Overbooking Hakkında Önemli Bilgiler

İşçilik alacaklarında icra inkar tazminatı

İşçilik alacaklarında icra inkar tazminatı

Uygulamada, bir kısım işçiler / işçi vekilleri, işçilik alacakları talepli dava ikame etmek yerine, öncelikle icra takibi başlatmayı tercih etmektedirler. Borçlunun, itiraz süresini kaçırması veya sair sebeplerle itiraz etmemesi üzerine takibin kesinleştiği durumlarda, dava için yıllarca beklemek gerekmemekte, 15 gün içinde takip kesinleşebilmektedir.
Ancak işveren, ilamsız icra takibine yasal süresinde itiraz ederek takibi durdurabilmektedir. Hal böyle olunca da, işçinin, iş mahkemesinde itirazın iptali davası ikame etmesi gerekmektedir.
İtirazın iptali davasında, borçlunun haksızlığına karar verilmesi halinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, borç miktarının Yasada gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilir.
İcra inkâr tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerekir.
Özellikle, işçinin kıdemi, ücreti gibi hesap unsurları, işverence bilinen ya da belirlenebilecek hususlardır.
4857 Yasanın 8 inci ve 28 inci maddelerinin, işverene bu gibi konularda belge düzenleme yükümü yüklediği de gözden uzak tutulmamalıdır. Ancak, hak tartışmalı ise icra inkâr tazminatına hükmedilemez (Yargıtay HGK. 4.3.2009 gün 2009/ 9-57 F., 2009/ 110 K).
Borçlu belirli bir alacak için yapılan icra takibinde borcun bir kısmına itiraz etmek istediğinde, itiraz ettiği kısmı açıkça göstermek zorundadır. Borçlu buna uymaz ve borcun tamamına itiraz ederse, itirazın iptali davası sonucunda borçlu olduğu miktar bakımından icra inkâr tazminatı ödemekle yükümlüdür (Yargıtay 9.HD. 4.4.2008 gün 2007/14360 E, 2008/7511 K.).
Alacağın likit olması şartıyla, itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkâr tazminatına hükmedilmelidir.
İcra inkâr tazminatı, asıl alacak bakımından söz konu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkâr tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir.
İcra takibinde işlemiş filiz için de takip tarihinden itibaren faiz, talep edilmiş olması durumunda, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi, faize faiz yürütülmesi anlamına gelir ki, Borçlar Kanununun 104/son maddesi ile 3095 sayılı Yasanın 3 üncü maddesi uyarınca faize faiz yürütülmesi mümkün olmaz. Bu halde, asıl alacak bakımından takip tarihinden itibaren laiz yürütülmesine karar verilmelidir.

…Somut olayda, davacı lehine %40 icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Davacı, Kadıköy 4. İcra Dairesi’nde 2007/6601 sayılı dosyasında 5101 TLTik icra takibini 17.05.2007 tarihinde başlatmıştır.
Dava konusu alacak daha önce Beyoğlu 1. İş Mahkemesi 2003/947 E. Sayılı dosyasında talep edilmiş ise de hüküm altına alınmamıştır. Anılan Mahkeme kararı temyiz edilmediğinden 30.03.2007 tarihinde kesinleşmiştir.
Hükümde yer almayan, sadece gerekçe kısmında bahsedilen bir alacağın özü halen tartışmalı olup, mahkeme kararının kesin hüküm niteliğinde olduğundan da bahsedilmeyecektir.
Fazla çalışma alacağı kesinleşmiş bir yargı kararı ile hüküm altına
alınmadığından alacağın özü tartışmalı olduğundan icra inkar tazminatının kabul edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
9. HD. 2012/12402 E. 2012/12160 K. 03.04.2012

…Uyuşmazlık icra inkar tazminatı noktasında toplanmaktadır. Davacının icra takibinde bulunduğu alacağın hak edilip edilmediği yönünden davalı tarafından itirazda bulunulmuştur. Başka bir anlatımla hakkın özüne itiraz söz konusu olup yargılamayı gerektirmektedir. Alacağın likitliğinden söz edilemez. Mahkemece icra inkar tazminatı isteğin reddi gerekirken kabulü bozmayı gerektirmiştir.
9. HD. 2008/10602 E. 2008/10258 K. 25.04.2008

