Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

Yargılamanın Uzamasına Neden Olan Genel Sebepler

Yargılamanın Uzamasına Neden Olan Genel Sebepler

Buraya kadar olan boüluümlerde hukuk mahkemelerine açılan bir kısım davalar, bu davalarda araştırılması gereken hususlar ile bozma nedeni olsun ya da olmasın yargılamanın uzamasına neden olan ve sıkça yapılan hatalar ele alındı. Bu boüluümde ise buütuün davalar için ortak olan ve yargılamanın uzamasına neden olan genel sebepler uüzerinde durulacaktır.

İİlk derece mahkemesi haâkimleri ile yuüz yuüze gerçekleştirilen goüruüşmeler, oürneklem yoluyla seçilip incelenen dosyalar ile Yargıtay Tetkik Haâkimlerinden alınan bilgiler ışıgğında buütuün hukuk davalarında genel olarak uzama sebeplerinin;

Haâkim sayısının yetersiz olması ve mevcut sayının da iş yogğunlugğuna goüre adaletli dagğıtılamaması,

Mahkemelerdeki mevcut iş yuükuünuün çok fazla olması,

OÜ zellikle iş yogğunlugğunun fazla oldugğu yerlerde yeterli sayıda ihtisas mahkemelerinin kurulmamış olması, başka bir anlatımla uzmanlaşmanın problemleri çoüzecek derecede sagğlanamaması,

Personelin nitelik ve nicelik açısından yeterli bulunmaması,

Tebligat suürecinin hızlı ve etkin işletilememesi,

Yurt dışı istinabe işlemlerindeki gecikmeler,

Taraf teşkilinin suüresinde sagğlanamaması,

Delillerin duüzensiz ve eksik toplanmaması,

Kamu ve oüzel kurumlarla yapılan yazışmalardan kaynaklanan gecikmeler, (burada ilgili kurumun muüzekkereye suüresinde cevap veremedigği haller oldugğu gibi mahkemece de suüresinde tekit işleminin yapılmaması etkili olmaktadır)

Keşiften kaynaklanan;

Gerekmedigği halde keşif kararı verilmesi ve icrası,

Verilen keşif ara kararı geregğinin uzun suüre yerine getirilememesi,

Keşfin icrası esnasında keşif konusu maddi unsurların tam olarak tespit edilmemesi nedeniyle birden fazla keşif yapma zorunlulugğunun ortaya çıkması,

Bilirkişilik sisteminden kaynaklanan;

Salt haâkimin hukuki bilgisiyle çoüzuülebilecek konularda bilirkişiye başvurulması,

Bilirkişilik sisteminin yeniden yapılandırılmamış olması nedeniyle işinin ehli olmayan kimselerin bilirkişi olarak tayin edilmek zorunda kalınması, alınan raporların yetersiz olması, bu durumun da ek rapor alınmasına yol açması,

Dosyanın tayin edilen bilirkişide makul suüreden fazla kalması,

Bekletici ve oün mesele yapılmaması gereken konuların bekletici ve oün mesele yapılması, ayrıca bekletici mesele yapılan dosyaların akıbetlerinin araştırılmaması,

Sık sık yetki degğişikligği veya duruşmaya hazırlıksız çıkılması nedeniyle duruş­maların talik edilmesi, bu nedenlerle dosyaların tetkike alınması,

Mahkemenin iş durumu gerektirmedigği halde celse aralıklarının uzun tutulması,

Taraflar ve vekillerinden kaynaklanan;

Gerekçesiz mazeret talebinde bulunulması ve bu tuür taleplerin mahkemece kabul edilmesi,

Gereksiz esas hakkında beyanda bulunmak uüzere suüre talep edilmesi,

Üyuşmazlıgğın çoüzuümuü için gerekli olmayan ara kararları kurulması, bu meyanda yargılama için gerekli olmayan belgelerin istenmesi nedeniyle duruşmaların ertelenmesi veya istenmesi gereken belge ve bilgilerin istenmemesi nedeniyle dosyanın Yargıtay’dan geri çevrilmesi ya da kararın bozulması,

Hukukıâ uyuşmazlıgğın dogğru nitelendirilmemesi, dava dilekçelerinde maddi vakıalar, deliller ve somutlaştırma yuükuümluüluügğuü konusunda HMK’nın 31 inci ve 119 uncu maddelerinin yeterince işletilememesi,

Goürev, yetki ve sıfat hususlarının zamanında incelenmemesi,

Harç ve avansın zamanında ve usuluüne uygun tahsil edilememesi,

Karar sonrası işlemlerin zamanında yapılmaması, oürnegğin gerekçeli kararın suüresinde yazılmaması veya geç tebligğe çıkarılması,

