İİK m 335 Üzerinde Kiralayanın Hapis Hakkı Bulunan Eşyanın Kaçırılması Veya Gizlenmesi Ve Tahliyesi Gereken Yerin Başkasına İşgal Ettirilmesi
İİK 335 MADDE
Üzerlerinde kiralayanın hapis hakkı tanınmış ve 270 inci madde mucibince defteri yapılmış eşyayı kaçıran veya gizleyen borçlu ile tahliyesine emrolunan yerin kiralayana zarar vermek maksadiyle işgal ettiren şahıs Türk Ceza Kanunun 289 ncı maddesine göre cezalandırılır.
Hapis Hakkı
Hapis hakkı, alacaklıya alacağı ödeninceye kadar, zilyetliğinde bulunan borçlunun menkul eşyasını veya kıymetli evrakını elinde tutmak, bunların maliki olan borçluya veya 3.kişiye geri vermeyi reddetmek ve gerektiğinde bunu paraya çevirmek hakkını verir.
Başka bir ifade ile, bu eşyayı sahibine iadeden imtina etmek, hapis hakkının dayanağı olan borç ödenmediği takdirde bu eşyayı sattırarak, alacağı tercihan almak hakkını sağlamaktır.
Gayrimenkul kiralarında, kiraya verenin kira bedelinden olan alacaklarını teminat altına almak amacıyla ona, kiralanandan yararlanmayı temin için, gayrimenkul içinde bulundurulan menkul eşya üzerinde hapis hakkı tanınmıştır. Yani kiracının kira bedelini ödememesi halinde, kiraya veren, bunu teminat altına alacak bir olanağa sahip kılınmıştır. Kendisine tanınan hapis hakkına dayanarak, kiraya veren, kira alacağı ödeninceye kadar, kiralanandaki bazı eşyaları alıkoyabilmekte ve bu eşyaların paraya çevrilmesi suretiyle de, alacağının karşılanmasını isteyebilmektedir. Kiraya verenin hapis hakkı, Medeni Kanunda düzenlenmiş olan genel hapis hakkının özel bir türü ise de,ondan farklı bazı yanları vardır. Kiraya veren, hapis hakkını borçlusu kiracının, zilyetliğindeki menkul eşya üzerinde kullanmaktadır. Genel hapis hakkından farklı olarak, sadece kiralananı döşeme, süsleme ve ondan yararlanmayı teminen, kiralananda bulunan menkul eşya üzerinde, kiraya verenin hapis hakkı sözkonusudur. Genel hapis hakkında, alacağın muaccel olması gerekirken; kiraya verenin, henüz muaccel olmayan 6 aylık kira bedeli için de menkul eşya üzerinde hapis hakkı vardır.(BK m267; m281,3).
Ayrıca kiraya verenin hapis hakkı,ona,10 gün gibi bir süreyle sınırlı olsa da takip hakkı sağlar.(BK m.269,2,İİK m.271,1).
Kiraya verenin hapis hakkı,baştan itibaren bir ayni hak niteliğini ta- şır.Kiraya verenin hapis hakkının doğumu için, sözleşmenin varlığı aran- maz.Sadece maddi ilişkinin bulunması yeterlidir.Kira borcunun kısmen ödenmesi halinde, o kısmi ödeme oranında düşer,fakat borcun yeniden doğması oranında tekrar doğar.
Özetle, genel hapis hakkına ilişkin hükümlerin, kiralayanın hapis hakkında uygulanması bu hakkın niteliğine uygun düştüğü ölçüde olmalı- dır.Icra İflas Hukuku bakımından da,taşınır rehni kapsamında sayılan hapis hakkına uygulanan hükümler,kiralayanın hapis hakkına ilişkin özel bir hüküm yoksa,kiralayanın hapis hakkı içinde geçerlidir.Bu nedenle örneğin,kira alacaklarının,kanuni hapis hakkı ile teminat altına alınmış olan kısmı için,ihtiyati haciz talep edilemez(İİK m.257,fıkra l).
Kiraya Verenin Hapis Hakkının Şartları
- Gayrimenkul kirasının bulunması
- Kiralananda kiracı veya 3.kişiye ait menkul eşya bulunması
- Kiraya verenin kira alacağının bulunması
Kiralananın bir gayrimenkul olması,Kiralananda kiracı veya 3. kişiye ait menkul eşya bulunması,Kiraya verenin kira alacağının bulunması, Kiraya verenin hapis hakkının şartlarıdır.
