Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

Asliye Hukuk Mahkemesi Nedir? Hangi Davalara Bakar?

Asliye Hukuk Mahkemesi Nedir? Hangi Davalara Bakar?

6098 sayılı Türk Borçlar Kanununu 11 Ocak 2011 tarihinde kabul edilerek 4 Şubat 2011 tarih ve 27836 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış ve 01 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 647. Maddesi gereğince 22.04.1926 tarihli ve 818 sayılı Borçlar Kanunu 01.07.2012 tarihinden itibaren yürürlükten kalkmıştır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 12.01.2011 tarihinde kabul edilerek, 04.02.2011 tarih ve 27836 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış, 451. maddesi hükmünce 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş olup bu tarihten itibaren görülecek davalarda bu kanun hükümleri uygulanacaktır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 450. maddesi hükmünce,18.06.1927 ta­rihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ek ve değişiklikleriyle birlikte tü­müyle yürürlükten kaldırılmıştır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun;

Geçici madde 1- (1) Bu Kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmaz.

  • Bu Kanunun, senetle ispat, istinaf ve temyiz ile temyizde duruşma yapılmasına ilişkin parasal sınırlarla ilgili hükümleri Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açıl­mış olan dava ve işlerde uygulanmaz.

Geçici madde 2- (1) 1086 sayılı Kanunun yürürlükte olduğu dönemde usulüne uy­gun olarak düzenlenmiş bulunan senetler, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra da geçerliliklerini korur.

Geçici madde 3 – (Ek: 6217 – 31.03.2011/m. 30) (1) Bölge adliye mahkemelerinin, 26.09.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mah­kemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.

  • Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yo­luna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
  • Bu Kanunda bölge adliye mahkemelerine görev verilen hallerde bu mahkemelerin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır.

Hükümlerini getirilmiştir.

Ayrıca bu yasa ile, 1086 sayılı yasada bulunmayan bazı hükümler getirilmiş bazıları ise değiştirilmiştir.

Örneğin;

a-Parasal sınır ölçtü kaldırılmıştır.

b-Yetki sözleşmesiyle genel yekti kaldırılabilecektir.

c-Birisi yazılı, diğeri basit yargılama usulü olmak üzere iki tip yargılama usulü kabul edilmiştir. Basit yargılama usulü yazılı yargılama usulünün bazı sürelerinin kısaltılmış hali olarak düzenlenmiştir.

d-Gün sistemi bırakılmış, hafta ve ay sistemi tercih edilmiştir.

e-1086 sayılı yasada ilk itiraz olarak düzenlenmiş olan Derdestlik, yeni yasanın 114. maddesinin 1. Fıkrasının(ı) bendinde dava şartı olarak düzenlenmiştir.

f-İlk itirazlar ise, yeni yasanın 116. Maddesinde 4 bent halinde belirtilmiş olup, bunla­rın cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekecektir. Aksi takdirde dinlenmeyecektir.

g-Hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lira­sını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekecektir.

h-Yeni yasada “yazılı delil başlangıcı” kavramı yerine yalnızca “delil başlangıcı” denil­mek suretiyle delil başlangıcı oluşturacak bu delilin “yazılı” olma koşulu kaldırılmış ve böy- lece telefon mesajları, faks çıktıları, ses kayıtları, fotoğraf vs. gibi verilerde artık delil baş­langıcı olarak kabul edilerek senetle ispat kuralının istisnaları genişletilmiştir.

I-İmza atamayan kişiler açısından getirilen düzenlemeye göre bu kişiler hukuki işlem­lerini noterde yapacak ve bu kişilerden hiçbir şekilde harç ve masraf alınmayacaktır.

i-Senedin altındaki imzanın inkar edilmesi halinde inceleme yapılacak, inkar eden haksız çıkarsa, iddia eden tazminat davası açabilecektir.

j-Yasanın 266. maddesi ile çözümü hukuk dışında olan durumlarda bilirkişiye başvu­rulabileceği vurgulanmıştır.

k-Yasının 390. maddesi ile İhtiyati Tedbir kararı açısından önemli bir yenilik getirilmiş, dava açılmadan önce esas hakkında görevli ve yetkili mahkemeden, dava açıldıktan sonra ise eskiden olduğu gibi asıl davanın görüldüğü mahkemeden talepte bulunulabileceği hükme bağlanmıştır.

I-Dava açılırken harçlardan ayrı olarak davanın devamı sırasında ortaya çıkacak gider­leri karşılamak üzere gider avans yatırılması esası getirilmiştir.

Yeni yasa ile Görev yetki hususunda bir kısım yenilikler getirilmiştir.