…Somut olayda, işe iade talebinin kabulü ile birlikte belirlenen ücret ve tazminat alacağı hakkında yapılan icra takibine, itirazın iptali ve icra inkar tazminatına karar verilmesi istenmiştir.
Yukarda açıklanan ilkeler gereğince, takip konusu alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
9. HD. 2008/16769 E. 2010/2552 K. 05.02.2010

…Öncelikle belirtmek gerekir ki, işe başvuru, ifa imkansızlığı ve hesap yönleri taraflar arasında tartışmalı olup, alacağın likit olduğunda söz edilemez. Bu nedenle icra inkar tazminatı isteğinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Aynı mahkemece daha sonra karara bağlanan emsal nitelikteki dosyalarda icra inkar tazminatı isteklerinin reddine karar verildiği de görülmektedir. Dairemizce aynı gün temyiz incelemesine konu olan anılan dosyalarda davacı tarafın icra inkar tazminatının reddi sebebiyle yapmış olduğu temyiz talebi reddedilmiştir (Yargıtay 9.HD. 14.7.2009 gün. 2009/ 16642 E, 2009/ K).
9. HD. 2009/472 E. 2009/21967 K. 21.07.2009

…Davalı, davacının iş verilmesine rağmen işbaşı yapmadığını, bu nedenle işe başlatmama tazminatına hak kazanmadığını iddia ederek takibe konu işe başlatmama tazminatı alacağına itirazda bulunmuştur.
Davacı ise işverenin daveti üzerine işyerine gittiğini ancak eski işinin verilmediğini, iş şartları ağırlaştırılarak temizlik işlerinde çalıştırılmak istendiğini bu sebeple işe başlatmama tazminatına hak kazandığını, işverenin itirazının haksız olduğunu ileri sürmüştür.
Dosya içeriğinden kesinleşen işe iade kararından sonra davacının eski işine verilmediği çalışma koşulları ağırlaştırılarak temizlik işlerine verildiği, işverenin işe başlatma zorunluluğunu yerine getirmediği bu nedenle davacının işe başlatmama tazminatını istemekte haklı olduğu anlaşılmakta ise de, davacının bu tazminata hak kazanıp kazanmadığı tespiti yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatının reddi gerekirken kabulü hatalıdır.
Mahkemeee davacının hak kazandığı tazminat miktarının belirlenmesi için hesap bilirkişi tahkikatı yaptırılmamış, davacı vekilinin açıklaması ile sonuca gidilmiştir. Davacının hak kazandığı işe başlatmama tazminat miktarı, mahkemece re’sen veya hesap bilirkişisi vasıtasıyla saptanmalı, icra takip dosyasındaki miktarda nazara alınarak sonuca gidilmelidir.
9.HD. 2006/10540 E. 2006/12294 K. 02.05.2006

…Davacı vekili, davacının işe iade davasının lehine sonuçlanmasının ardından işverene işe başlatılması amacıyla başvuruda bulunmasına karşın işe başlatılmadığını beyanla boşta geçen süre ücreti ve işe başlatmama tazminatlarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının işe başlamakta samimi olmadığını ve davet edilmesine karşın işe başlamadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gercktirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- İşçilik alacaklarıyla ilgili olarak yapılmış olan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında yargılama ve icra inkar tazminatına karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
İcra inkar tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerekir. Ancak, hak tartışmalı ise icra inkar tazminatına hükmedilemez. Dosya kapsamına göre dava konusu alacaklara hak kazanma durumu yargılama sonucu belirlenmiştir. Bu haliyle alacak likit değildir. Davacının icra inkar tazminatına dair talebinin reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
22. HD. 2012/16085 E. 2012/17579 K. 10.09.2012

…Somut olayda davacı banka tarafından yapılan icra takibinde 54.731,74.- TL talep edilmiş, davalı işçi borçlu olmadığını bildirerek itirazda bulunmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama davalının sorumlu olduğu tutarın 15.479,04 TL olduğuna karar verilmiştir.
Zarar miktarı ve sorumluluk durumu yargılama ile belirlendiğinden likit bir alacaktan söz edilemez. Mahkemece icra inkar tazminatına karar verilmesi hatalıdır.
9. HD. 2009/19832 E. 2011/46438 K. 29.11.2011

…Somut olayda davacı işçinin kıdem ve ihbar tazminatı hakları tartışmalı olup mahkemece bu ihtilaf dosyadaki belge ve bilgiler, tanık beyanları, bilirkişi hesap raporları bir değerlendirmeye tabi tutularak çözümlendiğinden alacakların likit olduğundan söz edilemez. Dolayısıyla yukarıdaki ilkeler ve açıklamalar ışığında icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi hatalı olııp bozmayı gerektirmiştir.
9. HD. 2011/23041 E. 2013/13122 K. 02/05/2013