Borçlar Kanunu’nun 267.maddesi,kiralayanın hapis hakkını,sadece taşınmazların kiralanması hali için öngörmüştür.Bu durumda, taşınmaz kirası,GKHK göre tarif edilemez;üzeri tamamen açık olan bir taşınmazın kiralanması halinde de, kiralayanın hapis hakkı vardır.
Kiralayanın, adi ve hasılat kirasındaki hapis hakkı, geçmiş bir yıllık ve içinde bulunulan altı aylık döneme ilişkin, kira alacağını güvence altına almaktadır.
Taşınır kirasında,örneğin kiralanan bir otomobil veya tekne içinde bulunan eşya üzerinde,kiralayanın hapis hakkı yoktur.Kiralayanm hapis hakkı,kiralananın içinde bulunan ve kiralananın döşenmesine,süslenmesine ve ondan yararlanılmasına tahsis edilen taşınır malları kapsar.(BK m.267, fık- ral).
Örneğin,konut kirasında,halı,koltuk, masa,gibi eşya ve duvardaki tablolar hapis hakkı kapsamına girer.İşyeri kirasında,ticari veya sınai faaliyette ya da (haczi caiz olmak şartıyla) meslek ve sanatta kullanılan eşya,hapis hakkına konu olur.İşyerinde satılmak veya depolanmak üzere bulundurulan eşyanın da kiralayanın hapis hakkına konu olabileceği kabul edilmektedir.
Taşınmazdan yararlanmak için, kullanılan hayvanlar ve taşınmaz üzerine inşa edilen taşınır yapılar da hapis hakkının kapsamına girer. Buna karşılık,taşınmazın döşenmesi,süslenmesi veya ondan yararlanılması ile ilgili bulunmayan zati eşya, kiralayanın hapis hakkına konu olmaz.Aynı nedenle,para ve kıymetli evrakta hapis hakkının kapsamına girmez.
Kiracı, kiralananı, bir başka kişiye kiralamış ise kiralayanın hapis hakkı kiralanana bu üçüncü kişi tarafından getirilen malları da kapsar.(BK m.267,fıkra)Kiralayanm hapis hakkı,ancak, alt kiracının, ilk kiracıya karşı ödenmemiş kira borçları bulunduğu halde kullanılabilir.Hapis hakkı,alt kiracıya ait malların,alt kiracının ilk kiracıya karşı olan borçlarını karşılayacak kadarını kapsar.
Kiracının kiralananı gerçekten kullanmış olup olmadığı bu yönden önem taşımaz. Kanun kiraya verenin hapis hakkının sadece kira bedelleri için teminat teşkil edeceğini belirtmekteyse de kanımızca rehinde olduğu gibi, yargılama ve takip masraflarıyla geçmiş günler faizini de karşılayacağı kabul edilmelidir.Ayrıca kira bedeli ile ilgili kiralananın, elektrik su ve yakıt giderlerinin, karşılanmasına ilişkin alacaklarda, kiralayanın hapis hakkının kapsamında sayılmaktadır.
Buna karşılık, kira alacağına benzer tutulamayan alacaklar, örneğin kira sözleşmesinde öngörülmüş olan güvence parası, hapis hakkı kapsamında değildir. İsviçre Federal Mahkemesi, kira sözleşmesinin önemli sebeplerle feshi halinde kiracıdan istenebilecek tazminat alacağını (BK m.264),hapis hakkının kapsamına dahil saymamaktadır. Kiracının önemli sebep olmadan, kira süresinin sona ermesinden önce, kiralananı boşaltması halinde kiralayanın yeni bir kiracı buluncaya kadar, uğrayacağı kira kaybını karşılamak için istenen, tazminat hapis hakkının kapsamına dahil sayılmalıdır.
Kiracının iflası halinde, geçmiş bir yıllık ve içinde bulunulan altı aylık döneme ilişkin kira alacağı, hesap edilirken, hapis hakkının kullanıldığı tarih yerine, iflasın açıldığı tarihe itibar edilir. Buna göre, kiracının iflası halinde, hapis hakkının kapsamına giren kira alacakları, iflasın açılmasından önceki, son kira ödeme tarihinden önce işlenmiş olan bir yıllık kira alacağı ile, aynı tarihten sonra işlemekte olan altı aylık kira alacağıdır. Bu kira alacakları, hapis hakkına konu malların paraya çevrilmesinde, rüçhanlı alacaklı olarak işlem görür. Ancak kiralayan iflasın açılmasından önce, hapis hakkını kullanmış (İİK m.270)’e göre, malların defterinin tutulması için icra .dairesine başvurmuş ise, hapis hakkının güvence altına aldığı alacaklar, hapis hakkının kullanılmasından önceki son kira ödeme gününe itibar edilerek tesbit edilir.
