Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

Avukatın Yargı Organlarıyla Ve Adli Mercilerle İlişkileri Nasıl Olmalıdır?

Avukatın Yargı Organlarıyla Ve Adli Mercilerle İlişkileri Nasıl Olmalıdır?

  • Avukat, hâkim ve savcılarla ilişkilerinde, hizmetin özelliklerinden gelen ölçü­lere uygun davranmak zorundadır. Hakim ve savcılar da, avukatlar gibi yar- ğılama makamları alup yarğılama makamlarının ilişkilerinde karşılıklı saygı esastır. Avukat, yargılamanın kurucu unsurudur. Avukat olmazsa yargılama adil olmayıp verilen karar sadece iddia ve kararın oluşturduğu bir metinden ibaret olur. Avukatsız yapılan yargılama diyalektikten yoksun olması sebebiyle sadece bir karar metni olacak adil olmayacaktır. Yargılamada bu kadar önemli yer edinmiş olan avukatlığın, kendisi ile eşit konumda olan yargılama makam­larıyla (hâkimlik ve savcılıkla) ilişkilerinde düzeyli olması hâkim ve savcılar­dan gördüğü saygı kadar saygı göstermesi zorunludur.
  • Avukat, daha önce hâkim, savcı, hakem ya da başka resmi bir sıfatla incelediği işte görev alamaz.
  • Hâkim ve savcı ile hısımlık ya da evlilikten gelen engelleri gösteren, kanun hükmünde yazılı derece dışında kalan hısımlıklar ve başkaca yakınlıklarda, avukat, meslek onuruna en uygun biçimde takdirini kullanır.
  • Avukatlar ve avukat stajyerleri, mesleğe yaraşır bir kılık ve kıyafetle mahkeme­lerde görev yaparlar. Duruşmalara, Türkiye Barolar Birliği’nce şekli saptanmış cübbe ile ve temiz bir kıyafetle çıkarlar. Erkek avukatlar, iklim ve mevsim ko­şullarının elverdiği ölçüde kravat takarlar. (Türkiye Barolar Birliğinin 27-28, mayıs 1989 tarihinde Giresun’da yapılan XX. Olağan Genel Kurul kararıyla de­ğişik metin.)
  • Avukat duruşmayı terk edemez. Ancak duruşma sırasında hukukun uygulan­ması alenen engellenirse kişisel veya meslek onurunun zorunlu kıldığı haller var ise Avukat duruşmalardan ayrılabilir. Bu durumda avukat derhal baroya bilgi verir. Avukatın bağlı olduğu baro duruşmayı terk etmiş avukata gerekli tüm desteği vermek zorundadır. Bu avukat ile baro ilişkisinde mesleğin onu­runun korunması sadece avukatın değil aynı zamanda baroların görevi olması sebebiyle ortaya çıkmış bir kuraldır.
  • Avukat savunma için zorunlu olmadıkça davanın uzaması sonucuna vara­cak isteklerden kaçınır. Davanın uzaması müvekkilin lehine olsa dahi avukat yarğılamanın makul sürede ve usul ekonomisine uygun şekilde sonlandırma çabasında olmalıdır. Avukatın esas görevi adaletin inşası olup, yargılamanın makul sürede sonlandırılması ve adaletin en çabuk şekilde tecellisi önemlidir.
  • Hâkimin reddi, savcıların ve başkaca adalet görevlilerinin reddi veya şikâyet edilmesi konusunda ve genellikle konuşmalarında ve yazılarında avukat, kanunun gerektirdiği gerekçeleri amacı aşmayacak biçimde açıklar. Ret veya şikâyet dileklerinin bir örneği de baroya verilir. Avukatlar adaletin inşası için elbette hâkim, savcı veya diğer adalet görevlilerini red edebilir, şikâyet yoluna gidebilir. Ancak bu red veya şikâyet başvurularında, açık­lamalarında Avukatlık Kanununun kendisine yüklediği sorumluluğun bi­lincinde hareket etmelidir. Dava ile korunan çıkarın haklı gösterdiğinden öteye gitmeyen, bir taşkınlık teşkil etmeyen, hakkın korunması için gerekli bulunan ve yersiz biçimde saldırgan olmayan, objektif bir üslupla yapılan savunma hukuka aykırı değildir.
  • Avukat, ilerde tanık olarak dinlenecek kimselerden, istisnai olarak bazı hususları öğrenmek mecburiyetinde kalmış olursa, onları etkilemiş olma şüphesi altına düşmekten kaçınmalıdır. Avukat, tanıklara tavsiyelerde bu­lunamaz, ne şekilde tanıklık edecekleri veya hâkim önünde nasıl hareket edecekleri hakkında talimat veremez.
  • Avukatın yargılama makamlarıyla ilişkilerinde sadece hâkim ve savcılarla ilişkilerinde değil tüm yargılama makamlarıyla ilişkilerinde meslek onu­runa ve ağırbaşlılığına uygun davranmak zorundadır. Avukat, mahkeme kalemlerinde, icra dairelerinde ve her türlü mercilerde çalışan görevlilerle olan ilişkilerinde de meslek onuruna ve ağırbaşlılığına uygun tutum ve dav­ranışlarını korur. Unutulmamalıdır ki, adli kalem personeli ve icra müdür­lük çalışanları da yargının vazgeçilmez sac ayaklarındandır.

Avukat tahrik altında olsa da, adli kalem ve icra müdürlük çalışanları çok ağır ku­sur işleseler de, avukat mesleğinin kendine yüklediği sorumlulukla hareket etmelidir. Avukat olgun üslubuna rağmen sorunu çözemez ise yargı yoluna başvurmalıdır.