Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

Çocuklara Karşı Nafaka Yükümlülüğü Konusundaki Kararların Tanınması ve Tenfizine İlişkin Sözleşme

Çocuklara Karşı Nafaka Yükümlülüğü Konusundaki Kararların Tanınması ve Tenfizine İlişkin Sözleşme

La Hayde aktedilen 15.4.1958 tarihli bu andlaşma 14.9.1972 tarih ve 1620 sayılı Kanunla onaylanmış ve andlaşma metnide 11 Ocak 1973 Tarih ve 14418 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmıştır.

16.5.1997 tarihi itibariyle andlaşmayı imzalayan devletler Almanya Fede­ral Cumhuriyeti, Avusturya, Çekoslavakya, Belçika, Danimarka, Fillandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, İsviçre, İspanya, İtalya, Liechten Stein, Macaristan, Norveç, Portekiz, Suriname, Yunanistan, Lüksemburg, Netherlands, Türkiye’dir.

Andlaşmanın amacı önce de açıklandığı gibi evlenmemiş ve yirmi bir ya­şım doldurmamış otan sahih veya gayrı sahih nesepli veyahut evlât edinilmiş bir çocuğun talebi üzerine verilen nafaka konusundaki kararların âkit taraflar ara­sında karşılıklı olarak tanınması ve tenfızinin sağlanmasıdır.

Andlaşma bir merkezi makam öngörmemiştir. Ancak New York Andlaşması ile birlikte uygulandığından, talepler merkezi makam aracılığıyla yapılmaktadır. Nitekim “merkezi makam” olarak Adalet Bakanlığına yabancı devletlere yapılan tenfız talepleri bu devletler tarafından kabul edilerek Türk Mahkemelerinin çocuklarla ilgili nafaka konusundaki karartan tenfız edilmektedir.

Andlaşmanın uygulanmasında Cumhuriyet Savcılıklarının görevleri yine gönderici makam ve aracı kurum olarak iki yönlüdür.

  1. Gönderici makam olarak: Cumhuriyet Savcılan yurt dışında bulunan bir borçlu ile ilgili çocuk nafakası tenfızi istendiği takdirde, önce borçlunun bulunduğu devletin antlaşmaya taraf olup olmadığını tespit edecek bundan sonra taraf ise genelge ekindeki belgelerin düzenlenmesinde alacaklıya yardımcı olacaklardır. Belgelerin düzenlenmesi önce kısaca açıklandığı gibidir.

Uygulamada çoğunlukta mahkemelerimizce MY.nın 137. (TMK. Md. 169) maddesi uyarınca nafaka kararları verilmekte, bu kararlarda çocuklar yanında eşe de nafaka verilmektedir. Böyle bir kararın andlaşmaya göre tenfızinin istenmesi hâlinde, ancak çocuk nafakası andlaşma kapsamına girdiğinden kısmi bir tenfız söz konusu olacaktır.

Andlaşmaya göre tenfızin istenebilmesi için nafaka kararını veren merciin mensup olduğu devlet kanunlarına göre, davalı tarafın usulüne uygun şekilde mahkemeye çağrılmış ve davada temsil edilmiş olması gerekmektedir.

Nitekim andlaşmanın 4. maddesinin 3. bendi uyarınca tenfız isteyen taraf, kararın gıyaben verilmiş olması hâlinde dava dilekçesinin usulüne uygun bir şekilde borçluya tebliğ edildiğini kanıtlayan bir belgeyi ibraz etmekle yükümlü­dür. Bu bakımdan, dava dilekçesinin yurt dışında bulunan borçluya tebliğ edildi­ğine dair dava dosyasın da bulunması gereken yabancı dildeki tebliğ belgesinin onaylı bir fotokopisinin de diğer belgelere eklenmesi zorunludur.

Aynı şekilde tenfizin istenebilmesi için, nafakaya ilişkin kararların kesin­leşmiş olması gerekmektedir. Bu nedenle ibraz edilen kararlann kesinleşme şerhi yok ise bu şerh mutlaka verilmelidir. Karar henüz kesinleşmemişse, bu andlaşmaya göre talepte bulunmak mümkün olmadığından, istem hakkında New York sözleşmesine göre işlem yapılacaktır.

  1. Çocuklara karşı nafaka yükümlülüğü konusundaki kararların tanınması ve tenfızine ilişkin sözleşme ile ilgili olarak Cumhuriyet Savcılıklarının aracı Kurum olarak görevleri: Nafaka borçlusu Türkiye’de bulunuyorsa, andlaşmanın uygulanmasında yabancı devlet merkezi makamından alınacak nafaka karan ve aynı şekilde andlaşmanın öngördüğü belgeler, Adalet Bakanlığınca incelenerek andlaşmaya göre tenfız şartlannın mevcut olduğu belirlendiği takdirde borçlunun bulunduğu yer Cumhuriyet Savcılıklarına, Bakanlıkça hazırlanan tenfız istem dilekçesi de eklenerek gönderilmektedir.

Cumhuriyet Savcılıklan bu dilekçe ile yetkili Asliye Hukuk Mahkemesine başvurarak tenfız kararı aldıktan sonra, (2675 SY. md. 34/1) nafakanın tahsili için gerekirse cebri icra yoluna da başvurarak borçludan tahsil edecekleri nafa­kayı alacaklıya transfer etmek üzere milli bir bankada depo edecekler ve yabancı ülkeye transferini sağlayacaklardır.

Borçludan nafaka tahsil edilememesi hâlinde ise, icra memurluklarınca haczin semeresiz kaldığı ve kendisinin haczi kabil bir mah bulunmadığına dair bir belge düzenlettirerek Adalet Bakanlığına göndereceklerdir.

Yine evlilik dışı doğan çocuklarla ilgili nesep bağı kurulamamış ise, tenfız istemi öncelikle bu konunun düzenlenmesi için geri çevrilmektedir. Öncede açıklandığı gibi bu eksiklik Türk yasalarında Cumhuriyet Savcılıklarının babalık davası açamamalarından kaynaklanmaktadır.