Asliye Hukuk Mahkemesinin Görevi;

a-Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin dava­larla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadık­ça asliye hukuk mahkemesidir. (6100 s. TMK. m. 2/1)

b-Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir. (6100 s. TMK. m. 2/2)

c- Her türlü idari eylem ve işlemler ile idarenin sorumlu olduğu diğer sebeplerin yol açtığı vücut bütünlüğünün kısmen veya tamamen yitirilmesine yahut kişinin ölümüne bağlı maddi ve manevi zararların tazminine ilişkin davalara asliye hukuk mahkemeleri bakar. İdarenin sorumluluğu dışında kalan sebeplerden doğan aynı tür zararların tazminine ilişkin davalarda dahi bu hüküm uygulanır. 30.01.1950 tarihli ve 5521 sayılı İş Mahkemeleri Ka­nunu hükümleri saklıdır (6100 s. TMK. m. 3)

Sulh Hukuk Mahkemelerinin Görevi;

Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın;

  1. Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları,
  2. Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları,
  3. Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları, ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları görürler (6100 s. TMK. m. 4)

Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yer­leşim yeri mahkemesidir (6100 s. TMK. m. 6/1)

Yerleşim yeri, 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu hükümlerine gö­re belirlenir (6100 s. TMK. m. 6/2)

Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır (6100 s. TMK. m. 7/1)

Birden fazla davalının bulunduğu hâllerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yer­leşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir (6100 s. TMK. m. 7/2)

Memur, işçi, öğrenci, asker gibi, bir yerde geçici olarak oturanlara karşı açılacak ala­cak veya taşınır mal davaları için, orada bulunmaları uzunca bir süre devam edebilecekse, bulundukları yer mahkemesi de yetkilidir (6100 s. TMK. m. 8/1)

Türkiye’de yerleşim yeri bulunmayanlar hakkında genel yetkili mahkeme, davalının Türkiye’deki mutad meskeninin bulunduğu yer mahkemesidir. Ancak, diğer özel yetki hâlleri saklı kalmak üzere, malvarlığı haklarına ilişkin dava, uyuşmazlık konusu malvarlığı unsurunun bulunduğu yerde de açılabilir (6100 s. TMK. m. 9/1)

Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabi­lir (6100 s. TMK. m. 10/1)

Mirastan Doğan Davalarda Yetki

Aşağıdaki davalarda, ölen kimsenin son yerleşim yeri mahkemesi kesin yetkilidir (6100 s. TMK. m. 11/1)

  1. a) Terekenin paylaşılmasına, yapılan paylaşma sözleşmesinin geçersizliğine, ölüme bağlı tasarrufların iptali ve tenkisine, miras sebebiyle istihkaka ilişkin davalar ile mirasçılar arasında terekenin yönetiminden kaynaklanan davalar.

b)Terekenin kesin paylaşımına kadar mirasçılara karşı açılacak tüm davalar.

Terekede bulunan bir mal hakkında açılmak istenen istihkak davası, terekenin yazımı ve tespiti zamanında mal nerede bulunuyorsa, orada da açılabilir (6100 s. TMK. m. 11/2)

Mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçıhk belgesi verilmesine ilişkin davalarda, mi­rasçıların her birinin oturduğu yer mahkemesi de yetkilidir (6100 s. TMK. m. 11/3)

Taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol aça­bilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşın­mazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir (6100 s. TMK. m. 12/1)

İrtifak haklarına ilişkin davalar, üzerinde irtifak hakkı kurulan taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılır (6100 s. TMK. m. 12/2)

Bu davalar, birden fazla taşınmaza ilişkinse, taşınmazlardan birinin bulunduğu yerde, diğerleri hakkında da açılabilir (6100 s. TMK. m. 12/3)

Kesin yetkinin söz konusu olmadığı hâllerde, asıl davaya bakan mahkeme, karşı da­vaya bakmaya da yetkilidir (6100 s. TMK. m. 13/1)

Bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir (6100 s. TMK. m. 14/1)

Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir (6100 s. TMK. m. 14/2)

Zarar sigortalarından doğan davalar, sigorta, bir taşınmaza veya niteliği gereği bir yerde sabit bulunması gereken yahut şart kılınan taşınıra ilişkinse, malın bulunduğu yerde; bir yerde sabit bulunması gerekmeyen veya şart kılınmayan bir taşınıra ilişkinse, rizikonun gerçekleştiği yerde de açılabilir (6100 s. TMK. m. 15/1)

Can sigortalarında, sigorta ettirenin, sigortalının veya lehtarın leh veya aleyhine açıla­cak davalarda onların yerleşim yeri mahkemesi kesin yetkilidir (6100 s. TMK. m. 15/2)

Bu hüküm deniz sigortalarından doğan davalarda uygulanmaz (6100 s. TMK. m. 15/3)

Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir (6100 s. TMK. m. 16/1)

Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır (6100 s. TMK. m. 17/1)

Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konular ile kesin yetki hâllerin­de, yetki sözleşmesi yapılamaz (6100 s. TMK. m. 18/1)

  • Yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı olarak yapılması, uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin belirli veya belirlenebilir olması ve yetkili kılınan mahkeme veya mahkemelerin gösterilmesi şarttır (6100 s. TMK. m. 18/2)

Yetki İtirazının İleri Sürülmesi;

a-Yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır; taraflar da mahkemenin yetkisiz olduğunu her zaman ileri sürebilir (6100 s. TMK. m. 19/1).

b-Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz (6100 s. TMK. m. 19/2)

c-Mahkeme, yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de gösterir (6100 s. TMK. m. 19/3)

d-Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir (6100 s. TMK. m. 19/4)

Çekişmesiz Yargı İşleri;

Çekişmesiz yargı, hukukun, mahkemelerce, aşağıdaki üç ölçütten birine veya birkaçına göre bu yargıya giren işlere uygulanmasıdır (6100 s. HMK. m. 382/1).

  1. İlgililer arasında uyuşmazlık olmayan hâller.
  2. İlgililerin, ileri sürülebileceği herhangi bir hakkının bulunmadığı hâller.
  3. Hâkimin resen harekete geçtiği hâller.

Aşağıdaki işler çekişmesiz yargı işlerinden sayılır: (6100 s. HMK. m382/2)

  1. a) Kişiler hukukundaki çekişmesiz yargı işleri:
  • Ergin kılınma.
  • Ad ve soyadın değiştirilmesi.
  • Ölüm karinesi sebebiyle (ilgili yerin mülkî amirinin emriyle) nüfus kütüğüne ölü kaydı düşülen kişinin sağ olduğunun tespiti.
  • Gaiplik kararı.
  • Kişisel durum sicilindeki kaydın düzeltilmesi.

b-Eşya hukukundaki çekişmesiz yargı işleri:

  • Taşınmaz üzerinde taraf oluşturulmasına ve hak ihlaline sebebiyet vermeyecek düzeltmelerin yapılması.
  • Taşınmaz rehininde alacaklı için kayyım tayini.
  1. Borçlar hukukundaki çekişmesiz yargı işleri:
  • Yetkisi sona eren temsilcinin temsil belgesini mahkemeye teslimi.
  • Borçluya ifa veya teminat göstermesi için süre verilmesi.
  • Tevdi mahalli belirlenmesi veya tevdi edilemeyecek eşyanın satılması.
  • Alacaklısı ihtilaflı olan borcun mahkemeye tevdii.
  • Ayıplı hayvanın bilirkişi tarafından muayenesi.
  • Mesafeli satımlarda ayıbın tespiti veya ayıplı malın satılmasına izin verilmesi.
  • İşçiye kârdan hisse verilmesini öngören iş sözleşmesinde, mahkemenin işverenin hesaplarını inceleyecek bir kişi tayin etmesi.
  • Eser sözleşmesinde eserin ayıplı olup olmadığının bilirkişiye tespit ettirilmesi.
  • Satılmak için komisyoncuya gönderilen eşyanın hasarının tespiti.
  • Komisyoncu elindeki malın açık artırma ile satışına izin verilmesi.
  1. Çeşitli kanunlardaki çekişmesiz yargı işleri:
  • Nüfus kütüklerinin sayfa birleşim yerlerinin asliye hukuk mahkemesince mühür­lenmesi.
  • Noterlerin göreve başlarken mahkemede yemin ettirilmeleri.
  • Noter evrak ve defterlerinden alınarak başka yere gönderilecek örneklerin mah­keme tarafından tasdiki.
  • Kamu görevlilerinin mahkeme huzurunda kanunen yemin etme zorunluluğunun öngörüldüğü diğer durumlar.

Görevli Mahkeme

Çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadığı süre­ce sulh hukuk mahkemesidir (6100 s. HMK. m. 383/1).

Çekişmesiz Yargı İşlerinde Yetki

Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, çekişmesiz yargı işleri için talepte bulunan ki­şinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesi yetkilidir. (6100 s. HMK. m.384/1)

Yargılama Usulü

Çekişmesiz yargı işlerinde, niteliğine uygun düştüğü ölçüde, basit yargılama usulü uygulanır (6100 s. HMK. m. 385/1).

Çekişmesiz yargı işlerinde aksine bir hüküm bulunmadıkça resen araştırma ilkesi ge- çerlidir (6100 s. HMK. m. 385/2).

Mahkemeler dışındaki resmî makamlara bırakılan çekişmesiz yargı işlerinde uygulana­cak usul, ilgili özel kanunlarında belirtilen hükümlere tabidir (6100 s. HMK. m. 385/3)