İİspata muhtaç olmayan hususlarda araştırmaya gidilmesi, oürnegğin malum ve meşhur hadiseler veya tarafların uüzerinde anlaştıgğı konularda araştırma yapılması,

Dava şartlarının bulunup bulunmadıgğı araştırılmadan davanın esasına girilmesi,

Haâkimlerin bilgi, donanım ve araştırma eksikliklerini tamamlamaya doünuük egğitim faaliyetlerinin yetersiz olması,

Alternatif çoüzuüm yollarının gerektigği gibi işletilememesi, dava konusu yapılmaksızın çoüzuümuü muümkuün konuların mahkemeleri meşgul etmesi,

Haâkimlerin terfi sisteminden kaynaklanan gecikmeler,

Aynı adliye binasındaki faklı yargı birimlerinden istenen dosyaların suüresinde goünderilmemesi nedeniyle duruşmaların ertelenmesi,

Re’sen araştırma ilkesinin geçerli oldugğu davalarda delillerin bizzat toplanmayarak inisiyatifin taraflara bırakılması,

Mahkemece verilen kararla ilgili temyiz talebinin reddine ilişkin verilen ek kararın temyizi aşamasında, asıl kararın temyizinden ayrı olarak tekrar temyiz kaydı yapılması ve harç alınması gerektigğinin goüzetilmemesi,

Davayı ilgilendiren başka dosyaların incelenmesi için getirtildigğinde; açıklayıcı, anlaşılır ve uyuşmazlıgğa etkisinin bulunup bulunmadıgğının tespitine yarar inceleme tutanagğı tutulmaması,

Dava hakkında; feragat, kabul, temyiz talebinden feragat gibi tarafları bagğlayıcı işlemler sırasında, beyanda bulunan taraf veya vekilinin kimlik tespitinin yapılmaması, imzasının alınmaması, vekaâletnamede bu yetkisinin bulunup bulunmadıgğının araştırılmaması,

Yargılama sırasında taraflardan birinin oüluümuü halinde, varsa vekaâlet ilişkisinin duüştuügğuünuün goüzetilmemesi, mirasçılara davetiye çıkarılmaması,

Dosyaya gerekli tuüm evrak toparlanmadan keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması,

Karar gerekçesinde yalnızca bilirkişi raporunun dayanak goüsterilmesiyle, sonuca ulaşma nedenlerinin açıklanmaması,

Asıl ve birleşen davalar ayrı ayrı varlıgğını korudugğu halde her biri hakkında ayrı ayrı huükuüm kurulmaması, aynı şekilde, davada ileri suüruülen iddiaların her birini karşılayacak şekilde karar verilmemesi,

Davanın konusuz kalması halinde, davada haklılık tartışılmaksızın yargılama gideri ve vekaâlet uücreti hakkında karar verilmemesi,

Temyiz edilen dava dosyalarının Yargıtay’ın goürevli dairesi yerine, huükmuün hatalı nitelendirilmesi veya inisiyatifin kaleme bırakılması gibi nedenlerle, başka daireye goünderilmesi, (OÜ rnegğin resmi olmayan bir çalışmaya goüre 11. Hukuk Dairesine gelen dosyaların % 30’u goürevsizlik nedeniyle başka dairelere goünderilmektedir.)

Ticaret mahkemelerinin toplu mahkeme olmaktan çıkarılıp tek haâkimle çalışan mahkeme şekline doünuüştuüruülmesi,

TTK’da 6335 sayılı Kanun ile yapılan degğişiklikten sonra asliye ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin goürev ilişkisi oldugğunun nazara alınmaması, keza, oüzellikle fikri muülkiyet hukukunu ilgilendiren uyuşmazlıklar bakımından da gerek FSHH mahkemelerinin goürev alanının belirlenmesinde ve gerekse de soüz konusu ihtisas mahkemesinin kurulu bulunmadıgğı yerlerde hangi asliye hukuk mahkemesinin bu sıfatla goürevli oldugğu konusunda HSYK’nın 24.03.2005 tarih ve 188 sayılı kararı ile 5216, 5390 ve son olarak da 6447 sayılı Buüyuükşehir Belediyeleri ile ilgili kanun huükuümlerinin dikkate alınmaması,

OÜ zellikle ticaret mahkemelerinde TTK’da duüzenlenen haksız rekabet davaları ile fikri muülkiyet savına dayanılarak açılan tecavuüzuün oünlenmesi davalarında, bu nitelikteki davaların benzer olgulara dayalı olarak ve yine benzer sonuçlara ulaşmak amacıyla ikame ediliyor olmaları nedeniyle, goürevli mahkemenin tayininde teredduütler oluşması ve kimi yanlış uygulamalara meydan verilmesi,

