BONONUN KREDİ SÖZLEŞMESİ TEMİNATI OLARAK VERİLDİĞİ İDDİASI
YARGITAY 12. Hukuk Dairesi
ESAS: 2013/14650
KARAR: 2013/21694
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine borçlu S…’ın, takibe konu senedin kambiyo vasfında olmadığını, genel kredi sözleşmesi teminatı olduğunu ileri sürerek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, alacaklı ise, borçlu’nun, kredi borçlarının ödenmesi amacı ile avalist olarak imzalamış olduğu bononun, bu aşamada, teminat amacı ile verildiği şeklindeki iddialarının kötü niyetli olduğunu bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep ettiği, mahkemece, davanın kabulü ile borçlu hakkındaki takibin iptaline karar verildiği görülmektedir.
HGK’nun 14.3.2001 tarih ve 2001/12-233 sayılı ve yine 20.6.2001 tarih ve 2001112-496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır.
Somut olayda, 21.04.2011 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin, alacaklı banka ile … A.Ş arasında imzalandığı, borçlunun ise müteselsil kefil ve müşterek müteselsil borçlu sıfatıyla imzaladığı, kredi sözleşmesinde takibe konu bononun teminat olarak verildiğine dair açıkça atıf olmadığı gibi alacaklı vekilinin cevap dilekçesindeki açıklamaları ve yargılama süresince verdiği beyanları, senedin teminat amaçlı alındığını kabul anlamına gelmediğinden, mahkemece, bononun teminat senedi olduğuna dair itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.