Kadastro Hukukundan Kaynaklanan Davalar
GENEL AÇIKLAMALAR
Kadastro Mahkemesi’nin goürevi kadastro tutanagğı duüzenlenip askı ilanı yapıldıktan sonra bir ay içerisinde açılan davalarla başlar.
Bir kadastro tutanagğında;
Ada; cogğrafi olarak ayrılmış kara parçasını,
Parsel; ada içinde şahıs ve tuüzel kişilere ait boüluümuü,
Yüzölçüm; doünuüm, hektar ve m2 olarak miktarı,
Nitelik; ev, ahır, tarla, taşlık, kayalık, çayır, mera, orman, harman yeri, yaylak, kışlak, sıvat yeri gibi yerleri,
Tespit dayanağı belgeler; tapu kaydı, vergi kaydı, mahkeme huükmuü, satış senedi, taksim senedi vs. tuüm yazılı belgeleri,
Tutanağa eklenen belgeler; satış senedi, taksim senedi, feragat beyanını,
Mülkiyetten gayri ayni ve şahsi haklar ise; beyanlar, şerhler, ev, agğaç vs. gibi muhtesatları,
İİfade eder.
Tutanagğın edinme sebebi ise miras yoluyla gelen hak, taksim, zilyetlik, tapu ve vergi kaydı, satın alma, bagğış ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetligği ile olur.
Kadastro mahkemesinin goürevi; kadastro tutanagğı duüzenlenen yerler hakkındadır.
Kadastro esnasında tescil harici ile yol olarak bırakılan yerler ile yenilik dogğurucu haklar için genel mahkemeler yetkilidir.
Kadastro tutanagğında malik hanesinin boş bırakılma halleri;
Aynı kuvvet ve mahiyette çifte tapu olması,
Kadastro tutanagğından oünce muülkiyete ilişkin Sulh ve Asliye Hukuk Mahkemeleri’nde açılmış dava bulunması,
Komisyonun karar veremedigği mahkemece karar vermesini gerektirdigği,
Durumlardır.
Malik hanesi boş bırakılan kadastro tutanakları ilan yapılarak re’sen Kadastro Kanunu 5 ve 10.maddeleri geregğince Kadastro Mahkemelerine goünderilir.
Kadastro Mahkemesine gelen dava dosyalarının kısa zamanda sonuçlanması için tensip ve oün incelemede dikkate edilecek hususlar;
Dava konusu parselin ve komşu parsel tutanak ve belgelerinin tapu sicil ve kadastro muüduürluügğuünden getirtilmesi,
Kadastro Kanunu’nun 28/2. maddesine goüre taraflara delilleri için meşruhatlı ve ihtaratlı davetiye çıkarılması,
Geniş çaplı kroki, komşu parsel dayanak ve belgeleri için tapu sicil, kadastro ve oüzel idare muüduürluügğuüne yazı yazılması,
Dava konusu taşınmaz ve çevresinde yetkili ve idari mercilerce 4753, 5618, 4243 sayılı Yasalara goüre mera tahsisi için yetkili ve idari mercilere, koüy hizmetleri il muüduürluügğuüne, oüzel idare muüduürluügğuüne ve il tarım muüduürluügğuüne yazı yazılması,
Taşınmazın bulundugğu yoüre halkından elverdigğince yaşlı, tarafsız, akrabalık ve duüşmanlıgğı olmayan tarafsız bilirkişiler, meralar, yaylaklar ve genel harman yerleri için ise komşu koüyden mahalli bilirkişiler seçilmesi,
Devlet eliyle sulama olup olmadıgğı, devlet su işleri boülge muüduürluügğuünden sorulması,
Askıya çıkarılma ve indirilme ilanı ile resen gelmiş ise askı ilanının yapılması,
Taraflar geldigğinde davanın açıklattırılması, davacının murisinin kim oldugğu, hangi tapuya veya vergi kaydına dayandıgğı, varsa taksim, bagğış, satın alma senetleri, kadastro tespitine mi itiraz, şerhe, niteligğe ve paya mı itiraz oldugğu açıkça sorulması,
Davacının, murisinin ve varsa bayiinin Kadastro Kanunu’nun 14.maddesine goüre belgesiz durumunun tapu sicil muüduürluügğuü, kadastro muüduürluügğuü ve yazı işleri muüduürluügğuünden sorulması,
Taraflar dinlenip deliller toplanınca dosya keşfe hazır hale geldigğinde mahalli bilirkişi, tanıklar, kadastro tespit bilirkişileri, orman, mera ve zilyetlik durumuna goüre seçilecek fenni ve uzman bilirkişiler marifetiyle keşif yapılmasına karar verilerek, keşifte mahalli bilirkişi, taraf tanıklarının dinlenip kadastro tespit bilirkişilerinin beyanlarıyla çelişki varsa giderilmesi, tapu kaydı, vergi kaydı ve bagğış ve satış senetlerinin, varsa mahkeme huükmuünuün uygulanarak komşu parsel denetiminin de yapılması,
Şeklinde sayılabilir.
Huükuüm verilerken zilyetlikle kazanılmayacak devletin huükuüm ve tasarrufu altındaki yerler;
Mera, yaylak ve kışlaklar,
Ormanlar,
Dereler, akarsular ve kadim yolları,
Kuültuür ve Tabiat varlıkları,
Havza-i fehmiye sınırları içindeki taşınmazlar,
Kayalık, taşlık ve çalılıklar,
Taş ocakları, iskeleler ve gedikler,
Kıyı kenar çizgisi içinde kalan yerler,
Olarak sıralanabilir.
Kanunları uyarınca devlete kalan taşınmazlar;
Kaçak ve yitik kişilerden kalan taşınmazlar,
Muübadil Rumlara ait taşınmazlar,
Belediyeye aktarılan taşınmazlar,
Padişah malları,
Miras yoluyla devlete intikal eden taşınmazlar,
İİlgili kanunları uyarınca devlete kalan taşınmazlar,
Şeklinde belirtilebilir.
Koüy orta malları ise meralar, genel harman yeri, sıvat ve egğrek yerleri, buzagğılıklar, otlak yeri, koüy adası, kayık yerleri ve iskelelerdir.
Kadastroda zilyetlik malik sıfatıyla aralıksız eklemeli çekişmesiz 20 yıl suürmeli, ekonomik amaca uygun olmalı, taşınmazın imar ve ihya edilmesi ve oüzel muülke konu olması gerekir.
Kadastroda tapular; kadastro esnasında tapu ve vergi kaydında sabit sınır degğişmez nitelikle, sabit olmayan sınır degğişir sınırlı olup olmadıgğına dikkat etmek gerekir. Ayrıca tapuların oluşumu, muüceddeten, hakkı karar, iskaân tapusu, tescil tapusu, 4753 ve 5618 sayılı yasalara goüre verilen komisyon tapuları, Tapu Kanunu’nun 21.maddesine goüre idari tapular şeklindedir.
Tapuların hukuki degğerini yitirip yitirmedigği, miktarı ile geçerli olup olmadıgğı, kapsamı ile geçerli olup olmadıgğı hususlarına dikkat etmek gerekir.
Kısaca kadastro; taşınmazların hukuki ve geometrik şeklini kadastro tutanagğı diye tanımladıgğımız bir tutanakla tespit edip Tuürk Medeni Kanunu’nun aradıgğı tapu sicilini oluşturmaktır. Kadastro yolu ile taşınmazların kimlik bilgisi diyebilecegğimiz niteligği, yuüzoülçuümuü, maliki, edinme sebebi ve oülçekli haritası duüzenlendigği için her zaman yararlanabilecegğimiz ve hukuki ihtilafları daha rahat çoüzebilecegğimiz bir sistem oluşturulmuş olur.
Kadastro çalışmaları Kadastro muüduürluügğuü goüzetiminde yapılır. Çalışmalara başlamadan oünce davalı taşınmazların listesi mahkemelerden alınır, çalışma alanına ilişkin tapu ve vergi kayıtları toplanarak zabıt defteri oluşturulur. Dolu pafta sistemi dedigğimiz her bir taşınmazın hukuki ve geometrik durumu tespit edildigği için çalışmalara bir sınır çizmek gerekir. Kadastro Kanunu 4. maddesine goüre her koüy ve mahallenin idari sınırları kadastro çalışma alanını teşkil eder ancak kadastro çalışma alanı sınırı idari sınır sayılmaz. Kadastro teknisyenlerince tespit edilen sınıra yedi guün içerisinde kadastro muüduürluügğuü nezdinde itiraz edilebilir. Kadastro muüduüruü bu itirazı yedi guün içerisinde karara bagğlar. İİlgililer karara karşı yedi guün içerisinde kadastro mahkemesi nezdinde itiraz edebilirler. Kadastro mahkemesi itirazı on beş guün içerisinde kesin olarak çoüzer bu karara karşı temyiz yolu kapalıdır.
