İşçinin başka yerde sigortalı görünmesinin, hizmet süresinin tespitine etkisi
Yargıtay, ilkesel olarak, eylemli çalışılan işvereni esas almaktadır. Başka bir anlatımla sigorta kayıtlarının muvazaalı olarak başka bir işveren üzerinde gösterilmesi gerçek işverenin hukuki durumunu ortadan kaldırmaz. Öte yandan kayıtların aynı işverene ait diğer bir işverene ait diğer bir işyeri için olması da mümkündür. Bu gibi durumlarda mahkemece yapılacak iş, söz konusu döneme ilişkin çalışmayı kuşkuya yer vermeyecek şekilde ve tanık beyanları ile belirleyerek sonuca gitmek olmalıdır.
Mahkemece yapılacak iş, dava dışı şirketteki çalışmaya ilişkin olarak davacı işçinin beyanının tespiti ile bu şirket ile davalı şirket arasındaki ilişki araştırılıp hizmet akdi devri, iş yeri devri birlikte istihdam gibi bir ilişki tespit edildiği takdirde bu şekilde karar vermek, dava dışı şirket ile davalı şirket arasında ilişki olmadığı anlaşılırsa bu çalışma dışlanarak davacının hak ve alacaklarını yeniden hesaplamaktır.
Davalı işverenin, başka şirketlerde sigortalı gösterildiğini kabul ettiği durumlarda diğer şirketlerle davalı işveren arasında organik bağ ya da asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanıtlanmasına da gerek bulunmamaktadır.
Konuya ilişkin emsal yargıtay kararları aşağıdadır;
“…Davalı vekili bilirkişi raporuna yönelik 11.01.2008 tarihli itiraz dilekçesinde davacının başka işyerlerinde çalışması göründüğünü bildirmiştir.
Dosya içerisine mübrez SSK kayıtlarına göre davacının 16.09.2004-08.03.2005 tarihleri arasında 10063005 sicil numaralı M.İnşaat Taah. Ltd. Şti., 09.03.2005-22.09.2005 arasında 1097989 sicil numaralı G.T., 23.09.2005-31.01.2006 tarihleri arasında 1069666 sicil numaralı D.K. S.D. yanında, 04.01.2006-31.8.2006 tarihleri arasında 1135038 sicil numaralı davalı işyerinde ve 1.9.2006-18.9.2006 tarihleri arasında 1090600 sicil numaralı işyerinde çalışması görünmekledir.
Mahkemece sözkonusu iddia ve itiraz hakkında inceleme yapılmadan karar verilmesi hatalı olııp, bozmayı gerektirmiştir.”(9.HD. 2008/42895 E. 2010/30439 K. 25.10.2010)
“…Davacının işe giriş tarihi taraflar arasında ihtilaflıdır. Mahkeme 16.1.2001 tarihini işe başlama tarihi olarak kabul etmiş buna göre yapılan hesaplamaya değer verilerek hüküm kurulmuştur.
Davacı 1999 yılında işe başladığını iddia etmektedir. Davacıya ait sigortalı hizmet cetveli incelendiğinde 22.11.1999 -31.12.2000 tarihleri arasında 324127 sicil sayılı işyerinden davacı adına prim bildirgesi verdiği anlaşılmaktadır.
Bu işyerinin davalıya ait olup olmadığı belirlenmeden eksik incelemeyle işe başlama tarihi 6.1.2001 olarak kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(9.HD. 2006/6996 E. 2006/28400 K. 19.10.2006)
“…Davacı işçi dava dilekçesinde 10.02.2005 28.07.2008 tarihleri arasında çalıştığı halde işverence taşeron firmalar üzerinden giriş ve çıkışları yapılarak zamana zaman sigortalı gösterildiğini belirterek taleplerde bulunmuştur.