…Somut olayda, davacı ücretlerinin ödenmemesi nedeni ile iş akdinin haklı sebeple feshettiğini, davalı taraf ise şirketten aldığı borca mahsup edilmek sureti ile davacının tüm ücret alacaklarının ödendiğini ileri sürmektedir.
İcra takibine konu alacakların varlığı tartışmalı olup, ihtilafın çözümü yargılamayı gerektirdiğinden alacak likit sayılmaz. Bu nedenle İcra İflas Kanunu’nıın 67/2. maddesine göre icra inkar tazminatına hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
9. HD. 2009/16819 E. 2011/32062 K. 15.09.2011

…Davacı işçinin kıdem tazminatına hak kazanamayacağı hususu Dairemizce verilen bozma kararı üzerine yapılan yargılama sonunda ortaya çıkmıştır.
Bu itibarla davacı işçi aleyhine olarak %40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi hatalı olmuştur. Hükmün bu yönden bozulması gerekmiştir.
9. HD. 2006/13901 E. 2006/18969 K. 27.06.2006

…Somut olayda, taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinde davalının kadın doğum uzmanı doktor olarak aylık 7.000 TL ücretle çalışacağı kararlaştırılmıştır.
Sözleşmenin “Müeyyideler” başlıklı maddesinde sözleşme hükümleri dışında tek taraflı fesih halinde tarafların 6 aylık flks ücret tutarında (42.00 TL) tazminat ödeneceği, yiııc doktorun Aralık 2007 tarihinde göreve başlamaması durumunda aynı tazminatın ödeneceği öngörülmüştür.
Sözleşmenin “Özlük Hakları ve Vergiler” başlıklı bölümünde ise aylık 500 TL sabit ücret karşılığının Sosyal Sigortalar Kurumuna bildirileceği belirtilmiştir.
İş sözleşmesinin anılan hükmü, düzenleme anında yürürlükte olan 506 sayılı Yasa’nın 77 ve devamı maddelerine aykırıdır. Bu durumda cezai şart kuralı da geçersizdir.
Davalının işyerinde henüz çalışmaya başlamamış olması sözleşmenin sözü edilen geçersizlik durumunu etkilemez. İşçinin işyerinde çalışmaya başlaması durumunda gerçek ücret ve tavan esası yerine, sigorta priminin daha düşük ücret üzerinden yatırılacağı ve bunun da işçi açısında sosyal güvenlik haklan bakımından kayba neden olacağı açıktır. Şu hale göre işçinin belirtilen şekilde çalışması yasaya aykırı olacağından sözleşmeyi feshetmesi 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24 /II e bendine göre haklı nedene dayanmaktadır.
Davacı işçi fesih yazısında açıkça bu nedene dayanmış olmakla davacı işverenin davaya konu cezai şarta hak kazanmadığının kabulü gerekir.
Bu nedenle mahkemece davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de, fahiş cezai şarttan indirim yapılmaması ve hak kazanma hususundaki tartışmalar sebebiyle alacak likit olmamasına rağmen icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru değildir.
9. HD. 2009/17302 E. 2011/36866 K. 11.10.2011

…Davacının ücret yönünden dayanağı olan davasının, icra takibinden sonra kesinleştiği anlaşılmaktadır. Ayrıca, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki davacının alacak miktarları takipteki miktarlardan farklıdır.
Bu husus söz konusu alacakların yargılamayı gerektirdiğini göstermektedir.
Buna göre, davacının alacaklarının likit olduğundan söz edilerek icra inkar tazminatının hüküm altına alınması hatalı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
9. HD. 2006/36283 t. 2007/878 K. 25.01.2007

…Somut olayda, davacı Bölge Çalışma Müdürlüğü raporunu dayanak göstererek takibe girişmiştir. Bölge Çalışma Müdürlüğü raporu davalı işveren tarafından ibraz edilen kayıtlara göre düzenlenmiş dayanakları sınırlı bir belgedir. Bu itibarla takip ve dava konusu alacaklar yargılamayı gerektirdiğinden, anılan raporda söz edilen alacakların likit olduğu kabul edilemez.
Bu nedenle, icra inkar tazminatı isteğinin reddi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
9. HD. 2007/22320 E. 2008/12941 K. 12.6.2008

