Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

Denetimli Serbestlik Ve Yardım Merkezleri İle Koruma Kurulları Nedir? Görevleri Nelerdir?

Denetimli Serbestlik Ve Yardım Merkezleri İle Koruma Kurulları Nedir? Görevleri Nelerdir?

Cezaları ertelenen, salıverilen veya haklarında hapis cezası dışında herhangi bir tedbire hükmedilen hükümlülerin toplum içinde izlenmesi, iyileştirilmesi, psiko-sosyal problemlerinin çözülmesi, salıverme sonrası korunması ve yargılanan kişiler hakkında sosyal araştırma raporlarının düzenlenmesi ve mağdurun korun­ması gibi görevleri yerine getirmek üzere denetimli serbestlik ve yardım merkezleri kurulur, (m. 104/1)

Salıverilme sonrasında hükümlülere iş sağlanması için koruma kurulları kuru­lur. (m. 104/2)

Denetimli serbestlik ve yardım merkezleri ile koruma kurullarının kuruluşu, çalışma yöntem ve esasları 3.7.2005 tarih ve 5402 sayılı Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri İle Korum Kurulları Kanunuyla düzenlenmiştir.

Söz konusu kanunun amacı 1. maddede belirtilmiştir. Madde hükmüne göre; bu Kanunun amacı; denetimli serbestlik ve yardım merkezleri ile koruma kurulları­nın kuruluş, görev ve çalışma esas ve usullerini düzenlemektir.

Bu Kanun; Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Danışma Kurulu, Denetimli Serbestlik ve Yardım Hizmetlerinden Sorumlu Daire Başkanlığı, denetimli serbestlik ve yardım merkezi şube müdürlükleri ile koruma kurullarınca yapılacak yardım ve infaz işlemleri hakkındaki kurallar ile bu sürece katılan kişilerin görev, yetki, hak ve yükümlülüklerini düzenler. (5402 sayılı K. m. 2/1)

Anayasa Mahkemesi, Kanunun 2. maddesinin 2. fıkrasında “Asker kişiler hakkında statüleri devam ettiği sürece bu Kanunda belirtilen denetimli serbestliğe ilişkin hükümler uygulanmaz” hükmü Anayasa’nın 2, 5 ve 10. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar vermiştir:

“… Başvuru kararlarında, 5402 sayılı Yasa’nın 2. maddesinin (2) numaralı fıkrasına göre asker kişilerin bu statülerinin devamı süresince Yasa kapsamı dışında tutulmalarının, Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesi yönünden asker kişiler ile sivil kişiler arasında eşit uygulama yapılmasına engel oluşturduğu; sanığın er, erbaş ya da yedek subay olması durumunda devam eden yargılamalarda asker kişi statüsünün sona ermesi bekleneceğinden bunun makul sürede yargılanma hakkının ihlâli anlamına geleceği; ayrıca askerî yargı or­ganlarının denetimli serbestlik uygulanmasını gerektiren suçlara ilişkin yargılama yapmaya ve yargılama tedbirlerini infaz ettirmeye tam bir yetkinliği haiz olmadıklarından yargılama­daki pasif tutumlarının “hak arama hürriyeti”ni ihlal edeceği belirtilerek itiraz konusu fıkrasın Anayasa’nın Başlangıç’ının altıncı paragrafı ile 2., 5., 10., 36. ve 141. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür. – Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, in­an haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve işlemleri hu­kuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve yasalarla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık, Anayasa’nın ve yasaların üstünde yasa koyucunun da bozamayacağı temel hukuk ilkeleri bulunduğu bilincinde olan devlettir. Anayasa’nın 5. maddesinde ise insanın maddî ve manevi varlığını geliş­tirmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmanın Devletin temel amaç ve görevleri arasında bulunduğunu ifade edilmiştir. -Anayasa’nın 10. maddesinde herkesin, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetmeksizin kanun önünde eşit olduğu ve hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamayacağı belirtilmiştir. Eşitlik ilkesiyle, birbirinin aynı durumunda olanlara ayrı kuralla­rın uygulanması, ayrıcalıklı kişi ve toplulukların yaratılması engellenmektedir. Aynı du­rumda olanlar için farklı düzenleme eşitliğe aykırılık oluşturur. Anayasa’nın amaçladığı eşitlik, mutlak ve eylemli eşitlik değil hukuksal eşitliktir. Aynı hukuksal durumlar aynı, ay­rı hukuksal durumlar ayrı kurallara bağlı tutulursa Anayasa’nın öngördüğü eşitlik ilkesi ih­lal edilmiş olmaz. Kişisel nitelikleri ve durumları özdeş olanlar arasında, yasalara konulan kurallarla değişik uygulamalar yapılamaz. – Ceza siyasetinin gereği olarak, koşullarının varlığı durumunda sanık ya da suçluların denetimli serbestlik sistemine tabi tutularak belirli süreler içinde öngörülen koşullara uygun davranmaları, yeni bir suç işlemeyerek iyi hâl göstermeleri ve dürüst bir yaşam sürdürmeye çalıştıklarının anlaşılması hâlinde haklarında kamu davası açılmasından, açılmış dava sonucunda ceza verilmesinden ya da verilen ceza­nın infazından sarfınazar edilebileceği kabul edilmektedir. Denetimli serbestlik işlemlerinin kamu denetiminde ve düzenli olarak yürütülmeyip bu kapsamdaki kişilerin tamamen ser­best ve kendi hâllerine bırakılması durumunda bu kurumdan beklenen yararın sağlanama­yacağı açıktır. Bu nedenle hükmolunan denetimli serbestlik kararları, 5402 sayılı Yasa ile kurulmuş bulunan Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Da­nışma Kurulu, Denetimli Serbestlik ve Yardım Hizmetlerinden Sorumlu Daire Başkanlığı, denetimli serbestlik ve yardım merkezi şube müdürlükleri tarafından yürütülmektedir. – İti­raz konusu kural, asker kişiler hakkında statülerinin devamı süresince 5402 sayılı Ya­sa’da belirtilen denetimli serbestliğe ilişkin hükümlerin uygulanmayacağını öngörmek­tedir. Böylece bir taraftan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun gereğince denetimli serbestlik, yardım ve koruma tedbirlerinin sanığın asker kişi olup olmadığına bakılmaksızın hükmolunması gerekirken, diğer taraftan asker kişiler hakkında hükmo­lunan bu tedbirlerin uygulanması mümkün bulunmamaktadır. – Asker kişiler ile siviller arasında yapılan ayırımın “asker kişi”lerce yapılan hizmetin niteliğine ve bunun gereklerine dayandığı, asker kişilerin durum ve konumlarındaki özellikler sebebiyle bazı konularda de­ğişik kuralların getirilmesinin ve değişik uygulamaların benimsenmesinin gerekli olduğu kabul edilebilir ise de itiraz konusu kuralın askeri hizmetin bir gereği olmadığı açıktır. – Özellikleri ve işlenişi bakımından aralarında fark bulunmayan aynı nitelikteki suç ve ce­zalara ilişkin, sanık ve suçlunun statüsüne bağlı olarak değişik yaptırım uygulanmasını gerektiren bu kural, askerî hizmetin bir gereği olmadığı gibi ceza adaleti bakımından as­ker kişiler ile siviller arasında eşitsizlik yaratmakta, asker kişi statüsündeki sanık ve suç­luların rehabilitasyonuna da engel teşkil etmektedir. – Açıklanan nedenlerle kural Anayasa’nın 2„ 5., 10. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir…”

Anayasa Mahkemesinin bu kararından sonra 5402 sayılı Kanun hükümleri as­ker ve sivil kişi ayrımı gözetilmeksizin bütün kişiler hakkında uygulanacağı anla­şılmaktadır.