Burada şu husus akla gelmektedir. Kiracını kira sözleşmesinin sona ermesinden sonra, kiralananda oturmaya devam etmesinden doğan, ecrimisil alacağının, ısıtma, aydınlatma, su, asansör masraflarından doğan alacakların da, hapis hakkının kapsamına sokulabilir mi?
Hapis Hakkının Konusu
Hapis hakkının konusu, menkul eşyadır.Menkul eşyanın,kiralananı döşemek,süslemek ve ondan yararlanmayı temin amacına hizmet etmesi gerekir.Satılmak amacıyla, gayrimenkul de bulunan ticari mallar, Kiralanan yerin kullanılmasıyla ilgili olan, menkul eşya örneğin kiracının kiraladığı evin garajına koyduğu otomobil gibi, geçici olarak oradan uzaklaştırılıp tekrar getirilse bile, hapis hakkına konu olabilir.
BK m.267,3 fıkrası İİK.m.82 hükümlerine göre, haczi caiz olmayan eşya üzerinde, hapis hakkının söz konusu olamayacağına ilişkindir. Paraya çevrilmesi mümkün olmayan, diploma, nüfus cüzdanı gibi eşya üzerinde, hapis hakkı kullanılamayacağı gibi,kiracının kişisel eşyaları elbise,valiz traş makinesi gibi eşyalar üzerinde de hapis hakkı kullanılamaz.
Hapis hakkı, gayrimenkulün teferruatı üzerinde ve, mütemmim cüzü durumunda olan baraka, kulübe gibi şeyler üzerinde de kullanılabilir.
Kiralananın içinde bulunmak şartıyla, üzerinde hapis hakkı kullanılacak olan eşyanın kiracıya ait olup olmaması, kural olarak önem taşımaz.
Ancak bazı hallerde, 3. kişilere ait eşyalar, hapis hakkı konusu kapsamına girmez. Kiracıya ait olmadığı kiraya verence bilinen veya bilinmesi gereken eşya,hapis hakkının konusu dışında kalır .Yani kiraya veren sadece,iyiniyetli olduğu taktirde, bu gibi eşya üzerinde, hapis hakkını kullanabi- lir.Kiraya veren,söz konusu eşyanın kiralanana getirildiği tarihte, kiracıya ait olmadığını biliyor ya da bilebilecek durumda ise,3. kişilerin o eşya üzerindeki hakları,kiraya verenin hapis hakkına karşı dahi saklıdır.Yani kiraya veren bunları hapsedemez, etmişse 3. kişi geri alabilir.
Burada, kiraya verenin, sübjektif iyiniyet sahibi olup olmadığı önemli- dir.3.kişinin kiraya verene yapacağı ihbar ile, onun (kiraya vereninjdurumu öğrenmesi mümkün olduğu gibi, örneğin,saatçi olan kiracının dükkanındaki saatlerin hepsinin de ona ait olamayacağının kiraya veren tarafından bilinmesi gerektiği durumlarda, iyiniyetinden söz edilemez. Eğer halin icabı, kiraya verenin mülkiyeti muhafaza sicilini tetkik etmesini gerektirmiyorsa, mülkiyeti muhafaza sözleşmesinin sicile kaydedilmiş olması, kiraya verenin iyiniyetini ortadan kaldırmaz.
Kiraya veren, menkul eşyanın kiralanan gayrimenkule getirildiği tarihte, iyiniyetli olmalıdır.Onun daha sonraki bir tarihte, 3.kişinin menkul eşya üzerinde bir hakkı bulunduğunu öğrenmiş olması,hapis hakkının sona ermesi sonucunu vermez.
İyiniyet asıl olduğu için, hapis hakkı kullanılan eşyanın kiracıya ait olmadığını kiraya verenin bildiği veya bilmesi gerektiğini işpat yükü, istihkak iddiasında bulunan 3. kişiye aittir.