Kadastro tutanagğı duüzenlendikten sonra kadastro ekibi çalışma alanında işlerini bitirinceye kadar tespitlere itiraz edilebilir. (KK md. 9)
Kadastro çalışmaları tamamlandıktan sonra kadastro muüduüruü askı cetvelini duüzenler. Bu cetvelde taşınmazların ada, parsel numaraları, maliki, davalı olup olmadıkları, yuüzoülçuümleri nitelikleri vs. yer alır. Askı cetveli muüduüriyette ve muhtarın çalışma alanında otuz guün suüre ile askıda kalır, ilan edilir ve herkese tebligğ edilmiş sayılır. (KK md. 11)
Tasfiye yasası olan kadastro kanunu kadastro oüncesi tapuda kayıtlı bulunan taşınmazların tapu dışı yollarla satışına olanak sagğlamıştır. (KK md. 13/B-b)Tapu dışı yollarla satılan bir taşınmazı on yıl muüddetle çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyedinde bulunduran kişi her tuürluü delille bu olguyu kanıtlama ve taşınmazı adına tespit ettirme hakkına sahiptir. Burada uüzerinde durulması gereken husus, tapu dışı yollarla sattıgğı taşınmazı on yıl dolmadan tapuda bir başkasına satması durumunda artık tapu dışı satıştan ruücuâ edildigğinin kabuluü gerekir, digğer hususlarda madde metni yeteri kadar açıktır.
Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinin A, B,C,D,E,F,G ve H bentlerindeki belgelerden birine sahip olmayan kişi yalnız zilyetlikle kuru toprakta 100, sulu toprakta 40 (bu miktarlar dahil) her bir kadastro çalışma alanında taşınmaz edinme hakkına sahiptir. Taşınmazın kuru ya da sulu olup olmadıgğı 5403 sayılı Yasa’nın 8.maddesi huükmuüne goüre “kaynagğından sulanabiliyorsa sulu, sulanamıyorsa kuru sayılır.”
Aktarılan dava varsa dava tarihine, yoksa tespit tarihine kadar yirmi yıl bagğımsız kullanım varsa yalnız kişi yoünuünden yoksa bayii (satıcısı) ya da murisi yoünuünden de kayıtsız ve belgesiz araştırması yapmak gerekir. Bu araştırma, kadastro, tapu sicil muüduürluügğuü ve hukuk mahkemeleri yazı işleri muüduürluüklerinden ayrı ayrı yapılır. Kişi kazandıgğından fazlasını devredemez kazanamadıgğını veremez.
Kadastro Kanunu’nun 17.maddesine goüre yogğun emek ve para sarfı ile atıl duran ve oüzel muülkiyete konu olabilecek bir yeri imar ihya eden kişi bu kanunun 14. maddesinde sayılan belgelerden birine sahip degğilse zilyetlik huükuümlerine goüre taşınmaz edinecegği için kırk ve yuüz doünuüm sınırlaması ile karşılaşır. İİmar planlarının kapsadıgğı alanlarda imar ihyaya dayalı kazanma olmaz ise de imar planlarının onandıgğı tarihe kadar kazanma koşulları sagğlanmış ise kazanılmış hak korunur.
Elbirligği muülkiyet huükuümlerinde birlikte tasarruf ilkesi geçerlidir. Ancak K.K. 15.maddesi huükmuüne goüre mirasçılardan biri digğerine payını satabilir, tapulu taşınmazlarda yazılı, tapusuzlarda ise her tuürluü delille bu satış olgusu kanıtlanabilir. Taksim ve kısmi iktisap hali de KK 15. maddede duüzenlenmiştir.
Kamu malları KK 16. maddesi huükmuünde duüzenlenmiş olup burada birkaç husus uüzerinde durmak gerekir. Mera yaylak kışlak gibi orta malları hakkında kadastro tutanagğı duüzenlenir ve sınırlandırılır, bunlar hiçbir şekilde tescil edilmezler.
Koüy mezarlıgğı, imam evi, koüy camii gibi hizmet malları da koüy tuüzel kişiligği adına tescil edilir. Yol, meydan, koüpruü gibi orta malları ise haritasında goüsterilir ayrıca tutanakları duüzenlenmez.
Kadastro Kanunu’nun 19. maddesi huükmuüne goüre kayıt malikinden başkasına ait kalıcı nitelikteki muhdesatın (agğaç, ev, ahır vb.) kime ait oldugğu tutanagğın beyanlar hanesinde goüsterilir. 7.H.D uygulamasına goüre ister elbirligği ister paylı muülkiyet durumu olsun iştirakçilerden ve paydaşlardan birine ait bir muhdesat varsa bunun goüsterilmesi gerekir.
Kadastro Kanunu’nun 20. maddesi kayıt ve belgelerin kapsamının tayinini duüzenlemektedir. Burada uüzerinde durulması gereken husus kayıt ve belgeler harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması muümkuün bulunmakta ise harita, plan ve krokideki sınırlara itibar edilecegğinden kayıt ve belgeler istenirken harita, plan ve krokisinin olup olmadıgğı da (oüzellikle tapu kayıtlarının) mutlaka sorulmalı, oürnegğin tescil ilamı ile oluşmuş bir tapu kaydının oülçekli haritası oldugğu dikkate alınmalı, varsa tescil dosyası mahkemesinden, mahkemesinde dosya yoksa tescil ilamına ekli haritası tapu sicil muüduürluügğuünden getirtilmeli, kadastro haritası ile oülçegği eşitlenip kayıt ve belgenin kapsamı tam olarak belirlenmelidir. Kayıt ve belgelerdeki fazlalıkların KK 14. ve 17.maddeleri huükmuüne goüre zilyetlikle kazanma koşulları varsa 40 ve 100 doünuüm sınırlaması dahilinde kazanılmalarının olanaklı oldugğu hatırda tutulmalıdır.
Kadastro Kanunu’nun 22. maddesi huükmuüne goüre ikinci kadastro huükuümsuüz olup yenileme kadastrosu ile ikinci kadastroyu karıştırmamak gerekir. Zira yenileme kadastrosu ikinci kadastro degğildir yenileme kadastrosunda eskimiş paftalar yenilenmekte malik hanesi degğişmemektedir.
Kadastro Kanunu’nun 24. maddesi adli kuruluşu, kadastro mahkemelerini duüzenlemekte ancak 3. yargı paketi olarak bilinen 2.7.2012 tarihinde R.G. yayımlanan Kanun’un 73.maddesine goüre birden çok yargı alanında yetkili kadastro mahkemesi kurulması yasal hale getirilmiştir.
Kadastro Kanunu’nun 25. madde genel olarak kadastro mahkemelerinin goürevini duüzenlemektedir. ÜÜzerinde durulması gereken oünemli hususlardan bir kaçına degğinmekte yarar bulunmaktadır. Kadastro tutanagğı yoksa kadastro mahkemesi goürevsizdir oürnegğin yollar hakkında kadastro tutanagğı duüzenlenmez egğer paftasında yol olarak goüsterilen bir yerin tescili isteniliyorsa genel mahkemelerde tescil davası açmak gerekir. Kadastro mahkemesinde bu istek hakkında karar verilemez. Ancak tutanagğı duüzenlemiş bir yerin umumi yol oldugğu ve tutanagğının iptali ve yol olarak paftasında goüsterilmesi isteniliyorsa kadastro mahkemesi görevlidir çünkü ortada bir_tutanak vardır. Yine kadastro mahkemesi kural olarak tespit guünuünden oünceki haklara bakar sonraki haklara bakamaz istisnası tespitten sonra tapüda devir yapılmışsa yine kadastro mahkemesi goürevlidir. Yenilik dogğürücü, oürnegğin taksim, ortaklıgğın giderilmesi gibi itirazlara kadastro mahkemesinde bakılamaz. (K.K. 25/son)
Kadastro Kanünü’nün 27.maddesi hüükmüüne goüre hükük mahkemelerinde devam eden taşınmaz mala ilişkin davalarda tutanak duüzenlenmesi ile birlikte goürevsizlik kararı verilmesi gerekir. Burada uüzerinde durulması gerekli husus, taşınmazın aynına ilişkin tapu iptali ve tescil, muüdahalenin men’i gibi isteklerde goürevsizlik kararı verilebilir. OÜ rnegğin haksız fiil nedeniyle mahsule verilen zararın tazmini isteniyorsa burada goürevli mahkeme yine hukuk mahkemeleridir. Goürevsizlikle gelen dosyaların kesinleştirilip kesinleştirilmedigğine dikkat etmek gerekir. Çuünkuü goürevsizlik kararı nihai ve yasa yolu açık bir karardır.
Kadastro Kanunu’nun 28. maddesi kadastro davalarında izlenecek usuluü duüzenlemektedir. Burada genel hukuk uyuşmazlıklarından farklı olarak taleple bagğlı kalınmaksızın kadastro tutanakları, birleşik kroki, komşu parsel tutanakları varsa kadastro sırasında uygulanan kayıt ve belgeler mahkemece getirtilir ve duruşma guünuü tebligğ edilir. Dava sebep ve delilleri dava dilekçesinde bildirilmez ve ilk oturuma da gelip soüzluü olarak açıklanmazsa KK 28/2. maddesi geregği davanın açılmamış sayılmasına karar verilir. Ancak bu huükmuü hak kaybına neden olacak ve gereksiz yargılama giderine sebep olacak şekilde uygulamamak gerekir.