Davalı işveren cevap dilekçesi ile 27.11.2008 tarihli otumda açıklamasında, zaman zaınan sigortaların iş yapılan şirketler üzerinden bildirildiğini ancak prim ödemesinin davalı işverence yapıldığını, davacının bir hak kaybının olmadığını belirtmiş olmakla davacının konuyla ilgili dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmiştir.
Bu durumda sigorta kayıtlarında davalı dışında prim ödemesi yapılan diğer şirketlerle davalı işveren arasında organik bağ ya da asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanıtlanmasına gerek bulunmamaktadır.
Davalı işverenin bu kabulü karşısında 27.07.2009 tarihli bilirkişi raporuna esas hizmet süresine göre anılan rapor bir değerlendirmeye tabi tutularak bir karar verilmesi gerekirken, ikinci bir seçenek olarak hesaplamaya yer verilen ek rapora göre hüküm kurulması hatalıdır.”(9. HD. 2010/34157 E. 2011/43392 K. 15.11.2011)
Mahkemece davacının iddia edilen tarihler arasında kayden Bursa’daki bir işyerinde çalışıyor görünmesi ve bu hali ile çalışma olgusunun ispatlanamaması nedeni ile davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı tanıkları davacının doğalgaz hattı yapım işinde çalıştığını beyan etmişlerdir.
Ayrıca dosya arasındaki şantiye şefi ile inşaatı denetlemekle görevli olduğu anlaşılan mühendislik ve müşavirlik hizmeti veren şirket yetkilisinin birlikte tanzim etliği listede çalışanlar arasında davacının ismi bulunmaktadır.
Davacı vekili kayden görünen çalışmanın davacının sağlık hizmetlerinden yararlanması amacına yönelik olduğunu belirterek açıklama yapmıştır. Üstelik aynı işte davacı ile birlikte çalışan bazı işçiler tarafından açılan davalarda fiili çalışma olgusuna değer vererek davayı kabul eden mahkeme kararları dairemizin 2010/27152, 2010/19055, 2010/10753 esas sayılı ilamları ile onanmıştır.
Bu nedenle davacının davalılar nezdinde çalıştığının kabulü gerekirken ispatlanamadığı gerekçesi ile çalışma olgusunun yok sayılması hatalıdır.”(9.HD. 2010/9593 E. 2012/25337 K. 02.07.2012)
“…Somut olayda; toplanan deliller ve mahkemece yapılan araştırma, uyuşmazlığı çözümleme konusunda yeterli değildir. Davalıya ait işyerine ilişkin olarak esnaf odası kaydı, gayrisıhhi müessese kaydı, karakol kaydı, vs. getirtilerek incelenmclidir. Yine SSK sicil dosyası getirtilip tüm dosya kapsamına göre bir değerlendirme yapılarak belirlenecek çalışma olgusuna göre karar verilmesi gerekir. Davacının davalının nezdinde çalıştığını iddia ettiği süreye ilişkin olarak başka bir işverene ilişkin sigorta kaydı görünmektedir. Dairemiz ilkesel olarak eylemli çalışılan işvereni esas almaktadır. Başka bir anlatımla sigorta kayıtlarının muvazaalı olarak başka bir işveren üzerinde gösterilmesi gerçek işverenin hukuki durumunu ortadan kaldırmaz.
Öte yandan kayıtların aynı işverene ait diğer bir işverene ait diğer bir işyeri için olması da mümkündür. O halde mahkemece yapılacak iş söz konusu döneme ilişkin çalışması kuşkuya yer vermeyecek şekilde ve tanık beyanları ile belirlenerek sonuca gidilmelidir. Açıklanan nedenle davacının davalı işveren yanındaki çalışma süresinin kesin olarak belirlenip sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(9.HD. 2008/35416 E. 2010/29106 K. 14.10.2010)
“…Davacı davalı iş yerinde 14.07.1996 tarihinde çalışmaya başladığını ve 10.05.2004 tarihine kadar çalışarak yaşlılık aylığı almak için iş yerinden ayrıldığını iddia ederek kıdem tazminatı, izin ücreti, fazla çalışma ücreti ve hafta tatili alacağının hüküm altına alınmasını istemiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının 14.07.1996 tarihinden, emekli olduğu 10.05.2004 tarihine kadar kesintisiz olarak çalıştığı kabul edilerek hesaplamalar, buna göre yapılmıştır.
