Hayasızca Hareketler Suçu Ve Cezası
MADDE 225.- (1) Alenen cinsel ilişkide bulunan veya teşhircilik yapan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Hayasızca Hareketler Suçu Genel Olarak
765 sayılı TCK.nun 419.maddesinin karşılığı olarak “hayasızca hareketler” başlığı altında düzenlenen 225.maddede, alenen cinsel ilişkide bulunmak veya teşhircilik yapmak bu suç tipinin aynı yaptırımı gerektiren seçimlik hareketleri olarak öngörülmüştür. Eski ve yeni madde hükümleri arasında unsur bakımından bir farklılık bulunmamaktadır.
Hayasızca Hareketler Suçu Suçla Korunan Hukuksal Değer
225.maddede tanımlanan suç tipi ile korunmak istenen hukuksal yarar, halkın ar ve haya duygularının, toplumun ortak edep ve ahlak temizliğinin korunmasıdır. Yasa koyucunun amacı cinsel birleşme veya teşhircilik fiilini cezalandırmak olmayıp, bu fiilin alenen işlenmesi nedeniyle kamunun (toplumun) edep, nezahet ve iffet hislerine yapılan saldırının cezalandırılmasıdır.
Hayasızca Hareketler Suçu Suçun Faili Ve Mağduru
Suçun faili alenen cinsel ilişkide bulunan veya teşhircilik yapan kadın veya erkek herhangi bir kişi olabilir. Bu suç tipinde toplumun cinsel nitelikteki utanç duygusunun korunması amaçlandığından, örneğin alenen cinsel ilişkide bulunan kişilerin karı-koca olmalan suçun oluşumuna engel değildir.
Bu suçun mağduru herhangi bir kişi olmayıp toplumdur.
Hayasızca Hareketler Suçu Suçun Maddi Unsuru
Suçun maddi unsuru, alenen cinsel ilişkide bulunmak veya teşhircilik yapmaktır. Bu seçimlik hareketlerden birinin alenen işlenmesiyle suç oluşmaktadır.
Aleniyet
Maddede tanımı yapılmayan aleniyet için aranan temel ölçüt, fiilin gerçekleştiği koşullar itibarıyla belirli olmayan ve birden fazla kişiler tarafından algılanabilir olmasıdır. Karşılaştırmalı hukukta da genel olarak suçun oluşumu için fiilin aleni olması aranmaktadır.
225.maddede aleniyet suçun unsuru olarak düzenlenmiştir. Fiilin genel yerlerde işlenmesi durumunda gece veya gündüz işlenip işlenmediğine, fiilin başkalarına görülebilme imkânının bulunup bulunmadığına bakılmaksızın aleniyetin varlığı kabul edilir. Örneğin, herkesin kolayca girebileceği bir iş hanının koridorunda, kapısı açık dükkanda, etrafta kimse bulunmasa dahi aleniyet unsuru gerçekleşir.
Kamuya açık yere ücretli veya izinli girilmesi ile ücretsiz veya izin aranmaksızın girilmesi arasında bir fark yoktur. Ancak, sinema, tiyatro gibi para karşılığı girilen yerlerde, içeriye biletli seyircinin alınmadığı, kapalı olduğu saatte işlenen fiilde görülme imkânı bulunmadığından aleniyet unsuru gerçekleşmez.
Yargıtay’ın geçmişteki bazı uygulamalarına bakıldığında, herkese açık olan hastane bahçesinde, gece cadde üzerinde duvar dibine park edilmiş, ışıkları söndürülmüş otobüs içinde, harman yerinde, dere kenarında cinsel ilişkide bulunulmasında, olay yerinde keşif yapılarak aleniyet unsurunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanması gerektiğine karar verildiği, buna karşılık bazı kararlarında da, asfalt yola 100 metre mesafede, değirmen yıkıntısının ilerisinde ağaç altında gecenin geç vaktinde, karanlıkta cinsel ilişkide bulunurken otomobilin far ışığında görülmede; şehir yoluna 300 metre uzaklıkta çamurla kaplı piknik yerinde, gece vakti araba içinde cinsel ilişkide bulunma fiilinde; geceleyin saat 22:30 sularında sanayi sitesinde bulunan fabrika önünde otomobil içinde cinsel ilişkide bulunma fiilinde aleniyet unsurunun oluşmadığına karar verildiği görülmektedir. Bu itibarla, umuma (kamuya) açık yerlerde fiilin işlendiği yerin aleniyet bakımından elverişsiz olması mümkün olduğundan, somut olayda aleniyet unsurunun gerçekleşip gerçekleşmediği hususu değerlendirilirken suçun işlendiği yerde fail tarafından görülmemek için alınan önlemler, suçun işlendiği zaman dilimi (gece-gündüz), olay yeri ve mevsim dikkate alınarak sonuca varılmalıdır.