Kadastro Kanunu’nun 29. maddesi yargılama usuluünuü duüzenlemektedir. Gelmeyen tarafın yoklugğunda duruşma devam eder, bir mirasçı digğerlerinin muvafakati olmadan dava açabilir, tek başına davaya devam edebilir, oüluü oldugğu açıklanmak suretiyle tespit yapılmışsa oüluü falanca kişi mirasçıları diyerek dava açabilir ve kadastro mahkemeleri adli tatile tabi degğildir.
Kadastro Kanunu’nun 30. maddesi huükmuüne goüre kadastro tutanagğı duüzenlenirken beyanına başvurulan ve tutanakta imzaları bulunan tutanak bilirkişileri, toplanan deliller ile tutanak içerigği arasında çelişki bulunursa tutanak bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenir yani tutanak içerigğine aykırı sonuca varılmışsa tutanak bilirkişilerinin dinlenmesi gerekir.
Kadastro Kanunu’nun 31. maddesi uyarınca kadastro mahkemelerinde karı koca menfaatleri zıt olmamak koşuluyla birbirlerini temsil edebilir. Yine ikinci fıkraya goüre vekaâlet uücreti davanın oünemi, vekilin sarf ettigği emek, tarafların davada iyi niyetle hareket edip etmedigği hak ve eşitlik kuralları goüz oünuünde tutulup maktu olarak takdir ve tayin olunur ancak keşif yapılmışsa taşınmaz malın degğerine goüre belirlenecek nispi vekaâlet uücretinin uüstuüne çıkılamaz.
Kadastro Kanunu’nun 36. maddesi yargılama giderleri ve kadastro harcını duüzenlemektedir. Burada dikkat edilmesi gerekli husus keşif gideri yatırılmadıgğı için davanın reddedilebilmesi için davanın re’sen araştırma ilkesine tabi olmaması, dosyanın keşfe hazır hale getirilmesi, giderlerin kalem kalem bildirilmesi, tanıkların arazi uyuşmazlıklarında taşınmaz başında dinlenmeleri gerektigği ve tarafların tanıklarını hazır etme yuükuümluüluüklerinin bulunmadıgğı goüz oünuünde tutularak yerel bilirkişi ve tanık davetiye giderlerinin de goüsterilmesi gerekir.
Kadastro Kanunu’nun 46. maddesi geregği 4753 sayılı Yasa uyarınca hazine adına tescil edilen taşınmaz mallar tapuya ragğmen bu madde huükmuü geregği hazine tapusunun oluşturuldugğu guüne kadar Kadastro Kanunu’nun 14. maddesindeki koşullar ve kısıtlamalar daâhilinde zilyetleri adına tescil edilir. 46/2. madde geregği dagğıtma ve iskan işlemleri tamamlanmamış olsa bile kendisine dagğıtım yapılan ve iskaânen verilen şahıslara başka şart aranmaksızın tescili olanaklı hale getirmiştir.
Kadastro Mahkemelerinde Görülen Başlıca Dava Türleri
Kadastro tespitine itiraz davası,
Kadastrodan oünceki nedenlere ve tapu kaydına dayanılarak genel mahkemelerde açılıp goüruülen tapu kaydı iptal ve tescil davası,
Kadastro oüncesi zilyetligğe dayalı tapu kaydı iptal ve tescil davası,
Kadastro harici bırakılan ve tutanak duüzenlenmeyen taşınmazlar hakkında tapu kaydına dayanılarak açılan tescil davası,
Kadastro harici bırakılan taşınmazlar hakkında zilyetligğe dayalı tescil davası,
Hazine tarafından, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazlar hakkında 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 18.maddesine dayanılarak açtıgğı tescil davası,
2859 sayılı “Tapulama ve Kadastro Paftalarının Yenilenmesi Hakkındaki Kanun ile 3402 sayılı yasanın 22/a maddesi uyarınca tutulan yenileme ve uygulama tutanaklarına itiraz davası,
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 41.maddesine dayanılarak Kadastro Muüduürluügğuünce verilen taşınmazın yuüzoülçuümuünuün duüzeltilmesi kararının iptali davası,
5831 sayılı Kanunun 8.maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu’na eklenen ek-4 madde uyarınca 2/B alanlarında yapılan kullanım kadastrosundan 6831 sayılı kanunun 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarılan alanlarda taşınmaz uüzerindeki zilyetlik ve muhdesatın aidiyetinin belirlenmesi davası,
İİmar uygulamasının idari yargı yerinde iptali nedeniyle kadastral parselin ihyasına yoünelik tapu İİptal ve tescil davası,
Afet Kadastrosundan kaynaklanan tuüm davalar,
2924 sayılı “Orman Koüyluülerinin Kalkınması ve Desteklenmesi Hakkındaki Kanun” uyarınca yapılan kullanım kadastrosuna ilişkin davalar,
Kadastro Mahkemelerinde goüruüluür.
Kadastro Tespıtıne İtiraz Davası
Araştırılması Gereken Hususlar Ve Deliller
Bu davalarda;
Kadastro davalarında tutanak asıllarının dosyada bulunması zorunlu bulundugğundan dava konusu taşınmazların kadastro tespit tutanaklarının asıllarının getirtilmesi, 766 sayılı Tapulama Kanunu’na goüre tutulan kadastro tutanaklarında itiraz uüzerine kadastro komisyonunca verilen kararlara karşı açılan davalarda tutanagğın eki olan komisyon kararı ve ilgililerine tebligğine dair tebligğ belgelerinin,
Dayanılan tapu kayıtları, vergi kayıtları ve digğer tuüm belge ve kayıtların,
Taşınmaza komşu bulunan tuüm parsellerin kadastro tespit tutanaklarının onaylı suretleri ile varsa uygulanan kayıtların,
Davacı tarafın dayandıgğı tapu kaydı ve vergi kayıtlarının kadastro tespitinde başka parsellere uygulanıp uygulanmadıgğının Kadastro Muüduürluügğuü ve Tapu Muüduürluügğuü’nden sorularak revizyon goürduügğuü parsellerin kadastro tespit tutanaklarının onaylı suretlerinin,
Dayanılan veraset ilamları ya da verasete esas teşkil eden nuüfus kayıt oürneklerinin,
Getirtilmesi,
Goürev ve yetki hususunun degğerlendirilmesi,
Taraflar adına aynı çalışma alanında belgesizden tespit edilen taşınmaz bulunup bulunmadıgğının Tapu Muüduürluügğuü, Kadastro Muüduürluügğuü ve Yazı İİşleri Muüduürluügğuünden sorulması,
Keşif, bilirkişi incelemesi yapılması, taşınmazların fotogğraflarının rapora eklenmesi,
Tarafların dayandıkları belgelerde sahtecilik iddiasının bulunması halinde bilirkişi incelemesi yaptırılması,
Tarafların senede dayanması halinde senet tanıklarının taşınmaz başında dinlenmesi, senet hudutları zemine uygulanarak kapsamlarının belirlenmesi,
Taksim iddiasına dayalı davalarda usuluüne uygun taksim araştırması yapılması,
Dayanılan tapu kayıtları ile varsa haritalarının keşifte zemine aplike edilmesi, tapu hudutlarının zeminde tek tek goüstertilerek uygulanması, tapu
kapsamının goüsterir fen bilirkişisinden krokili rapor alınması,
Taşınmazın niteligği ve toprak yapısının belirlenmesi açısından ziraat bilirkişisinden ayrıntılı ve bilimsel verilere dayalı rapor alınması,
Aynı parsel hakkında birden fazla dava açılması halinde davaların birleştirilmesi ve birleştirilen dava dosyalarının celbi,
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 30.maddesi geregğince oüncesi davalı oldugğundan bahisle malik hanesi açık bırakılan taşınmazlar hakkında genel mahkemelerde muülkiyete yoünelik açılan ve kadastro mahkemesine devrolunan dava dosyalarının kadastro dosyası ile birleştirilerek kanunda oüngoüruülen askı ilanlarının yaptırılması,
Üyuşmazlık ortak sınıra ilişkin ise; yoüntemince yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan ortak sınırın neresi oldugğu sorularak saptanması, ortak sınırın belirlenememesi halinde varsa kayıtların yuüzoülçuümleri dikkate alınarak, tapulardaki miktarlara goüre orantı kurularak belirlenmesi, tapu kayıtlarının bulunmaması halinde kullanıma degğer verilerek ihtilafın çoüzuülmesi,
Meraya ilişkin uyuşmazlıklarda komşu koüyde ikamet eden elverdigğince yaşlı ve tarafsız yerel bilirkişi isim listesi istenilmesi varsa mera tahsis kaydı ve haritasının getirtilmesi, keşifte taşınmazın oüncesinin kadim mera olup olmadıgğı, sınırında mera parseli varsa mera ile arada ayırıcı kadim sınır bulunup bulunmadıgğı, meradan genişletilip genişletilmedigğinin araştırılması, mera tahsis kaydı ve haritası uygulanarak kapsamının belirlenmesi,
Taşınmazın muristen intikal ettigği iddiasına dayalı itiraz davalarında tarafların murislerine ilişkin vukuatlı nuüfus kayıtları ve veraset ilamlarının celbi ile gerekirse kadastro mahkemesince veraset ilamı çıkartılarak dosyaya konulması,
Zilyetligğe dayalı itiraz davalarında taşınmazın tespit tarihinden geriye 20 yıla aşkın suüre ile zilyetlik bulunup bulunmadıgğı, zilyetligğin iktisaba elverişli olup olmadıgğının araştırılması,
Taşınmaz hakkında 4753 sayılı Kanun geregğince yapılan toprak tevzi çalışmalarının soüz konusu oldugğu hallerde bu çalışmalara ilişkin, belirtmelik tutanakları, belirtmelik haritaları, dagğıtım cetvelleri ve çalışmalar sonucu tapu kaydı oluşmuş ise tapu kayıtlarının temini, taşınmaz başında yapılacak keşifte tevzi haritaları ile kadastro paftalarının oülçekleri eşitlendikten sonra çakıştırma yapılarak zemine uygulanması, sagğ iseler belirtmelik bilirkişilerinin belirtmelik tutanaklarının içerikleri ile ilgili tanık sıfatıyla dinlenerek bilgilerinin alınması,
Gerekmektedir.