Denetimli serbestlik ve yardım ile koruma hizmetlerinde aşağıdaki ilkeler dikkate alınır:

  • İnsan onuruna saygı ve dürüstlük: Bu Kanunun uygulanmasında görev alanlar; insan haklarına saygı, dürüstlük ve kararlılık çerçevesinde hareket eder; görevlerini yerine getirirken aşağılayıcı, onur kırıcı veya küçük düşürücü davranış­larda bulunamaz.
  • Gizlilik: Bu Kanunun uygulanmasında görev alanlar; suçtan zarar gören, şüpheli veya sanık, hükümlü ya da bunların ailesi hakkında öğrenmiş olduğu bilgi­lerin gizliliğini korumak zorundadır. Bu bilgiler kanunun zorunlu kıldığı hâller dı­şında hiçbir kurum ve kişiye verilemez.
  • Tarafsızlık: Bu Kanunun uygulanmasında görev alanlar; görevleri ile ilgili belgeleri inceleyebilir; ancak buradan elde ettiği bilgilerle ilgili olarak soruşturma­nın gizliliği ilkesine uymak, tarafsızlığına gölge düşürecek davranış ve ilişkilerden kaçınmak ve davanın taraflarına eşit uzaklıkta olmak zorundadır. (5402 sayılı K. m.
  • Çocuğun yüksek yararı: Kanunun ve yönetmeliğin uygulanmasında ye­tişkin ve çocuklar hakkında yürütülecek işlemler ayrı ayrı yapılır ve çocukların yüksek yararının korunmasına özen gösterilir.

Hakkında herhangi bir tedbire hükmedilen kişi, karara uygun olarak şube mü­dürlüğünün hazırladığı programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsam­daki uyarı ve önerilerine uymak ve katlanmak zorundadır. (5402 sayılı K. m. 5) Aksi takdirde durum, kararı veren mercie bir rapor ile bildirilir ve kanunlarda belir­tilen yaptırımlar uygulanır.

Hakkında tedbir uygulanan kişi, herhangi bir sebeple yerleşim yeri adresini değiştirir ise yeni adresini şube müdürlüğü veya büroya bildirmekle yükümlüdür. Bildirilmemesi hâlinde hükümde veya kararda gösterilen adrese yapılan tebligat geçerlidir.

Denetimli Serbestlik Ve Yardım Merkezleri İle Koruma Kurulları

Bu Kanunda belirtilen görevleri yerine getirmek üzere, Genel Müdürlük bün­yesinde Denetimli Serbestlik ve Yardım Hizmetlerinden Sorumlu Daire Başkan­lığa adalet komisyonunun bulunduğu yerlerde denetimli serbestlik ve yardım mer­kezi şube müdürlüğü ile koruma kurulu kurulur. (5402 sayılı K. m. 6/1) Gerekti­ğinde şube müdürlüğü bulunmayan ilçelerde denetimli serbestlik ve yardım hiz­metlerini yürütmek üzere şube müdürlüğüne bağlı bürolar kurulabilir veya kaldırı­labilir.

Denetimli serbestlik ve yardım ile koruma hizmetlerine ilişkin danışma organı olarak Bakanlıkta Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurul­ları Danışma Kurulu oluşturulur (5402 sayılı K. m. 6/2- Yön. m. 7/2).

Denetimli serbestlik ve yardım ile koruma hizmetleri, Bakanlık merkez teşki­latında daire başkanlığı, taşra teşkilâtında şube müdürlükleri ve koruma kurulları tarafından yürütülür (5402 sayılı K. m. 7- Yön. m. 8).

A- Daire Başkanlığı

aa- Kuruluş

Daire Başkanlığı; bir Daire Başkanı, yeteri kadar tetkik hâkimi, uzman perso­nel ve en az üç şubeden oluşur. (5402 sayılı K. m. 8- Yön. m. 9)

Şube müdürlükleri;

  1. Yetişkin denetimli serbestlik,
  2. Çocuk ve genç denetimli serbestlik,
  3. Koruma kurulları ve yardım şubesi şeklinde adlandırılır.

bb- Daire Başkanlığının görevleri

Daire Başkanlığının görevleri şunlardır:

  • Şube müdürlükleri ile koruma kurullarının genel amaç ve politikalar çerçevesinde düzenli ve verimli çalışmalarını sağlamak.
  • Denetimli serbestlik, yardım ve koruma hizmetlerini geliştirmek, hükümlü­lerin yeniden suç işlemesinin önlenmesi ve topluma kazandırılmasını sağlayıcı etkinlikleri güçlendirmek amacına yönelik çalışmalar yapmak, gerektiğinde bununla ilgili olarak üniversiteler, okullar ve sivil toplum örgütleri ile koordineli çalışmak.
  • Şube müdürlükleri ve koruma kurullarınca hazırlanan yıllık iş programları ve projeleri ile çalışma raporlarını Genel Müdürlüğe sunmak; Genel Müdürlükçe yayınlanacak yıllık faaliyet raporunu hazırlamak.
  • Şube müdürlükleri bulunmayan ilçelerde büroların kurulmasını veya kaldı­rılmasını Genel Müdürlüğe önermek.
  • Şube müdürlükleri ve koruma kurullarının yönetim, denetim ve gözetim görevlerini yürütmek.
  • Şube müdürlükleri ve koruma kurullarının çalışmaları ile ilgili her türlü ka­rar ve işlemi yürütmek ve görevleri ile ilgili bakanlık, diğer kamu kurum ve kuru­luşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu yararına çalışan vakıf ve dernekler ile uygun görülen gönüllü gerçek ve tüzel kişilerle işbirliği yapmak. Bu amaçla eğitim ve tanıtım faaliyetlerinde bulunmak.
  • Görev alanına giren kanun ve düzenleyici işlemlerdeki ihtiyaçlara ilişkin inceleme ve araştırma yaparak Genel Müdürlüğe öneride bulunmak, bu konuda ge­rekli tasarıları hazırlamak.
  • Toplum için tehlike hâli taşıyanlara özel dikkat gösterilmesini sağlamak ve bunlara özgü iyileştirme tedbirlerini geliştirmek.
  • Görev alanına giren konularda çocuk ve gençlere özel dikkat gösterilmesi­ni, özellikle uyuşturucu, uyarıcı veya bu etkiyi doğuran her türlü madde kullanma ve aile içi şiddet söz konusu olduğunda, koruyucu ve tedavi edici yöntemlerin özenle uygulanmasını sağlamak.
  • Görev alanına giren konularda; bilgilerin, verilerin ve dosyaların elektronik ortama girilmesini, aktarılmasını, tutulmasını ve paylaşımının bu ortamda sağlan­masını koordine etmek ve bunları izlemek.
  • Danışma Kurulunun yazı işleri hizmetlerini yürütmek.
  • Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak. (5402 sayılı K. m. 9- Yön. m. 10)