…İlamsız icra takibine konu olan istekler işe iade davasının sonuçlarından olan süresi içerisinde işe başlamak için müracaat eden davacı işçinin işe başlatılmaması neticesinde işverence ödenmesi gereken işe başlatılmama
tazminatı ve davacının çalıştırılmadığı (boşta geçen) 4 aylık süre ücretidir.
Davacı kesinleşmiş mahkeme kararı ile belirlenen ücret ve tazminat alacaklarını asgari ücretini altında bir ücret miktarı üzerinden hesaplayarak takibe koymuştur.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi ise istekler asgari ücretten hesaplanmıştır.
Taraflar arasında davacının aylık ücreti konusunda ihtilaf yoktur.
Mahkeme ilamıyla da kaç aylık tazminat ve ücret ödeneceği tespit edilmiş olup artık işverence ödenmesi gereken alacak tutarı hesaplanabilir niteliktedir.
İcra inkar tazminat, talebinin yazılı gerekçe ile reddi hatalıdır.
9. HD. 2006/18508 E. 2006/23051 K. 18.09.2006

…Somut olayda, İstanbul 9. İş Mahkemesinin kısmi taleplere ilişkin verdiği 2006/181 E. 2008/318 K. sayılı dosya Dairemiz tarafından 30.03.2010 tarihinde 2008/29496 E. 2010/8566 K.sayılı ilamla onanmakla kesinleşmiştir.
Davacı kararın kesinleşmesinden sonra İstanbul 5. İcra Müdürlüğü 2011/4102 E. sayılı dosya ile kesinleşen ilamdaki bilirkişi raporunda belirtilen miktarlar üzerinden bakiye alacaklara ilişkin davalı hakkında icra takibi yapmıştır.
Davalı kıdem, ihbar ve yıllık izin alacaklarının bakiye miktarları belirli olmasına rağmen borcun tamamına itiraz etmiştir.
Yargıtay denetiminden geçmiş olmakla kısmi davada tespite konu olacak miktarları taraflar açısından bağlayıcı hale gelmiştir. Artık alacak likit ve hesaplanabilir niteliktedir. Alacakların zamanaşımı vc hakkaniyet indirimi dışında değişmesi mümkün değildir.
Mahkemece kıdem, ihbar ve yıllık izin alacaklarının belirli olduğu dikkate alınarak borcun tamamına itiraz nedeniyle kısmen kabul edilen bu alacaklar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
9. HD. 2012/17442 E. 2012/18874 K. 29.05.2012

…Somut olayda davacının iş sözleşmesinin davalı tarafından tek taraflı olarak feshedildiği, davacının bir kısım işçilik alacaklarının tahsili için Ankara 15. İş Mahkemesine dava açtığı, bilirkişi tarafından hazırlanan 05.03.2007 tarihli raporun dosyaya ibraz edildiği, raporda 205 TL tutarında ücret alacağı ve 2.997,38 TL tutarında yıllık ücretli izin alacağının hesaplandığı, mahkeme tarafından bilirkişi raporunun benimsendiği ve 26.06.2007 tarih, 2006/54 E, 2007/388 K. sayılı karar ile taleple bağlı kalınarak ve fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 150 TL ücret alacağı vc 150 TL yıllık izin ücreti alacağının yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verildiği, Ankara 15. İş Mahkemesinin 26 06.2007 tarih, 2006/54 E, 2007/388 K. sayılı kararının temyizi üzerine Dairemizin 09.12.2008 tarih, 2007/29709 E., 2008/33705 K. sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği, mahkeme kararına dayanak bilirkişi raporunda hesaplanıp tespit edilen bakiye ücret ve yıllık izin ücreti alacaklarının tahsili için Ankara 12. İcra Müdürlüğü’nün 2009/1060 sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibine geçildiği, takibin davalının itirazı üzerine durduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamından davacının, icra takibinden önce kesinleşen kısmi davada belirlenen miktarlar üzerinden bakiye alacağını tahsil etmek amacıyla takibe giriştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, takibe konu asıl alacak miktarı likit olduğundan, icra inkar tazminatının kabulü gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi hatalıdır.
9. HD. 2009/49398 E. 2012/8042 K. 12.03.2012

