Overbooking Hakkında Önemli Bilgiler

Avukata Ücret Karşılığı İş Getirme ve Aracılık Etme

Avukata Ücret Karşılığı İş Getirme ve Aracılık Etme

T.C.
YARGITA
5 CEZA DAİRESİ
ESAS NO:2013/10926
KARAR NO: 2015/14691
KARAR TARİHİ: 01.10.2015
>AVUKATA ÇIKAR KARŞILIĞI İŞ GETİRME–SUÇUN MANEVİ UNSURU–YETERSİZ GEREKÇE
(1136 s. Av. K. m. 48/1)
ÖZET: Avukat olan failin, bir kişiye çıkar karşılığı iş temin etmek üzere aracılık yapmayı teklif etmesi veya kendisine iş getiren aracının çıkar karşılığı hareket ettiğini bilerek işi kabul etmesinin 1136 sayılı Kanunun 48/1. maddesinde düzenlenen suçun manevi unsuru bakımından yeterli olduğu, bu itibarla sanık Avukata çıkar karşılığı iş getirdiği kabul edilen şahıs ile sanık Avukat arasındaki “çıkar” olgusunun ne şekilde gerçekleştiğinin gerekçelerinin denetime olanak verecek biçimde karar yerinde gösterilip tartışılması gerektiği gözetilmelidir.
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanığın aşamalarda atılı suçlamayı inkâr edip, katılan ile aralarındaki anlaşmanın katılanın oğlu Bülent hakkında örgüt faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti yapma veya sağlama suçundan yürütülen hazırlık soruşturması sırasındaki işlemler ve tutukluluğa itiraz dilekçesi sunmak olduğunu, bunun için katılandan 450 TL nakit para ve 1.000 TL’de senet aldığını, davanın görüldüğü özel yetkili İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmalara katılmadığını, vekâletname almadığını, sadece 23.02.2007 tarihli tutuklamaya itiraz dilekçesi ibraz ettiğini ve katılanın oğlu ile Alanya’da cezaevinde görüştüğünü, kaldı ki Antalya Barosunun avukatlara tavsiye ettiği tarifede belirlenen miktarlara göre 1.450 TL karşılığında İzmir’de ağır ceza mahkemesinde görülen bir davaya müdafii olarak katılmasının olanaklı olmadığını ifade ettiği, taraflar arasındaki vekâlet ilişkisinin kapsam ve süresinin dosya kapsamından kesin olarak anlaşılamadığı ve ceza yargılamasının temel amacının maddi gerçeğin ortaya çıkartılması olduğu hususları gözetilerek; Antalya Barosundan 2007 yılı için Avukat-İş sahibi arasındaki en az ücret çizelgesinin temin edilerek suç tarihi itibariyle ceza soruşturma evresinde ve özel yetkili ağır ceza mahkemelerinde takip edilen işlere ilişkin belirlenen ücret miktarlarının, keza sanık Avukat ile Bülent arasında Alanya cezaevinde suç tarihini kapsayan dönemde görüşme gerçekleşip gerçekleşmediğinin ayrı ayrı tespitiyle savunmanın doğruluğunun araştırılmasından ve sanık tarafından sunulan Avukatlık hizmeti karşılığında alınan ücretin makul olup olmadığının değerlendirilmesinden sonra sanığın hukuki durumunun tespiti yerine eksik araştırma ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
1136 sayılı Yasanın 48/1. maddesinde cezalandırılan fiil, çıkar karşılığı iş getirilmesi için aracı kullanma eylemi olup, aracı kullanmış olmak için sanık Avukatın bir kişiye bu yönde talimat vermesinin gerekmediği, avukata bu yönde bir teklif getiren aracının getirdiği işi kabul etmekle de atılı suçun oluşacağı, eylemde sürekliliğin gerekmediği, keza aracı kişinin çıkar gözetmeksizin bu işi yapması halinde suçun oluşmayacağı, öte yandan çıkarın sağlanmış olmasının da zorunlu olmadığı, çıkarın vaat edilmiş olmasının yeterli olduğu, maddi ve ekonomik değer içeren yarar sağlanmasının değil, manevi menfaat elde edilmesinin veya vaat edilmesinin de çıkar kavramı içerisinde değerlendirilmesi gerektiği, Avukat olan failin, bir kişiye çıkar karşılığı iş temin etmek üzere aracılık yapmayı teklif etmesi veya kendisine iş getiren aracının çıkar karşılığı iş temin ettiğini bilerek işi kabul etmesinin suçun manevi unsuru bakımından yeterli olduğu, bu itibarla sanık Avukata çıkar karşılığı iş getirdiği kabul edilen ve atılı suçtan dolayı hakkında Alanya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 17.04.2009 gün ve 2008/192 Esas, 2009/94 Karar sayılı ilamı ile mahkûmiyet ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen İhsan ile sanık Avukat arasındaki dava konusu somut olaya ilişkin “çıkar” olgusunun ne şekilde gerçekleştiğinin gerekçeleri, denetime imkan verecek şekilde karar yerinde gösterilip tartışılmadan yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre de;