B- Şube Müdürlüğü

Z- Kuruluş:

Adalet komisyonunun bulunduğu yerdeki Cumhuriyet başsavcılığına bağlı olarak bir şube müdürlüğü kurulur. İş durumu ve coğrafi konum göz önüne alına­rak Genel Müdürlüğün önerisi ve Bakanlık onayı ile şube müdürlüğü bulunmayan ilçelerde de denetimli serbestlik ve yardım hizmetlerini yürütmek üzere şube mü­dürlüğüne bağlı büro kurulabilir. (5402 sayılı K. m. 10/1)

  • Yetki Alanı:

Şube müdürlükleri ve koruma kurullarının yetki alanı adalet komisyonunun, büroların yetki alanı bulundukları ilçenin yargı çevreleri ile sınırlıdır. (5402 sayılı K. m. 10/2)

  • Görevliler:

Şube müdürlüklerinde bir şube müdürü, bürolarda bir şef, yeterli sayıda psi­kolog, sosyal çalışmacı, sosyolog, öğretmen, benzeri alanlarda eğitim alan personel ile bu alanda özel hizmet içi eğitim almış diğer unvanlardaki personel ve yönetim hizmetlerini yürütecek görevliler bulunur. (5402 sayılı K. m. 10/3)

  • Atama:

Şube müdürlüğüne, denetimli serbestlik, yardım ve koruma hizmetleri için in­faz ve koruma memuru atanması veya görevlendirilmesinde bu hizmetlere yönelik en az iki ay süreli hizmet içi eğitimi başarı ile tamamlamış olmaları koşulu aranır. Şube müdürlüğünden ceza infaz kurumlarına veya adliyelere, ceza infaz kurumlarından veya adliyelerden şube müdürlüğüne atama veya görevlendirmeye ilişkin adalet komisyonu kararları, ilgisine göre Genel Müdürlük veya Personel Genel Müdürlüğüne gönderilerek alınacak Bakanlık onayı ile tamamlanır. (5402 sayılı K. m. 10/4)

  • Şube Müdürlüğünün Görevleri

aa- Genel Olarak Görevleri:

Şube müdürlüğünün görevleri şunlardır:

  • Kanunla ve diğer kanunlarla verilen görevleri, soruşturma ve kovuşturma evreleri ile hükümden ve salıvermeden sonra bir denetim planı çerçevesinde yerine getirmek.
  • Çocuk mahkemeleri ile aile mahkemelerine, denetimli serbestlik, yardım ve koruma hizmetleri alanında gözetim esaslarına göre yardımda bulunmak.
  • Şube müdürlüğünün göreviyle ilgili olarak mahkemelerce verilen kararla­rın yerine getirilmesini sağlamak amacıyla ilgili kurum ve kuruluşlarla iş birliği yapmak.
  • Yıllık iş programları ve projeleri ile çalışma raporlarını her yıl Daire Baş­kanlığına sunmak.
  • Yetki alanında bulunan; millî eğitim müdürlükleri ile iş birliği yaparak, mahkemelerce haklarında bir eğitim kurumuna veya eğitim programına devam et­me yaptırım veya tedbir kararı verilen şüpheli, sanık ya da hükümlülerin devam edebilecekleri örgün ve yaygın eğitim kurumlan ve kursların listesini oluşturmak ve bu listeleri mahkemelere vermek.
  • Yetki alanında bulunan; kamu kurum ve kuruluşları, meslek odaları, sanayi ve ticaret odaları, kamu yararına hizmet veren özel kuruluşlar veya benzer kurum­luda görüşerek, bu tür kurumlardan hükümlüleri ne suretle çalıştırabileceklerine dair bilgi almak suretiyle hizmetler listesini oluşturmak ve bu listeleri mahkemelere vermek.
  • Aile içi şiddete ilişkin bir bildirim yapıldığında, görev alanını göz önünde bulundurarak koruyucu ve tedavi edici yöntemlerin uygulanmasını sağlamak.
  • Görev alanına giren konularda; bilgilerin, verilerin ve dosyaların elektronik ortama girmesini, aktarılmasını ve tutulmasını sağlamak,
  • Kanunla verilen diğer görevleri yapmak. (5402 sayılı K. m. 11- Yön. m. 12)

bb- Soruşturma Evresindeki Görevler:

Kanunlara göre yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianame­nin kabulüne kadar geçen evrede şube müdürlüğünün görevleri şunlardır:

  • 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 109 uncu maddesi ile 3/7/2005 tarihli ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 20 nci mad­desi gereğince haklarında adli kontrol kararı verilen şüphelilerle ilgili olarak, kararda belirtilen yükümlülüklerin yerine getirilmesine ilişkin çalışmaları yürütmek.
  • Cumhuriyet başsavcılığınca kendiliğinden ya da şüpheli veya müdafinin başvurusu üzerine gerekli görüldüğünde şüpheli hakkında sosyal inceleme raporu veya sosyal araştırma raporu düzenleyip sunmak.
  • Suçtan zarar gören kişilerin karşılaştıkları psiko-sosyal ve ekonomik sorunların çözümünde danışmanlık yaparak yardımcı olmak.
  • İstek Halinde şüpheliye psiko- sosyal danışmanlık yapmak. (5402 sayılı K. m 12 Yön. m. 13)

cc- Kovuşturma Evresindeki Görevler

İddianamenin kabulü  ile başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar geçen evrede şube müdürlüğünün görevleri şunlardır:

  • 5271 sayılı Kanunun 109 uncu maddesi ile 5395 sayılı Kanunun 20 nci maddesine göre adli kontrol altındaki sanıklarla ilgili olarak, kararda belirtilen yükümlülüklerin yerine getirilmesine ilişkin çalışmaları yürütmek.
  • Karar öncesinde mahkeme veya hâkimin isteği üzerine; sanığın geçmişi, ai­lesi, çevresi, eğitimi, kişisel, sosyal ve ekonomik durumu, ruhsal ve psikolojik du­rumu, topluma ve suçtan zarar görene karşı taşıdığı risk hakkında ayrıntılı sosyal inceleme raporu veya sosyal araştırma raporu hazırlayıp sunmak.
  • Suçtan zarar gören kişilerin karşılaştıkları psiko- sosyal ve ekonomik so­runların çözümünde danışmanlık yapmak ve bu kişilere yardımcı olmak.
  • İstek hâlinde sanığa psiko- sosyal danışmanlık yapmak. (5402 sayılı K. m.
  • Yön. m. 14)

dd- Kovuşturma Evresinden Sonraki Görevler

Sanık hakkındaki hükmün kesinleşmesinden sonraki evrede şube müdürlüğü­nün görevleri şunlardır:

  • Haklarında 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 50 nci maddesinin birinci fıkrasının;
  • (c) bendinde belirtilen bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla gerektiğinde barınma imkânı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etme,
  • (d) bendinde belirtilen belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yap­maktan yasaklanma,
  • (e) bendinde belirtilen ilgili ehliyet ve ruhsat belgelerinin geri alınması, belli bir meslek ve sanatı yapmaktan yasaklanma,
  • (f) bendinde ve 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirle­rinin İnfazı Hakkında Kanunun 105 inci maddesinde belirtilen kamuya yararlı bir işte çalıştırma ile ilgili işlemleri yapma,

biçiminde seçenek yaptırımların gerektiğinde kolluk ve ilgili diğer makamlar­la iş birliği içinde kanunda belirtilen usul ve esaslara uygun olarak yerine getiril­mesini sağlamak.

  • Haklarında 5237 sayılı Kanunun 51 inci maddesinin dördüncü fıkra­sında belirtilen hapis cezasının ertelenmesi hükmüne bağlı olarak;
  • (a) bendinde belirtilen bir meslek veya sanat sahibi olmayan hükümlünün bu amaçla bir eğitim programına devam etmesi,
  • (b) bendinde belirtilen bir meslek veya sanat sahibi hükümlünün bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının göze­timi altında ücret karşılığında çalışması,
  • (c)bendinde belirtilen çocuk hükümlülerin, bir meslek veya sanat edinmele­rini sağlamak amacıyla gerektiğinde barınma imkânı da bulunan bir eğitim kuru­muna devam etmesi,

kararı verilenlerin denetim sürelerini, kanunda belirtilen usul ve esaslara uy­gun olarak geçirmelerini, güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesini gerektiğinde kolluk ve ilgili kurum ve kuruluşlarla iş birliği içinde sağlamak.

  • 5237 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince belli bir hak veya yetkinin kullanılmasının yasaklanması ve altıncı fıkrası gereğince meslek veya sanatın icrasının yasaklanması ya da sürücü belgesinin geri alınması kararı verilenlerin denetim sürelerini, Kanunda belirtilen usul ve esaslara uygun olarak geçirmelerini, güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesini gerektiğinde kolluk ve il­gili diğer makamlarla iş birliği içinde sağlamak.
  • 5237 sayılı Kanunun 51 inci maddesinin beşinci fıkrası ile 191 inci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince rehberlikle ilgili görevleri yerine getirmek.
  • Tedbirlerin uygulanması sürecinde hükümleri izlemek, denetlemek ve yönlendirmek, hükümlülerin psiko-sosyal sorunlarını çözmek ve bunlara yardımda bulunmak, izleme ve denetleme sonucunu ve yükümlülüğe uymayanları ya da suç işleyenleri mahkeme, hakim veya Cumhuriyet başsavcılığına bildirmek.
  • 5275 sayılı Kanunun 96 ncı maddesi gereğince salıverilmesine bir ay kal­mış olan hükümlülere, verilen iş arama izni süresince yardımcı olmak.
  • Hükümlülerin topluma kazandırılmasında ve salıvermeye hazırlanmasında ceza infaz kurumlarının psiko-sosyal servisleriyle iş birliği yapmak, gerektiğinde hükümlü ile görüşerek salıverme öncesi değerlendirme raporunun hazırlanmasına katılmak.
  • 5275 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarında düzenlenen hapis cezasının konutta infaz edilmesi sırasında hükümlünün psiko- sosyal sorunlarının çözümüne yardımda bulunmak, bu konuda rapor düzenlemek, hükümlünün infazın gereklerine uymadığının belirlenmesi durumunda Cumhuriyet başsavcılığına bildirmek.
  • 5237 sayılı Kanuna göre etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanıp da hak­larında güvenlik tedbirine hükmolunanlarla ilgili bu tedbirlerin uygulanmasını sağ­lamak. (5402 sayılı K. m. 14- Yön. m. 15)

ee- Salıverme Sonrası Görevler

Şube müdürlüğünün salıverme sonrası görevleri şunlardır:

a- 5275 sayılı Kanunun 107 nci maddesinin;

  • Yedinci fıkrasında düzenlenen denetim süresinde hükümlünün kamu kuru­luşunda veya bir başkasının gözetiminde ücretle çalıştırılması,
  • Sekizinci fıkrasında düzenlenen çocuk hükümlülerin, gerektiğinde barınma imkânı da bulunan bir eğitim kurumuna yerleştirilmesi,
  • Dokuzuncu fıkrasında düzenlenen uzman bir kişinin görevlendirilmesi ve hükümlünün davranışlarının izlenerek hâkime rapor verilmesi,
  • Onikinci fıkrasında düzenlenen denetim süresinde hükümlünün yükümlü­lüklere uyması veya hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlememesi,
  • Ondördüncü fıkrasında düzenlenen denetim süresini iyi hâlle geçirmesi, biçimindeki yükümlülüklerin denetimi kapsamında kendisine verilen görevle­ri, gerektiğinde kolluk ve ilgili diğer makamlarla iş birliği yaparak yerine getirmek.

b- 5275 sayılı Kanunun 108 inci maddesinin dördüncü ve altıncı fıkraları ge­reğince düzenlenen denetim süresinin iyi hâlle geçirilmesi yükümlülüğünün dene­timi kapsamında kendisine verilen görevleri, gerektiğinde kolluk makamlarıyla iş birliği yaparak yerine getirmek.

  1. 5275 sayılı Kanunun 107 nci maddesinin onuncu fıkrasında belirtilen dene­timli serbestlik tedbirinin veya belirlenen yükümlülüklerin kaldırılması konusunda düzenleyeceği bir raporla görüş bildirmek.
  2. Koruma kurulları vasıtasıyla kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu ni­teliğindeki meslek kuruluşları, kamu yararına çalışan vakıf ve dernekler ile uygun görülen gönüllü gerçek ve tüzel kişilerle iş birliği yaparak, 5275 sayılı Kanunun 90 ve 91 inci maddelerinde düzenlenen, salıverilen kişilerin iş bulmalarına veya mes­lek ve sanatlarıyla ilgili bir iş kurmalarına, çevre ve aileleriyle olabilecek psiko- sosyal sorunların çözümüne yardımcı olmak.
  3. Hükümlülerin yeniden suç işlemesinin önlenmesi ve topluma kazandırılma­sını sağlayıcı etkenleri güçlendirme amacına yönelik çalışmalar yapmak. (5402 sa­yılı K. m. 15- Yön. m. 16)
  • Şikâyet ve İtiraz

Şube Müdürlüklerinin idari nitelikteki eylem ve işlemlerine karşı infaz hakimliğine şikayette bulunulabilir. 5402 sayılı Kanunun uygulanması kapsamında verilmiş olan hakim kararları ile kanunun gösterdiği hallerde mahkeme kararlarına karşı itiraz yolu açıktır. Diğer kanunlarda belirtilen kanun yolları saklıdır. (5402 sayılı K. m. 18)

  • Kararların Yerine Getirilmesi

Cumhuriyet başsavcılığı aracılığı ile şube müdürlüklerinin görevlerine ilişkin olarak iletilen istemler, kolluk görevlilerince yerine getirilir. (5402 sayılı K.m. 25/1)

  • Yetki alanında şube müdürlüğü veya büro bulunmaması hâlinde yapı­lacak işlemler

Yetki alanında şube müdürlüğü veya büro bulunmayan mahkeme tarafından verilen karar, Cumhuriyet başsavcılığı tarafından ilgili deftere kaydedildikten sonra yetkili şube müdürlüğüne iletilmek üzere bağlı Cumhuriyet başsavcılığına gönderi­lir. Bağlı Cumhuriyet başsavcılığınca da karar ilgili deftere kaydedilir.

