İpoteğin İptali Davası
T.C YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
Esas: 1999 / 9322
Karar: 2000 / 262
Karar Tarihi: 24.01.2000
ÖZET: Mahkemece, celse açılıp taraf teşkili yapılmak ve taraflar dinlendikten sonra bir karar verilmek gerekir.(743 S. K. m. 169) (1086 S. K. m. 13, 73)
Dava: Taraflar arasındaki davanın Devrek Asliye Hukuk Mahkemesince görülerek verilen 04.03.1999 tarih ve 1999/74 – 1999/90 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Verda Çiçekli tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Karar: Davacı, eşinin davalı Kateks Ltd. Şti.nin ortağı olduğunu ve şirketin borcundan dolayı davalı banka lehine kendi taşınmazı üzerine ipotek konulduğunu, MK.nun 169’ncu maddesine göre karının koca menfaatine 3.kişiler lehine iltizami işlemlerin Sulh Hukuk Hakiminin tasdikli olmadan yapamayacağını oysa MK.nun 169/2’nci maddesine aykırı olduğunu ileri sürerek, davalı banka lehine konulan ipoteğin iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalıya, tebligat yapılmamıştır.
Celse Açılıp Taraf Teşkili Sağlandıktan Ve Taraflar Dinlendikten Sonra Karar Verilmesi Gereği
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, üzerine ipotek konulan taşınmazın Zonguldak’ta bulunduğu ve davanın ipoteğin iptali davası olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle, HUMK. nun 13.maddesi uyarınca, mahkemenin yetkisizliğine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili Zonguldak Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- HUMK. nun 73’ncü maddesinde <Kanun’un gösterdiği istisnalar haricinde hakim her iki tarafı istima veyahut iddia ve müdafaalarını beyan etmeleri için kanuni şekillere tevfikan davet etmedikçe hükmünü veremeyeceği> öngörülmüştür.
Yukarıda yazılı kanun hükmünden anlaşılacağı üzere, taraflar usulüne göre davet edilip, taraf teşkili yapılmak ve taraflar dinlendikten sonra karar verilmesi gerektiği Kanun’un amir hükmü gereğidir.
O halde mahkemece, celse açılıp taraf teşkili yapılmak ve taraflar dinlendikten sonra bir karar verilmek gerekirken, yukarıda anılan Kanun hükmüne aykırı olarak, taraf teşkili yapılmadan evrak üzerinde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2- Bozma neden ve kapsamına göre, davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda 1 nolu bentte yazılı nedenlerle, kararın davacı yararına BOZULMASINA, 2 nolu bentte yazılı nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 24.01.2000 tarihinde oybirliği ile karar verildi.