Overbooking Hakkında Önemli Bilgiler

Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme, Dinsel Tören Suçu ve Cezası

Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme, Dinsel Tören Suçu ve Cezası

MADDE 230.- (1) Evli olmasına rağmen, başkasıyla evlenme işlemi yaptıran kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

  • Kendisi evli olmamakla birlikte, evli olduğunu bildiği bir kimse ile evlilik işlemi yaptıran kişi de yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
  • Gerçek kimliğini saklamak suretiyle bir başkasıyla evlenme işlemi yaptı­ran kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  • Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan suçlardan dolayı zamanaşımı, evlenme­nin iptali kararının kesinleştiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
  • Aralarında evlenme olmaksızın, evlenmenin dinsel törenini yaptıranlar hakkında iki aydan altı aya kadar hapis cezası verilir. Ancak, medeni nikah ya­pıldığında kamu davası ve hükmedilen ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar.
  • Evlenme akdinin kanuna göre yapılmış olduğunu gösteren belgeyi görme­den bir evlenme için dinsel tören yapan kimse hakkında iki aydan altı aya kadar hapis cezası verilir. (Sulh Ceza)

Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme, Dinsel Tören Suçu Açıklama

“Birden çok evlilik, hileli evlenme, dinsel tören” kenar başlığı altında birbirin­den bağımsız beş ayrı suçun düzenlendiği 23O.maddenin 1. ve 2.fıkralarındaki suç­lar kısmen ETCK’nun 237/1.fıkrasının, 5.fıkrasındaki suçun ETCK’nun 237/4. fıkra­sının, 6.fıkrasındaki suç ise ETCK’nun 237/3.fıkrasının karşılığıdır. Maddenin 3. ve 4.fıkralarındaki hükümler ise yeni birer düzenleme olup ETCK’da karşılıkları bu­lunmamaktadır.

Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme, Dinsel Tören Suçu Suçla Korunan Hukuksal Değer

Maddede tanımlanan suçlarla korunmak istenilen hukuksal yarar, aile yapısının sağlıklı biçimde kurulması, çok eşlilik fiillerinin işlenmesinin önlenmesi, resmi nikahın teşvik edilmesi ve genel olarak “aile düzeninin korunması”dır.

Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme, Dinsel Tören Suçu Suçun Faili

Maddenin 1.fıkrasındaki suçun faili, evli olmasına rağmen ev­lenme işlemi yaptıran kişi, 2.fıkradaki suçun faili ise, kendisi evli olmamakla birlik­te, evli olduğunu bildiği bir başkasıyla evlilik işlemi yaptıran kişidir. Yeni bir suç tipi olan 3.fıkradaki suçun faili ise, gerçek kimliğini saklayarak kendisini bir başka kimse gibi göstermek suretiyle evlenme işlemi yaptıran kişidir. Bu suçların faili, erkek veya kadın olabilir. Anılan durumları bilerek nikahı kıyan evlendirme memu­ru da bu suçlara iştirak edebilir. Suçların faili Türk vatandaşı veya yabancı olabilir.

Maddenin 5.fıkrasmdaki suçun faili, resmi nikah bulunmadan evlenmenin din­sel törenini yaptıran erkek veya kadın herhangi bir kişidir. Veli veya vasi konu­mundaki kişiler de iştirak hükümleri çerçevesinde bu suçun faili olabilirler. Mad­denin 6.fıkrasındaki suçun faili ise, evlenme akdinin kanuna göre yapılmış olduğu­nu görmeden bir evlenme için dinsel tören yapan kişidir. Bu kişinin mutlaka din görevlisi olması şart değildir.

Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme, Dinsel Tören Suçu Suçun Mağduru

1.fıkradaki suçun mağduru, faille gerçekte evli olan ve bu fi­ille aile düzeni bozulan eşi ile failin evli olduğunu bilmeden onunla evlilik işlemi yapan kişi, 2.fıkradaki suçun mağduru ise, evli olan failin ikinci evliliği yapmasıyla aile düzeni bozulan eşidir. Maddenin 3., 5. ve ö.fıkralarındaki suçların mağduru ise kamu düzeni bozulan veya bozulma tehlikesine maruz kalan devlettir.

Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme, Dinsel Tören Suçu Suçun Maddi Unsuru

  1. ve 2.Fıkralardaki Suçların Maddi Unsurları

Maddenin 1.fıkrasındaki su­çun maddi unsuru, “evli olan failin başkasıyla evlenme işlemi yaptırması,” 2. fıkra­daki suçun maddi unsuru ise, kendisi evli olmayan failin, “evli olduğunu bildiği bir kimse ile evlilik işlemi yaptırması”dır.

Her iki suç tipi bakımından ortak olan husus, mevcut bir evlilik ilişkisinin varlı­ğına rağmen ikinci bir medeni nikahın yapılmış olmasıdır. Önceki evliliğin geçersiz­liği sonucunu doğuran (TMK.146.md.) veya iptal ettirilerek ortadan kaldırılmasını gerektiren (TMK.145.md.) “kesin evlenme engelleri”nden birisinin söz konusu ol­ması, bu bakımdan iptal veya boşanma davası açılmış olması suçun oluşmasını engelleyemez. Keza, birinci evliliğin Türkiye’de veya yabancı bir ülkede yapılmış olmasının da önemi yoktur. Önemli olan, evlenme akdinin yapılması sırasında ta­raflardan birinin veya her ikisinin başkasıyla geçerli bir evlilik içerisinde bulunma­sıdır. Birinci evliliğin iptal edilebilir nitelikte olması halinde de, bu evlilik iptal edi­linceye kadar geçerliliğini sürdüreceğinden, iptal hükmü kesinleşinceye kadar yapı­lan ikinci evlilik suç teşkil edecektir. Diğer bir anlatımla birinci evlilik ölüm, bo­şanma veya iptal suretiyle ortadan kalkmadığı sürece ikinci evlilik suç oluşturacak­tır. Evlenme akdi gerçekleştikten sonra önceki evlilikle ilgili yasağın ortadan kalk­ması, boşanmayla sonuçlanması, bu suçların oluşmasını etkilemez. Birinci evlenme yurt dışında yapılmış ve örneğin yabancı ülkenin kanunları çifte evliliğe imkân veriyor olsa dahi bir yabancının Türkiye’de ikinci evlilik yapmasıyla yine bu suç oluşur. Buna karşılık yabancı ülkede hukuka uygun olarak gerçekleştirilen çifte evliliğin Türkiye’de sürdürülmesi bu suçu oluşturmaz.

Maddenin 1. ve 2.fıkralarındaki suçların oluşması için, evli olan kimsenin Me­deni Kanunun öngördüğü formalitelere uygun olarak ikinci bir medeni nikah yap­tırmış olması gerekir. Evli olan bir kimsenin bir başkasıyla nikahsız olarak birlikte yaşaması bu suçları oluşturmaz. Eğer bu durumda dini nikah yaptırılması söz ko­nusu ise 230/5.fıkrada tanımlanan suç oluşur.

Bu suç tipleri ile biçimsel anlamda evliliğin korunması amaçlandığından, suçun oluşması için ikinci evlilik işleminin yapılmış olması yeterli olup ayrıca ikinci evlili­ği yapan kişilerin bir araya gelmiş olmaları veya aralarında cinsel ilişkinin gerçek­leşmiş olması aranmaz. 235/2.fıkradaki suçun oluşması için failin kendisinin evli olması gerekmez ve fakat evlendiği kişinin esasen evli olduğunu bilmesi yeterlidir.

3.Fıkradaki Suçun Maddi Unsuru

Maddenin 3.fıkrasındaki suçun maddi unsuru, failin gerçek kimliğini saklamak suretiyle bir başkası ile evlenme işlemi yaptırmasıdır. Suç, failin gerçek kimliğini saklayarak kendisini bir başka kimse gibi göstermesi ve bu suretle evlenme işlemlerinin yapılmasıyla oluşur.