Karar infaz edildikten sonra şube müdürlüğü kendi kaydını kapatarak kararı Cumhuriyet başsavcılığına gönderir. Bağlı Cumhuriyet başsavcılığınca defter kaydı kapatılarak mahkemeye iletilmek üzere ilgili Cumhuriyet başsavcılığına gönderilir. İlgili Cumhuriyet başsavcılığınca da aynı işlem yapılır. (Yön. m. 68)

  • Bildirim

Şube müdürlüğü veya büro tarafından yapılacak bildirim, şüpheli veya sanığın kendisi veya kanuni temsilcisine 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılır. Şüpheli veya sanık çocuklara yapılacak bildirim ise aile­leri veya kanuni temsilcilerine aynı usulle yapılır.

Şüpheli ya da sanık ile şüpheli veya sanık çocuğun şube müdürlüğü veya bü­roya başvurması için yapılan bildirime uymaması hâlinde durum mahkemesine ile­tilmek üzere Cumhuriyet başsavcılığına bildirilir.

  • Denetim Planı, Raporlar, Rehberlik ile Psiko-Sosyal Yardım

a- Denetim planı (Yön. m. 42)

Şube müdürlüğü veya büro, Kanun ve diğer kanunlarla verilen görevleri, so­ruşturma ve kovuşturma evreleri ile hükümden ve salıverilmeden sonra hazırlana­cak bir denetim planı çerçevesinde yerine getirir. Şube müdürlüğü veya büro tara­fından görevlendirilecek uzman, infaz için gönderilen kararlarla ilgili denetim pla­nını on gün içinde hazırlar. Şube müdürlüğü veya büro dışından bir uzmanın rehber olarak görevlendirilmesi hâlinde, aynı hüküm uygulanır.

Şüpheli veya sanık ya da hükümlü ile birlikte ve gerektiğinde ilgili kurumlarla görüşülerek her kişi ve gerektiğinde her tedbir için, ayrı bir denetim planı hazırlanır ve hazırlanan bu plan olanaklar elverdiğince aynı uzman tarafından, mümkün ol­maması hâlinde diğer denetimli serbestlik görevlileri tarafından takip edilir. Dene­timli serbestlik görevlisi, planın hayata geçirilmesi için ilgili kamu kurum ve kuru­luşları ile iş birliği yapar.

Denetim planı, denetimin yöntemini belirleyen ve uzmanlar tarafından hazır­lanacak olan bir belge olup, planda alınan tedbirin; amacı, niteliği, süresi, suçun mahiyeti, hakkında denetim planı hazırlanan kişinin ihtiyaçları, bu ihtiyaçların kar­şılanmasında birlikte çalışılması düşünülen kişi ve kuruluşlar ile denetimin zaman tanımlamasına ilişkin hususlara yer verilir. İnfazın bitiminden sonra denetim ve gözetim sürecinin belirlenebilmesi amacıyla, denetim planının altında yer alan değerlendirme, sonuç ve öneriler bölümleri ilgili uzman tarafından doldurularak imzalanır. Hazırlanan denetim planları ve yapılacak değişiklikler gizli olup, şube mü­dürünün onayından sonra uygulamaya konulur.

Yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda gerekli görüldüğünde denetim planında değişiklik yapılabilir.

b- Denetim raporu (Yön. m. 43)

Denetim raporu, hükümlü, şüpheli veya sanık hakkında hazırlanan denetim planı doğrultusunda yapılan uygulamanın değerlendirildiği; raporun hazırlandığı  dönemi takip eden sonraki üç aylık denetim sürecinde yapılması düşünülen mesleki çalışmaların açıklandığı belgedir.

Bu rapor; denetimli serbestlik görevlileri tarafından elde edilen verilere daya­nılarak denetim planını uygulayan uzman tarafından düzenlenir.

Raporun denetim planını uygulayan uzman veya rehber tarafından hazırlan­masının mümkün olmadığı durumlarda, rapor şube müdürlüklerinde görev yapan sosyal çalışmacı, psikolog, sosyolog, öğretmen tarafından; bu uzmanların bulun­maması hâlinde kamu kurum ve kuruluşlarındaki yukarıda belirtilen uzmanlar ile psikolojik danışman ve rehber, özel eğitim uzmanından biri tarafından düzenlenir.

c- Sosyal araştırma raporu (Yön. m. 44)

Sosyal araştırma raporu; şüpheli veya sanığın fiziksel, psikolojik, sosyal ve kültürel koşullarının sistemli bir bakış açısıyla suça yönelme açısından değerlendi­rildiği ve toplumla bütünleşmesi amacıyla ihtiyaç duyduğu her türlü hizmet, prog­ram ve kaynaklarla ilgili önerileri içeren, soruşturma veya kovuşturma sırasında şube müdürlüğü veya büro tarafından hazırlanan rapordur.

Rapor; soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısının kendiliğinden ya da şüp­heli veya müdafiinin başvurusu üzerine gerekli görmesi hâlinde, kovuşturma evre­sinde ise hâkim veya mahkemenin isteği ile hazırlanır.

Raporda; şüpheli veya sanığın kimlik bilgileri, varsa önceki suç bilgileri, fi­ziksel durumu, biyografisi, ailesi, çevresi, eğitimi, kişisel, sosyal ve ekonomik du­rumu, zihinsel ve psikolojik hâli, topluma ve mağdura karşı taşıdığı risk ile raporu düzenleyen uzmana karşı tutumu belirtilir.

Rapor; şüpheli veya sanık ya da bunların aileleri ile gerekli görülmesi hâlinde suçtan zarar gören, akran grubu, sosyal çevre ile en az bir kez yüz yüze yapılacak görüşme ve şüpheli veya sanığa ilişkin bütün belgeler incelenerek hazırlanır. Ayrı­ca raporun hazırlanması ile ilgili bütün kaynaklar ve bilgi toplama biçimleri ile ge­rekli olduğu halde yapılamayan işlemler ve görüşmelerin yerine getirilememe ge­rekçesi de raporda belirtilir.

