Overbooking Hakkında Önemli Bilgiler

İş Güvencesi Tazminatının Miktarı ve Hesaplanması Nasıl Yapılır?

İş Güvencesi Tazminatının Miktarı ve Hesaplanması Nasıl Yapılır?

İş Kanunu m. 21/IIF de, mahkeme veya özel hakem tarafından hükmedilecek iş güvencesi tazminatı miktarının alt ve üst sınırı belir­lenmiş olmasına rağmen miktarın nasıl tespit edileceği hususuna yer verilmemiştir. Bu durumda tazminat miktarı, mahkeme veya özel hakem tarafından kanuni sınırlar içerisinde ve her olayın somut özellikleri dik­kate alınarak tespit edilecektir.

4773 sayılı Kanunla değişik eski İş Kanununda bu tazminat işçinin en az altı en çok bir yıllık tutarı olarak gösterilmişti.

Yargıtay’ın yerleşik uygulaması gereği, iş güvencesi niteliğindeki bu tazminat işçinin kıdemi, fesih sebebi gibi olgular dikkate alınarak belirlenmektedir. Maddenin alt ve üst sınırları aşılamaz. Üst sınırın aşılmasının tek istisnası 2821 sayılı Sendikalar Kanunumun 31. maddesindeki sendikal nedenle yapılan fesihlerdir. Feshin, işçinin sendika üyeliği veya sendikal faaliyetlerinden dolayı (Sendikalar K. 31/6) ya da işyeri sendika temsilciliği nedeniyle yapılması halinde hükmedilecek iş güvencesi tazminatı işçinin bir yıllık tutarından az olamaz.

Yargıtay, yıllık ücretli izinle ilgili 53. maddedeki kıdem sürelerini dikkate alarak;

6 ay ile 5 yıl arasında kıdemi olan işçi için 4,

5 yıl ile 15 yıl arasında kıdemi olan işçi için 5,

15 yıldan fazla kıdemi olan işçi için 6 aylık ücreti tutarında işe başlatmama tazminatının belirlenmesini öngörmekte, fesih sebebine göre bu miktarlarda azami sınır 8 aya kadar da çıkmaktadır. Ancak Yargıtay tazminatı belirlerken çalışma süresi yanında fesih sebebi, bir kısmında da sadece fesih sebebi, işçinin ücretinin yüksek olması gibi hususlara da dikkat ettiği görülmektedir. Yüksek mahkeme vermiş olduğu bazı kararlarında geçersiz nedenle yapılan fesihlerde, kıdemli işçiyle kıdemli olmasına rağmen emekliliği gelmiş işçiyi iş güvencesi tazminatının mik­tarının belirlenmesinde farklı değerlendirmiştir. Emekliliği geldiği halde iş sözleşmesi feshedilen işçinin çeşitli sebeplerle fesih işlemi geçersiz sayılmışsa tazminat miktarının alt sınırdan belirlenmesi gerektiği belir­tilmiştir. Yargıtay bir kararında, işyerinde 30 yılını dolduran ve emeklili­ğe hak kazananların iş sözleşmesinin feshedilmesi nedenine göre, işe başlatmama tazminatının alt sınır olan 4 aylık ücret yerine alt sınırdan uzaklaşarak 6 ay olarak belirleyen yerel mahkeme kararını hatalı bul­muştur.

Davacı dava dilekçesinde işe başlatmama tazminatını yasal miktar­ların altında istemişse yargıç taleple bağlılık ilkesi gereğince bu isteğe uymalıdır. Örneğin davacı işçinin iş sözleşmesi sendikal nedenle fes­hedilmesi halinde doğal olarak en az bir yıllık ücret tutarında tazmina­ta hak kazanan işçinin daha az bir tazminat isteğinde bulunması işçiyi bağlar.

İşe güvencesi (başlatmama) tazminatının fesih tarihindeki brüt ücre­te (çıplak ücret) göre hesaplanması gerekir. Brüt ücretin içinde para ile ölçülmesi mümkün ve devamlılık arz eden diğer menfaatler yer almaz. İş güvencesi tazminatının hesaplanacağı ücret; fesih tarihindeki ücret­tir. Mahkeme kararma dayanarak işçinin çalışmak amacıyla işverene başvurduğu tarihten sonra, işverence işe alınmayacağının beyan edildiği ya da başvuruyu izleyen bir aylık sürenin dolmasına rağmen işçinin işe başlatılmadığı ve bu suretle feshin kesinleştiği ya da fesih iradesinin ortaya çıktığı tarihtir.

Gelir Vergisi Kanununda yapılan değişikliğiyle 4857 sayılı İş Kanu­nunun ilgili maddesi uyarınca işverenlerce işçilere ödenen işe başlatma­ma tazminatları, 3 Temmuz 2009 tarihinden itibaren damga vergisi hariç gelir vergisinden istisna edildi. SGK İdaresi doğru bir yorum yaparak, işe başlatmayan işverence işçiye ödenen ve mahkeme veya özel hakemce belirlenen en az dört, en çok sekiz aylık ücreti tutarındaki tazminatın ceza niteliğinde olması nedeniyle sigorta primine tabi tutulmaması ge­rektiği yönünde uygulama yapmıştır.

Yargıtay kararlarında belirtildiği üzere; mahkemenin iş güvencesi tazminatına hükmetmesi tespit niteliğindedir. Süre olarak belirtilmesi yeterli olup rakamsal olarak tutar gösterilmesine gerek bulunmamakta­dır. Yargıtay kararlarından anlaşılacağı üzere; iş güvencesi tazminatı­na karar veren mahkeme, sadece süre olarak tazminat miktarını belirte­bilir; tutar olarak belirtilmesi ve tahsili yönünde karar verilemez.