Uygulamada Sıkça Hataya Düşülen ve Yargılamanın Uzamasına Neden Olan Konular
Bu davalarda sıkça hataya duüşuülen konular;
Davanın başında yetki, goürev, husumet yoünuünden degğerlendirme yapılmaması,
Kadastro Mahkemesinin goürevi tutanak duüzenlenen taşınmazlarla sınırlı olup kadastro tutanagğı duüzenlenmeyen yerler hakkında goürevsizlik kararı verilmesi gerekirken davanın esastan goüruülmesi,
Davanın tespit malikine karşı açılması gerektigğine dikkat edilmemesi ve taraf teşkilinin oüncelikle tamamlanmadan esastan incelemeye geçilmesi, iştirak halinde muülkiyetin soüz konusu oldugğu hallerde bir mirasçının dava açıp açtıgğı davayı yuüruütebilecegği halde digğer mirasçıların davaya katılmaya çalışılması,
Tutanak aslının dosyada bulunması zorunlu bulundugğu halde dava konusu taşınmazın tutanak aslının dosyaya getirtilmesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 30.maddesi geregğince malik haneleri boş bırakılan taşınmazlar hakkında genel mahkemelerden goüruülen dosyanın kadastro dosyası ile birleştirilmemesi,
Dava konusu taşınmazın kadastro tutanagğının kaybolması halinde dosyada tasdikli sureti ya da fotokopisinin bulunması halinde durma kararı verilerek kadastro muüduürluügğuünden suretine goüre tutanak aslının duüzenlettirilerek dosyasına konulması, suretinin bulunmaması halinde dosyanın esasının kapatılarak tutanak aslının duüzenlenmesi (ihyası) için kadastro muüduürluügğuüne goünderme kararı verilmesi gerekirken tutanak aslı dosyada olmayan parseller hakkında yargılamaya devam edilmesi,
Genel mahkemelerden aktarılan muülkiyete ilişkin davalarda mahkemece dava dilekçesi keşif yapılarak zemine uygulanmaması, dava konusu parseller belirlenerek gerektigğinde oüncesi genel mahkemede davalı oldugğu halde yanlışlıkla kesinleştirilen parsellerin tutanak asılları getirtilerek davalı hale getirtilmemesi, 30 guünluük askı ilanları yaptırılmadan esastan inceleme yapılması,
Genel mahkemelerde dava konusu oldugğundan bahisle malik haneleri açık bırakılan taşınmazlar hakkında malik belirlenerek tescil kararı verilmesi gerekirken tescil kararı verilmemesi ya da tespit gibi tescil kararı verilerek infazı muümkuün olmayan ve sicilin açık kalmasına neden olan karar verilmesi,
Keşif için uzun suüre duruşmaların ertelenmesi,
Kadastro Kanunu’nda ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda oüngoüruülen kesin suürelerin işletilmemesi,
Yerel bilirkişi listesi ve komşu parsel tutanak ve dayanakları celp edilmeden keşif yapılması,
Askı ilan suüresi geçtikten sonra açılan davalarda goürevsizlik kararı verilmeyerek davaya devam edilmesi,
Aynı parsel hakkında açılan tuüm davaların birlikte goüruülmesi gerekirken ayrı ayrı goüruülerek çelişkili huükuümler yaratılması ya da birleştirilen dava dosyasının dosya içine alınmaması, birleştirilen davanın taraflarının karar başlıgğında yazılmaması, birleştirilen dava ile ilgili karar verilmemesi,
Dayanılan tapu kayıtları tuüm tedavuülleri ile varsa haritası ya da dayanagğı ilam ve belgelerin getirtilmemesi, 4753 sayılı Kanun’a goüre yapılan çalışmanın soüz konusu oldugğu hallerde belirtmelik tutanagğı, haritaları ve tablendikatif cetvellerinin getirtilmemesi,
Dayanak tapu kayıtları ve vergi kayıtlarının revizyonlarının araştırılmaması,
Tapu kayıtları, vergi kayıtları ve oluşum belgelerinin usuluüne uygun zemine uygulanmaması, yerel bilirkişiler ve tanıklar yardımıyla hudutlarının zeminde tek tek goüstertilerek kapsamlarının tam olarak belirlenmemesi, kayıtların kapsamını, hudutlarını goüsterir şekilde fen bilirkişisinden krokili rapor alınmaması,
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20/A maddesi geregğince kaydın haritasının bulunması halinde kadastro paftası ile oülçekleri eşitlendikten sonra zemine çakıştırılmak suretiyle uygulanmaması ve haritası ile geçerli kaydın kapsamını goüsterir krokili rapor alınmaması,
Kadastro Kanunu’nun 36.maddesinde oüngoüruülen kesin mehil ihtarının usuluüne uygun yapılmadıgğı halde kesin mehilden davanın reddedilmesi,
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20/A maddesi geregğince haritaya dayanan kayıtların kapsamlarının haritasına goüre belirlenmemesi,
Kadastro tespit tutanagğının aksine karar verildigği halde tespit bilirkişilerinin dinlenmemesi,
Ortak muristen intikal ettigği ileri suüruülen davalarda usuluüne uygun taksim araştırması yapılmaması, murise ait veraset ilamının kadastro mahkemesince çıkartılabilecegği halde veraset ilamının çıkartılması için duruşmaların ertelenmesi,
Gayrimenkuluün aynına ilişkin davalarda yerel bilirkişi ve tanıkların taşınmaz başında dinlenmesi zorunlu bulundugğu halde duruşmada dinlenilmesi, mera uyuşmazlıklarında komşu koüyden yerel bilirkişi ve tanık dinlenmesi gerektigği halde aynı koüyden yerel bilirkişi ve tanık dinlenmesi, usuluüne uygun mera araştırması yapılmaması,
Mera, yayla gibi taşınmazlar hakkında sınırlandırma kararı verilerek oüzel siciline yazılmasına karar verilmesi gerekirken bu tuür taşınmazların tapuya tesciline karar verilmesi,
Dava konusu taşınmaz hakkında açık ve infaza kabil sicil oluşturulmaması, taşınmazların kim veya kimler adına hangi paylar oralında tescil edildigğinin yazılmaması, dava edilen tuüm taşınmazlar hakkında sicil oluşturulması, tescil huükmuü kurulması gerekirken bazı parseller unutularak tescil huükmuü kurulmaması,
Gerekli olmayan belgeler istenerek duruşmaların bir çok kez ertelenmesi, beklenmesi gerekli olmadıgğı halde başka mahkemelerdeki dava sonucunun beklenilmesi, beklenilen dosyaların sonucunun araştırılmaması,
Tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli kararın huükuüm fıkrasının aynı olmaması,
Yargılama sırasında ve mahkemece verilen kararın taraflara usuluüne uygun tebligğ edilmemesi,
Kararın temyizi halinde temyiz harçları alınmadan dosyanın Yargıtay’a temyiz incelemesi için goünderilmesi,
Temyiz harç ve giderlerinin oüdenmemesi halinde giderlerin oüdenmesi için temyiz edene Hukuk Üsuluü Muhakemeleri Kanunu’nun 434/3. maddesi geregği kesin suüre verilmemesi veya verilen suürede giderlerin oüdenmemesi halinde kararın temyiz edilmemiş sayılmasına dair ek karar verilmeden dosyanın temyiz incelemesine goünderilmesi,
Temyiz incelemesine goünderilen dosyanın 6100 sayılı Yasa’nın Geçici 3.maddesi goündermesiyle HMÜK.’nın 433/3 maddesi ve Hukuk Mahkemeleri Yazı İİşleri Yoünetmeligği’nin 25. maddesine uygun olarak tarih ve işlem sırasına goüre duüzenlenip dizi pusulasına bagğlanmaması,
Şeklinde sayılabilir.
