendirilemez. Aksine görüş Anayasal ifade hürriyetine aykırılık oluşturur. Davacının yazdığı yazılı savunma yapınıyorum ifadesi de haklı fesih için yeterli neden kabul edilemez. Davacının maillerinde kullandığı bazı şık olmayan ifadeler ise haklı değil ancak geçerli fesih nedeni oluşturur. Bu davanın konusu ise haklı feshe bağlı alacaklar olduğundan, belirtilen nedenlerle davacının iş sözleşmesi haklı neden olmadan feshedildiğinden davanın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesi hatalıdır.”(9. HD. 2008/11819 E. 2009/32509 K. 01.12.2009)

“…Davacı, iş akdinin haksız olarak feshedildiğini iddia etmiş, davalı da şirket servis aracının kaza yaptığını ve araç içinde bulunan personelin acil serviste tedavileri yapıldığı sırada davacının hasta yakınlarına, “iş yerinden şikayetçi olun, iş yerini ben yıkamadım siz şikayetlerinizle benim yapamadığımı yapın” şeklinde sözler söyleyerek iş yeri sahibi ve yöneticileri hakkında haksız ve dayanaksız konuştuğundan 4857 sayılı İş Kanununun 25/2-b maddesi uyarınca iş akdinin haklı olarak feshedildiğini savunmuştur.

Mahkemece davacının bu davranışının 4857 sayılı İş Kanununun 25/2-b maddesindeki işçinin ahlak ve iyiııiyet kurallarına uymayan davranış olduğu gerekçesi ile feshin haklı olduğunun kabulü ile kıdem ve ihbar tazminatı talepleri reddedilmiştir.

Yargılama sırasında dinlenen davalı tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacının davranışı kazada yaralanan işçilere yasal haklarını kullanabileceklerini hatırlatmaktan ibaret olup bu davranış işverene haklı fesih imkanı vermeyeceğinden mahkemece kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulü yerine, yerinde olmayan gerekçe ile reddi hatalıdır.”(9. HD. 2011/24975 E. 2013/21469 K. 09.09.2013)