Hayasızca hareketlerin, özel bir yerde (evde, ahırda, bağ evinde, otel odasında) işlenmesi durumunda, kural olarak aleniyet unsuru gerçekleşmez. Ancak, fiilin görülebilme imkânı somut olarak mevcutsa aleniyetin gerçekleştiği kabul edilir. Örneğin, yol kenarındaki evde yola bakan ve açık bulunan pencerenin önünde yada apartman sahanlığında gerçekleştirilen fiilde, oradan geçenlerce hiçbir çaba harcanmadan eylemin görülebilme imkânı varsa yada fiilin işlendiği yer dışarıdan görülmemekle birlikte fail çeşitli şekillerde kendini göstermiş, dikkat çekmiş ve etrafta bulunanlarca görülmesini sağlamışsa aleniyetin varlığı kabul edilmelidir. Aleniyetin kabulü için hayasızca hareketlerin bir veya birkaç kişi tarafından “görülmesi” değil “görülebilir” yada “algılanabilir” olması yeterlidir. Ancak fiilin mevcut koşullarda “görülebilir” nitelikte olmamasına karşın, tanıklar tarafından özel gayret ve dikkat sarfedilerek görülmesi durumunda, aleniyet unsurunun varlığından söz edilemez. Örneğin, anahtar deliğinden odanın seyredilmesi, ağaca, dama, duvara veya elektrik direğine çıkılarak evin içinin gözetlenmesi, ormana doğru özel otomobilleri ile gece vakti giden faillerin takip edilmeleri sonucu, ormanın ıssız bir yerinde ışıkları sönük araba içinde cinsel ilişkide bulunurken yakalanmaları durumunda aleniyet unsuru gerçekleşmez. Keza, bir grubun gizliliği sağladıktan sonra cinsel ilişkide bulunduğu sırada, orada onları bekleyen ve seyreden arkadaşlarının olayı görmesi aleniyet unsurunun gerçekleşmesi için yeterli değildir. Zira, özel bir yerde yapılan fiilin aleni sayılabilmesi için aralarında şalisi sıkı ilişkiler bulunmayan ve fert olarak belirli olmayan bir çok kişi tarafından algılanabilir olması gerekir.
Cinsel İlişki
225.maddede tanımlanan suçun maddi unsurunu oluşturan seçimlik hareketlerden biri olan “cinsel ilişki”, iki kişi arasında rızaya dayalı olarak alenen, cinsel arzuların tatminine yönelik şehvet saikiyle yapılan fiillerdir. Suçun oluşması bakımından, cinsel ilişkinin aynı veya farklı cinsler arasında, normal veya anormal (vajinal veya anal yada oral) yoldan yahut hayvanlarla yapılmış olması arasında bir fark yoktur. Ayrıca, gerçekleşen cinsel ilişkinin tamamlanmış olup olmadığı da önemli değildir. Cinsel ilişkide bulunanların evli olması da sonuca etkili değildir. Evli bir çiftin veya ergin kişilerin rızaları ile cinsel ilişkide bulunmaları suç oluşturmadığı halde bu fiilin alenen işlenmesi 225.maddeye uyan suçu oluşturmaktadır. Alenen işlenen cinsel ilişki rızaya dayalı değilse yada bir çocuğun cinsel istismarı niteliğinde ise eylem cinsel saldın (102.md.) veya çocukların cinsel istismarı (103.md.) suçunu oluşturur. Bu durumda fikri içtima söz konusudur.
Teşhircilik
Sözlük anlamı itibariyle, göstermecilik, sergileyicilik olarak tanımlanan “teşhircilik”, 225.maddedeki suçun maddi unsurunu oluşturan seçenekli hareket olarak, failin, cinsel organı da dahil olmak üzere vücut bölgelerini halkın ar ve haya duygularını, toplumun edep ve ahlak temizliğini ihlal edecek şekilde alenen teşhir etmesi yani belirsiz bir veya birkaç kişiye vücudunun mahrem bölgelerini göstermesi anlamına gelmektedir.