…Somut olayda, davacının, icra takibinden önce kesinleşen kısmi davada belirlenen miktarlar üzerinden bakiye alacağını tahsil etmek amacıyla takibe giriştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, takibe konu asıl alacak miktarı likit olduğundan, icra inkar tazminatının kabulü gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi hatalıdır.
9. HD. 2007/22334 E. 2008/12948 K. 29.05.2008

…Somut olayda, davacının Ankara 11. İcra Müdürlüğünün 2009/1855 esas sayılı icra takibi ile talep ettiği kıdem ve ihbar tazminatının Ankara 3. İş Mahkemesinin 17.5.2007 tarih ve 2006/450 Esas ,2007/332 Karar sayılı dosyasındaki bilirkişi raporuna dayandığı açıktır. Anılan karar Dairemizin 26/12/2008 tarih ve 2007/36150 E, 2008/35537 K sayılı ilamı ile kıdem ve ihbar tazminatı dışındaki işçilik alacakları yönünden bozulmuştur. Böylece bozulan ilk kararın dayanağı bilirkişi raporunun kıdem ve ihbar tazminatına ilişkin kısmı davacı yararına kazanılmış hak kapsamında kuvvetli delil mahiyetindedir. Dolayısı ile bu alacak kalemlerinin miktarı, ödenmesi gerektiği hususları taraflarca bilinebilir olduğundan vc yeniden yargılamayı gerektirmeyeceğinden likit bir alacak olarak değerlendirilip icra inkar tazminatının kabulüne karar verilmesi gerekirken tümüyle reddi yönünde hüküm kurulması isabetsizdir.
9. HD. 2011/9086 E. 2013/13056 K. 02.05.2013

…Mahkemece davacı işçinin icra inkar tazminat isteği alacağının likit olmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir.
Takip konusu asıl alacak mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde tespit edilmiştir. Öte yandan söz konusu alacak davalı işverence düzenlenen ve takipten önce davalı şirket iç yazışmasında tespit edilmiştir.
Genel müdürlükçe aynı miktar kabul edildiği dosyadaki hak ediş prim miktarını gösterir listeden anlaşılmaktadır. Davacı işçinin icra takip konusu alacağı miktar itibariyle bu belgeyle örtüştüğüne göre alacağın likit olduğunun kabulü gerekir.
Bu nedenle takip konusu asıl alacak miktarı üzerinden davacı işçi lehine icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddi hatalıdır.
9. HD. 2006/16053 E. 2006/33820 K. 25.12.2006

…Dosya içeriğine göre davacı davalıya ait eğitim ve öğretim işyerinde öğretmen olarak 5580 sayılı yasaya tabi olarak yazılı iş sözleşmesi ile çalışmaktadır. Taraflar arasında imzalanan sözleşmede davacının aylık ücreti kararlaştırılmıştır. Davacının Mart, Nisan ve Mayıs 2009 ayları ücretlerinin ödenmediği sabittir. Davalı vekili icra takibine “öğretmenlik görevini gereği gibi yerine getirmediği, alacağı olmadığı” gerekçesi ile itiraz etmiş ve bu nedenle takip durmuştur. Davacının çalışma olgusu ve aylık ücreti kayıtlara dayanmaktadır. Ortada işverence bilinen belirlenebilir likit bir alacak vardır. Takibe haksız itiraz nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile icra inkar tazminatı talebinin reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
9. HD. 2010/51803 E. 2011/23333 K. 11.07.2011

…Dava dosyası içerisindeki Kadıköy 5. İcra Müdürlüğünün 2005/3863 esas sayılı dosyası ile işçilik ücreti alacağı hakkında işveren vekillerince düzenlendiği görülen belge ile icra takibi başlattığı anlaşılmaktadır.
Söz konusu belgenin işveren temsilcilerince düzenlendiği uyuşmazlık dışıdır.
Dosya içerindeki karara esas alınan bilirkişi raporunda işvence tek taraflı düzenlenen muavin defterinden hareketle izin ücreti alacağının talep konusu tutardan düşülmesi gerektiği kanaatiyle hesaplama yoluna gidilmiştir ki bu defter kaydı icra takibine konu tutara dair belgeden önceki tarihlere aittir.
Davalı vekillerince borç ikrarı şeklinde düzenlenmiş belge mevcut olup davacı tarafça işçilik ücretleri dışında bir izin alacağı bulunduğu şeklinde iddia ileri sürülmediği gibi davalı tarafça da bu yönde bir savunma yapılmamıştır. Bu cümleden hareketle savunmanın da aşılması suretiyle yapılan hesaplamaya itibarla hüküm oluşturulması hatalı olduğu gibi bizzat işveren vekillerince düzenlenen belge ile alacak tutarı çekişmeye konu olmaksızın tespit edilebilecek mahiyet taşımakla icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile icra inkar tazminatı talebinin de reddine karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
9. HD. 2009/31784 E. 2011/48988 K. 21.12.2011

