İş Güvencesi (İşe Başlatmama) Tazminatı Nedir? Nasıl Hak Kazanılır?
İş Hukukunun temel amaçlarından biri, işçinin feshe karşı korunmasıdır. İşçinin feshe karşı korunması çerçevesinde başvurulan hukuki önlemlerin bir yönü, işçinin yapmakta olduğu işini koruması amacına yöneliktir. Böylelikle, çağdaş iş hukuku, iş güvencesi ile öncelikle işçinin işini korumayı amaçlar.
İşçinin feshe karşı korunmasının bir diğer amacı da, aynı zamanda geçim kaynağı olan ücretten yoksun kalmasını önlemektir. Dolayısıyla işçinin işini kaybetmesini zorlaştıran ve işini kaybetmesinden dolayı uğradığı zararı azaltmaya yönelik önlemlere iş güvencesi adı verilir. Bununla beraber iş güvencesinin amacı, mutlak olarak iş ilişkisinin devam ettirilmesi değildir. İş güvencesi ile amaçlanan, işçinin işine sebepsiz ve sınırsız olarak son verilmesi durumunun ortadan kaldırılmasıdır.
İş Kanunu 19. maddesinde işverenlere hizmet akitlerine ilişkin fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve bu bildirimde fesih sebebini açık ve kesin şekilde belirtmek yükümlülüğü yüklemiştir.
İş sözleşmesi feshedilen işçiler, fesih bildiriminde sebep gösterilmemesi halinde veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı iddiasında oldukları hallerde, fesih bildiriminin tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde iş mahkemelerinde dava açabilirler. Bu tür davalarda feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat yükü işverendedir. Buna karşılık işçi eğer gerçek fesih nedeninin farklı olduğunu ileri sürerse ispat yükü artık ona geçer.
İşverenin geçerli bir sebep gösteremediği veya gösterdiği sebebin geçerli olmadığı hallerde mahkeme, feshin geçersizliğine karar verir. Bu gibi hallerde işverenin işçiyi bir ay içinde işe başlatması gerekir.
İşveren bu durumda, işçinin başvurusuna rağmen bir ay içinde onu işe başlatmazsa, işçiye en az dört, en çok sekiz aylık olmak üzere bir tazminat ödemeye mahkûm edilir. İşverenin ödemeye mahkum edildiği bu tazminata iş güvencesi (işe başlatmama) tazminatı adı verilir.
İş güvencesi tazminatı öğretide, “işe iade davası sonucu hakkında yapılan fesih işleminin geçersizliğine ve eski işine iadesine karar verilen işçinin işverence işine iade edilmemesi ihtimali için hükmedilen bir tazminat” olarak tanımlanmıştır.
Hak Kazanma Şartları
İş güvencesi hükümleri ve buna bağlı olarak iş güvencesi tazminatı 4857 sayılı Kanunun kapsamına giren işçiler hakkında uygulanacaktır. Öte yandan, bu kişilerin iş güvencesi hükümlerinin uygulanması için, Kanunda öngörülen diğer koşulların da gerçekleşmesi gerekecektir. Burada ilk koşul olarak, işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışıyor olması gerekmektedir. Bilindiği gibi, iş güvencesi hükümleri belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçiler hakkında uygulanmamaktadır. Diğer bir koşul olarak ise, işçinin çalıştığı işyerinde en az 30 işçinin çalışıyor olması gerekmektedir. Diğer bir koşul ise, işçinin en az altı aylık kıdeme sahip olmasıdır. Son bir koşul da işveren vekili olmamaya ilişkindir.
İşçinin, iş güvencesi tazminatına hak kazanabilmesi için öncelikle süresi içinde işe iade davası açması ve işe iade talebinde bulunması gerekir. İş güvencesi tazminatı işçinin işe iade talebinde bulunmasının sonucu olup, işverence işe başlatma kararma uyulmaması durumunda anlam kazanır. Bu sebeple işe iade davasında işe iade talebinin dışında ayrıca tazminat talep etmeye gerek yoktur.