Kadastro Öncesı Tapu Kaydına Dayalı Tapu İptal Ve Tescil Davası
Araştırılması Gereken Hususlar Ve Deliller
Bu davalarda;
Dava konusu taşınmazın kadastro tespit tutanaklarının onaylı suretleri ve tesis kadastrosu ile oluşan tapu kayıtlarının,
Mahalli tapu muüduürluügğuü ile Başbakanlık Tapu Arşiv Dairesi Başkanlıgğı’ndan dayanılan tapu kayıtlarının tesisinden itibaren tuüm tedavuüllerinin ,
Komşu parsellerin kadastro tespit tutanaklarının onaylı suretleri ve dayanagğı tapu kayıtlarının,
Getirtilmesi,
Eski tapu kayıtlarının bilirkişiye tercuümesinin yaptırılması,
Davacının dayandıgğı tapu kaydının kadastro tespiti sırasında revizyon goüruüp goürmedigği hem tapu sicil muüduürluügğuünden hem de kadastro muüduürluügğuünden sorulması, revizyonu varsa kadastro tespit tutanaklarının onaylı suretleri getirtilerek dosyasına konulması, tapu uygulamasında nazara alınması,
Mahallinde keşif yapılarak dayanılan tapu kayıtlarının ve varsa haritaları usuluüne uyun uygulanarak kapsamlarının belirlenmesi, teknik bilirkişisinden keşif ve uygulamayı, tapu kayıtlarının kapsamını goüsterir ayrıntılı ve kroki rapor alınması,
Kadastro tutanagğının kesinleşme tarihi ile dava tarihi arasında 10 yıllık hak duüşuüruücuü suürenin geçip geçmedigğinin araştırılması,
Davanın tapu kaydı malikine yoüneltilip yoüneltilmedigğinin davanın başında nazara alınması,
Gerekmektedir.
Uygulamada Sıkça Hataya Düşülen ve Yargılamanın Uzamasına Neden Olan Konular
Bu davalarda sıkça hataya duüşuülen konuların;
Husumetin dogğru yoüneltilip yoüneltilmedigğinin ve taraf teşkili sagğlanılıp sagğlanılmadıgğının davanın başında incelenmeksizin esasa girilmesi,
Kadastro tespitinin kesinleşme tarihi ile dava tarihi arasında 10 yıllık hak duüşuüruücuü suüre geçtikten sonra açılan davalarda 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 maddesinde oüngoüruülen hak duüşuüruücuü suüreden dava ret edilmeyerek esastan inceleme yapılarak karar verilmesi,
Keşif için birçok kez duruşmaların ertelenerek keşfin yapılamaması,
Dosya keşif için hazır olmadıgğı halde keşif kararı verilerek eksik ve yetersiz keşif yapılması,
Tarafların dayandıkları tapu kayıtlarının tuüm tedavuüllerinin varsa haritası ile birlikte getirtilmemesi, mahallinde kayıtların yerel bilirkişi yardımı ve fen bilirkişi eli ile zemine çakıştırılarak tam olarak uygulanmaması, kapsamlarının belirlenmemesi, tapu kayıtlarının yerel bilirkişilerce bilinemeyen sınırlarının tespiti için taraflara tanık dinletme olanagğının tanınmaması,
Tarafların dayandıkları tapu kayıtlarının kadastro tespiti sırasında revizyon goüruüp goürmediklerinin araştırılmaması,
Dayanılan tapu kayıtlarının oluşum belgelerinin getirtilmemesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20/A maddesi geregğince haritaya dayanan kayıtların kapsamlarının haritasına goüre belirlenmemesi,
Keşif sonucu fen bilirkişisinden tapu uygulaması goüsterir krokili rapor alınmaması,
Oldugğu soüylenebilir.
Kadastro Öncesı Zılyetlığe Dayalı Tapu İptal Ve Tescil Davası
Araştırılması Gereken Hususlar Ve Deliller
Bu davalarda;
Dava konusu taşınmazın kadastro tespit tutanaklarının onaylı suretleri ve tesis kadastrosu ile oluşan tapu kayıtlarının getirtilerek davanın tapu malikine karşı açılıp açılmadıgğının degğerlendirilmesi, kadastro tutanagğının kesinleşme tarihi ile dava tarihi arasında 10 yıllık hak duüşuüruücuü suürenin geçip geçmedigğinin araştırılması,
Komşu parsel kadastro tutanakları ve dayanaklarının getirtilmesi ve yapılacak keşifte uygulanması,
Davacı ve egğer taşınmaz muristen kalmışsa muris ve digğer mirasçıları adına belgesizden kazandıkları taşınmaz miktarının 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesindeki sınırları aşıp aşmadıgğı hususunun tapu sicil muüduürluügğuü, kadastro muüduürluügğuü, hukuk mahkemeleri yazı işleri muüduürluügğuünden sorulması,
Ziraat bilirkişiden imar ve ihyanın hangi tarihte tamamlandıgğı, kaç yıldır kullanıldıgğı, ekonomik amaca uygun zilyetlik şartlarının gerçekleşip gerçekleşmedigği hususlarını açıklar rapor alınması,
Gerekmektedir.
Uygulamada Sıkça Hataya Düşülen ve Yargılamanın Uzamasına Neden Olan Konular
Bu davalarda;
Taşınmazın kadastro tespit tutanaklarının ve kadastro tespiti ile oluşan tapu kayıtlarının dosyasına getirtilmemesi,
Kadastro tutanagğının kesinleşme tarihi ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12.maddesinde oüngoüruülen 10 yıllık hak duüşuüruücuü suürenin geçip geçmedigği araştırılmadan esasa girilmesi,
Komşu parsel tutanak ve dayanaklarının getirtilerek keşifte uygulanmaması,
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14.maddesinde oüngoüruülen sınırlamalar ile ilgili yani aynı çalışma alanında belgesiz zilyetligğe dayalı taşınmaz elde edilip edilmedigği yoünuünde araştırma yapılamaması,
Ziraat bilirkişisinden taşınmazın toprak yapısı, niteligği, egğimi gibi hususlarda ayrıntılı rapor alınmaması, taşınmazın fotogğraflarının çektirilmemesi,
Sıkça rastlanan oürnekler arasındadır.
Kadastro Harıcı Bırakılan Taşınmazlar Hakkında Tapu Kaydına Dayalı Tescil Davası
Araştırılması Gereken Hususlar Ve Deliller
Bu davalarda;
Husumetin degğerlendirilmesi, davanın Hazine ve ilgili Kamu Tuüzel Kişiligği’ne karşı açılıp açılmadıgğının denetlenmesi,
Taşınmazı goüsterir kadastro paftasının getirtilmesi,
Dayanılan tapu kayıtlarının tesisinden itibaren tuüm tedavuül kayıtlarının varsa tuüm oluşum belgeleri ile dayanagğı haritanın getirtilerek tapu kaydının revizyon goüruüp goürmedigğinin araştırılması,
Keşif yapılarak dayanılan tapu kayıtları zemine uygulanarak tescil harici bırakılan yere uyup uymadıgğının teredduüte mahal bırakmayacak şekilde belirlenmesi, bu konuda fen bilirkişisinden ayrıntılı ve krokili rapor alınması,
Gerekmektedir.
Uygulamada Sıkça Hataya Düşülen ve Yargılamanın Uzamasına Neden Olan Konular
Bu davalarda sıkça yapılan hatalar;
OÜ ncelikle husumet yoünuünden inceleme yapılmadan taraf teşkili sagğlanmadan esasa girilmesi, (husumetin Hazine ve ilgili kamu tuüzel kişisine yoüneltilip yoüneltilmedigği goüzetilmeden, Hazine sadece taraf goüsterilmiş ise ilgili kamu tuüzel kişisinin de davaya dahil ettirilmeden yargılamanın goüruülmesi)
Dayanılan tapu kayıtlarının tuüm tedavuüllerin ve oluşum belgeleri ile birlikte getirtilmemesi, revizyon goüruüp goürmedigğinin araştırılmaması,
Tapu kayıtlarının mahallinde yerel bilirkişiler, tanıklar yardımı ile fen bilirkişi eli ile zemine tam olarak uygulanmaması, kapsamlarının teredduüte mahal vermeyecek şekilde kesin olarak belirlenmemesi, haritaya dayanan tapu kayıtlarının kapsamlarının haritasına goüre belirlenmemesi,
Dayanılan tapu kaydının tescil harici bırakılan dava konusu yere uyup uymadıgğını goüsterir fen bilirkişisinden krokili rapor alınmaması,
Şeklinde sıralanabilir.