Rapor; şüpheli veya sanık için hazırlanacak denetim planına temel olabilecek şekilde düzenlenir, değerlendirme ve öneri ile sonuçlandırılır.

Sosyal araştırma raporu hazırlanırken şüpheli veya sanığın ceza infaz kurumunda bulunması hâlinde raporu hazırlayan uzman gerektiğinde bu kuruma gide­rek şüpheli veya sanık ile görüşebilir.

Bu rapor; şube müdürlüklerinde görev yapan öncelikle sosyal çalışmacı, psi­kolog, sosyolog, öğretmen tarafından; bu uzmanların bulunmaması hâlinde kamu kurum ve kuruluşlarındaki yukarıda belirtilen uzmanlar ile psikolojik danışman ve rehber, özel eğitim uzmanından biri tarafından düzenlenir.

Rapor, şube müdürü tarafından uzmana havale tarihinden itibaren onbeş gün içinde hazırlanır. Ancak zorunluluk hâlinde gerekçesi belirtilmek koşulu ile Cum­huriyet başsavcılığı veya mahkemeden onbeş gün ek süre talep edilebilir.

d- Salıverilme öncesinde düzenlenecek rapor (Yön. m. 45)

Ceza infaz kurumu, salıverilme tarihine bir ay kalan her hükümlü hakkında şube müdürlüğü veya büroya bilgi verir.

Şube müdürlüğü veya büroca görevlendirilecek bir denetimli serbestlik görev­lisi hükümlülerin topluma kazandırılmasında ve salıverilmeye hazırlanmasında ceza infaz kurumlarının psiko-sosyal servisleri ile iş birliği yapar, gerektiğinde hükümlü ile görüşür ve görüşmesi ile ilgili gözlemlerini, çalışmalarının sonuçlarını rapor halinde ceza infaz kurumu idaresine bildirir. Bu rapor, salıverme öncesi değerlendirme raporunun hazırlanması sırasında gözönünde bulundurulur.

Salıverilme öncesi düzenlenecek rapor; gözlem ve sınıflandırma formunda yer alan infaz sürecine ilişkin bilgiler, hükümlünün işlemiş olduğu suça ilişkin düşün­celeri, psiko-sosyal servisin değerlendirmesi, eğitim durumu, çalışmaya ilişkin de­ğerlendirme, gündelik yaşamına ilişkin değerlendirme bölümleri incelenerek ve sa­lıverilme sonrası düşünceleri dikkate alınarak hazırlanır.

e- Rehber görevlendirilmesi (Yön. m. 46)

5237 sayılı Kanunun 51 inci maddesinin beşinci fıkrası gereğince mahkeme, 191 inci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince hâkim tarafından belirlenmemesi hâ­linde şube müdürlüğü veya büro ile 5275 sayılı Kanunun 107 nci maddesinin do­kuzuncu fıkrası gereğince hâkim, rehberlikle ilgili görevleri yerine getirmek üzere çocuk ve yetişkin ayrımı gözeterek; suç türleri dikkate alınarak şube müdürlükle­rinde veya bürolarda, bulunmaması hâlinde aile veya çocuk mahkemelerinden, ce­za infaz kurumlarından, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Mü­dürlüğüne bağlı resmî kuruluşlardan, Millî Eğitim Bakanlığına bağlı resmî ve özel eğitim kurumlarından, Sağlık Bakanlığına bağlı resmî kuruluşlardan, üniversiteler­den, bu konuda faaliyet gösteren kanunla kurulmuş dernek ve vakıflardan, sosyo­log, öğretmen, sosyal çalışmacı, psikolog, özel eğitim uzmanı veya psikolojik da­nışman ve rehberi, çocuk gelişimcisini rehber olarak görevlendirir.

Şube müdürlüğü veya büroca, rehber ile ilgili bilgiler rehberlik hizmetlerine ilişkin deftere kaydedilerek ilgiliye bildirilir.

Rehberlik görevi, denetim süresinin başladığı tarihten, denetim süresinin sona erdiği tarihe kadar devam eder.

Rehberin şube müdürlüğü veya büro dışından görevlendirilmesi hâlinde, ken­disine şube müdürlüğü veya büroca rehberlik görevinin konusuna göre, hükümlüye uygulanacak program ile hükümlünün iletişim bilgileri bildirilir.

Şube müdürlükleri veya bürolar dışında yukarıda sayılan kurumlar, rehber olarak görevlendirilebilecek unvanlardaki uzmanların listesini her yıl Ocak ayında şube müdürlüklerine veya bürolara verir. Şube müdürlükleri veya bürolar bu liste­leri Cumhuriyet başsavcılığı aracılığı ile mahkemelere gönderir.

Çocuklara rehberlik hizmeti verecek uzmanın görevlendirilmesinde çocuk kurumlarında çalışanlara öncelik tanınır. Şube müdürlükleri veya bürolar her zaman bu kurum ve kuruluşlardan ayrıca aday göstermelerini isteyebilir.

Rehber, mesleğini icra ederken suç işleyenlerin topluma kazandırılması için hükümlünün yakın çevresindeki meslektaşlarının bilgi ve görgüsünden yararlanır.

Rehber yaptığı görüşmelerde ve elde ettiği bilgiler yönünden gizlilik kuralla­rına uymakla yükümlüdür.

f- Psiko- sosyal yardım (Yön. m. 51)

Psiko-sosyal yardım; suçtan zarar gören, şüpheli, sanık veya hükümlülere ya­pılan psikolojik ve sosyal yardımlardır.

Psikolojik yardım; suçtan zarar gören, şüpheli, sanık veya hükümlülerin suç nedeni ile karşılaştıkları psikolojik sorunların çözümünü amaçlayan sistemli ve programlı hizmetlerin bütünüdür. Bu yardım; gözlem ve görüşme, değerlendirme, müdahale, koruyucu ve önleyici çalışmalar ile değerlendirme aşamalarından oluşur.

Sosyal yardım; suçtan zarar gören, şüpheli, sanık veya hükümlünün aile ve çevre koşullarından doğan maddî, manevi ve sosyal ihtiyaçlarının giderilmesine, sosyal sorunlarının önlenmesine ve çözülmesine, çevre ve toplumla uyumunun dü­zenlenmesine yardımcı olunmasını amaçlayan sistemli ve programlı hizmetlerin bütünüdür. Suçtan zarar gören, şüpheli sanık veya hükümlüye yapılan psikolojik ve sosyal yardım psikolog ve sosyal çalışmacı tarafından yapılır. Bu uzmanların bulunmaması halinde yardım, kamu kurum ve kuruluşlarındaki yukarıda belirtilen uzmanlar ile psikolojik danışman ve rehber ile özel eğitim uzmanlarından biri tara­fından verilir.