…Somut olayda, işçinin kıdemi, ücreti gibi hesap unsurları, işverence bilinen ya da belirlenebilecek hususlar olduğundan alacağın likit olmadığından edilemez.
Hal böyle olunca, İ.İ.K 67.maddesinde değişiklik yapan 6352 sayılı Yasa emredici olup konu düzenini ilgilendirdiğinden yürürlüğe girdiği andan itibaren derhal etkisini göstereceğinden tamamlanmamış tüm hukuki durumlara derhal uygulanması gerekeceği dikkate alındığında davacı yararına (%20) oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeksizin icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup kararın bozulmasını gerektirmiştir.
7. HD. 2014/3344 E. 2014/11697 K. 29/05/2014

…Somut uyuşmazlıkta uzman doktor olarak çalışan davacının imzaladığı iş sözleşmesine göre ücreti ve hizmet süresi belirlidir. Davalı işveren takibe konulan borcun bütün unsurlarını bilmektedir. Alacağın likit olduğu açıktır, îcra inkar tazminatının kabulü yerine aksine gerekçe ile reddi hatalıdır.
22. HD. 2012/27076 E. 2013/27449 K. 29.11.2013

…Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere ve mahkemece icra inkar tazminatı hüküm altına alınmasında davalı vekili tarafından her ne kadar bir Hukuk Genel Kurulu kararı emsal gösterilmişse de, icra inkar tazminatına hak kazanılabilmesi için yapılan takibin ilamlı ya da ilamsız takip olmasının sonuca etkisi bulunmamaktadır. Somut olayda, davacının işe başlatılmadığı yönü tartışmasız olduğuna göre, işverenin işe başlatmamanın yasada öngörülen yaptırımlarının uygulanacağı ve başlatmamanın akçalı sonuçlarını yerine getireceğini ve bu bağlamda işçiye boşta geçen süre ücreti alacağı ve işe başlatmama tazminatı söz konusu olduğunda ne kadar ödeme yapacağını bilmesi gerektiğinden, icra inkar tazminatına hükmedilmesi yasal düzenlemeye uygun olduğundan davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
22. HD. 2012/10129 E. 2012/24408 K. 06.11.2012

…Somut olayda, taraflar arasında davacının aylık ücret miktarına ilişkin ihtilaf bulunmamaktadır. İşe iade kararı sonrasında işçinin işe başlatılmaması halinde çalışma süresinin dört aylık boşta geçen süre eklenerek belirlenmesi kanun gereğidir. İşveren tarafından gerçek alacak miktarı belirleyecek bütün öğeler bilinmekte olduğundan alacağın likit olduğunun kabulü gerekir. Saptanan bu durum karşısında ve yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulduğunda, davacının icra inkar tazminatı istemi yönünden davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesi isabetsizdir.
22. HD. 2012/16976 E. 2013/11855 K. 21.05.2013

…Somut olayda davacı 7.10.2005 tarihli ödeme emri ile takibi başlatmış, kısmi dava 2.3.2006 tarihli Dairemiz ilamı ile onanmıştır.
Davacı karar kesinleşmeden icra takibi yapmış olduğundan alacak henüz likit hale gelmemiştir.
Bu nedenle icra inkar tazminatı isteğinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
9. HD. 2008/16220 E. 2010/1574 K. 29.01.2010

…Somut uyuşmazlıkta davacı taraf kısmi davada belirlenen bakiye süre ücretini icra takibine koymuştur. Ancak kısmi dava takip yapıldığında belirlenen alacak kesinleşmiş değildir. Kısmi dava ile belirlenen davacı alacağı kesinleşmediği için likit bir alacaktan söz edilemez. İcra inkar tazminatı isteminin kabulü hatalıdır.
9. HD. 2011/7322 E. 2013/15904 K. 27.05.2013