Bu ispat, takibin durması bakımından gereklidir. Kural olarak, 3. kişi istihkak iddiasında bulunursa takibin durması asılsa da, kiraya veren hapis hakkını kullanırken, 3. kişi istihkak iddiasında bulunursa, bu kişi BK m. 268,1 deki durumun gerçekleştiğini, yani kiralanana getirilmiş eşyanın kiracıya ait olmadığının kiraya verene bilindiğini ispat edilmelidir.Aksi taktirde takibin ertelenmesine karar verilemez.(m97;8)
Kiraya veren, eşyanın kiracıya ait olmadığını, sözleşmenin devamı sırasında öğrenecek olursa, hapis hakkının düşmesini önlemek bakımından, en yakın dönem sonu için, sözleşmenin feshini ihbar etmelidir.(BK m.268,2). Eğer kira sözleşmesi belirli süreli ise, feshi ihbar yoluna gidilemeyeceğinden, belirli sürenin bitiminde sözleşmenin zımni veya açık olarak yenilenmemesi gerekir. Aksi taktirde, hapis hakkı düşer. Feshi ihbar etmeyen kiraya veren, sadece en yakın feshi ihbar anma kadar geçecek sürede doğmuş olan kira bedeli için, hapis hakkını muhafaza eder.6570 sayılı kanunun uygulandığı hallerde, bu feshi ihbar hakkı, kiraya veren bakımından sınırlanmış olduğundan, kiraya verenin hapis hakkının otomatik olarak düşmesi doğru olmaz. Bu durumda yargıca, halin icabına göre sorunu çözümlemek üzere taktir hakkı tanımak uygun olur.
Hapis Hakkının Doğumu
Kiralayanın hapis hakkı, kiralananın, hapis hakkı kapsamına giren eşyayı, kiralanana getirdiği tarihte doğar. Kiralayanın, eşyanın kiralanana getirildiğinden haberli olup olmamasının önemi yoktur. Kiralayanın belirli bir mal üzerindeki hapis hakkı, o malın kiralanandan sürekli olarak ayrılması ile ortadan kalkar. Ancak geçici olarak örneğin, onarılmak üzere çıkarılması, hapis hakkını ortadan kaldırmaz.
Kiralayanın, hapis hakkına konu eşyanın, kiracının diğer alacaklılarının talebi üzerine haczedilerek, kiralanan dışındaki bir yerde muhafaza altına alınması, hapis hakkını ortadan kaldırmaz. Aksi halde kiralananın sahip olduğu, kanuni rehin hakkının hacizli alacaklılara karşı sağladığı öncelik anlamsız olacaktır. Kiralananın tahliyesi halinde, kira sözleşmesinin süresi sona ermemiş olsa bile, kiralayanın hapis hakkı bütünüyle sona erer. Buna karşılık, kiralananın içinde hapis hakkının kapsamına giren mallar bulunduğu ve ödenmemiş kira alacakları mevcut olduğu sürece, kira sözleşmesinin süresi sona erse bile, hapis hakkı ortadan kalkmaz. Rehnin alacağa bağlılığı ilkesi gereğince, kiralayanın hapis hakkı ile teminat altına alman alacaklar sona erdiği oranda, hapis hakkı da sona erer.
Kiralayanın Hapis Hakkını Kullanması
Yetkili İcra Dairesi
Kiralayanın hapis hakkının kullanılabilmesi için, defter tutulması zorunludur. Kiralayanın hapis hakkı için defter tutulması başvurusu, icra dairesine yapılır.Hapis hakkı için defter tutulması konusunda, yetkili icra dairesi kanunda belirtilmemiştir.ancak kanımızca, burada yetkiye ilişkin özel bir hüküm bulunmadığı içinjİK m 50 hükmünün uygulanması gere- kir.Hapis hakkı için defter tutulması talebi,kiralananın bulunduğu yerdeki icra dairesinden başka bir icra dairesine yapılırsa,bu icra dairesinin İİKm.79,fıkra 2zye kıyasen kiralananın bulunduğu yerdeki icra dairesini istinabe etmesi gerekir.
Hapis Hakkı İçin Defter Tutulması (m.270)
İİK Yönetmeliği, kiralayanın hapis hakkı için defter tutulması talebi hakkında bir basılı kağıt içermemektedir.Kiralayanın hapis hakkı için defter tutulması talebinin, icra dairesine bir dilekçeyle veya tutanağa geçirilmek üzere, sözlü yapılması mümkündür.