5.Fıkradaki Suçun Maddi Unsuru

Maddenin 5.fıkrasındaki suçun maddi un­suru, aralarında evlenme (resmi nikah) olmaksızın, “evlenmenin dinsel törenini yaptırmak”tır. Medeni nikah mevcut olmak koşuluyla dini nikah kıyılması suç oluş­turmaz.

Resmi nikah bulunmadan evlenmenin dinsel törenin yaptırılmasını suç sayarak cezalandırılacağını öngören 230/5.fıkra hükmü ile Anayasa’nın 174.maddesinin (4) numaralı bendi vurgulanmış olmaktadır. Bu hükümle, dini nikah alışkanlığı yerine, medeni nikah yapma geleneğinin yerleştirilmesi amaçlanmıştır. Yaptırılan nikahın dinsel tören niteliğinde olup olmadığının, ilgililerin bağlı bulundukları dinin kural­larına göre belirlenmesi gerekir. Ancak, medeni nikahın yapılması durumunda, 230/5.fıkradaki suçtan açılan kamu davası ve bu suçtan hükmedilen ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar. Böylece medeni nikahı teşvik edici bir hüküm geti­rilmiştir.

6.Fıkradaki Suçun Maddi Unsuru

Maddenin ö.fıkrasındaki suçun maddi unsuru, evlenme akdinin kanuna göre yapılmış olduğunu gösteren belgeyi görme­den bir evlenme için dinsel tören yapmaktır.

Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme, Dinsel Tören Suçu Suçun Manevi Unsuru

Maddede tanımlanan suçların manevi unsurunun oluşması için genel kast yeter- lidir, failin saiki önemli değildir. Bu suçların taksirle işlenmesi mümkün değil- dir.maddenin 2.fıkrasındaki suç bakımından diğer tarafın evli olduğunu bilmemek tipiklikte yanılma olup, kastı ortadan kaldırır. Maddenin 3.fıkrasındaki suç tipi bakımından evlendirme akdini dikkatsizliği sonucu gerçekleştiren evlendirme me­muru görevi ihmal suçundan sorumlu tutulur.

Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme, Dinsel Tören Suçu Suça Etki Eden Nedenler

Maddenin 5.fıkrasının ikinci cümlesinde bir cezasızlık hali öngörülmüştür. Buna göre, aralarında evlenme olmaksızın, evlenmenin dinsel törenini yaptıranların daha sonra medeni nikah yaptırmaları durumunda, kamu davası ve hükmedilen ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar. Birden fazla eşle dinsel tören yapılmış ise bu cezasızlık nedeni sadece medeni nikah kıyılan eşle ilgili dava için söz konusu olur.

Bu belirtilen durum dışında, maddede tanımlanan suçların cezasının artırılma­sını ya da daha az ceza verilmesini gerektiren özel bir hüküm öngörülmemiştir.

Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme, Dinsel Tören Suçu Teşebbüs

Maddenin 1. ve 2.fıkralarındaki suçlar ikinci evlilik akdinin yapıl­masıyla, 3.fıkradaki suç, gerçek kimliğin saklanmak suretiyle bir başkasıyla evlen­me işleminin yapılmasıyla oluşur ve tamamlanır. Bu suçların oluşması için evlenme akdinin yapılmasına ilişkin Medeni Kanunun öngördüğü bütün formalitelerin yeri­ne getirilmiş olması gerekir. Maddenin 5. ve 6.fıkralarındaki suçlar ise salt hareket suçu niteliğinde olup dini nikahın yapılması ile tamamlanmaktadır. Bu itibarla maddede yazılı tüm suçlar bakımından icra hareketlerinin kısımlara bölünmesi mümkün olduğundan teşebbüs durumu (35.md.) söz konusu olabilir’.

Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme, Dinsel Tören Suçu İştirak

Maddede tanımlanan suçlar fail açısından “özgü suç” niteliğinde bu­lunduğundan, bu suçlara somut olaydaki konumlarına göre, örneğin veli, vasi, evlendirme memuru gibi kimselerin ancak şerik (azmettiren, yardım eden) sıfatıyla iştirakleri söz konusu olabilir (YTCK 40/2.md.).

Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme, Dinsel Tören Suçu İçtima

Özel bir içtima kuralı getirilmediğinden, suçların içtimai hususundaki sorunlarm genel hükümler (42-44.md.) çerçevesinde çözümlenmesi gerekir. Mad­denin 3.fıkrasındaki suç tipi bakımından gerçek kimliğini saklamak suretiyle bir başkasıyla evlenme işlemini yaptıran kişi, bu tek eylemiyle aynı zamanda YTCK’nun 206.maddesinde tanımlanan “resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan” suçunu da işlemiş olacağından fikri içtima (44.md.) kuralı uyarınca en ağır cezayı gerektiren 206.maddenin uygulanması ile yetinilmesi gerekir. Ancak, gerçek kimliği saklamak için sahte belge kullanılmışsa bu durumda, hem 230/3. ve hem de 2O4.maddeden gerçek içtima kurallarına göre failin cezalandırılması gerekir. Mad­denin 1. ve 2.fıkralarındaki suçlar evli olan kimsenin kanuna ve usulüne uygun olarak ikinci bir nikah işlemi yaptırmasıyla tamamlanmakta ve böylece evlenen kişiler arasında cinsel ilişkinin gerçekleşmesine gerek bulunmamaktadır. Diğer yandan evlenme kişiyi reşit kıldığından, bu şekilde evlenen kişi bakımından cinsel saldırı suçu söz konusu olmaz. Evlendirme memurunun, maddenin 1-3. fıkraların­daki suçlara iştirak iradesi söz konusu ise, görevi kötüye kullanmak suçu değil, dalıa özel nitelikte olan YTCK 23O.maddedeki suç oluşur.

Maddenin 5.fıkrasmdaki suç, dini nikahın gerçekleşmesiyle tamamlanır. Bu şe­kilde dini nikahla evlenen kişi 18 yaşını bitirmemiş ve rızasıyla cinsel ilişki gerçek­leşmemişse YTCK’nun 104.maddesindeki suçtan dolayı da failin cezalandırılması gerekir. Eğer dini nikah, ileride resmi nikah yapılacağı vaadiyle gerçekleştirilmiş ise hileyle elde edilen bu rıza hukuken geçersiz olduğundan, suçun pasif sujesinin yaşına göre cinsel saldırı (YTCK 102/2.md.) ya da çocukların cinsel istismarı (YTCK 103/2.md.) suçlarından dolayı da gerçek içtima kurallarının uygulanması gerekir.

Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme, Dinsel Tören Suçu Kovuşturma

Maddedeki suçların soruşturma ve kovuşturmaları re’sen yapılır.

Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme, Dinsel Tören Suçu Görevli Mahkeme

5235 sayılı Kanunun lO.maddesi uyarınca maddedeki suçlar dolayısıyla açılan davalara bakma görevi sulh ceza mahkemesine aittir.

Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme, Dinsel Tören Suçu Suçun Yaptırımı

Maddenin 1. ve 2.fıkralanndaki suçların yaptırımı altı ay­dan iki yıla kadar hapis; 3.fıkradaki suçun yaptırımı üç aydan bir yıla kadar hapis, 5. ve 6.fıkralarındaki suçların yaptırımı ise iki aydan altı aya kadar hapis cezasıdır.

Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme, Dinsel Tören Suçu Dava Zamanaşımı

YTCK’nun 66/1-e bendi uyarınca, bu suçların dava zama­naşımı süresi sekiz yıldır.maddenin 1., 2. ve 3.fıkralannda tanımlanan suçlar bakı­mından zamanaşımının başlangıcı 4.fıkra hükmüyle özel olarak belirlenmiştir. Buna göre, 230/1., 2. ve 3.fıkralarda tanımlanan suçlardan dolayı zamanaşımı, evlenmenin iptali kararının kesinleştiği tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır. Zira, iptal dava­sı uzun sürebileceğinden, evlenmenin gerçekleşmesiyle oluşan bu suçlann zamana­şımına uğrama tehlikesi bulunmaktadır. Bu itibarla bu özel hükmün getirilmesi isabetli olmuştur.