…Davacı vekili kesinleşen işe iade kararı sonrası davacının işe başlatılmadığını, alacakların tahsili için başlatılan icra takibine itiraz edilerek takibin durduğunu itiraz sırasında bir kısım alacaklarının kısmen ödendiğini belirterek takibe yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve %40’tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının açlığı işe iade davası sonucunda davanın kabulüne karar verildiğini, davacının kararın kesinleşmesi üzerine icra takibi başlattığını ve takipte davacının aldığı ücretten fazla miktarda ücret üzerinden hesaplama yapıldığını, işverence işçinin işe iade edilmesinden kaynaklanan tazminatın hesaplanmasında işçinin brüt Ücretinin dikkate alınması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, hesap bilirkişisinden alınan rapora itibarla davanın kabulüne, kabul edilen takibe konu kısım üzerinden % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
İşçilik alacaklarıyla ilgili olarak yapılmış olan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında icra inkar tazminatına karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Genel haciz yoluyla ilamsız icra takiplerinde borçlunun itirazı üzerine takip durur ve alacaklının takibin devamını sağlamaya yarayan imkanlarından biri 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde öngörülen itirazın iptali davasıdır.
Dava konusu dikkate alındığında alacağın likit olarak değerlendirilmesi mümkün olmayıp, işe iade kararının sonucu olan alacakların belirlenmesinde hangi ek ödemelerin dikkate alınacağı ve hangi tarihteki ücreti esas alınacağı noktalarının tartışmalı bulunduğu, bu sebeple dava konusu miktar bakımından icra takibine konu edilen miktara itirazla birçok yön ihtilaflı hale gelmekle alacak miktarı yargılama sonucu belirlendiğinden takip konusu miktarın likit sayılması mümkün değildir. Mahkemece likit ve muayyen olmayan dava konusu hüküm altına alınan miktar üzerinden davacı yararına talep olunan icra inkar tazminatı isteğinin reddi yerine kabulüne hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir..
22. HD. 2012/13222 E. 2012/18125 K. 13.09.2012

…Somut olayda taraflar arasında varlığı tartışılmayan bir protokol bulunmaktadır.
Protokoldeki miktar likit olup, gerek hakkın varlığında, gerek miktarda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. İcra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken reddi isabetsizdir.
9. HD. 2009/31873 E. 2011/46894 K. 01/12/2011

…İcra inkâr tazminatı, asıl alacak bakımından söz konu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkâr tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir.
İcra takibinde işlemiş faiz için de takip tarihinden itibaren faiz talep edilmiş olması durumunda, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi, faize faiz yürütülmesi anlamına gelir ki, Borçlar Kanununun 104/son maddesi ile 3095 sayılı Yasanın 3 üncü maddesi uyarınca faize faiz yürütülmesi mümkün olmaz. Bu halde, asıl alacak bakımından takip tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmelidir.
Kıdem tazminatı faizi gecikme faizi niteliğinde olduğundan, faize faiz yürütülmesi mümkün olmaz. Dairemiz kararları bu yönde kökleşmiştir. Faiz alacağı başlı başına icra takibi ya da davaya konu olmuş olsa dahi, faiz niteliğini kaybetmediğinden ayrıca faize hak kazanılamaz.
Somut olayda; takibe konu alacak faiz niteliğinde olup faiz alacağı hakkında talep icra inkar tazminatı talebinin reddi gerekirken kabulü hatalıdır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması bozma nedenidir.
7. HD. 2013/2553 E. 2013/6961 K. 18.04.2013

…İcra İflas Kanunu 67/2. maddesindeki yüzde kırk ibaresi, 02.07.2012 tarihinde ve 6352 sayılı Kanun’nun II. maddesi ile yüzde yirmi şeklinde değiştirilmiştir. İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde değişiklik yapan 6352 sayılı Kanun’un II. maddesi 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 6352 sayılı Kanun’nun 38. maddesi ile İcra İflas Kanunu’na eklenen geçici
10. maddeye göre, bu kanunun ilgili hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarihten önce başlatılan takip işlemleri hakkında değişiklikten önceki hükümlerin uygulanmasına devam edilir” denilmektedir. Bu durumda 6352 sayılı Kanun un yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihinden önce yapılmış olan icra takipleri üzerine açılan ve açılacak olan itirazın iptali davalarında icra inkar tazminatı asgari yüzde kırk olarak uygulanacaktır. 6352 sayılı Kanun’nun yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihinden sonra yapılan icra takipleri üzerine açılacak itirazın iptali davalarında icra inkar tazminatı asgari yüzde yirmi olarak uygulanacaktır.
Dairemizce 09.11.2012 tarihli ve 2012/ 4567 esas-2012/ 24670 karar numaralı bozma ilamı ile alacağın likit olması sebebi ile icra inkar tazminatına hükmedilmesin in usule uygun olduğu takip talebindeki asıl alacak yerine mahkemece kabul edilen 8802 TL üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile mahkeme kararı bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece kabul edilen asıl alacak üzerinden karar tarihi itibari ile yüzde yirmi icra inkar tazminatına hükmedilin iştir. Davacının başlattığı icra takibinin tarihi 04.03.2010 olup, 6352 sayılı Kanun’nun 38. maddesi ile İcra İflas Kanununa eklenen geçici 10. maddesi uyarınca davacı lehine yüzde kırk icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken yüzde yirmi oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi usuli kazanılmış hak ilkesi de dikkate alınmak sureti ile anılan kanun hükmüne aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
22. HD. 2013/26583 E. 2013/19333 K. 20.09.2013