C- Koruma Kurulları:

aa- Kuruluş:

Koruma kurulları; adalet komisyonunun bulunduğu yerlerde Cumhuriyet baş­savcısının veya görevlendireceği Cumhuriyet başsavcı vekili ya da Cumhuriyet savcısının başkanlığında; baro temsilcisi, belediye başkanı veya görevlendireceği yardımcısı, Cumhuriyet başsavcısı tarafından belirlenecek bir ceza infaz kurumu müdürü, denetimli serbestlik ve yardım merkezi şube müdürü, milli eğitim müdürü, sosyal hizmetler müdürü, sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfı temsilcisi, teşki­lâtı bulunan yerlerde Türkiye İş Kurumu müdürü, Ziraat ve Halk Bankası müdürle­ri, varsa ticaret ve sanayi odaları, ziraat odaları, borsalar, esnaf ve sanatkârlar birli­ği yöneticileri ile; varsa kamuya ait fabrikalar ile istekleri hâlinde o yerde şubesi bulunan kamuya yararlı demek veya vakıflar ve özel bankaların yönetici seviyesin­deki temsilcilerinden Cumhuriyet başsavcısı tarafından uygun görülenlerin katılımı ile oluşur. (5402 sayılı K. m. 16/1)

Koruma kurullarının yazı işleri hizmetleri, şube müdürlüğünce yürütülür.

bb- Koruma Kurullarının Görevleri

Koruma kurullarının görevleri şunlardır (5402 sayılı K. m. 17- Yön. m. 62): Şube müdürlüğü veya büro tarafından iletilen,

  • Suçtan zarar gören kişilerin suç nedeniyle karşılaştıkları, sosyal ve ekono­mik sorunların çözümünde yardımcı olmak.
  • Ceza infaz kuramlarından salıverilen hükümlülerin meslek veya sanat edinmelerinde, iş bulmalarında, sanat sahibi olanlar ile tarım işletmeciliği yapmak isteyenlere araç ve kredi sağlanmasında, işyeri açmak isteyenlere yardım edilme­sinde ve karşılaştıkları diğer güçlüklerin çözümünde yardımcı olmak.
  • Salıverilen çocuk ve genç hükümlülerin öğrenimlerine devam etmelerini sağlamaya yönelik her türlü tedbiri almak; salıverilen diğer hükümlülere de bu ko­nuda yardımcı olmak.
  • Suçtan zarar gören veya ceza infaz kurumundan salıverilen hükümlüler ile çocuk ve genç hükümlülerin öğrenimlerine devam etmelerini sağlamaya yönelik şube müdürlüğü tarafından hazırlanan projeleri görüşmek ve karara bağlamak.
  • Kanunla verilen diğer görevleri yapmak.

cc- Koruma kurullarının çalışma usul ve esasları

  • Koruma kurulu, her ayın ikinci haftası toplanır. Toplantı yer ve zamanı ile toplantı gündemi daha önceden kurul üyelerine bildirilir.
  • Kurulun gündemi Cumhuriyet başsavcısının görüşü alınarak, şube müdür­lüğünce hazırlanır.
  • Kurul; üye tam sayısının salt çoğunluğu ile toplanır, toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile karar alır. Toplantı yeter sayısına ulaşılamazsa, bu husus bir tu­tanakla saplanarak toplantı beş gün sonra çoğunluk aranmaksızın yapılır.
  • Kurul, Cumhuriyet başsavcının talebi hâlinde her zaman toplanır.
  • Kurulda alınan kararlar bir tutanakla tespit edilerek katılanlarca imzalanır ve ilgilisine bildirilir. Kararların yerine getirilmesini şube müdürlüğü veya büro takip ederek sonucu hakkında kurula bilgi verir.
  • Koruma kurulları; faaliyetleri ve çalışma sonuçları hakkında bir rapor hazırlayarak her yılın Temmuz ve Aralık ayı sonunda Daire Başkanlığına gönderir.

dd- Koruma kurullarına başvuru

Kurullara; aşağıda sayılan kişiler, bunların kanunî temsilcileri ile avukatı baş­vurabilir.

  1. Suçtan zarar görenler.
  2. Ceza infaz kurumundan salıverilen hükümlüler.

İlgililer başvurularını bir dilekçe ile oturdukları yerdeki kurula iletilmek üzere şube müdürlüğü veya büroya yapar. Dilekçeye başvuru konusu ile ilgili belgeler eklenir. Başvurular koruma kurulları defterine kaydedilir.

ee- Şikâyet ve İtiraz

Koruma kurullarının İdarî nitelikteki eylem ve işlemlerine karşı infaz hâkim­liğine şikâyette bulunulabilir. 5402 sayılı Kanunun uygulanması kapsamında ve­rilmiş olan hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde mahkeme kararlarına karşı itiraz yolu açıktır. Diğer kanunlarda belirtilen kanun yolları saklıdır. (5402 sayılı K. m. 18)

Şube müdürlükleri veya büroca hazırlanan raporlara şüpheli, sanık veya hü­kümlü ile kanunî temsilcileri tarafından ilgili adli mercie itirazda bulunulabilir. Ancak bu itiraz raporun ilgili adli mercie verilmesini durdurmaz.

Hüküm veya kararların yorumunda veya yerine getirilmesinde tereddüde dü­şülmesi hâlinde şube müdürlüğü veya büro tarafından hükmü ya da kararı veren mahkemeden Cumhuriyet başsavcılığı aracılığı ile karar istenir.

D- Danışma Kurulu

aa- Kuruluş:

Denetimli serbestlik, yardım ve koruma hizmetlerine ilişkin olarak danışma organı niteliğinde görev yapmak üzere Bakanlıkta, Bakanlık Müsteşarının başkan­lığında Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Danışma Kurulu kurulur. (5402 sayılı K. m. 19/1)

bb- Oluşumu:

Danışma Kurulu aşağıdaki üyelerden oluşur:

  • Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü.
  • Bakanlık Kanunlar Genel Müdürü.
  • Bakanlık Personel Genel Müdürü.
  • Türkiye Barolar Birliğinin görevlendireceği bir temsilci.
  • Yükseköğretim Kurulunca görevlendirilecek, üniversitelerin hukuk fakülte­lerinin ceza ve ceza usûl hukuku ana bilim dalından bir, sosyal hizmetler yüksek okulu veya bölümünden bir, fakültelerin sosyoloji ve psikoloji bölümlerinden birer profesör veya doçent unvanına sahip, öncelikle bu Kanunun içerdiği konularda ça­lışmaları bulunan öğretim üyesi.
  • Türkiye îş Kurumu Genel Müdürü.
  • Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürü.
  • Kadının Statüsü Genel Müdürü.
  • Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürü.
  • Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürü.
  • Milli Eğitim Bakanlığı Çıraklık ve Yaygın Eğilim Genel Müdürü.
  • Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından üst düzey bir temsilci.
  • Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanı.
  • Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünün asayişten sorumlu genel müdür yardımcısı veya daire başkanı.
  • Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinden bir temsilci.
  • Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonundan bir temsilci.
  • Denetimli Serbestlik ve Yardım Hizmetlerinden Sorumlu Daire Başkanı.

cc- Toplantı Zamanı:

Danışma Kurulu her takvim yılında en az bir defa toplanır. Başkan, gerekli gördüğü hâllerde Danışma Kurulunu toplantıya çağırabilir. (5402 sayılı K. m. 19/3)

dd- Başkanlığın Temsili

Danışma Kurulunun başkan vekili Bakanlık müsteşar yardımcısıdır. Bakanlık Müsteşarının bulunmadığı zamanlarda Danışma Kuruluna, Bakanlık müsteşar yar­dımcısı başkanlık eder. (5402 sayılı K. m. 19/4)

ee- Yazı İşleri Müdürlüğü

Danışma Kurulunun yazı işleri hizmetleri Genel Müdürlükçe yürütülür.

ff- Danışma Kurulunun Görevleri

Danışma Kurulunun görevleri şunlardır:

  • Denetimli serbestlik, yardım ve koruma hizmetlerine ilişkin temel ilkeleri belirlemek, öneri niteliğinde kararlar almak ve bu kararları ilgili kurum ve kuruluş­lara iletmek.
  • Genel Müdürlük tarafından sunulan, şube müdürlükleri ve koruma kurulla­rının yıllık faaliyetlerini değerlendirmek ve önerilerde bulunmak.
  • Şube müdürlükleri ve koruma kurullarının görevleri ile ilgili olarak hazır­lanan kanun, tüzük ve yönetmelik taslaklarını incelemek ve önerilerde bulunmak.
  • Kanunla verilen diğer görevleri yapmak. (5402 sayılı K. m. 20)

E- Gönüllü Çalışanlar:

aa- Gönüllü Çalıştırma ve Sıfatları

Denetimli serbestlik, yardım ve koruma hizmetlerinde bu Kanunda belirtilen ilkeler gözetilerek gönüllü kişilerden de yararlanılabilir. Bu durumda gönüllü çalı­şanlara görev, yetki ve sorumluluk yönünden kamu görevlilerine ilişkin hükümler uygulanır. (5402 sayılı K. m. 22/1)

Görevleri nedeniyle gönüllü çalışanlara karşı işlenen suçlar hakkında kamu görevlilerine karşı işlenen suçlara, gönüllü çalışanların görevleri nedeniyle işledik­leri suçlar hakkında kamu görevlilerinin işledikleri suçlara ilişkin hükümler uygu­lanır. Bunların görevleri sebebiyle işlemiş oldukları suçlar hakkında 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanır. Gönüllü çalışanların görevleri sebebiyle işlemiş oldukları suçlarla ilgili olarak soruşturma izni adalet komisyonu başkanı tarafından verilir.

Çalışmak isteyen gönüllü kişiler şube müdürlüğü veya büroya dilekçe ile baş­vurur. Ayrıca şube müdürlüğü veya büroca bu konuda resen araştırma yapılabilir. Gönüllülerden; yerleşim yeri belgesi, Cumhuriyet başsavcılığından alınacak iyi hâl belgesi, Sağlık Bakanlığına bağlı tam teşekküllü hastanelerden alman sağlık raporu ve gönüllü başvuru formunu doldurmaları istenir. Başvurular, ilgili Cumhuriyet avcısı tarafından değerlendirilerek Cumhuriyet başsavcısının onayına sunulur. Başvurusu kabul edilen kişilere şube müdürlüğü veya büro tarafından “kimlik kar­tı” verilir.

Gönüllülerin; çalışma programı şube müdürlüğü veya büroca belirlenerek, ilgiliye bildirilir.

Gönüllülerin hizmet verecekleri alana yönelik programların hazırlanması, takibi ve değerlendirilmesi şube müdürünün görevlendirdiği uzmanın rehberliğinde olur. Gönüllüler çalışmak istedikleri alanı seçme konusunda bilgi, beceri ve ilgi alanları göz önüne alınarak yönlendirilir.

Gönüllü çalışanlardan; psikolog, sosyal çalışmacı, sosyolog, psikolojik da­nışmanlık ve rehberlik öğretmenliği unvanına sahip olanlara, sorumluluğu ve sos­yal araştırma raporu düzenlemeyi yazılı olarak kabul etmeleri hâlinde rapor hazır­lama görevi verilebilir.

Şube müdürlüğü veya büro gönüllü çalışmaya başlayanları her ayın sonunda Daire Başkanlığına bildirir.

Gönüllüler, çalıştıkları şube müdürlüğü veya büronun genel işleyişi ile çalış­ma usul ve esaslarına doğrudan veya dolaylı müdahalede bulunamaz.

Şube müdürünün veya büro şefinin belirlediği kurallara ve çalışma programı­na uymayan gönüllülere yazılı uyarı yapılır. Uyarıya rağmen kurallara ve çalışma programına uygun davranmayan gönüllülerin görevine şube müdürü veya büro şefince son verilir.

Gönüllülerin çalışmalarından en iyi şekilde yararlanabilmek için onları hizme­te teşvik edecek ortam, şube müdürlüğü veya büroca sağlanır.

Gönüllü çalışabilmek için aşağıdaki koşullar aranır:

  • Türk vatandaşı olmak,
  • Başvuru tarihinde yirmi bir yaşını bitirmiş olmak,
  • 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci mad­desinin genel şartlar başlıklı beşinci bendinde sayılı suçlardan hükümlü bulunma­mak.

bb- Gönüllü çalışanlara Karşı İşlenen Suçlar ile Gönüllü Çalışanların Görevleri İle İlgili Olarak İşldiği Suçlarda Soruşturma Usulü

Görevleri nedeniyle gönüllü çalışanlara karşı işlenen suçlar hakkında kamu görevlilerine karşı işlenen suçlara, gönüllü çalışanların görevleri nedeniyle işledik­leri suçlar hakkında kamu görevlilerinin işledikleri suçlara ilişkin hükümler uygu­lanır. Bunların görevleri sebebiyle işlemiş oldukları suçlar hakkında 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanır. Gönüllü çalışanların görevleri sebebiyle işlemiş oldukları suçlarla ilgili olarak soruşturma izni adalet komisyonu başkanı tarafından verilir. (5402 sayılı K. m. 22/2)

F- Denetim

Şube müdürlüklerinin denetimleri ile Koruma Kurullarının işlemleri adalet müfettişleri tarafından yapılır. (5402 sayılı K. m. 23- Yön. m. 76)

Adalet müfettişlerince, ataması Bakanlığa ait görevliler ile diğer görevliler hakkında edindikleri bilgi ve kanaate göre Bakanlık personeli hakkında hâl kağıdı, komisyon personeli ile ilgili gizli rapor düzenlenir.

Adalet müfettişleri, şube müdürlükleri veya bürolarda çalışanların görevlerini kanun, tüzük, yönetmelik ve genelgelere uygun olarak yapıp yapmadıklarını; Cum­huriyet başsavcılığından veya mahkemelerden gelen kararların derhal işleme alınıp alınmadığını; işlemlerin yapılmasında, projelerin yürütülmesinde ve raporların dil zenlenmesinde ihmal veya gecikme olup olmadığını; denetim esaslarına uymayanların ilgili mercie zamanında bildirilip bildirilmediğini denetler.