Antalya Barosuna kayıtlı avukat olan sanığın, katılandan masraf adı altında aldığı 450 TL ve vekâlet ücreti olarak aldığı 1.000 TL’lik bonoya rağmen soruşturma aşamasında tutukluluğa itiraz dilekçesi dışında hiç bir hukuki yardımda bulunmadığı gibi İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/197 Esasında görülen katılanın oğlunun sanık olarak yargılandığı kamu davasını takip etmeyerek katılanın mağduriyetine neden olduğu kabul edildiği halde, eyleminin ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçunu düzenleyen TCK’nın 257/2. maddesine uyduğu gözetilmeden yazılı şekilde aynı Kanunun 257/1. maddesi uyarınca hakkında mahkûmiyet hükmü kurulması,
Kararın bir suretinin Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü ve Antalya Barosuna gönderilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Sanığa her iki suçtan dolayı verilen adli para cezalarına, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar belirlenirken uygulanan kanun maddesinin hüküm fıkrasında gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
Yüklenen suçları TCK’nın 53/1-e maddesindeki yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen sanık hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca hükümlerin (BOZULMASINA), 01.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
TBB DİSİPLİN KURULU KARARI
ESAS NO. 2006/309
KARAR NO. 2006/461
KARAR TARİHİ. 23.12.2006
>Ücret veya çıkar karşılığı avukata iş getirmeye aracılık etmek ve aracı kullanmak
(Av. K. m.34, 38, 48, 135/3, 158; TBB Meslek K. m.4, 8)
Şikayetli avukat hakkında, “Şikayetçinin, Ş.D. isimli kişiyle 15.12.2003 tarihinde otomobil takas ettiği, 2.000,oo. YTL.lik fark için bir aylık senet verdiği, vadesinde borcun ödendiği, Ş.D.’nin de Şikayetçinin olduğunu söylediği bir senedi yırttığı, ancak sonradan yırtılan senedin şikayetçinin senedi olmadığı, Şikayetçiye ait senetteki 2 milyarın önüne 1 konularak 12 milyar yapıldığı, E.B isimli üçüncü bir şahıs aracılığıyla senedin şikâyetli avukata verildiği, durum anlatıldığı halde ihtiyati haciz kararı alınarak Şikayetçinin evindeki beyaz eşyalar ile 1o adet sığırını haczedilip yediemin olarak muhtara bırakıldığı, şikâyetli avukatın bunu bilerek yaptığı”, iddiası ile başlatılan disiplin kovuşturması sonucunda Baro Disiplin Kurulunca eylem sabit görülerek, disiplin cezası tayin edilmiştir.
Şikayetli savunmalarında, iddiaları reddederek, A.Y.’nin borçlu olduğu senedi E.B.’nin değil, senet alacaklısının kendisine getirdiğini, senette tahrifat olduğunu bilmediğini, anlaşma yolunda müvekkilinden aldığı talimat çerçevesinde hareket ettiğini, E.B.’nin kendisi ile çalışan katibi ve taksicisi olduğunu, iş yoğunluğu sebebiyle kâtip kimliği çıkaramadığını, piyasadan kendisine iş temin etmesinin, ortak çalışmalarının, komisyon karşılığı iş getirmesinin söz konusu olmadığını, müşterek otomobil satın almadıklarını, E.B.’nin satın aldığı otomobil için kefil olduğunu, E.B.’nin kendisi hakkında dedikodular çıkardığını duyduğunu ancak ayrılırsa kötülük yapacağından korktuğu için ayrılamadığını, E.B.’ye hacizlerde işlem yaptırmadığını, iddiaların doğru olmadığını bildirmiştir.
Baro Disiplin Kurulu 2005/4 Esas, 2006/3 Karar sayılı ve 12.07.2006 tarihli kararıyla, şikayetlinin, alacaklısı Ş.D., Borçluları A.Y. ve H.Y. olan senet üzerinde tahrifat olduğu söylenmesine rağmen gerekli özeni gösterip bu yönde araştırma yapmadan senedi takibe koyup haciz işlemine geçmesi ile Avukatlık Yasasının 34 maddesinde belirtilen avukatların yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirme zorunluluğuna ilişkin hükmünü ve avukatın kendisine yapılan teklifi haksız ve yolsuz görürse reddetmek zorunda olduğuna ilişkin 38 maddesi hükmünü ihlâl ettiği, ayrıca taksicilik yapan E.B. isimli kişiyi dava ve icra takibi temini için aracı kıldığı, bu şahsın kendisini avukatın ortağı gibi tanıtmasına ses çıkarmadığı bu kişi ile müşterek otomobil aldığı, bu kişinin de şikayetliden sağladığı çıkar karşılığında ona piyasadan iş sağladığı böylece Avukatlık Yasasının 48 maddesindeki ücret veya çıkar karşılığı avukata iş getirmeye aracılık etmek ve aracı kullanmak hükmüne aykırı davrandığını kabul ederek Avukatlık Yasasının135/3 maddesine göre taktiren 473,00 YTL. Para cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiştir.