Kiralayan, henüz kiracı hakkında icra takibi yapmadan, icra dairesinden hapis hakkı için defter tutulmasını isteyebilir. Bunu ise, icra dairesinden bir dosya açarak ve talepte bulunarak yapabilecektir. Ancak, icra müdürünün kiralayanın hapis hakkının olup olmadığını inceleme yetkisi yoktur. Sadece bu konuda, kiracı ile aralarında kira sözleşmesi olduğu hususunda, kanıya varması yeterlidir. Ayrıca kiralayanın hapis hakkı olmadığı açıkça anlaşılmakta ise, icra müdürünün bundan kaçınması söz konusu olabilecektir. İcra müdürünün tereddüt ettiği hallerde ise, defter yapmaktan kaçınamayacaktır. Bu halde, ayrıca kiralayanın hakkının tehlikeye düştüğünü ispat etmesine gerek yoktur. Kiralayanın muaccel hale gelmiş, bir yıllık kira talebi icra müdürlüğünce başka şarta bakılmaksızın yerine getirilecektir.
Altı aylık kira ise, muaccel hale gelmediği için, talep halinde hapis hakkının tehlikeye girdiği hakkında icra dairesine kanaat vermesi gerekli- dir.Bunlar kiracının kiralanandan çıkmak, yahut kiralanan dahilinde bulunan şeyleri alıp götürmek teşebbüsünde bulunmak gibi sayılabilir.
İcra Memurunca Defter Tutulurken İzlenecek Usul
İcra dairesi, kiralayanın talebini uygun bulduğunda, kiralayanın üzerinde hapis hakkı bulunan malların bir defterini yapar.(270/3.m)Kanun bu defterin nasıl yapılacağı hakkında tafsilat vermemektedir. Burada, haciz hakkmdaki hükümler kıyasen uygulanabilecektir.
Buna göre, örneğin defter tutma talebinin hangi süre içinde yerine getirileceği, defteri yapan icra müdürünün defter tutma işlemi sırasındaki yetkilerinin neler olduğu, defteri tutulan nasıl kıymet taktir edileceği hakkında (İİK m.102,fıkra 1; ÎİK Yönetmeliği m38) kıyasen uygulanır.
Hapis hakkı için defter tutulması, şeklindeki himayeden yararlanırken, kiraya verenin kiracısı ile arasında kira sözleşmesinin bulunduğunu ispat etmesi gereklidir. Ancak bunun tam bir ispat olması şart değildir. İcra memurunun, hapis listesinin tanzimine ilişkin talep üzerine alacağın haklılığını araştırmasına gerek olmayıp, talebi kabul etmesi gerekir. Yani, hapis talebinde kira ilişkisinin kanıtlanması yeterli olup, icra makamları maddi hukuka ilişkin problemlere girişmemelidir. Şüpheli durumlarda ise, icra memuru defter tutma talebini icra etmelidir. Ancak icra memuru, talep edilen hapis hakkının mevcut olmadığına dair şüpheye yer vermeyen bazı belge ve olaylarla karşı karşı karşıyaysa, sadece bu durumda defter tutma talebini red edebilir. İcra memuru, alacaklının talebine rağmen defter tutmazsa, bir hakkın yerine getirilmemesi sebebiyle alacaklı şikâyet yoluna gidebilir. Kiracı da yapılan işlemin kanuna aykırı ya da olaya uygun olmadığından bahisle, şikâyet yoluna gidebilir.
Örneğin icra memuru, haczi caiz olmayan şeyleri deftere geçirmeyecek- tir. Kiralayanın alacağı, faiz ve masraflarını karşılayacak mallardan fazlasını deftere almayacaktır. Üzerinde istihkak iddiasında bulunulan malları en son deftere geçirecektir. Kiracının başka alacaklıları tarafından daha önce haczettirilmiş malları da deftere geçirecek ve bu malların satışı halinde, kiralayanın satış bedeli üzerinde rüçhan hakkı bulunacaktır. Malların defterini yapmak görevi, sadece icra dairesine aittir. Kiracının karşı koyması halinde ya da malları kaçırması tehlikesi bulunduğunda, kiralayan icra dairesine başvuramayıp, zabıta veya nahiye müdürüne başvurarak yardım isteyebilecektir. Bu durumda, zabıta hem tedbir alacak hem de aldığı tedbiri icra dairesine bildirecektir.(İİK.270/2)
Kiralayanın Hapis Hakkı için Defter Tutulmasının Şartları
1-Kiralayanın hapis hakkının bulunması.
2-Kira alacağının tahsilinin tehlikeye düşmüş olması.
3-Kiralayanm alacağını güvence altına alan başka teminat bulunmamasıdır.
