Boşanma Davasında Maddi Tazminat Nasıl Hesap Edilir?
Uygulamada, boşanma hukukunda en çok karıştırılan ve yargıtay bozma kararlarına konu oluşturan tazminat türüdür. Eşlerin birinin mal varlığına giren bir malın edinilmesinde diğer eşin katkıda bulunması nedenine dayalı «katkı payına dayalı tazminat» ile eşler arasındaki edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan «katılma alacağından» doğan para alacağına ilişkin tazminatdan tamamen farklıdır.
Boşanmanın eki niteliğinde olan maddi tazminat; evlenme ile elde edilen veya evlenmeden beklenen menfaatleri boşanma nedeniyle zedelenen kusursuz yada daha az kusurlu eşin, diğer eşten isteyebileceği tazminatı ifade eder.
Bu tazminata ancak boşanmaya karar verilmesi halinde hükmolunabilir. Açık istek olmadan mahkemece kendiliğinden maddi tazminata karar verilemez. İstek boşanma davası kesinleşmeden her an yazılı olarak yapılabileceği gibi sözlü açıklamanın duruşma tutanağına geçirtilmesi şeklinde de olabilir.
Diğer tazminatlardan koşulları, yargılama harcı, vekalet ücreti gibi konulardaki farkları nedeniyle; istenilen tazminatın boşanmanın eki niteliğinde olup olmadığı hiçbir duraksamaya neden olmayacak şekilde açık ve net belirtilmelidir. İstek açık değilse hakim tarafından ilgiliden tazminat isteği mutlaka açıklattırılmalıdır.
Uygulamada ev eşyalarının, ziynetlerin diğer eşte kalması, düğün masrafının, verilen borç paranın geri ödenmemesi ve benzer ifadeler kullanılarak maddi tazminat istendiği görülmektedir. Bazen de; bu ifadelerle birlikte ayrıca « Beklenen Menfaat» ifadesine yer verilmektedir .Boşanmanın eki niteliğinde bulunan maddi tazminat için; «TMK. m.l74/l’e göre tazminat» veya «Boşanma nedeniyle zarar görecek olan mevcut ve beklenen menfaatlerin» ifadesinin kullanılması yeterlidir.Diğer istekler ayrı harç (nisbi) tabi olduğundan; açık olmayan isteklerin mutlaka Aile Mahkemesi hakimi tarafından sorularak açıklattırılması gerekir.
Boşanmaya bağlı maddi-manevi tazminat miktarları bir defa belirtildikten sonra; yargılama süresince artırılamaz.
Mevcut veya beklenen menfaat
Maddi tazminat isteğinde bulunan eşin boşanma sonucunda, evlenme ile sahip olduğu veya gelecekte beklediği menfaatlerinin zedelenmiş olması gerekir. Bunlar, eşlerin içinde yaşadığı toplum ve ülke gerçeklerine göre belirlenir. Tazminat isteğinde bulunan eşin eğitim durumu, yaşı boşanma ile yeniden evlenme şansını yitirme oram gibi etkenler dikkate alınarak hakkaniyete uygun bir miktar kararlaştırılması gerekir. Yargıtay uygulamasına göre kocasının sözüne güvenerek evlenmeden önce çalıştığı işten ayrılan, eğitimini yarıda bırakan kadının mevcut ve beklenen menfaatleri boşanma sonucu zedelendiğinden lehine maddi tazminat verilmesi gerekir. Yine çalışmayan kadın, boşanma ile kocasının desteğini yitirdiğinden maddi tazminat isteyebilir.
Kusur
Önceki kanunumuzda maddi, manevi tazminat isteyen eşin «kabahatsiz» olması koşulu aranıyordu. (T. K. M. md. 143)İnsan doğasına, yaşam gerçeklerine uygun olmayan bu ağır koşul sonucu şiddete uğrayan, yıllarca eşi tarafından aldatılarak kişilik hakları en ağır şekilde saldırıya uğrayan eşler az kusurlu olsalar dahi maddi veya manevi tazminat alamıyorlardı. Yeni yasamızda bu haksızlık giderildi «daha az kusurlu» eşinde tazminat alabileceği hükme bağlandı.
Boşanmaya neden olan olaylarda kusursuz veya diğer eşe göre daha kusurlu eş yararına maddi tazminat verilebilecek, eşit ya da ağır kusur için tazminat hükmedilmeyecektir.
Harç, vekalet ücreti, faiz
T. M. K. m. 174 de düzenlenen maddi tazminat, boşanmanın eki niteliğinde olduğundan boşanma davası sırasında istenmesi halinde ayrıca harç alınmaz. İster boşanma dava dilekçesinde, ister yargılama sırasında yazılı veya sözlü olarak istensin hiçbir şekilde harç ödenmesi gerekmez.