İcra İflas Kanunu’nun 72/4. maddesindeki “yüzde kırkından” ibaresi, 02.07.2012 tarihinde ve 6352 sayılı Kanunun 11.maddesi ile “yüzde yirmisinden” şeklinde değiştirilmiştir. Kanunun 67. maddesinde değişiklik yapan 6352 sayılı Kanunun II. maddesi 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 6352 sayılı Kanun’un 38.maddesi ile Kanuna eklenen geçici
10. maddeye göre, bu Kanunun ilgili hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarihten önce başlatılan takip işlemleri hakkında değişiklikten önceki hükümlerin uygulanmasına devam edilir. Geçici 10. maddedeki “takip işlemleri” ibaresini “takip talebi” olarak anlamak gerekir. Bu durumda 6352 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihinden önce yapılmış olan icra takipleri üzerine açılan ve açılacak olan menfi tespit davalarında Kanunun 72/4.maddesindeki tazminat asgari % 40 olarak uygulanacaktır. 6352 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihinden sonra yapılan icra takipleri üzerine açılacak olan menfi tespit davalarında ise İİK.nun 72/4.maddesindeki tazminat asgari % 20 olarak uygulanacaktır.
Somut olayda davaya konu icra takip dosyası getirtilerek icra inkar tazminatına icra takip tarihine göre yukarıdaki esaslar dahilinde karar verilmelidir.
9. HD. 2014/13153 E. 2014/22731 K. 01.07.2014

…Somut olayda, dava dosyasına konu alacaklar için dava dışı Ö. İriş. Mak. îth. Nak. San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine başlatılan icra takibinde, alacaklı taraf takip talebinde “B.K. 84/1 uyarınca kısmi ödemelerin öncelikle faiz, masraf ve diğer ferilere mahsup edilmesi taleplidir.” ibaresine yer vermiştir. Takip talebinde belirtilmiş olan açıklama karşısında icra dosyasına yapılmış olan ödemelerin öncelikle hesap edilecek avukatlık ücreti, icra dosya masrafları, faiz ve diğer ferilerden mahsup edilerek, bakiye kısım için asıl alacakların ödenip ödenmediğinin değerlendirilmesi gerekir. Mahkemece, icra dosyasındaki tüm feriler hesap ettirilerek yapılan ödemenin icra dosyasındaki feriler dahil tüm alacak miktarını karşılayıp karşılamadığı incelenmeksizin yazılı şekilde, icra dosyasına ödeme yapıldığı gerekçesi ile, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş olması bozma nedenidir.
7. HD. 2013/11784 E. 2013/19285 K. 14/11/2013

…Mahkemece, icra takibine konu olan miktarın tamamı için itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmiş olmakla davalı yararına avukatlık ücretine karar verilmesi doğru değildir.
İcra inkar tazminatı isteğinin reddi halinde de davalı lehine avukatlık ücretine hükmedilmesi doğru olmaz. İcra inkar tazminatı asıl alacağa bağlı bir talep olup, reddedilen bir miktar olmadığından, davalı yan lehine avukatlık ücretini gerektirmez. Kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.
9. HD. 2006/17582 E. 2006/19638 K. 04.07.2006

…Kabule göre de; miktar içermeyen icra inkar tazminatı talebinin reddi nedeniyle vekalet ücretine hükmedilmesi hatalıdır. 9. HD. 2010/21874 E. 2012/32111 K. 27.09.2012