Şartların mevcut olmamasına rağmen, defter tutulmasının sonucunda, kiracı şikâyet yoluna başvurabilecektir. İcra müdürünün, şartların varlığına rağmen, defter tutulması talebini yerine getirmemesi halinde de, talepte bulunan kiralayan şikâyet yoluna başvurabilir.
Defter Tutulmasının Hukuki Niteliği ve Sonuçları
Bu deftere muhteva olarak, haciz zabıt varakasına ilişkin hükümler uygulanabilir. Çünkü Kanun, tutulacak defterin muhtevasıyla ilgili bir hükme yer vermiş değildir. Gecikmede tehlike olan hallerde icra memuru,zabıta veya nahiye müdürünün yardımını isteyebilir.(m.270,2).Örneğin,kiracının defterin tutulmasına karşı koyması halinde, zabıta veya nahiye müdürünün yardımı istenebilir.Eğer kiracı, hapsedilmiş eşyayı zorla kaçırmaya başlamışsa,kiraya veren polisten yardım isteyebilir.BK m.52,3’teki şartlar varsa,hakkını kendiliğinden koruyabilir.Bu durumda, bizzat ihkak-ı hak suçu (TCKm.308) oluşmaz.
Defteri tutulan mallar üzerindeki tedbir, geçici niteliktedir. Kural olarak mallar onun elinde bırakılacaktır.Kiralayan,kiracının bu malları kaçırmasına engel olabilir ve kaçırılmış olan malların geri alınmasını sağlayabilir. İİK’nun 335.madde uyarınca, Kiracı defteri yapılmış malları kaçırır veya gizlerse TCK m.289’ya göre cezalandırılacaktır. Bu suçta sanık, IIK ‘nun 270 uyarınca defteri yapılmış eşyayı kaçırıp gizleyen borçludur. Üzerinde kiralayanın hapis hakkı tanınmış ve 27O.madde gereğince defteri yapılmış eşyanın amaa dışında kaçırması ve gizlemesi halinde suç oluşacaktır. Yetkili ve görevli mahkeme, icra takibinin yapıldığı yerdeki icra mahkemesidir. Şikâyetçi ise, malın sahibi, kira sözleşmesinde, rehin veya haciz tutanağında sahip olarak yazılan kişidir. Yargılama usulü, maddede şikâyet şartı bulunmadığı ve sanığın TCK’nun 289.maddesine göre cezalandırılacağı bildirildiğinden iddianame ile dava açılmalıdır.
Kiracı, icra dairesine kiralayanın kira alacağını, faizini ve masraflarını karşılayacak kadar bir para yatırırsa, hapis hakkına tabi malların defterinin tutulmasına ve bununla kiralayanın malların üzerindeki hapis hakkına engel olabilir. Bu halde kiralayanın hapis hakkı, icra dairesine yatırılan bu para üzerinde rehin hakkına dönüşür. Defter yapılmasının etkisi geçici olduğundan, kiralayanın bunun devam etmesi için, icra takibinde bulunması gereklidir. Defteri yapan icra müdürü, kiralayana icra takibinde bulunması için, onbeş günü geçmemek üzere, uygun bir süre verir. (İİK.m270.3) Hapis hakkı taşınır rehni sayıldığından, kiralayanın kendisine verilen bu süre içinde başvuracağı yol, taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoludur.(İİK.145- 147.Mad). Ancak, İİK’nun 45.maddesindekinin aksine,burada kiralayan mutlaka rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takipte bulunmak zorunda değildir. Kiralayan, haciz yolu ile takipte yapabilir.
Kiralayan kendisine verilen süre içinde, rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapmazsa, ilgili kira alacağı için hapis hakkı defteri hükümsüz kalır. Kiracı icra dairesinden, mallarının hapis hakkı defterinden silinmesini isteyebilir. Ancak süresinde rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapmazsa,ilgili kira alacağı için hapis hakkı defteri hükümsüz kalır ve kiracı icra dairesinden mallarının hapis hakkı defterinden silinmesini isteyebilir. Süresinde takip yapılmışa, hapis hakkı defterinin hükmü bu takibin sonuçlanmasına kadar devam eder. Borçlu kiracı, kiralayanın hapis hakkına karşı çıkmak isterse, bunu ödeme emrine itiraz yolu ile ileri sürebilir. Buna karşılık, borçlu kiracı, hapis hakkı defterine geçirilmiş olan bir malının haczedilemeyeceği iddiasında ise, o zaman şikâyet yoluna başvurulmalıdır.
