Hükmün açıklanmasının geri bırakılması Sanığın denetime tabi tutulması
i) Denetim süresi ve denetimli serbestlik tedbirlerine karar verilmesi
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi halinde, sanık beş yıl süreyle bir denetime tabi tutulur (CMK 231/8). Bu süre içinde bir yıldan fazla olmamak üzere mahkemece belirlenecek süreyle sanığın, denetimli serbestlik tedbiri olarak 8. fıkranın (a), (b) ve (c) bentlerinde belirtilen tedbir veya yükümlülüklerden bir veya birkaçına tabi tutulmasına karar verilebilir. HAGB kararı verilmesi halinde, beş yıllık denetim süresi belirlenmesi yasal bir zorunluluk olduğu halde, denetim tedbirine hükmedilip hükmedilmemesi hakimin takdirine bırakılmıştır. Tedbire hükmedilmemişse sadece beş yıllık denetim süresi içinde sanığın kasten yeni bir suç işleyip işlemediği takip edilecektir.
Buna karşılık tedbire hükmedildiği takdirde sanığın, hem uygulanan tedbir veya yükümlülüklere uyup uymadığı hem de kasıtlı bir suç işleyip işlemediği takip edilecektir. Takip görevi, 5402 sayılı Kanun hükümleri uyarınca denetimli serbestlik şube müdürlüklerince yerine getirilir.
Fıkranın (a) ve (b) bentlerinde belirtilen yükümlülükler belirli olup hakkında tedbire hükmedilen sanık meslek sahibi değilse “eğitim programına devam etmesi”, meslek sahibi ise, “bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığı çalıştırılması”dır. Fıkranın (c) bendinde ise “belirli yerlere gitmekten yasaklanma” ve “belli yerlere devam etmekle yükümlü tutulma” şeklinde iki ayrı tedbire yer verilmiştir. Fakat fıkrada, bunların dışında başka yükümlülüklere karar verilebileceği de belirtilmiştir. Bir başka ifadeyle hakim, kanunda açıkça gösterilmeyen bir yükümlülüğün yerine getirilmesine de karar verebilecektir.
Mahkemece en fazla bir yıl süre için belirlenebilecek olan tedbir veya yükümlülüğün hukuka uygun ve yerine getirilebilir nitelikte olması, para sarfını gerektirmemesi gerekir. şüphesiz, hakim tarafından belirlenen bu yükümlülüğün, HAGB kurumunum amacına aykırı olmaması, hukuka uygun ve infaz edilebilir nitelikte bulunması şarttır.
Ayrıca, mahkemece belirlenecek yükümlülüğün, cezanın dolaylı infazı niteliği taşımaması, fakat işlenen suçla ilgili olması ve sanığın ıslahı amacını gütmesi, bunun yanı sıra sanığa ve üçüncü kişilere maddi külfet getirmemesi gerekir. Nitekim Yargıtay, ticari amaçla naklettiği motorini yasal olmayan yoldan yurda sokmak suçundan yerel mahkemece yapılan yargılaması sonunda mahkumiyetine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen sanık hakkında, petrol kaçakçılığı suçuyla ilgisi olmayan ve sosyal ve ekonomik durumu ile uyumlu olmayan ve geçimini sağlamak üzere çalışmasına engel olacak şekilde ikamet yerine 100 km. den fazla mesafede bulunan ilçede Cumhuriyet savcılığınca belirlenecek eğitim merkezine 5 ay süreyle haftada 3 gün devam ederek, kitap okuma ve okuduğu kitaplardan özet çıkarma tedbirine hükmedilmesini kanunun konuluş amacına, dolayısıyla kanuna aykırı bulmuştur (Y.7.CD.:30.3.2017 – E.2014/31687, K.2017/2495).
ii) Denetim süresi içinde sanığın kasıtlı bir suç işlememesi veya yükümlülüklerine uygun davranması
Denetim süresi içinde sanığın kasten yeni bir suç işlememesi ve yükümlülüklerine uygun davranması halinde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak CMK‟nun 223 maddesi uyarınca kamu davasının düşmesine karar verilir. Düşme kararı, hüküm olduğundan, duruşma açılarak verilmesi gerekir. Hüküm niteliğindeki bu karara karşı istinaf/temyiz kanun yoluna başvurulabilir.
iii) Denetim süresi içinde sanığın kasıtlı bir suç işlemesi veya yükümlülüklerine aykırı davranması
Sanığın denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya yükümlülüklerine aykırı davranması halinde, mahkemece, açıklanması geri bırakılan hüküm açıklanır (CMK m.231/11). Burada yeni suçun denetim süresi içinde işlenmesi yeterlidir. Her ne kadar mahkumiyet koşulunun gerçekleşmesi açısından, ikinci hükmün kesinleşmesi gerekli ise de, kesinleşme tarihinin önemi yoktur. Genel kural, mahkemenin, açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdiği hükmü, hukuka aykırılık bulunduğunu fark etse bile değiştirmeden açıklamasıdır.
Ancak kendisine yüklenen yükümlülükler, sanık tarafından yerine getirilememişse bu takdirde, mahkemece hükümde değişiklik yapılmasına imkan tanınmıştır. Bununla birlikte ilk hüküm yalnız sanık tarafından temyiz edilmiş ve bozma üzerine hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise, sanığın denetim süresi içinde kasıtlı suç işlemesi nedeniyle CMK‟nın 231/11. maddesi uyarınca hükmün açıklanması sırasında “cezayı aleyhe değiştirme yasağı” gözetilmelidir(YCGK.: 09.03.2016 – E.2014/8-71,K.2016/42, YKD. Mart 2017, s.701).