Hangi fiillerin teşhircilik sayılacağı somut olayda madde metniyle korunması amaçlanan hukuksal değer gözetilerek hâkim tarafından tayin ve takdir edilecektir. Bu fiillerin başkalarının cinsel arzularının tahrik veya tatmin edilmesi için yapılması şart değildir. Suçun oluşması için teşhirciliğin alenen yapılması gerekir. Ancak, bu teşhirin belli bir kimse hedef alınarak yapılması halinde fikri içtima kuralı (44.md.) uyarınca “cinsel taciz” (105.md.) suçu oluşur.
Alenen öpüşmek, teşhircilik sayılabilecek başka bir davranış olmadığı takdirde 225.maddedeki suçu oluşturmaz. Buna karşılık, plajda, sokakta çırılçıplak dolaşmak, cinsel ilişkide bulunur gibi davranışlar sergilemek, herhangi bir kimseyi hedef gözetmeden, cinsel organlarını göstermek, bir olayı protesto amacıyla soyunmak, bar, pavyon gibi eğlence yerlerinde çıplak olarak şehveti tahrik edici davranışlarda bulunmak, teşhircilik olarak kabul edilir.
Hayasızca Hareketler Suçu Suçun Manevi Unsuru
Suçun manevi unsuru “kast” olup failin saiki önemli değildir. Suç yerinde bulunanların genel rızası veya karşılıklılık (mütekabiliyet) fiili suç olmaktan çıkarmaz. Suçun taksirle işlenmesi mümkün değildir. Örneğin, bir eğlence yerinde gösteri yapan kadının ritmik hareket sırasında elbisesinin yırtılması sonucu göğüslerinin görünmesi veya elbisesinin askısının yada fermuarının kopması sonucu mahrem yerlerinin görünmesi halinde kast söz konusu olmadığından 225.maddedeki suç oluşmaz.
Hayasızca Hareketler Suçu Suça Etki Eden Nedenler
Bu suça özgü olarak cezayı ağırlaştıran veya indirim öngören herhangi bir nedene maddede yer verilmemiştir.
Hayasızca Hareketler Suçu Teşebbüs
Hayasızca hareketler sırf hareket suçu niteliğinde olduğundan belirli hareketlerle (alenen cinsel ilişkide bulunmak veya teşhircilikle) toplumun ortak edep ve ahlak temizliğinin ihlal edilmesiyle suç tamamlandığından, kanaatimizce bu suça teşebbüs mümkün değildir.
Hayasızca Hareketler Suçu İştirak
Bu suça iştirakin her hali (fail, azmettiren, yardım eden) mümkündür. Cinsel ilişki halinde, zorunlu müşterek faillik söz konusudur.
Hayasızca Hareketler Suçu İçtima
Alenen hayasızca gerçekleştirilen fiil, daha ağır cezayı gerektiren bir suçu oluşturabilir. Örneğin, bir kimseye alenen cinsel saldırıda bulunulması 102.maddede tanımlanan suçu oluşturur. Teşhircilik alenen yapılmakla birlikte belli bir kimse hedef alınarak yapılmışsa 105.maddede tanımlanan cinsel taciz suçu oluşur. Ölü ile alenen cinsel ilişkide bulunulması halinde 130.maddede tanımlanan kişinin hatırasına hakaret suçu oluşur. Bu durumlarda farklı neviden fikri içtima (44.md.) söz konusu olduğundan fail en ağır cezayı gerektiren suçtan cezalandırılır.
Aynı suç işleme kararıyla makul zaman aralığıyla işlenen hayasızca hareketlerden dolayı fail zincirleme suç (43.md.) hükümlerine göre cezalandırılır.
Hayasızca Hareketler Suçu Kovuşturma
Suçun soruşturulması ve kovuşturulması re’sen yapılır.
Hayasızca Hareketler Suçu Görevli Mahkeme
5235 sayılı Kanunun 10.maddesi uyarınca bu suçtan dolayı açılan davalara bakma görevi sulh ceza mahkemesine aittir.
Hayasızca Hareketler Suçu Suçun Yaptırımı
Maddede tanımlanan suçun yaptırımı altı aydan bir yıla kadar hapistir. Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımların (5O.md.) uygulanması mümkündür.
Hayasızca Hareketler Suçu Dava Zamanaşımı
Bu suçtan açılan kamu davası, durma veya kesilme halleri bulunmadığı takdirde 66/1-e maddesi hükmüne göre 8 yıllık dava zamanaşımı süresinin geçmesiyle düşer.