Kadastro Harıcı Bırakılan Taşınmazlar Hakkında Zilyetliğe Dayalı Tescil Davası
Araştırılması Gereken Hususlar Ve Deliller
Bu davalarda;
Taşınmazı goüsterir kadastro paftasının getirtilmesi,
Taşınmazın hangi tarihte ve hangi sebeple tespit harici bırakıldıgğı hususunun sorulması,
Komşu parsel kadastro tutanakları ve dayanaklarının getirtilmesi ve yapılacak keşifte uygulanması,
Yasal ilanların yapılması,
Husumetin dogğru belirlenmesi, (bu tuür davalarda husumet Hazine ve ilgili Kamu Tuüzel Kişisine yoüneltilmeli, taşınmaz/taşınmazlar buüyuükşehir belediyesi sınırları içinde ise ilgili buüyuükşehir belediye başkanlıgğı yanında taşınmazın idari olarak bagğlı bulundugğu ilçe belediye başkanlıgğına da husumet yoüneltilmelidir.)
Davacı ve egğer taşınmaz muristen kalmışsa muris ve digğer mirasçıları adına belgesizden kazandıkları taşınmaz miktarının 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesindeki sınırları aşıp aşmadıgğı hususunun tapu muüduürluügğuü, kadastro muüduürluügğuü, hukuk mahkemeleri yazı işleri muüduürluügğuünden sorulması,
Ziraat bilirkişiden imar ve ihyanın hangi tarihte tamamlandıgğı, kaç yıldır kullanıldıgğı, ekonomik amaca uygun zilyetlik şartlarının gerçekleşip gerçekleşmedigği hususlarını açıklar rapor alınması,
Gerekmektedir.
Uygulamada Sıkça Hataya Düşülen ve Yargılamanın Uzamasına Neden Olan Konular
Bu davalarda sıkça yapılan hatalar;
Taşınmazı goüsterir kadastro paftasının getirilmemesi,
Taşınmazın hangi tarihte ve hangi sebeple tescil harici bırakıldıgğı hususunun araştırılmaması, gerektigğinde tescil harici bırakılma sebebinin dayanagğını oluşturan belgelerin getirtilememesi,
Yasal ilanların yaptırılmaması,
Davada husumetin dogğru yoüneltilip yoüneltilmedigği degğerlendirilmeden esasa girilmesi, oüzellikle buüyuükşehir belediye sınırları içinde bulunan taşınmazlarla ilgili davanın buüyuükşehir belediye başkanlıgğı ile ilçe belediye başkanlıgğının davada birlikte taraf olması gerektigğinin duüşuünuülmemesi,
Keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan imar ihyanın hangi tarihte tamamlandıgğı, zilyetligğin suüresi, suürduüruüluüş biçimi hakkında ayrıntılı ve maddi olaylara dayalı bilgi alınmaması,
Ziraat bilirkişisinden taşınmazın niteligği, toprak yapısı, imar ihyanın başlama ve bitiş tarihleri hususlarında ayrıntılı fotogğraflı rapor alınmaması,
Biçiminde belirtilebilir.
Hazıne’nın Tescıl Harıcı Bırakılan Taşınmazlar Hakkında Devletin Hüküm Ve Tasarrufu Altındaki Yerlerden Olduğu İddiası İle Açtığı Tescil Davası
Araştırılması Gereken Hususlar Ve Deliller
Bu davalarda;
Hazine tarafından davanın taşınmazın bulundugğu ilgili kamu tuüzel kişiligğine karşı açılıp açılmadıgğının davanın başında degğerlendirilmesi,
Dava konusu taşınmazı goüsterir kadastro paftalarının celbi,
Hazinenin dayandıgğı mera tahsis kayıtları ve tuüm digğer kayıtların getirtilmesi,
Mahallinde keşif yapılarak yerel bilirkişi ve tanıkların dinlenmesi, taşınmazın devletin huükuüm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup olmadıgğı, ne şekilde kullanıldıgğı hususlarında ayrıntılı bilgi alınması,
Ziraat bilirkişisinden taşınmazın toprak yapısı, niteligği, egğimi, devletin huükuüm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup olmadıgğı hususlarında ayrıntılı, bilimsel verilere dayalı rapor alınması, rapora taşınmazın fotogğraflarının da eklenmesi,
Gerekmektedir.
Uygulamada Sıkça Hataya Düşülen ve Yargılamanın Uzamasına Neden Olan Konular
Bu davalarda;
Keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazın ne olarak kullanıldıgğı, oüzel muülkiyete konu yerlerden ya da Devletin huükuüm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup olmadıgğı hususlarının etraflıca sorularak, maddi olaylara dayalı bilgi alınmaması,
Ziraat bilirkişisinden taşınmazın toprak yapısı, niteligği, egğimi, Devletin huükuüm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup olmadıgğı hususlarında ayrıntılı ve bilimsel verilere dayalı rapor alınmaması, taşınmazın fotogğraflarının çektirilip rapora eklenmemesi,
Üygulamada en çok rastlanan eksikliklerdendir.
Yenıleme Ve Uygulama Tutanaklarına İtiraz Davası
Araştırılması Gereken Hususlar Ve Deliller
Bu davalarda;
Davanın askı ilan suüresi içinde açılıp açılmadıgğının araştırılması, Kadastro Mahkemesi’nce gerektigğinde goürevsizlik kararı verilmesi,
Yenileme ve uygulama kadastrosuna konu taşınmazların tapu kayıtlarının getirtilmesi, davanın tapu maliki tarafından dogğru hasma karşı açılıp açılmadıgğının bu şekilde denetlenmesi,
Yenileme ve uygulama tutanaklarının asıllarının celbi, denetime verir teşkil edecek ortofoto, tesis kadastrosu haritası, varsa bu haritada degğişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanılan digğer haritalar gibi bilgi ve belgelerin dosyaya daâhil edilmesi,
Mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve harita muühendisi fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılması, keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan ilk tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadıgğı sorularak varsa yerleri fen bilirkişisine işaretlettirilmesi, fotogğrafları çekilmesi, fen bilirkişisinden uygulama kadastrosuna esas teşkil eden bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesinin istenmesi, fen bilirkişi raporunda, ilk tesis kadastrosunun hangi yoüntem ve tekniklerle yapıldıgğı, uygulanan yoüntemlerin hata paylarının ne oldugğu, uüretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılıgğın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandıgğı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların yoünetmelik huükuümlerine uygun olarak tespit edilip edilmedigği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise dogğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektigği gibi hususlar ve “ada raporu” ile “uygulama tutanagğı ve haritasını” irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı ayrıntılar yer almalı ayrıca birincisi, ortofoto uüzerinde ilk tesis kadastrosuna ait harita ile uygulama haritasını ada bazında, ikincisi çekişmeli taşınmazlar ve komşularını kapsar bazda ve uüçuüncuüsuü ise ilk tesis kadastro haritası ile çekişmeli taşınmazların zeminini çakıştırır bazda en az uüç adet harita duüzenlenmesi ve uygulama haritasında yanlışlık varsa, dogğru sınırları goüsterir harita tanzim edilmesinin istenilmesi,
Gerekmektedir.
Uygulamada Sıkça Hataya Düşülen ve Yargılamanın Uzamasına Neden Olan Konular
Tapu kayıtları, tesis kadastro paftaları, uygulama kadastrosu paftaları getirtilmeden keşif yapılması,
Taşınmaz başında yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda tesis kadastrosu ile uygulama paftalarının çakıştırılarak zeminde kapsamlarının goüsterilmemesi, ilk tesis sınırlarının esas alınmaması,
Üygulama kadastrosuna karşı askı ilan suüresi içinde kadastro mahkemesinde açılan itiraz davaları sonunda taşınmazların uygulama tutanagğı ve yuüzoülçuümleri kesinleşmeyip açık kaldıgğından taşınmazın yeni yuüzoülçuümuü hakkında sicil oluşturulmaması, yuüzoülçuümlerinin açık bırakılması ya da mahkemece yuüzoülçuümuü yoünuünden tescil huükmuü kurması gerekirken tutanakların tescil işlemlerinin yapılması için tapu sicil muüduürluügğuüne goünderme kararı verilmesi,
Yenileme ve uygulama tutanaklarına itiraz davasında tapu kaydına geçmiş ya da geçmemiş muülkiyet iddiaları inceme konusu yapılamayacagğından muülkiyet iddiasına yoünelik davalar hakkında genel mahkemelere goürevsizlik kararı verilmeyerek esastan karar verilmesi,
Bu tuür davalarda muülkiyet aynen kalıp taşınmazın yuüzoülçuümuü kesinleşmedigği ve sadece yuüzoülçuümuüne ilişkin tescil kararı verilmesi gerekirken taşınmazın malikleri yoünuünden de tescil kararı verilmesi,
Bu kapsamda degğerlendirilebilir.
