BORÇLUNUN İPOTEK VERDİĞİ EVİ HAKKINDA HACZEDİLMEZLİK İDDİASI
YARGITAY 12. Hukuk Dairesi
ESAS: 2013/17073
KARAR: 2013/25191
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlunun birden fazla taşınmazının bulunması meskeniyet şikayetine engel teşkil etmez ise de, bunlardan ancak biri yönünden meskeniyet şikayetinde bulunulabilir.
Somut olayda, borçlu adına kayıtlı …ilçesi, … …Ada ,.. parsel, A Blok Zemin 1, 1. kat 2 , 2.Kat 3 nolu bağımsız bülümler ile …parsel …nolu dupleks meskenin borçlunun haline münasip konutu olduğu ileri sürülerek hacizlerin kaldırılmasının talep edildiği görülmüştür.
Meskeniyet sebebiyle haczedilemezlik şikayeti mevcut ve oturmaya uygun bir evin bulunması halinde yapılabilir. Henüz mesken olarak kullanılabilir durumda bulunmayan taşınmaz meskeniyete konu edilemez. Borçlu boş arsası hakkında ileride oraya ev inşa edeceği iddiasıyla meskeniyet iddiasında bulunamaz. Hatta borçlu bu arsa üzerine daha sonra ev yaptırmış olsa bile yine haczin kaldırılmasını isteyemez. 3713 parsel 13 nolu dupleks mesken zemin üzerinde mevcut olmadığından bahse konu taşınmaz yönünden meskeniyet şikayetinde bulunulması mümkün değildir.
Diğer taraftan, borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan hacdedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunulmasını engeller. Zira, evini kendi iradesi ile ipotek eden borçlunun artık ona ihtiyacı olmadığı kabul edilmelidir. Ancak, taşınmazın tapu kaydında ipotek bulunmasına rağmen haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun ödenmiş olması halinde, tapu kaydındaki mevcut ipotek şerhi, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunma hakkını ortadan kaldırmaz. Aksi takdirde, kurulan bir ipotek borcu ödenmiş olsa dahi, bundan sonraki tüm hacizler yönünden meskeniyet şikayetinin mümkün bulunmadığı gibi kabul edilemeyecek bir sonuç ortaya çıkar. 385 Ada ,1 parsel A Blok Zemin 1, 1. kat 2 , 2.Kat 3 nolu bağımsız bülümler tapu kaydında …Bankası A.Ş. lehine 24.05.2010 tarihli ipoteğin mevcut olduğu görülmektedir.
Bu durumda, mahkemece, öncelikle borçluya tercih hakkı sorularak seçtiği taşınmaz açısından ipoteğin zorunlu ipoteklerden olup olmadığı, değilse ipoteğe konu borcun haciz tarihinden önce ödenip ödenmediği yöntemince araştırılıp, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.07.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
ESAS: 2013/17073
KARAR: 2013/25191
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlunun birden fazla taşınmazının bulunması meskeniyet şikayetine engel teşkil etmez ise de, bunlardan ancak biri yönünden meskeniyet şikayetinde bulunulabilir.
Somut olayda, borçlu adına kayıtlı …ilçesi, … …Ada ,.. parsel, A Blok Zemin 1, 1. kat 2 , 2.Kat 3 nolu bağımsız bülümler ile …parsel …nolu dupleks meskenin borçlunun haline münasip konutu olduğu ileri sürülerek hacizlerin kaldırılmasının talep edildiği görülmüştür.
Meskeniyet sebebiyle haczedilemezlik şikayeti mevcut ve oturmaya uygun bir evin bulunması halinde yapılabilir. Henüz mesken olarak kullanılabilir durumda bulunmayan taşınmaz meskeniyete konu edilemez. Borçlu boş arsası hakkında ileride oraya ev inşa edeceği iddiasıyla meskeniyet iddiasında bulunamaz. Hatta borçlu bu arsa üzerine daha sonra ev yaptırmış olsa bile yine haczin kaldırılmasını isteyemez. 3713 parsel 13 nolu dupleks mesken zemin üzerinde mevcut olmadığından bahse konu taşınmaz yönünden meskeniyet şikayetinde bulunulması mümkün değildir.
Diğer taraftan, borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan hacdedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunulmasını engeller. Zira, evini kendi iradesi ile ipotek eden borçlunun artık ona ihtiyacı olmadığı kabul edilmelidir. Ancak, taşınmazın tapu kaydında ipotek bulunmasına rağmen haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun ödenmiş olması halinde, tapu kaydındaki mevcut ipotek şerhi, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunma hakkını ortadan kaldırmaz. Aksi takdirde, kurulan bir ipotek borcu ödenmiş olsa dahi, bundan sonraki tüm hacizler yönünden meskeniyet şikayetinin mümkün bulunmadığı gibi kabul edilemeyecek bir sonuç ortaya çıkar. 385 Ada ,1 parsel A Blok Zemin 1, 1. kat 2 , 2.Kat 3 nolu bağımsız bülümler tapu kaydında …Bankası A.Ş. lehine 24.05.2010 tarihli ipoteğin mevcut olduğu görülmektedir.
Bu durumda, mahkemece, öncelikle borçluya tercih hakkı sorularak seçtiği taşınmaz açısından ipoteğin zorunlu ipoteklerden olup olmadığı, değilse ipoteğe konu borcun haciz tarihinden önce ödenip ödenmediği yöntemince araştırılıp, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.07.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.