Davalının da aynı şekilde ister davaya yanıt dilekçesinde isterse daha sonra boşanma davası sonuçlanmadan harç yatırmaksızın maddi, manevi tazminat isteme hakkı bulunmaktadır. Bu konuyu ısrarla vurgulamamız, Yargıtay incelemesi sırasında sıklıkla gördüğümüz yanlış uygulamalardır.
Örneğin bazı davalarda davacının boşanma dava dilekçesinde belirttiği boşanmanın eki niteliğindeki maddi tazminat için nisbi harç yatırdığı bazen de davalının, davaya yahut dilekçesiyle, harç yatırmadan isteyebileceği tazminat için harç yatırıp «karşı dava» açtığı görülmektedir.
Boşanma davası içinde istenen maddi tazminat isteğinin kabulü veya reddi halinde bu nedenle vekalet ücretine de hükmedilemez. Bazı dosyalarda maddi, manevi, tazminat için kabul ve reddedilen miktarlar üzerinden nisbi vekalet ücretine hükmedildiği görülmekte ve bozma nedeni yapılmaktadır.
Boşanmanın eki niteliğindeki maddi ve manevi tazminat isteklerinin ayrı harç ve vekalet ücreti alınmayacağına dair kuralın, boşanma kararının kesinleşinceye dek geçerli olduğu unutulmamalıdır. Bu isteklerin boşanmanın kesinleşmesinden sonra ayrı bir davayla ileri sürülmesi halinde nisbi harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Uygulamaca yapılan bir yanlış; kararın boşanma dışındaki bir nedenle bozulması halinde yaşanmaktadır. Boşanma davası sonuçlanıncaya dek tazminat isteğinde bulunulmayıp, boşanma kararının onandığı, başka bir nedenden (örneğin velayet, nafaka gibi) kararın bozulduğu durumlarda tazminat isteğinde bulunulursa nisbi harcın yatırılması gerekmektedir. Mahalli mahkeme hakiminin Yargıtay bozma ilamına uyarak, bozmaya ham olan husus hakkında (Örneğin velayet yönünden) yargılamaya devam ettiği aşamadaki tazminat istekleri, hükmün boşanmaya ilişkin yönü kesinleştiğinden ancak usulüne uygun nisbi harcı yatırılarak açılacak dava ile istenebilir. Böyle bir dava bulunmadığında mahkemece: «tazminat isteği hakkında karar verilmesine yer olmadığına», şeklinde hüküm kurulmalıdır.
Boşanma davası içinde istenen maddi ve manevi tazminatda faize, istek olması halinde ancak boşanma kararının kesinleştiği tarihten başlayacak şekilde hükmedilebilir. Bu tazminat, boşanma kararının kesinleşmesi ile istenebilir bir borç niteliğinde olduğundan, dava tarihinden veya istek tarihinden itibaren faize karar verilemez.
Boşanma kararının kesinleşmesinden sonra ayrı bir dava ile tazminat istenmesi halinde ise faize istek tarihinden itibaren itibaren hükme-dilmesi gerekir
Boşanma Davasında Maddi Tazminat’ta Zamanaşımı
Boşanma kararının kesinleşmesinden sonra istenebilecek maddi, manevi tazminat ve yoksulluk nafakasının engeç ne kadar sürede istenebileceğine ilişkin önceki kanunumuzda bir hüküm bulunmamaktaydı. Ancak Yargıtay kararıyla bir yıllık zamanaşımına tabi olduğu kabul edilmişti. (22. 1. 1988 t. ve 5/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) Yeni yasamızda da buna uygun olarak; Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava haklarının, boşanma kararının kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağı açıkça düzenlenerek (md. 178) bu yasal boşluk giderilmiştir. Zamanaşımının özelliği nedeniyle; süresinden sonra açılan maddi, manevi tazminat isteklerinde şayet davalı süresinde zamanaşımı itirazında bulunmazsa hakim tarafından kendiliğinden bunun dikkate alınamayacağı unutulmamalıdır.
Boşanma Davasında Maddi Tazminat’ın Ödeme biçimi
Maddi tazminata toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir. İrat biçiminde ödenmesine karar verilmesi halinde, lehine maddi tazminat hükmedilen eşin ilerde yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar. Alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evli gibi yaşaması, haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği durumlarda iradın artırılması veya azaltılmasına istem halinde mahkemece karar verilebilir. Yine istek halinde, irat biçiminde ödenmesine hükmedilen maddi tazminatın gelecek yıllarda ne miktarda ödeneceğine de hakim karar verebilir, (md. 176)Maddi tazminatın irat biçiminde ödenmesi uygulamada tercih edilmemekte çoğunlukla toptan ödemeye karar verilmektedir.