3402 sayılı kadastro kanunu’nun 41. maddesine göre taşınmazın yüzölçümünün düzeltilmesine dair kadastro müdürlüğünün kararın iptali davası
Araştırılması Gereken Hususlar Ve Deliller
Bu davalarda;
Kadastro muüduürluügğuünuün yaptıgğı duüzeltme kararı, haritası ve eki belgelerin,
Kadastro muüduürluügğuünuün taşınmazın yuüzoülçuümuünuün duüzeltilmesine dair kararının ilgilisine tebligğine dair tebligğ belgesinin,
Yuüzoülçuümuü duüzeltmesine konu taşınmazın tapu kayıtlarının,
Getirtilmesi,
Davanın tebligğ tarihinden itibaren 30 guünluük yasal suüresi içinde açılıp açılmadıgğının araştırılması,
Taşınmaz başında yerel bilirkişiler ve teknik bilirkişiler katılımı ile keşif Yapılarak Kadastro Sırasında Ve Sonrasında Yapılan İİşlemlerle Geometrik Durumları Kesinleşmiş Olan Taşınmazlarda OÜ lçuü, Sınırlandırma, Tersimat Ve Hesaplamalardan Dogğan Hataların Duüzeltilmesine İİlişkin Yoünetmelik huükuümlerine uygun olarak duüzeltmenin yapılıp yapılamadıgğının araştırılması, teknik bilirkişilerden ayrıntılı ve krokili rapor alınması,
İİcap etmektedir.
Uygulamada Sıkça Hataya Düşülen ve Yargılamanın Uzamasına Neden Olan Konular
Davanın taşınmaz maliki tarafından duüzeltme işlemi yararına olan kişi ya da kişilere karşı açılması, duüzeltme işleminin resen yapılması durumunda kadastro muüduürluügğuüne karşı da husumetin yoüneltilmesi gerektigğinden davada husumetin dogğru yoüneltilip yoüneltilmedigği incelenip
degğerlendirilmeden davanın esasına girilmesi,
Duüzeltmeye konu taşınmazların tapu kayıtlarının, eski paftalarının, duüzeltme kararı ve eki belgeler ile ilgilisine tebligğine dair tebligğ belgelerinin getirtilmemesi,
Davanın duüzeltme kararının tebligğinden itibaren 30 guünluük suüre içinde açılıp açılmadıgğının denetlenmesi, kadastro muüduürluügğuünuün duüzeltme kararına karşı 30 guünluük suüre içinde davanın Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açılması gerektigğinden goürev hususu incelenmeden esasa girilmesi ayrıca bu 30 guünluük suürenin duüzeltme kararının tebligğinden itibaren Sulh Hukuk Mahkemesi’nde dava açılabilecek yasal suüre oldugğu, Sulh Hukuk Mahkemesi’nde dava açılmadıgğı takdirde her zaman duüzeltme işlemi yapılsa da duüzeltme işlemi reddedilse de 30 guünluük suüre geçtikten sonra her zaman Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açılabilecegğinin goüzetilmemesi,
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 41.maddesine goüre kadastro muüduürluügğuüne duüzeltme yapılması için başvurulmadan dava açılması halinde davanın yargı yeri nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken esasına girilerek inceleme yapılması ayrıca davacı tarafından 41.maddeye goüre duüzeltme yapılması için kadastro muüduürluügğuüne başvurulup kadastro muüduürluügğuünce talep ret edilmesi halinde genel mahkemelerde suüreye tabi olmaksızın dava açabilecegği halde, mahkemece dava açılamayacagğı kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi,
Kadastro Sırasında veya Sonrasında Yapılan İİşlemlerle Geometrik Durumları
Kesinleşmiş Olan Taşınmazlarda OÜ lçuü Sınırlandırma Tersimat ve
Hesaplamalardan Dogğan Hataların Duüzeltilmesine İİlişkin Yoüneltmelik huükuümlerine uygun duüzeltme yapılıp yapılmadıgğının denetlenmesi için mahallinde keşif yapılmadan ya da keşif sonucu alınan teknik bilirkişi raporunda taşınmazların kadastro paftası ile duüzeltme haritası çakıştırılmadan, hava fotogğrafları varsa fotogrametrik haritalar uygulanmadan ve rapor yoünetmelik huükuümlerine goüre duüzeltmenin dogğru olup olmadıgğını denetlemeye elverişli olmadıgğı halde rapora degğer verilerek karar verilmesi,
Mahkemece, taşınmazların fiili kullanım durumları, orijinal oülçuü degğerleri ve işlemin dayandıgğı belgeler getirtilip zemine uygulanarak, duüzeltmenin kaynagğını oluşturan hatanın nedeni tam olarak belirlenmeden karar verilmesi,
Dava konusu taşınmazın tapu kaydı huükmen oluşmuş ise kadastro mahkemesinin kararıyla oluşan huükuüm taşınmazın sınır ve yuüzoülçuümuüne ilişkin ise 41. maddeye goüre duüzeltme yapılamayacagğının ancak kesinleşen huükuüm taşınmazın aynına ilişkin ise 41. maddeye goüre duüzeltme yapılmasına engel bulunmadıgğının goüzetilmemesi,
Ayrıca 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 41. maddeye dayanan ihtilaflar taşınmazın aynına ilişkin bulunmadıgğından 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 maddesinde oüngoüruülen hak duüşuüruücuü suüreye de tabi bulunmadıgğı halde davanın hak duüşuüruücuü suüre nedeniyle reddine karar verilmesi,
Başlıca eksiklikler arasındadır.
Kullanım Kadastrosu Nedeniyle Taşınmaz Üzerindeki Zilyetlik Ve Muhdesatın Belirlenmesinden Kaynaklanan Davalar
Araştırılması Gereken Hususlar Ve Deliller
Bu davalarda;
Kadastro tespit tutanaklarının getirtilmesi,
Davanın sadece beyanlar hanesindeki şerh sahibi aleyhine açılması halinde muülkiyet sahibi Hazinenin davaya daâhil ettirilmesi, Hazine yerine kadastro muüduürluügğuüne karşı dava açılması halinde de Hazine’nin davaya dahil edilerek husumetin yaygınlaştırılması,
Mahallinde keşif yapılması, yerel bilirkişiler, tanıklar ve tespit bilirkişilerinden taşınmazın tespit tarihinde fiilen kimin kullanımında oldugğunun sorularak araştırılması,
Taşınmazın 2/B alanı içinde kalıp kalmadıgğının belirlenmesi,
Gerekmektedir.
Uygulamada Sıkça Hataya Düşülen ve Yargılamanın Uzamasına Neden Olan Konular
Bu davalarda sıkça yapılan hatalar;
Goürev ve yetkinin dava başında incelenmemesi,
3402 sayılı Yasa’nın, 5831 sayılı Yasa ile eklenen EK 4/1. maddesi “6831 sayılı Orman Kanunu’nun 20.6.1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanun’la degğişik 2. maddesi ile 23.9.1983 tarihli ve 2896 sayılı, 05.06.1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanun’larla degğişik 2. maddesinin (B) bendine goüre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa uüzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait oldugğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldıgğı kadastro tutanagğının beyanlar hanesinde goüsterilmek suretiyle bu Kanun’un 11. maddesinde belirtilen askı ilanı hariç digğer ilanlar yapılmaksızın oüncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edilecegği huükme bagğlanmıştır. Kadastro tespitine itiraz davalarında davalı sıfatı, kadastro tutanagğının muülkiyet hanesinde adı yazılı tespit malikli Hazine ile varsa tutanagğın beyanlar hanesinde yararına şerh yazılan kişi ya da kişilere aittir. Bu nedenle davanın taşınmazın tespit maliki Hazine ve tutanagğın beyanlar hanesindeki lehine şerh verilen kişiye husumet yoüneltilerek açılması gerektigği halde taraf teşkili degğerlendirilmeden esasa girilmesi, davanın Hazine yerine kadastro muüduürluügğuüne karşı açılması halinde temsilcide hata kabul edilerek ve Hazine’nin davaya dahil edilerek husumetin yaygınlaştırılmaması, davanın sadece Hazine’ye karşı açılması halinde lehine şerh verilen şahsın ya da davanın sadece zilyetlik şerhi sahibine karşı açılması halinde Hazine davaya dahil edilmeden davanın goüruülmesi,
Beyanlar hanesinde zilyetlik şerhi verilen davalının davayı kabul etmesi halinde davanın kabul nedeniyle Hazine yoünuünden kabul beyanı bagğlamayacagğından davacının taşınmaz uüzerinde fiili zilyetligğinin bulunup bulunmadıgğının araştırılmayarak davanın sonuçlandırılması,
26.04.2012 tarihli 28275 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yuüruürluügğe giren 6292 sayılı Kanun’un 9. maddesinin 2. bendi “Hazine tarafından kişiler aleyhine açılan davalar ile ilgili davaların durdurulacagğı” huükmuünuü içerdigğinden Hazine’nin beyanlar hanesindeki şerhe karşı açtıgğı davanın durma kararı verilmeden esası hakkında karar verilmesi,
5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu’na eklenen ek 4. madde içerigğinde ve kadastro mevzuatında tespit kesinleştikten sonra genel mahkemede dava açılabilmesini kısıtlayıcı bir huükuüm bulunmadıgğı gibi bu şekilde yapılan tespitler hakkında 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinin uygulanamayacagğına ilişkin bir duüzenleme de bulunmadıgğından, Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi geregğince tespitin kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık suüre içinde dava açılması muümkuün bulundugğu halde mahkemece davanın 3402 sayılı Yasa’nın 11. maddesindeki ilan suüresi içerisinde açılabilecegği, buna goüre genel mahkemede açılmasının muümkuün olmadıgğı gerekçesi ile davanın reddedilmesi,
Askı ilan suüresi içinde şerhe karşı açılan dava nedeniyle kadastro tutanagğı kesinleşmedigğinden muülkiyet yoünuünden Hazine adına tescil kararı da verilmesi gerekirken sadece beyanlar hanesindeki şerhe yoünelik karar verilmesi, taşınmazın muülkiyeti hakkında sicil oluşturulmaması,
Mahallinde keşif yapılarak yerel bilirkişiler, tanıklar ve tespit bilirkişilerinden taşınmazın kimin ne şekilde zilyetligğinde bulundugğu sorulup saptanmadan karar verilmesi,
Ziraat bilirkişisinden taşınmazın toprak yapısı, niteligği ve zilyet edinilebilecek yerlerden olup olmadıgğı yoünuünde ayrıntılı bilimsel verilere dayalı taşınmazın fotogğrafları da ekli rapor alınmaması,
Kullanım kadastrosuna karşı açılan davada muülkiyet iddiasının bulunması halinde goürevsizlik kararı verilmesi gerektigğinin duüşuünuülmemesi,
Olarak sayılabilir.