Özetle, deftere geçirilen mallar üzerinde, kiracının tasarruf yetkisi devam eder. Ancak kiracı bunları gizlice veya cebirle kaçıramaz. Defteri tutulmuş eşyanın 88.madde gereğince, icra dairesince muhafaza altına alınması gerekmemektedir. Defter tutma işlemi, hapis hakkına tabi olan eşyanın tesbiti olup, haczi öngörmez. Fakat, değeri süratle düşen malların muhafaza altına alınması icra dairesinden istenebilir.
Ayrıca malların deftere geçirilmiş olması,3. kişilerin iyiniyetle bunlar üzerinde haklar kazanmalarına ve böylelikle hapis hakkının felce uğratılmasına engel değildir.
Hapis hakkı, deftere geçirilmemiş mallar üzerinde kullanılamaz.Yani kiraya verenin hapis hakkı böylelikle smırlanmıştır.Tutulan defterin hükümlerini koruması için,alacaklının belirli süre içinde rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipte bulunması gerekir.Belirli süreyi, icra memuru, 15 günü geçmemek üzere verir(m.270,3).
İİK m.270,son fıkraya göre, icra memurunca kiraya verene rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipte bulunması için süre vermek gerekirken, verilmemişse tutulan defterin hükmü devam eder.
İcra memurunca verilen sürede, kiraya veren tarafından, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla, takipte bulunması üzerine kiracı, alacağa veya hapis hakkına itirazda bulunmuş olabilir. Bu durumda, kiraya veren, itirazın icra mahkemesinden kaldırılmasını veya mahkemede iptalini ister. Fakat kanun bu iki yoldan birine müracaat bakımından süre tayin etmiş değildir. Genel hükümlere gidilmelidir.
Kaçırılan Hapis Hakkına Tabi Malların Geri Alınması (271.mad)
İster defteri tutulsun, ister tutulmasın, hapis hakkına tabi olan tüm mallar için, kaçırılması halinde kiralayan icra dairesine başvurarak bu malların geri alınmasını isteyebilir. Bunu icra dairesine müracaat ederek icra dairesinin emri ve zabıta marifeti ile geri alabilecektir. Önceden defteri tutulmuş menkul eşyanın m.271’deki 10 günlük süreye bağlı olmaksızın her zaman, defteri tutulmamış menkul eşyanın ise, 10 günlük süre içinde geri verilmesi için kiraya verenin başvurması gerekir.10 günlük süre içinde başvuruda bulunulması yeterli olup, bu süre içinde menkul eşyanın geri verilmesi şart değildir. Sürenin başlangıcı eşyanın götürülmesi anıdır.
Hapis hakkına tabi malların geri alınabilmesinin şartları, iki tanedir. Bunlardan birincisi, malların gizlice veya zorla götürülmüş olması halidir. Diğeri ise, kiralayanın bunu on gün içinde talep etmesidir. Bu şartların gerçekleşmesi halinde, icra dairesi, kaçırılan malların geri alınmasına karar verir ve mallar zabıta kuvveti ile geri almır.Ancak bu halde dahi, üçüncü kişilerin hakları saklıdır.
Örneğin eşyaları kaçıran kiracı, bunları kira sözleşmesiyle tuttuğu yeni bir yere taşımışsa yeni, kiraya verenin bu eşya üzerinde, hapis hakkı doğar ve iyiniyetli ise, onun hapis hakkı birinci kiraya verenin hapis hakkına tercih edilir.
Kaçırılan eşya hakkında, kiraya verenle 3.kişi arasında ve hatta kiracı ile kiraya veren arasında uyuşmazlık çıkarsa, bunu icra memuru değil, genel mahkeme basit yargılama usulüne göre karara bağlar.
Malların kaçırılmadan önce bulunduğu yer icra dairesi, şartları gerçekleşmişse kaçırılan eşyaların geri alınmasına karar verecek ve bu karar zabıta kuvvetleriyle icra edilecektir.(m.271,l,BK m.269,2). Yoksa icra memuruna müracaat etmeden doğrudan doğruya zabıtadan yardım istenemez. Alacaklının talebi üzerine, icra memurunun eşyanın geri verilmesi hakkında tedbir almaması, alacaklıya şikâyet yolundan yararlanma olanağını verir.
Kira alacağına karşılık, BK m.267 ve İİK m.270’e uygun olarak kullanılan hapis hakkı, o eşya üzerinde kiraya verene alacağını tahsil bakımından, öncelik hakkı verir.