(Genel olarak söylemek gerekirse, 11. Hukuk Dairesinin uygulamasına göre, bir davada asıl unsur olarak tescilli ve/veya tescilsiz bir fikri hakka dayanılmış ve 5846 sayılı FSEK ile bir dizi KHK’da yer alan taleplerde bulunulmuş ise görevli mahkeme FSHH mahkemeleridir. Davada, bu nitelikteki haklara tali unsur olarak yer verilmiş ve TTK’nda düzenlenmiş olan haksız rekabet hükümleri çerçevesinde koruma talep edilmiş ise görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir. Müstakil FSHH mahkemesi ve ticaret mahkemesi kurulu bulunmayan, daha doğru bir söyleyişle, yukarıda sözü edilen HSYK kararı çerçevesinde belirlenecek olan ihtisas mahkemelerinin yargı çevresinde bulunmayan ve birden fazla asliye hukuk mahkemesi olmayan yerlerde açılmış veya açılacak davalar bakımından bu husus, aslîye hukuk mahkemesinin bu nitelikteki davalara hangi sıfatla bakacağı yönünden önem arz etmektedir.)

6102 sayılı TTK’nun 4 ve 5. maddelerinde 6335 sayılı Kanun ile yapılan degğişiklikten sonra 6762 sayılı TTK’nın yuüruürluükte oldugğu doünem bakımından da ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri bakımından goürevli mahkemenin ticaret mahkemeleri oldugğu hususunun dikkate alınmaması,

HMK’nın 17. maddesi geregğince tacirler arasında yapılan yetki soüzleşmesinin kamu duüzenine ilişkin olmamasına ragğmen huükmuün yanlış yorumlanarak mahkemece re’sen araştırma yoluna gidilmesi,

OÜ zellikle ticaret mahkemelerinde İİİÎK’nın 265. maddesi çerçevesinde borçlunun ihtiyati haciz kararına yaptıgğı yetki itirazının haklı bulunması halinde mahkemenin ihtiyati haciz kararını kaldırmakla yetinmeyerek aynı zamanda dosyanın yetkili mahkemeye goünderilmesine de huükmetmesi, (İİİİK’nun 258 ve 265/3. maddeleri goüzetildigğinde, dosyanın yetkili mahkemeye goünderilmesi yolundaki kararların yasal dayanagğı bulunmamaktadır.)

Davaya muüdahale (katılma) taleplerinde asli-fer’i muüdahil ayrımının yapılmaması, bu hususta 6100 sayılı HMK’nın 65-69. maddelerinin nazara alınmaması,

Zorunlu dava arkadaşlıgğının soüz konusu olmadıgğı hallerde, hukukumuzda “dahili dava” muüessesesi bulunmamasına ragğmen, davalı dışında kalan kişi yahut kişilere husumet yoüneltilmeksizin davanın goüruülmesi olanagğının bulunmadıgğı kimi durumlarda, o kişinin yahut kişilerin aynı davada tebligat yapılmak suretiyle davaya dahil edilerek yargılamaya devam edilmesi, bu gibi

durumlarda, ilgili kişiye ayrı dava açılmasının temini ve açılması halinde davaların birleştirilmesi cihetine gidilmesi gerektigği hususunun anımsanmaması,

Üygulamada, 4603 sayılı Kanun’a dahil olan kamu bankaları ile TMSF buünyesine alınan ve kısaca “Fon Bankaları” olarak adlandırılan bankalar aleyhine acılan davalarda harç alınmaması ve/veya davanın anılan bankalar aleyhine sonuçlanması halinde kendilerine harç yuüklenilmemesi, çogğu zaman da bu gibi davalarda anılan bankalarca yapılan temyiz istemlerinde de harç alınmaması, (Halbuki 4603 sayılı Kanun’un Geçici 4. maddesi ile 5411 sayılı Kanun’un 140/9. maddeleri, bu gibi bankaların sadece alacaklarının tahsili bakımından açtıkları davaların harçtan muaf tutulduklarını amir olup aleyhlerine açılan davalarda böyle bir muafiyetten söz edilemeyeceği açıktır. Keza tüm bankalar bakımından da, konuyla ilgili HGK’ca da verilmiş bir karar bulunmasına karşın, Harçlar Kanunu’nun 123. maddesinin yanlış uygulandığına rastlanılmaktadır.)

Katılma yoluyla temyiz istemlerinin temyiz defterine kaydedilmemesi ve bu tuür taleplerden harç alınmaması,

Denetimlerin zamanında yapılmaması nedeniyle, iş disiplinin zaman zaman aksaması,

İİşi yogğun olan yerlerde aynı mahkemenin birden fazla dairesi kurulmayarak, ortak ekipman ile % yetkili hakim görevlendirilme usulünün benimsenmesi,

Neticesi açıkça belli olan konularda idarenin inisiyatif kullanmayarak vatandaşı davaya açmaya yoünlendirmesi,

Olduğu belirlenmiştir.