Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

Dolandırıcılık Suçu Nedir? Unsurları Nelerdir?

Dolandırıcılık Suçu Nedir? Unsurları Nelerdir?

Suçun Tipiklik Unsuru

Türk Ceza Kanunu’nun 157. maddesine göre, “Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişi cezalan­dırılır. ”

Korunan Hukuki Yarar, Fail ve Mağdur

Suçla amaçlanan, kişilerin malvarlığı üze­rindeki haklarının korunmasıdır. Ayrıca dolandı­rıcılık suçu, kişinin malvarlığına ilişkin işlemler bakımından irade özgürlüğünü de korumakta­dır. Zira dolandırıcılık suçunun unsuru olan hileli davranışlarla kişilerin serbestçe karar verebilme olanakları ortadan kaldırılmaktadır.

Herkes dolandırıcılık suçunun faili olabilir. Bu açıdan dolandırıcılık suçu herhangi bir özellik taşımamaktadır.

Suçun mağduru, malvarlığına zarar verilen veya aldatılan kişilerdir. Suçun pasif süjesiyle al­datılan kişi her zaman aynı olmayabilir. Ancak aldatılan kişinin malvarlığına ilişkin tasarrufta bu­lunabilme yetkisi verilen bir hukuki durumda bu­lunan kişi olması gerekir.

Dolandırıcılık suçunun söz konusu olabilme­si için mağdurun algılama yeteneğine haiz olma­sı gerekir. Zira Kanun’da ‘‘hileli davranışlarla bir kimseyi aldatmaksan söz edilmiştir. Dolayısıyla hiç algılama yeteneğine sahip olmayan bir kim­senin (örneğin akıl hastalarının, küçük yaştaki çocukların) dolandırıcılık suçunun mağduru ola­bilmesi de mümkün değildir. Bu durumda oluşa­cak suç dolandırıcılık değil, hırsızlıktır.

Yasa metninde “bir kimsenin” aldatılmasın­dan bahsettiği için dolandırıcılık suçu ancak be­lirli bir veya birden fazla kişiye karşı işlenebilir. Bununla birlikte, toplumun geneline yönelik ya­pılan hileli bir davranıştan belirli bir kimse veya kimseler aldanmışsa yine dolandırıcılık suçu söz konusu olabilir. Buna örnek olarak hileli otomatik satış makineleri, hileli oyunlar verilebilir.

Suçun Konusu

Dolandırıcılıktan söz edilebilmesi için zo­runlu olan malvarlığına ilişkin tasarrufun konusu, malvarlığının herhangi bir unsuru olabilir.

DOLAYISIYLA SADECE TAŞINIR­LAR DEĞİL, TAŞINMAZLAR, HER TÜRLÜ HAK, HATTA ŞAHSİ HİZ­METLER DE DOLANDIRICILIK SU­ÇUNA KONU OLABİLİR!

Suçun Maddi Unsuru

Çok hareketli bir suçtur. Hile niteliğinde olan hareketlerin neler olduğu Yasa’da tanımlanmış değildir. Kaldı ki bu mümkün de olamaz. Bu hu­sus failin hayal gücüne kalmıştır.

ÖSYM, AVUKATLAR İÇİN YAPILAN 2011 EKİM ADLİ YARGI SINAVI­NIN 66. SORUSUNUN A SEÇENE­ĞİNDE BU SUÇUN ÇOK HAREKET­Lİ BİR SUÇ OLDUĞUNU BELİRT­MİŞTİR.

Suçun maddi unsurunun hareket kısmını “hileli davranışlar” oluş­turmaktadır.

Bizce de dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için hilenin nitelikli olması gerekir. Zira her suçta ol­duğu gibi dolandırıcılık suçunda da suçun oluşabilmesi noktasında elverişli icra hareketlerine ihtiyaç olup, bu suç açısından elverişli ha­reket ancak hilenin belli bir ağırlı­ğa ulaşmış olması durumunda söz konusu olur. Böylece örneğin bir kimsenin lokantada yemek yiye­rek parasını ödemeden lokanta­dan ayrılması durumunda dolan­dırıcılık suçu oluşmayacakken lüks bir restauranta gelerek kendisini gurme olarak tanıtıp yemeğin pa­rasını vermeden ayrılması duru­munda dolandırıcılık suçu oluşa­caktır.

Kanun, dolandırıcılık suçunun tamamlan­ması için yararın elde edilmesini şart koşmakta­dır. Dolayısıyla da dolandırıcılık suçu, yarar elde edildiği anda tamamlanmış olur ancak yararın haksız olması da 5237 sayılı Kanun’da aranma­mıştır.

Bu itibarla dolandırıcılık suçu bir zarar suçudur.

Doktrinde, bir kimsenin hatasın­dan yararlanmak suretiyle, yani ihmali bir davranışla bu suçun iş­lenip işlenemeyeceği tartışmalıdır. ÖSYM’nin BU KONUDAKİ GÖRÜ­ŞÜ İSE DOLANDIRICILIK SUÇUNUN BİR KİMSENİN HATASINDAN YA­RARLANMAK SURETİYLE İŞLENE­MEYECEĞİ ŞEKLİNDEDİR.

