İşçilik alacaklarında faiz – temerrüt – gecikme zammı nasıl hesaplanır?
Dava dilekçesinde veya ıslah dilekçesinde faiz açıkça talep edilmemişse, taleple bağlılık kuralı gereği, talep edilen alacaklara faizsiz olarak hükmedilmelidir.
Faiz başlangıcı, kıdem tazminatında kanunen fesih tarihinden itibaren verilir. Ayrıca temerrüde düşürmeye gerek yoktur. Sözleşme ve toplu iş sözleşmelerinde işçilik alacaklarında kesin vade öngörülmesi hallerinde faize bu tarihten ancak talep halinde verilebilir.
TBK 117.md (818 BK 101) maddesine göre;
“Madde 117- Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer.
Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır.”
Borçlar Kanunu’nun 117. maddesi uyarınca borcun ifa edileceği gün birlikte tayin edilmemiş ise, muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Bir borcun muaccel olması ile temerrüt olgusu farklı kavramlardır.
Ücret alacağının her ay sonunda ödenmesi gerekliği kuralı, bu alacağın muaccel olma zamanını gösterir. Muaccel olan bir alacak kesin vadeye bağlanmamışsa temerrüdün oluşması için alacaklının ihtarı şarttır.
Kanunla veya sözleşme ile vadenin düzenlenmemesi halinde taraflardan biri diğerini ihtar çekerek temerrüde düşürebilir. Çekilen ihtarnamede alacakların miktar olarak belirtilmesine gerek yoktur. Alacakların isim olarak sayılması yeterlidir. Eğer miktar belirtilmişse sadece belirtilen miktar üzerinden temerrüt oluşur.
Dava açılması ve icra takibi yapılması da karşı tarafı temerrüde düşürür.
Alacağın belirsiz alacak davası şartlarını taşıması ve davanın belirsiz alacak davası olarak açılması halinde daha önceden temerrüt yoksa alacağın tamamına dava tarihinden itibaren faize hükmedilir. Kısmi dava olarak açılmışsa dava ve ıslah tarihlerinden itibaren faize hükmedilir.
Kısmi dava açılması halinde, bu tarihten sonra da ayrı bir ihtarname ile temerrüt ihtarı gönderilebilir ve geçerlidir.
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 53. maddesinde, “Toplu iş sözleşmesine dayanan eda davalarında, temerrüt tarihinden itibaren işletme kredilerine uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanır.” şeklinde kurala yer verilerek, uygulanması gereken faiz oranı belirtilmiştir. Toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan işçilik alacaklarından ödeme günü açıkça kararlaştırılmış olanlar bakımından belirlenen ödeme tarihi, ödeme günü tespit edilmemiş olanlar yönünden ise işverenin temerrüde düşürüldüğü tarihten itibaren bankalarca uygulanan en yüksek işletme kredisi faizine karar verilmelidir.
Yasada sözü edilen faizin uygulanabilmesi için işçilik alacağının toplu iş sözleşmesinden doğmuş olması gerekir.
Yasal bir hakkın toplu iş sözleşmesinde tekrar edilmiş olması bu konuda yeterli değildir. 9.Hukuk Dairesi, ilke olarak, 6772 sayılı Yasada öngörülen ilave tediye alacağının toplu iş sözleşmesinde tekrar edilmiş olması durumunda, sözü edilen alacağın yasadan kaynaklandığı sonucuna varmış ve yasal faiz yürütülmesi gerektiğini kabul etmiştir (Yargıtay 9.HD. 23.6.2009 gün 2009/4996 E, 2009/17848 K. ).
Diğer yandan, alacağın bir kısmının yasadan bir kısmının ise toplu iş sözleşmesinden doğması halinde, kural olarak yasadan ve toplu iş sözleşmesinden doğan miktarlar ayrı ayrı belirlenmeli ve yasadan kaynaklanan için yasal faize, toplu iş sözleşmesi sebebiyle ödenmesi gereken miktar yönünden ise işletme kredisi faizine karar verilmelidir.