Baro Disiplin Kurulu Kararına karşı şikâyetli tarafından itiraz edilmiştir.
Şikâyetli hakkındaki iddialardan birisi, A.Y.’nin şikayetinde yer alan tahrif edilmiş senedi bilerek icra takibine geçmiş olmasıdır.
Ancak, senet fotokopisi incelendiğinde, senet üzerinde oynama yapıldığı açık bir şekilde belli değildir. Bu durumda avukatın sorumluluğundan söz edebilmek için, senedin tahrif edilmiş olup olmadığının araştırılması hususunda, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermiş olup olmadığı önem kazanmaktadır. Olaya bu açıdan bakıldığında, Senet hamili H.D., 09.09.2005 tarihli ifadesinde senet alacaklısı olan babası Ş.D.’ye güvenmediğini, senette herhangi bir pürüz olup olmadığını şikayetli avukata sorduğunu bildirmiştir. Yine senedi takibe koymadan önce şikâyetli avukatın görüştüğü senet borçluları A.Y. ve H.Y. da ifadelerinde bu senedin 2 milyar borç için verildiğini, üzerinde oynama olduğunu söylediklerini beyan etmişlerdir. Bu durumda şikâyetlinin daha hassas davranması ve takibe koyacağı senette gerçekten bir tahrifat olup olmadığına dikkat etmesi kendisinden beklenmesi gereken bir davranış biçimidir. Bu emareler sebebiyle, daha dikkatli bir incelemede senet üzerinde rakamla yazılan meblâğın başındaki 1 rakamının diğer rakamlara göre daha sıkışık yazıldığı görülmekte ve bir tahrifat yapılmış olabileceği anlaşılmaktadır.
Şikayetli hakkındaki ikinci iddia E.B. isimli kişi ile olan iş ilişkisi ile ilgilidir.
Avukatlık Yasasının 34. maddesi avukatların, avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak yükümünde olduklarını hükme bağlamıştır. T.B.B. Meslek Kurallarının 4. maddesinde, avukatların mesleğin itibarını zedeleyecek davranışlardan özel hayatlarında dahi kaçınmak zorunda olduklarını, 8.maddesinde ise avukatın kendisine iş sağlama niteliğindeki her davranıştan çekinme zorunda olduğunu bildirmiş, Avukatlık Yasasının 48. maddesi ise, ücret veya çıkar karşılığı avukata iş getirmeye aracılık etmeyi ve avukatların bu hususta aracı kullanmalarını yasaklamıştır.
Şikayetli avukat, E.B. adlı şahsın, kendisine piyasadan dava ve senet getirerek iş sağladığı, adına ciro ettirdiği senetleri şikâyetli aracılığıyla icra takibine koydurduğu, ortak çalıştıkları iddialarını reddetmektedir.
Ancak dosyamızdaki Avukat R.B.’nin ve E.B.’nin çok açık ifadeleri, şikayetlinin tevilli beyanları, müşterek otomobil almaları, E.B.’nin cirolu senetlerini takip etmesi gibi olaylar, şikayetlinin E.B. ile iş ilişkilerinin, avukat katip ilişkisinin ötesinde, ortak çalışma biçiminde olduğunu göstermektedir. Çevrede de bu yolda bir kanaat uyanmıştır.
Şikayetli, 04.07.2006 tarihli savunmasında, Avukat R.B.’nin bir çok avukatın E.B. ile çalışmayı bıraktığını, onun icraya girmesinin de yasaklandığını, ayrıca yanında M.Ç. diye birisini getirmekte olduğunu ki bu kişinin kadın pazarladığını söyleyip “sen hala E.B. ile çalışıyorsun” dediğini, E.B.’nin de etrafta yanlış bir takım laflar konuştuğunu duyduğunu, E.B.’ye, kendisi ile ilgili aşk masallarını avukatların da duyduğunu ifade etmiştir.
Diğer tanıkların bu yoldaki ifadeleri de birlikte değerlendirildiğinde, şikayetlinin ilişkilerinde avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun davranmadığı, çevrede bu yolda izlenimler yarattığı, iş temini hususunda Erdinç Balcı ile birlikte hareket ettiği anlaşılmakla, Şikayetlinin eylemi Avukatlık Yasasının 34, 38/a ve 48.maddesi ile TBB.Meslek Kurallarının 4. ve 8.maddelerine aykırı olup, disiplin suçunu oluşturmaktadır.
Şikayetlinin disiplin kovuşturmasına konu eylemlerinin birden fazla oluşu, eylemlerin ağırlığı ve Avukatlık Yasasının 158.maddesindeki ilkelerde nazara alındığında, Kastamonu Barosu Disiplin Kurulunun şikayetlinin 473,00 YTL para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin kararında hukuki isabetsizlik görülmemiş ve kararın onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak, Şikayetli Avukat H.E.’nin itirazlarının reddi ile, Kastamonu Barosu Disiplin Kurulunun “ 473,00 YTL. para cezası ile cezalandırılmasına” ilişkin kararının ONANMASINA katılanların oybirliğiyle karar verildi.