Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

BOŞANMA DAVALARINDA KESİNLEŞMEDEN İCRAYA KONULABİLECEKLER

BOŞANMA DAVALARINDA KESİNLEŞMEDEN İCRAYA KONULABİLECEKLER

YARGITAY 8. Hukuk Dairesi
ESAS: 2013/18343
KARAR: 2014/7453

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Takibe dayanak …4. Aile Mahkemesi’nin 2012/583 E. 2013/171 K. sayılı ilamında Mahkemece, tarafların boşanmasına, ortak çocuk için dava tarihinden itibaren 150 TL. tedbir nafakasına (kararın kesinleşmesinden sonra iştirak nafakası olarak devamına), davacı lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmiş olup takip dosyasından takip talebinde birikmiş nafaka alacağı, maddi ve manevi tazminat alacakları yargılama gideri ve vekalet ücretinin takibe konulduğu anlaşılmıştır. Borçlu İcra Mahkemesi’ne başvurusunda, maddi ve manevi tazminatın boşanmanın eklentisi olması nedeniyle boşanma ilamı kesinleşmeden icraya konulamayacağını belirterek takibin iptalini talep etmiştir.
Mahkemece HMK.nun 367/2. maddesi gereğince boşanma ilamının kesinleşmesi gerektiği bildirilerek takibin iptaline karar verilmiş, karar alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6217 sayılı Kanun’un 30. Maddesi ile 6100 sayılı Kanuna eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanması gereken HUMK’nun 443/4 (HMK.nun 367/2.) maddesi gereğince aile ve şahsın hukuku ile ilgili hükümler kesinleşmedikçe takibe konu edilemezler. Ayrıca, boşanma kararının eklentisi olan tazminat, vekalet ücreti ve yargılama giderine yönelik hükümleri de aynı kurala tabidirler. Ancak, boşanma ilamı kesinleştiği takdirde, tazminat, vekalet ücreti ve yargılama gideri isteklerinin takibe konulabilmesi için nitelikleri gözetilerek kesinleşmeleri gerekli değildir (HGK. 28.2.2001 tarih 2001/12-206 E. 2001/217 K. ).
Anılan yasal düzenleme gereğince; yoksulluk ve iştirak nafakasının talep edilebilmesi için boşanma hükmünün kesinleşmesi zorunlu ise de tedbir nafakası yönünden ilamın kesinleşmesi gerekmez. Bu durumda, takipte talep edilen birikmiş nafaka alacağı yönünden boşanma ilamının kesinleşmesinin aranmayacağı dikkate alınarak Mahkemece bu kısım yönünden şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken takibin tümden iptali isabetsizdir.
SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366. ve 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 17.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.