Kiraya Verenin Hapis Hakkının Son Bulması
Alacağın ödeme takas gibi sebeplerle düşmesiyle, kiraya verenin hapis hakkı son bulur. Alacağın bir bölümü sona ermişse, hapis hakkı geri kalan alacağı temine devam eder. Kira alacağına karşılık gelen bir teminatın gösterilmesi halinde de, hapis hakkı sona erer. Eşyanın gizlice veya cebirle götürülmesi hali hariç, götürülmesi de hapis hakkını sona erdirir. Hapis hakkı, gayrimenkulü döşeme, süsleme veya ondan yararlanmayı sağlayan eşyanın niteliğini değiştirmesiyle son bulur.
Görevli Mahkeme
09.06.1932 tarih ve 2004 sayılı İİK’nun 346.maddesinde 5358 sayılı ve 31.05.2005 tarihinde yapılan değişiklik uyarınca madde başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Görev ve birleştirme yasağı:
Bu kanun hükümlerine göre disiplin veya tazyik hapsine icra mahkemesi karar verir.
İcra mahkemesinin görevine giren bu işler diğer mahkemelerde görülen ceza davaları ile birleştirilemez.
Bu babta yer alan suçlar ile ilgili davalara icra mahkemesinde bakılır.
Yetkili Mahkeme
09.06.1932 tarih ve 2004 sayılı İİK.’nun 348.maddesinde 5358 sayılı ve 31.05.2005 tarihinde yapılan değişiklik uyarınca madde aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Bu babta yer alan fiillerden dolayı yetkili icra mahkemesi icra takibinin yapıldığı yerdeki mahkemedir.
Şikayetçi
Malın sahibi, kira sözleşmesinde rehin veya haciz tutanağında sahip olarak yazılan kişidir.
Malı tek başına veya müşterek maliki de sahibi kavramına dahil edilmelidir. Bu nedenle mal alacaklının muvafakati ile yediemin sıfatı ile sahip bırakılabilir. Mal üzerinde tasarrufta bulunan üçüncü kişi malın sahibi veya yediemin değil ise suçun işleniş şekline göre suç hırsızlık veya mala zarar verme suçu olabilir.
Sanık
Üzerinde kiralayana hapis hakkı tanınmış ve IIK’nun 270 uyarınca defteri yapılmış olan eşyayı kaçırıp gizleyen borçlu ve tahliyesi emredilen yeri kiralayana zarar vermek maksadıyla işgal ettiren şahıstır.
Suçun Unsurları
- üzerinde kiralayanın hapis hakkı tanınmış ve 270 madde gereğince defteri yapılmış eşyanın amacı dışında kaçırması ve gizlemesi halinde suç oluşacaktır.
Malın teslim amacı muhafaza edilmesi ve bulunmasına göre satılması başkasına verilmesi başkasına kiralanması gibi sebeplerle suçun oluşumuna neden olacaktır.
- İİK’nun 260/a, 270/2, 273 maddeleri gereğince tahliyesi emrolunan yeri kiralayana zarar vermek maksadıyla kiralayanın malı başkasına işgal ettirmesi, hallerinde sanık İÎK’nun 335 ve TCK’nun 289 maddesine göre cezalandırılır.
Kiralayan İİK’nun 270/3 gereğince 15 gün günü geçmemek üzere rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipte bulunmaz ise defter hükümsüz kalacağından borçlu deftere geçiren mallar hakkında serbestçe tasarrufta bulunma hakkını elde edeceğinden borçlu kiralayanında cezai sorumluluğu sona erer.
Zamanaşımı Süresi
Dava Zamanaşımı
TCK 289 madde de öngörülen cezanın miktarı bakımından TCK’nm 66/1-e ye göre . maddesi nazara alınarak dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.
Suçun işlenmesinden dava sonuna kadar zaman aşımını kesen her sebepten sonra süre yeniden işlemeye başlar, ancak suçun işlendiği tarihten itibaren 12 yıldan fazla olamaz.
Ceza Zamanaşımı
Ceza zamanaşımı süresi ise TCK madde 68/1-e ye göre 10 yıldır.
Yargılama Usulü
Kanaatimizce maddede şikâyet şartı bulunmadığı ve sanığın TCK’nun 289.maddesine göre cezalandırılacağı bildirildiğinden yargılamaya iddianame ile başlanması gereklidir.