İmar Uygulamasının İdari Yargı Yerinde İptali Nedeniyle Kadastral Parselin İhyasına Yönelik Tapu İptal Ve Tescil Davası
Araştırılması Gereken Hususlar Ve Deliller
Bu davalarda;
Dava konusu taşınmaz ya da taşınmazların tapu kayıtlarının, tedavuülleriyle denetime elverişli biçimde kuütuük sayfa oürnekleriyle birlikte istenilmesi,
Çekişmeli taşınmazların dayanagğını teşkil eden imar uygulamasına ilişkin tuüm bilgi ve belgelerin (Belediye Encuümen Kararı, şuyulandırma cetvelleri gibi) dosyada bulunması,
İİhyası istenilen kadastral parselin uüzerine imar uygulaması ile oluşturulan, kadastral parsel çapı uüzerine isabet eden ve iptale konu imar parseller maliklerinin hepsinin davada yer alması gerektigğinin goüz oünuünde bulundurulması,
Yapılacak keşif sonucu fen bilirkişisinden kadastral çap ile imar parselleri çapları çakıştırılmış biçimde kroki ve rapor alınması,
Çekişmeli taşınmazın tescilinin illeti olan imar uygulamasının idari yargı yerinde iptaline ilişkin İİdare Mahkemesi dosyası veya kesinleşme şerhli onaylı ilam suretinin getirtilmesi, İİdari yargıda bu yoünde derdest bir dava var ise, mutlaka sonucu bekletici mesele yapılması,
Taşınmaz birden fazla imar uygulaması goürmuüş ise hangi uygulamaların iptal edildigğinin, hangilerinin ayakta olduklarının kuşkuya yer bırakmayacak biçimde ortaya konulması,
İİdare mahkemesinde iptal kararı verilmiş olması halinde bu kararın genel bir iptal yani şuyulandırmaya ilişkin belediye encuümen kararının iptali mi yoksa dava açan kişinin taşınmazına yoünelik bir iptal mi oldugğu hususlarının açıklıgğa kavuşturulması,
İİdare mahkemesinin iptal kararının kesinleşmesinden sonra belediye tarafından bu iptal kararı dogğrultusunda yeni bir idari işlem yapılmış ise bunun da sonucu beklenilerek yeni durumun sicile yansıtılmış kayıtları ve dayanak belgelerinin getirtilmesi,
Gerekmektedir.
Uygulamada Sıkça Hataya Düşülen ve Yargılamanın Uzamasına Neden Olan Konular
Bu davalarda;
OÜ ncelikle imar uygulaması sonucu tescile esas imar parsellerinin dayanagğını teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilmesi ve bu kararın kesinleşmesi ile birlikte sicillerin kendiligğinden eski hale gelmeyecegği, kesinleşen iptal kararının sicilleri illetten yoksun hale getirecegği ve sicilin imar oüncesi duruma ancak açılacak bir iptal ve tescil davası sonucu verilecek olumlu bir kararın kesinleşmesi veya geri doünuüşuüm yoünuünde alınacak yeni bir idari kararın infazıyla gelebilecegği hatırdan çıkarılmamalıdır. Ancak uygulamada imar uygulamasının iptal kararının kesinleşmesi ile tapu kayıtlarının eski hale kendiligğinden gelecegği şeklinde hatalı degğerlendirmelerde bulunulması,
İİdari yargı yerinde imar uygulamasının iptaline ilişkin kesinleşmiş bir karar veya bu yoünde derdest bir dava bulunmadıgğı halde ve yok huükmuünde sayılmayan idari işlemler bakımından, idarenin yaptıgğı imar uygulaması işleminin usul ve yasaya uygun olmadıgğı iddiasıyla açılan tapu iptal ve tescil davasında, istegğin iptal ve tescile yoünelik oldugğu goüzetilerek idari yargının goürevli oldugğundan soüz edilemeyecegği ve boüylesi bir durumda sicil, illetten yoksun duruma gelmedigğinden davanın dinlenme olanagğı bulunmadıgğı goüz ardı edilmemelidir. Oysa uygulamada, istemin tapu iptal ve tescile yoünelik oldugğu durumlarda bu istemin idari işleme ilişkin iptal istegği olarak yorumlanıp goürevsizlik kararları verildigği gibi idari işlemin geçerliligğini korudugğu anlaşıldıgğı halde gereksiz araştırmalara girildigği,
Sıkça goüruülmektedir.
Bu Sayılanlar Dışında Tüm Davalara Hasredilebilecek Belli Başlı Eksiklikler Ve Yargılamayı Geciktirebilecek Nedenler
Haâkim degğişikligği nedeniyle dosyanın incelemeye alınması,
Üsulsuüz ve mesnetsiz uüst uüste verilen mazeretler taleplerinin kabul edilmesi, bunun için defalarca duruşmaların ertelenmesi,
Keşif için duruşmaların sıkça ertelenmesi, keşfin suüresinde yapılamaması,
Gerekmedigği halde gereksiz belgelerin istenilerek muüzekkere cevaplarının uzun suüre beklenilmesi,
Gerekmedigği halde başka mahkemelerdeki davaların bekletici mesele yapılması, bu davalar sonuçlandıgğı halde sonucunun araştırılmaması,
Hak duüşuüruücuü suüre, goürev yetki ve husumet hususlarının oüncelikle degğerlendirmeden esasa girilmesi,
Taraf teşkilinin sagğlanmaması, tebligatların usulsuüz yazılması,
Gerekçeli karar ile tefhim kararın çelişkili olması,
İİrtibatlı davaların birleştirilmemesi,
Kesin suürelerin işletilmemesi, işletilse bile kesin suürelerin usuluüne uygun verilmemesi,
Karar başlıgğına tarafların isimleri adresleri, vekilleri, oüluü olanların mirasçılarının yazılmaması,
Keşif için dosya hazır olmadıgğı halde keşfe gidilerek eksik keşif yapılması,
Mahkemece çoüzuülmesi gerektigği halde hukukçu bilirkişiden rapor alınması,
Dava konusu yapılmayan taşınmaz hakkında karar verilmesi ya da dava konusu oldugğu halde taşınmaz hakkında karar verilmemesi,
Gerekçeli karar ile tefhim edilen kısa karar arasında çelişki bulunması,
Yargılama sırasında tarafların oülmesi halinde mirasçılarının davaya dahil ettirilmeden ve taraf teşkili tamamlanmadan yargılamaya devam edilmesi,
Tebligatların yaptırılmaması ya da Tebligat Yasası’na uygun şekilde yaptırılmaması,
Davayı kabul, feragat beyanları bulundugğu halde nazara alınmadan davanın esastan incelenmesine devam edilmesi,
Kadastro davalarında dava edildigği halde huükuüm kurulmayan parsellerin davası derdest kalmaya devam ettigği halde mahkemece yeniden ele alınarak ve duruşma açılarak bu parseller hakkında inceleme yapılarak sicil oluşturulmaması, bu konudaki taleplerin davadan elini çektigğinden bahisle reddedilmesi,
Dava dosyasının tarih ve işlem sırasına goüre duüzenlenip dizi pusulasına bagğlanmadan temyiz incelemesi için goünderilmesi,
Şeklinde sayılabilir.