SGK kayıtlarına dayalı bilirkişi raporuna göre davacının çalışma dönemi içerisinde 01.01.1998-30.09.1998 tarihleri arasında aynı zamanda B. Dayanıklı Tüketim Maddeleri Ltd.Şti. nde çalıştığı görülmektedir.
Mahkemece bu şirket ile davalı şirketin ilişkisi kesin olarak saptanıp ortaya konulmamış, bu süre dc çalışma süresine dahil edilmiştir.
Mahkemece yapılacak iş bu dava dışı şirketteki çalışmaya ilişkin olarak davacının beyanının tespiti ile bu şirket ile davalı şirket arasındaki ilişki araştırılıp hizmet akdi devri, iş yeri devri birlikte istihdam gibi bir ilişki tespit edildiği takdirde bu şekilde karar vermek, dava dışı bu şirket ile davalı şirket arasında ilişki olmadığı anlaşıldığı takdirde bu çalışma dışlanarak davacının hak ve alacaklarını yeniden hesaplamaktır.
Mahkemece dava dışı şirketteki çalışmaya yönelik araştırma yapılmadan hizmet süresinin yazılı şekilde kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.”(9.HD. 2009/28496 E. 2011/45380 K. 23.11.2011)
“…Davacıya ait hizmet döküm cetveline göre davacının 17/04/2006 tarihi ile 27/12/2008 tarihleri arasında davalıya ait işyerlerinde çalıştığı görülmekte ise de getirtilen SGK kayıtlarına göre belirtilen tarihler arasında farklı işyerlerinde de çalışmalarının görüldüğü anlaşılmakta olup Mahkemece hizmet döküm cetvelinde görülen farklı işyerlerinin davalı işveren ile bağlantılarının olup olmadığı araştırılmadan belirtilen süreler arasında kesintisiz çalıştığı kabul edilerek eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olup bozma nedenidir.”(7. HD. 2013/3362 E. 2013/9494 K. 23/05/2013)
“…Davacı dava dilekçesinde işe Ocak 1997 tarihinde girdiğini iddia etmiş tanık beyanları da bu şekilde olmakla 15.01.1997 tarihinde davalıda işe başladığı kabul edilmiştir. Ancak davacının SGK kaydında 18.05.1997 tarihine kadar başka bir iş yerinde 147 gün sigortalık kaydı olduğu gibi, davalıya girişi de 01.02.1999 tarihi olarak gözükmektedir.
Belirtilen şekilde başka bir iş yerinde sigortalı olduğu dönemde de davalıda çalıştığının kabul edilmesi yerinde değildir.”(9.HD. 2010/15193 E. 2012/24067 K. 25.06.2012)
“…Davacının 01.06.1997-31.05.1999 tarihleri arasında başka bir işveren yanında çalıştığı kabul edilerek hizmet süresine dahil edilmemiştir.
Aynı sürede davacının pasaportunda yurt dışı harcını davalının yatırdığı görülmekte olduğu gibi aynı dönemde yine davalının davacıya vekaletname verdiği de görülmektedir.
Öte yandan davalı tanıklarından birisi bu işyerini bildiği gibi diğeri de aralıksız çalıştığını ifade etmiştir.
Böyle olunca davacının fiilen anılan sürede davalı işçisi olarak çalıştığı anlaşıldığından, bu sürenin de hizmetine dahil edilmesi yerine yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.”(9.HD. 2009/27551 E. 2011/44066 K. 21.11.2011)