İHTİYATİ HACİZ KARARININ KALDIRILMASI İSTEMİ
DAVACI TARAFINDAN BOZMADAN SONRA MAHKEMEYE HER HANGİ BİR DELİL VE BELGE İBRAZ EDİLMEDİĞİ – İTİRAZIN KABULÜ İLE İHTİYATİ HACİZ KARARININ KALDIRILMASINA KARAR VERİLDİĞİ – HÜKMÜN ONANDIĞI
T.C YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
Esas: 2017 / 228
Karar: 2017 / 1003
Karar Tarihi: 22.02.2017
ÖZET: Mahkemece; Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda davacı alacaklı bankaya ihtiyati haciz istem dayanağı belgelerin ibrazı konusunda süre verildiği, davacı tarafından bozmadan sonra mahkemeye her hangi bir delil ve belge ibraz edilmediği, bu nedenle itirazın kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Kararı karşı taraf (alacaklı) vekili temyiz etmiş olup usul ve yasaya uygun bulunan hükmün onanması gerekmiştir.
(2004 S. K. m. 265)
Dava ve Karar: … 2. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 14/12/2016 tarih ve 2015/1207-2015/1207 D.İş sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi karşı taraf (alacaklı) vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
İhtiyati haciz kararına itiraz eden vekili; …Ltd. Şti’ye kullandırılan krediye dayanılarak müvekkili hakkında ihtiyati haciz kararı alındığını, müvekkilinin bu kredinin borçlusu olmadığını, alacaklının aynı alacak için başka mahkemede yaptığı ihtiyati haciz talebinin müvekkili lehine reddedildiğini, 28.05.2013 tarihli kredi sözleşmesi esnasında müvekkilinin evli olduğunu, eşinin rızasının alınmadığını, geçerlilik şartının yerine getirilmediğini, bu sözleşmenin tamamen kapandığını, geçerliliğinin kalmadığını, ardından borçlu şirket ile alacaklı arasında 02.09.2014 tarihli yeni bir kredi sözleşmesinin imzalandığını, yeni sözleşmede müvekkilinin hiç bir imzasının bulunmadığını iddia ederek müvekkili aleyhine verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Karşı taraf (alacaklı) vekili; ileri sürülen sebeplerin İİK’nın 265. maddesinde sayılanlar arasında yer almadığını, kefalet tarihinde borçlu şirket ortağı olunduğundan eşin muvafakatinin gerekmediğini, muteriz tarafından itiraza gerekçe gösterilen mahkeme ilamında “kefalet tarihinde asıl borçlunun şirketin yöneticisi ve/veya şirket ortağı olduğunun anlaşılamadığını” savunarak talebin reddine karar verildiğini savunarak itirazın reddini istemiştir. Yargıtay bozma ilamı üzerine; borçlunun ihtiyati haciz kararını öğrendiği tarihi belirtmediğini, oysa ihtiyati haciz kararının infaz edildiği Anadolu 2. İcra Müdürlüğünün 2015/13225 esas sayılı dosyası ile yapılan takipte ödeme emrinin borçluya 08.07.2015 tarihinde tebliğ edildiğini, anılan ihtiyati haciz kararının da 27.07.2015 tarihinde uygulandığını, ihtiyati haciz kararının uygulandığı tarihte öğrenmiş olması gerektiğini, bu nedenlerle ihtiyati haciz kararına itiraz edilemeyeceğini savunarak borçlunun ihtiyati haciz kararına itirazının reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda davacı alacaklı bankaya ihtiyati haciz istem dayanağı belgelerin ibrazı konusunda süre verildiği, davacı tarafından bozmadan sonra mahkemeye her hangi bir delil ve belge ibraz edilmediği, bu nedenle itirazın kabulü ile 20.07.2015 tarihli ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Kararı karşı taraf (alacaklı) vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, karşı taraf (alacaklı) vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, karşı taraf (alacaklı) vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 22,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 22.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.