İnanç Sözleşmelerinden Kaynaklanan Tapu İptali Ve Tescil Davaları Hakkında Önemli İpuçları
Araştırılması Gereken Hususlar ve Deliller
Bu davalarda;
Tapu kaydı,
Yazılı delil,
Yazılı delil başlangıcı,
Yemin,
Belli başlı deliller olarak sıralanabilir.
İİnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yoünetilmek uüzere mal varlıgğı kapsamındaki bir mal veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştigğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren soüzleşmelerdir.
İİnanç soüzleşmesi, yazılı delille kanıtlanabilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır. Açıklanan nitelikte bir yazılı delil bulunmasa da, yanlar arasındaki uyuşmazlıgğın tuümuünuü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla yazılı delil başlangıcı niteligğinde bir belge varsa inanç soüzleşmesi “tanık” dahil her tuürluü delille ispat edilebilir.
Yazılı delille veya yazılı delil başlangıcı yoksa inanç soüzleşmesinin ikrar ve yemin gibi kesin delillerle de ispat edilmesi muümkuünduür.
Uygulamada Sıkça Hataya Düşülen ve Bozma Nedeni Yapılan Konular
Üygulamada mahkemelerce en sık yapılan hata yazılı delil başlangıcı niteligğinde bir belge bulunmadıgğı ve karşı tarafın tanık dinlenmesine muvafakati olmadıgğı halde taraf tanıklarının dinlenmesi, gereksiz yere davanın uzatılması, masraf ve meşakkate yol açılmasıdır. Birkaç oturumda bitecek bir dava bazen tanıkların dinlenmesi için yazılan talimatlarla uzun suüre ertelenmektedir. Bu durumun en oünemli sebebi inanç soüzleşmesinin muvazaalı işlemlerle birbirine karıştırılmasıdır. İİspat şekli somut olarak sınırlandırılmış ve belirginleştirilmiş inanç soüzleşmesine goüre muvazaalı işlemlerde soüzleşmenin tarafı olmayan kişiler için sınırsız ispat imkaânı tanınmıştır. Bu sebeple mahkemelerce hukuki vasıflandırmanın dogğru yapılamaması veya soüzleşmenin dogğru tanımlanamaması yargılamayı birçok gereksiz suürecin içine çekmektedir. Ayrıca tıpkı satış vaadi soüzleşmelerinde belirtildigği gibi inanç soüzleşmelerinde de keşif yapılması mutlak bir zorunluluk degğildir.
Bu davalarda uygulamada sıkça karşılaşılan bir hata da davacının yemin deliline dayandıgğı halde yemin hakkı hatırlatılmaksızın davanın sonuçlandırılmasıdır.