Bununla beraber, yarar sağlama şartının gerçekleşmiş sayılması için failin elde etmeyi umduğu ekonomik yararı, yani suça yönelik ha­reketinden sağlamayı umduğu zenginliği elde et­miş olması gerekmez; sadece bir şeyin zilyetliği­nin veya bir borcun kabulünü yahut bir alacaktan vazgeçilmiş olması yeterlidir.

Suçun Manevi Unsuru

Suçun olası kast ile işlenebilmesi mümkün değildir. Ancak bu görüşün aksini savunan yazar­lar da mevcuttur.Bazı yazarlar bu suçta özel kast aramasalar, genel kastı yeter­li görseler de bizce burada fail­de, suçtan dolayı kendisine veya başkasına yarar sağlama kastı da olmalıdır. Ayrıca fail, kullanı­lan vasıtanın hileli olduğu bilinci­ne de sahip olmalıdır.

Suçun Hukuka Aykırılık Unsuru

Dolandırıcılık suçunda zorunluluk hâli duru­mu söz konusu olabilir.

Suçun Nitelikli Hâlleri

Ağırlaştırıcı Sebepler

Kanun’un 158. maddesinde “Nitelikli Do­landırıcılık” başlığı altında belirtilmişlerdir. Buna göre dolandırıcılık suçunun;

  1. Dinî inanç ve duyguların istismar edilme­si suretiyle,
  2. Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiy­le,
  3. Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığın­dan yararlanmak suretiyle,
  4. Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç ola­rak kullanılması suretiyle,
  5. Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak,
  6. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması su­retiyle,
  7. Basın ve yayın araçlarının sağladığı ko­laylıktan yararlanmak suretiyle,
  8. Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yönetici­lerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında,
  9. Serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyu­lan güvenin kötüye kullanılması suretiyle,
  10. Banka veya diğer kredi kurumlarınca tah­sis edilmemesi gereken bir kredinin açıl­masını sağlamak maksadıyla,
  11. Sigorta bedelini almak maksadıyla,
  12. Kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle,

Söz konusu hükmün 6763 sayılı Kanun ile 2016 yılında metne da­hil olduğuna ve bu sayede artık örneğin kendisini telefonda hâ- kim-savcı olarak tanıtan kişilerin işledikleri dolandırıcılık suçunun nitelikli hâl kapsamına alındığı­na dikkat edilmelidir.

İşlenmesi suçun ağırlaşmalarıdır. Ayrıca 158/2. maddeye göre de “Kamu görevlileriyle ilişkisinin olduğundan, onlar nezdinde hatırı sa­yıldığından bahisle ve belli bir işin gördürüleceği vaadiyle aldatarak, başkasından menfaat temin eden kişi”nin cezası ağırlaştırılır.

Hafifletici Sebepler

Kanun’un 159. maddesine göre, “Dolandırı­cılığın, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi”nin hem takibi şikâyete bağ­lı hem de bu suç bakımından daha az bir ceza verilmesini gerektiren bir durum olduğuna dikkat edilmelidir.

Suçun Özel Görünüş Şekilleri

Teşebbüs

Dolandırıcılık, başkasının zararına olarak failin kendisine veya bir başkasına yarar elde ettiği anda tamamlanır. Suçta hareket ile netice arasına yer ve zaman girebilmesi mümkün olup, suç teşebbüse müsait bir suçtur.

Ayrıca failce başvurulan hileli davranışlar objektif olarak karşı tarafı kandırabilecek nitelikte olmasına rağmen, karşı taraf aldanmamışsa, su­çun teşebbüs aşamasında kaldığını kabul etmek gerekir.

İçtima

Failin sahte bir belge ile mağduru dolandır­dığı durumlarda gerçek içtima kurallarının uygu­lanarak faili hem belgede sahtecilik hem dolandı­rıcılık suçundan cezalandırmak gerekir.

Ayrıca dolandırıcılık suçu açısından zincirle­me suç hükümlerinin de uygulanabilmesi müm­kündür. Ancak bu durumda suçun aynı mağdura karşı aynı suç işleme kararı çerçevesinde farklı zamanlarda işlenmiş olması gerekir. Tek bir ha­reketle aynı anda birden fazla kişiye karşı suçun işlenmiş olması durumunda ise kanaatimizce mağdur sayısınca da netice mevcut olacağın­dan, artık tek bir fiilin varlığından bahsedilemez ve bu durumda fail hakkında gerçek içtima hü­kümlerinin uygulanması gerekir. Ancak doktrinde ağırlıklı olarak kabul gören düşünce, böyle bir durumda da TCK m. 43/2 uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği şeklin­dedir.

İştirak

Dolandırıcılık suçu, iştirak bakımından her­hangi bir özellik taşımamaktadır. Hileye, belirli rollerle katılan herkes, suçun işlenişi üzerinde hâkimiyet kurdukları takdirde, müşterek fail sayı­lacaklardır. Ayrıca müşterek faillik dışında iştira­kin diğer şekilleri de mümkündür.